Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1334 E. 2022/169 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1334
KARAR NO : 2022/169

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın yolcu olarak seyahat halinde olduğu …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçların çarpışması sonucu 16.06.2017 tarihinde (yaralamalı-maddi hasarlı) trafik kazası meydana geldiği, kazada davalının sigorta ettiği … plakalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu, iş bu kazada kusur kapsamında müştereken ve müteselsil kapsamında tüm kusur (%100) üzerinden davalı aleyhine iş bu davayı açma gereği hâsıl olduğu, kaza neticesinde müvekkilinin yaralı olarak kazayı atlattığı fakat dilekçe ekindeki evraklardan görüldüğü üzere müvekkilinin dişlerinden, sol omuzdan ve burnundan yaralanarak vücut fonksiyon kaybı sonucu çalışma gücünü kaybettiği, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza sebebi ile uğradığı maluliyetten dolayı müvekkili adına davalı şirkete 29.09.2017 tarihinde başvuru yapıldığı, davalı şirketin bu başvuruya istinaden
… numaralı hasar dosyasını açtığı, davalı yanca 19.10.17 tarihinde e-posta ile eksik evrak talep edildiği, taraflarınca şirketin istediği tüm belgelerin 20.10.17 tarihinde kendilerine e-posta ile gönderildiği, e – posta ile gönderdikleri talep edilen evraklarla birlikte beyan yazısında taraflarınca sakatlık raporunun olmadığını kendilerine ibraz ettikleri tedavi evrakları üzerinden tespit edilmesinin talep edildiği, davalı yanın o tarihten beri taraflarına nihai yanıtlarını ulaştırmadığından dava açma gereğinin hasıl olduğu, her ne kadar davalının ikametgâhının İstanbul ve davacının ikametgahının Manisa/Sarıgöl olsa da davalının şirket olması sebebi ile şirketin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de bu davayı görmeye yetkili olduğu, müvekkiline ait olan tüm tedavi evrak ve raporlardan sürekli sakatlık durumu olacağının sabit olduğu, müvekkilinin geçirdiği bu kazadan dolayı hayatına devam ederken sıkıntı yaşadığı, sol omzundan ameliyat geçirdiği ve omzundaki bu yaralanmadan dolayı ağrılar çekmekte oludğu, kolunu kullanamadığı, günlük işlerini yapmakta güçlük çektiği, ayrıca mağdur müvekkilinin kaza sebebiyle dişlerinin kırıldığı ve burnunun zarar gördüğü, müvekkilinin bu kazadan sonra iş hayatına devam etmediği ve çalışmayı bıraktığı, ev hanımı olarak hayatını idame ettiği, dosyanın aktüeryaya sevkinin elzem olduğu, arz ve izah edildiği üzere, hak ve nesafet gereği, gerçek zararın izah edilen şekilde, tazminatın, genel şartlara bağlı kalmaksızın (TBK-TTK-HMK ve içtihatlarla) belirlenen usulde ve kaza anındaki hükümlere göre karar verilmesinin gerektiği belirtilerek açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalarak müvekkili için şimdilik, 500,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 22.12.2016 ila 22.12.2017 vade tarihli … numaralı Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi (Ek-1) ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı 16.06.2017 tarihli trafik kazasında yaralanan davacı tarafından sürekli maluliyet iddiası ile tazminat talep edildiği, Mahkeme huzurundaki davadan önce, davacının 03.10.2017 tarihinde müvekkili şirkete başvuruda bulunduğu ve … no.lu hasar dosyasının açıldığı, bununla birlikte, maluliyet raporunun sunulmadığı, bu rapor olmadan tazminat hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla, başvurunun usulen yapıldığının ortada olduğu, davanın açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediği, dava dilekçesinde, davanın, sigortalının % 100 kusuruna binaen müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında açıldığı belirtilmekte ise, Karayolları ZMSS poliçesi genel şartları gereğince müvekkili şirket sigortalısının kusur oranına göre ve maksimum poliçe teminatı kadar sorumlu olup, bunun için öncelikle davaya konu kaza hadisesine karışan tarafların kusur dağılımlarının tespitinin gerektiği, davaya karışan diğer araç olan … plakalı aracın olay tarihindeki trafik poliçesi … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, bu itibarla, olaya karışan araçların kusur durumunun tespiti ile gerekli olur ise davanın
… Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiği, kaldı ki, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkelerine göre müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulsa dahi, olaya karışan diğer araca kusuru oranında rücu haklarının bulunduğundan, Yargıtay uygulamasına göre kusur durumunun ve rücu edielcek bedelin net bir şekilde belirlenmesinin zorunlu olduğu, dosyanın öncelikle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine sevki ile buradan tarafların kusur durumuna ilişkin rapor alınmasının talep edildiği, davacı tarafından davaya konu kaza neticesinde meslekte kazanma gücünü kaybettiğini iddia ettiği, iş gücünde kazanma yoksunluğuna ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde ancak “Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu” tarafından düzenlenecek olan maluliyet raporu esas alınarak bir sonuca varılabileceği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının kaza sonucu uğramış olduğu maddi zararların, Mahkemece belirlenecek Hazine Müsteşarlığı tarafından tutulan aktüerler siciline kayıtlı ve aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından tüm teknik hususlar gözetilmek suretiyle kusur durumları ve maluliyet raporundaki orana göre yapılacak meslekte kazanma gücünden yoksunluk tazminat hesabına göre tespit edilmesi gerektiği, davacı tarafın aldığı ücreti belge ile ispat edemediği sürece tazminat hesaplamasında asgari ücretin esas alınması gerektiği, bununla birlikte, poliçe vade tarihi 22.12.2016 olup, olaya 01.06.2015 tarihli genel şartların uygulanması ve hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılması gerektiği, bakıcı giderleri teminat dışı olduğundan müvekkili şirketin bu açıdan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, geçici iş görmezlik ödeneğinin SGK tarafından ödendiği ve sigorta şirketlerine rücu edildiği, ayrıca özel yasaları gereği sosyal güvenlik kuruluşlarının yaptıkları ödemeler sebebiyle rücu hakkının bulunmadığı, bu sebeple, bu talebin de reddinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle davanın reddine, davanın ispatı halinde müvekkili şirketin tazminatın öncelikle ferilerinden sorumlu tutulmamasına, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı kusur oranında, poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, tazminat hesaplamasının TRH2010 yaşam tablosuna göre yapılmasına, davanın reddedilen kısmı için yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Cevap dilekçesinin davacı tarafa tebliğine rağmen davacı yanca cevaba cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmakla dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Denizli Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin yazı cevabı, Manisa Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Denizli Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Pamukkale Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün yazı cevabı, … Sigorta A.Ş’nin yazı cevabı, Pamukkale Sosyal Güvenlik Merkezi’nin yazı cevabı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca hazırlanan 25/06/2018 havale tarihli maluliyet raporu, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan 27/08/2018 tarihli ön rapor, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince davacı … adına düzenlenen 06/12/2018 havale tarihli tedavi evrakları, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan 17/01/2020 tarihli rapor,
… ve … 06/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporu, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince hazırlanan 19/10/2021 tarihli rapor, … 07/02/2022 havale tarihli ek rapor dosyamız arasındadır.
Mahkememizce 12/04/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesi üzerine Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca hazırlanan 25/06/2018 havale tarihli maluliyet raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görülmüştür. Raporun incelenmesinde; 25/04/1978 doğumlu …’ta 16/06/2017 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan sakatlık oranı, olay tarihinden yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik (RG, Mart 2013 tarihli 28603 sayılı) göz önüne alınarak değerlendirildiğinde; sonuç olarak davacının sürekli engellilik oranının %1 olduğu tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği şeklinde kanaat belirtildiği görülmüş, rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce maluliyet yönünden yapılan itirazlar göz önüne alınmak kaydıyla bu sefer 05/07/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın İstanbul ATK’ya sevk edildiği, ATK tarafından hazırlanan ön raporun dosyaya sunulduğu, bu kapsamda ön rapor gereği eksikliklerin Manisa 1. ASHM’nin 2018/131 Talimat sayılı dosyası üzerinden Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 06/12/2018 havale tarihli tedavi evrakları sonucu giderildiği kanaati üzerine yeniden ATK’ya gönderildiği, bu kapsamda İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunca 14/06/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Her ne kadar olay tarihi 16/06/2017 ise de 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle, mevcut belgelere göre; …, 25/04/1978 doğumlu …’in 16/06/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 16/06/2017 tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri göz önüne alındığında adı geçen yönetmeliğin 15. Maddesi 2 fıkrası uyarınca az yukarıda belirtilen yönetmelik kapsamında alınan raporlara itiraz edildiğinden ve itirazların adı geçen yönetmelik kapsamında sonuçlandırılacağı anlaşılmakla söz konusu yönetmelik hükümleri yönünden dosyanın yeniden tetkiki ile davacı asilin sürekli maluliyet oranı yönünden dosya ATK’ya gönderilmiş, İstanbul ATKca hazırlanan 17/01/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “… ve … kızı 1978 doğumlu …’ın 16.06.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında; Şekil 2.10’a göre omuz ekleminde 10 derece ekstansiyon kısıtlılığı için engellilik oranı % 1, Tablo 2.11’e göre omuz ekleminde 20 derece adduksiyon kısıtlılığı için engellilik oranı % 1, üst ekstremite engellilik oranı % 1 + % 1 = % 2 olduğu, Tablo 2.3’e göre tüm vücut engellilik oranının % 1 olduğu cihetle; kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının % 1 (yüzdebir) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı taraf vekillerince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Bu sefer Mahkememizce kusur yönünden ve aktüer hesaplaması yönünden yapılacak değerlendirme ile bu hususlara yönelik rapor tanzim edilmek üzere trafik bilirkişisi … ve aktüer bilirkişisi …’dan oluşan heyete tevdi ile hazırlanacak raporun Mahkememiz dosyasına sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi heyeti tarafından 06/01/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde; meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü …’un kurallara aykırı davranış faktörlerinin etken olduğu, davacı yolcu …’ın yolcu olarak bulunduğu dava dışı … plakalı servis otobüsü sürücüsü …’nın kurallara aykırı davranış faktörlerinin kazanın oluşumunda kısmen etken olduğu, davacının … plakalı servis otobüsünde yolculuk ederken emniyet kemeri takıp takmadığı hususunda dosyada her hangi bir veri ve tespit olmadığından kendi yazalanması yönünden değerlendirmeye gidilemediği hususlarında trafik bilirkişisince değerlendirme yapıldığı, aktüer bilirkişisince yapılan değerlendirme ile Mahkememizin 20/10/2020 tarihli duruşmasında benimsenen maluliyet durumu uyarınca PMF yaşam tablosu üzerinden 9.602,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatının TRH yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz ile 8.900,30 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığının bildirildiği şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ve ıslah dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itirazda bulunulmadığı görülmüş ayrıca ıslah dilekçesine karşı davalı yanca cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 14/09/2021 tarihli duruşma ile dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine tevdi ile kusur durumunun oransal olarak belirlenmesinin istenilmesi üzerine hazırlanan 19/10/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Sürücü …’un %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı ilamı neticesinde oluşan duruma yönelik işbu davaya konu tazminat dosyaları açısından hangi tarih aralığında hangi yönetmeliklerin uygulanacağı ve ayrıca istem konusu edilen sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden de hangi hesaplama yönteminin kullanılacağı konusundaki muğlak durum örnek BAM kararları ve Yargıtay kararları ile uygulama birliği haline getirildiği, bu kapsamda hesaplama yönteminin TRH 2010 tablosu kullanılmak ve %10 artırım ve %10 eksiltim yöntemi ile hesaplama yapılmak üzerine yeniden aktüer bilirkişisine gönderilmiş, aktüer bilirkişisi tarafından hazırlanan 07/02/2022 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Davacı için güncel 2022 yılı verileri, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Progresif Rant yöntemi ile %100 haklılık oranı üzerinden 19.331,93 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı; %25 kusur indirimi yapılmasına karar verilmesi halinde davacı zararının 14.498,95 TL olduğu; hesaplanan tazminatların poliçe teminat limiti içinde kaldığı; sigortacıya davacı tarafından yapılan başvuruya 8 işgünü ilavesi ile 02.11.2017 ye ulaşıldığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde 16/06/2017 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı araçların maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına karıştıkları, kaza neticesinde kolluk görevlilerince kaza tespit tutanağının tutulduğu, Mahkememiz davacısının … tarafından sevk ve idare edilen araçta yolcu olduğu, … tarafından sevk ve idare edilen aracın kaza tarihi itibariyle davalı yana ZMMS’li olduğu, bu kazadan kaynaklı davacı tarafça sürekli iş göremezlik tazminat talepli olarak davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu ve ancak davalı yanca isteme bila ikmal 20/10/2017 tarihinde cevap verildiği konularında taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan uyuşmazlık tespiti göz önüne alındığında dosya kapsamındaki uyuşmazlığın kazaya karışan araç sürücüleri ve davacı …’nin kusur durumlarının tespiti, bu kaza nedeniyle davacının sürekli iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, uğramış ise oranının tespiti ile bu orana karşılık gelecek tazminat tutarının belirlenmesi ve davalı yanın bu tazminat tutarından sorumlu olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyaya kusura ilişkin birden fazla rapor kazandırılmış ise de 06/01/2021 tarihli raporun ve yukarıda belirtildiği gibi dosyaya İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince hazırlanan raporun raporlara yapılan itirazlar göz önüne alınarak ve bu itirazların karşılanması bakımından birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaati ile davaya konu trafik kazasının oluşumunun 19/10/2021 tarihli Trafik ihtisas Dairesi raporunda belirtildiği şekilde meydana geldiği, bu rapor doğrultusunda kazaya karışan araç sürücülerinin kural ihlaline yönelik davranışlarının net bir şekilde belirlendiği, söz konusu kazanın oluşumunda sürücü …’in davranışları neticesinde kazanın oluşumunda asli oranda ve %90 oranında, …’in davranışlarının neticesinde kazanın oluşumunda ise tali oranda ve %10 oranında kusurlu olduğuna dair sonuç kanaatin Mahkememizce benimsenmesi gerektiği kanaatine varılmış bu anlamda ATK raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar yukarıda belirtildiği üzere dosyaya maluliyet yönünden birden fazla rapor kazandırılmış, ilk sunulan raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, ikinci sunulan raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve son kazandırılan raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik olduğu ve söz konusu yönetmeliklere yapılan itirazlar göz önüne alındığında yapılan değerlendirme neticesinde trafik kazasının 16/06/2017 tarihinde meydana geldiği görülmekle uygulanması gereken yönetmeliğin esasen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu ve fakat yukarıda bahsedilen Şubat 2019 tarihli yönetmeliğin 15/2 maddesi uyarınca yapılan itirazların değerlendirildiği şekilde dosyaya 17/01/2020 tarihli raporun kazandırıldığı ve yönetmeliğin bahse konu 15. Maddesinin başlığının kazanılmış haklar olduğu ve gerek Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve gerekse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında kazandırılan her iki raporda da davacı asilin kazadan kaynaklı sürekli engellilik oranının %1 olduğu belirtildiğinden bu kazanın oluşumunda davacı asilin sürekli engellilik oranının %1 olduğu anlaşılarak bu yönlerden itirazların yerinde olmadığı değerlendirilmekle 17/01/2020 tarihli ATK raporunun maluliyet raporunun hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine ayrıca dosyaya aktüer hesaplaması yönünden birden fazla rapor kazandırılmış ise de Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı ilamı neticesinde oluşan duruma yönelik işbu davaya konu tazminat dosyaları açısından hangi tarih aralığında hangi yönetmeliklerin uygulanacağı ve ayrıca istem konusu edilen sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden de hangi hesaplama yönteminin kullanılacağı konusundaki muğlak durum örnek BAM kararları ve Yargıtay kararları ile uygulama birliği haline getirildiği, bu kapsamda hesaplama yönteminin TRH 2010 tablosu kullanılmak ve %10 artırım ve %10 eksiltim yöntemi ile hesaplama yapılması gerektiği anlaşıldığından aktüer hesaplaması yönünden ilk kazandırılan 06/01/2021 tarihli raporun hükme esas alınamayacağı, 07/02/2022 havale tarihli raporun ise doğru hesaplama yöntemi ile oluşturulduğu, kusurun ve maluliyetin sonuç değerlendirmesi neticesi hesaplamanın yerinde olduğu, raporda her ne kadar kusura yönelik ihtimalli hesaplama yapılmış ise de bunun resen değerlendirilebilecek hususlardan olduğu göz önüne alındığında raporun yeterli ve teknik incelemeyi içerdiği, alanında uzman bir bilirkişi tarafından hazırlandığı da göz önüne alındığında 07/02/2022 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat davası olduğundan esasen istemin haksız fiil çerçevesinde talep edildiği anlaşılarak haksız fiilin koşullarının somut olayda bulunup bulunmadığının tespiti ile bu şekilde sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 16/06/2017 tarihinde … ili … İlçesi … Mah. …-… Sokak kesişiminde … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın kavşağa geldiğinde ön kısımları ile seyir istikametine göre sağ tarafından gelerek kavşağa giriş yapan … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın sol yan kısmına çarpması ile … plakalı aracın … plakalı aracı önüne katarak 25 metre sürüklediği, daha sonra aracın durduğu, … tarafından sevk ve idare edilen aracın kavşağa girdiği sırada kendisine “DUR” levhası olmasına rağmen buna uymadığı gibi kendisine göre sağ koldan gelen … plakalı otobüse çarpması şeklindeki eyleminin 2918 sayılı yasanın 47/c, 57/a ve 84/h maddelerini ihlal ettiğinden …’in kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu ve kusurunun %90 oranında belirleyen ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunun kanaatinin yerinde olduğu, otobüs sürücüsünün ise her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip olsa da kavşak kollarını yeterince gözetlemediği anlaşılarak eyleminin 2918 sayılı yasanın 57/a maddesini ihlal ettiğinden …’in kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu ve kusurunun %10 oranında belirleyen ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunun kanaatinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Yine söz konusu kazadan kaynaklı olarak davacının %1 oranında sürekli maluliyete bu kazanın neden olduğu ve hükme esas alınan aktüer raporundan da yapılan değerlendirme göz önüne alındığında davacı asil yönünden bu kazadan kaynaklı 19.331,93 TL sürekli iş göremezlik tazminat hesaplamasının yapıldığı, her ne kadar söz konusu kazanın oluşumunda davacı asilin bir kusuru bulunmamakta ise de yolcu olarak içerisinde bulunduğu otobüsteki seyahati sırasında kendisinin kaza sonucu oluşacak zararı önlemek adına emniyet kemeri takmadığı kanaatine varıldığından zararın oluşumu bakımından söz konusu tazminattan %25 oranında hesaplamaya yönelik kusur indirimi yapılması gerektiği kanaatine varılmakla neticede bu kazadan kaynaklı davacı asilin talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 14.498,95 TL olduğu hesaplanmıştır. Böylece az yukarıda da belirtildiği gibi kusur durumu ve zarar durumuna bu şekilde kanaat getirilmesi sonucu davacı asilde oluşan maluliyet zararının bu kazadan kaynaklandığı ve ayrıca davalı yana ZMMS’li araç sürücüsünün davranışında bir hukuka uygunluk bulunmadığı görülmekle davacı yan açısından sürekli iş göremezlik tazminat istemi yönünden haksız fiilin koşullarının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 16/06/2017 tarihinde yukarıda oluş şekli belirtilen trafik kazasından kaynaklı olarak davacı asilin yaralanması nedeniyle kendisinde oluşan sürekli iş göremezlikten kaynaklı zarara yönelik tazminat tutarının 14.498,95 TL olduğu, söz konusu bu zararın giderilmesi talebi ile davalı yana 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereği başvuruda bulunulduğu, davalı yan tarafından başvuruya aynı yasa maddesi göz önüne alındığında 20/10/2017 tarihinde bila ikmal cevap verildiği, söz konusu bu kazanın oluşumunda davalı yana ZMMS’li araç sünücüsünün tam kusurlu eyleminin neden olduğu dolayısı ile davalının kusurlu araç sürücüsünün eylemi nedeniyle aynı yasanın 91. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla sürekli iş göremezlik tazminat bedeli talebi davalı yanca karşılanmadığından adı geçen yasanın 99. maddesi göz önüne alındığında davalının 20/10/2017 tarihinde temerrüte düşeceği anlaşılmakla ve ancak davacı yanca sunulan ıslah dilekçesi ile davalı yandan istem konusu edilen 9.602,70 TL olduğu göz önüne alınması sonucu açılı davanın talep gibi kabulü ile 9.602,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın talep gibi KABULÜ ile; 9.602,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 20/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 655,97 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 63,40 TL (31,40 TL peşin harç ile 32,00 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 592,57 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 94,80 TL (31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru ve 32,00 TL ıslah harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 3.836,33 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 3.931,13 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 80,67 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)