Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/885 E. 2022/101 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/885
KARAR NO : 2022/101

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2016
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı borçlunun 2013 yılında başlayan tıbbi malzeme alım satımına dayalı ticari ilişki mevcut olduğu, müvekkili alacaklı davacı şirketin, borçlu davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasıyla 8 adet fatura ve cari hesap ekstresine dayanarak 31.826,04 TL asıl alacak, 901,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.727,20 TL miktar üzerinden 09/07/2015 tarihinde icra takibi başlattığı, örnek 7 ödeme emrinin 24/05/2015 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu şirket vekili aracılığıyla icra takibine yasal süreler içerisinde 30/07/2015 tarihinde yetkiye, borca ve takibe itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı borçlunun icra takibine yetki itirazında bulunduğu, itiraz dilekçesinde davalı borçlunun sözleşmenin ifa yerinin Adana olduğu, daha önce ödeme yapılan bonoların tanzim yerinin Adana ve bonolarda yetkili icra müdürlüklerinin Adana olarak yazıldığını, bu nedenle Adana İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu iddia ettiği, bononun davalı borçlunun tek taraflı olarak düzenlediği bir belge olduğundan tarafların ortak iradesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, öncelikle davalı borçlunun yetki itirazını kabul etmedikleri, 27/03/2013 tarihli malzeme kabul ve kullanma protokolünde de yetkili icra dairesi ve mahkemenin belirlenmediği, takibe dayanak fatura, para borcunu içermekte olup para borcu götürülecek borçlardan olduğundan davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı, İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde takibe konu faturalardaki malzemelerin SGK’lı hastalarda kullanıldığını, SGK tarafından bu faturalara istinaden alacaklarından 20.172,00 TL kesinti yapıldığı, 27/03/2013 tarihli malzeme kabul ve kullanmak protokolünün 1. Maddesinde her türlü kesintinin müvekkili davacı firma tarafından karşılanacağının kabul edildiği, bu nedenle 11/05/2016 tarihli … numaralı 20.172,00 TL miktarlı kesinti açıklamalı faturayı tanzim ederek gönderdiklerini belirterek icra takibine öncelikle bu yönden itiraz edildiği, müvekkili davacının kesinti açıklamalı 11/05/2015 tarihli faturayı kabul etmediği ve Bornova … Noterliğinden 11/06/2015 tarihli … yevmiye numarasıyla keşide ettiği ihtarnameyle SGK tarafından yapılan kesintinin endikasyondan kaynaklandığı belirtilerek faturayı iade ettiği, davalı borçlunun Adana … Noterliği’nden 17/06/2015 tarihinde … yevmiye numarasıyla ihtarname keşide ederek taraflar arasında düzenlenen 27/03/2013 tarihli malzeme kullanım protokolünün 1. Maddesi gereğince SGK tarafından yapılacak her türlü kesintinin ve kurum zararının müvekkili davacı tarafından karşılanacağı iddiası ile faturayı tekrar gönderdiği, müvekkili davacı tarafından Ankara … Noterliğinden 03/07/2015 tarihinde … yevmiye numarasıyla keşide edilen ihtarnameyle kesintinin endikasyondan yani davalının kusurundan kaynaklandığı belirtilerek bu faturayı iade ettiği, 23/03/2013 tarihli malzeme kabul ve kullanma protokolünün 1. Maddesinin Medeni Kanun ve Borçlar Kanununun emredici hükümlerine aykırı olduğundan yok hükmünde olduğu, ayrıca sözleşmenin davalı şirket tarafından matbu olarak hazırlandığının ortada olduğu, davalı özel hastanenin tüm medikal firmalara aynı sözleşmeyi imzalattırdığı, taraflar arasında yapılan görüşmelerde davalının SGK tarafından yapılan kesintilerde müvekkili davacıya izafe edilebilecek bir kusur olmadığını bildirdiği, SGK tarafından kesintilere ilişkin olarak verilecek cevap ile kesintinin kimin kusurundan kaynaklandığının açıklığa kavuşacağı, malzeme ile ilgisi bulunmayan kesintilerden davalı Hastanenin sorumlu olduğu, borçlunun itiraz dilekçesinin sonuç kısmında ayrımda bulunmadan borca ve takibe itiraz ettiğinden İcra Müdürlüğünün 02/09/2015 tarihli Karar Tensip Tutanağı’nda da belirtildiği şekilde ödeme yaptığı 11.654,05 TL miktar haricinde kalan bütün kısım için takibin durdurulmasına karar verildiği, tarafların tacir olup haklarında T.T.K. Hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, davaya konu her bir fatura için davalının T.T.K 1530/4 maddesi gereğince fatura tarihlerinden itibaren 30 gün sonra mütemerrit olduğu ve davacı alacaklının faize hak kazandığı, temerrüt tarihlerinden icra takibine kadar T.T.K 1530/7 maddesi gereğince 901,16 TL temerrüt faizi işlediği, T.T.K. M.1530/7 uyarınca yıllık %1,50 oranı üzerinden hesaplandığı belirtilerek açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına vaki; yetki itirazının iptaline, takibin ödenmeyen bakiye 21.073,16 TL’lik kısmının itirazın iptali ile takibin devamına, ancak (icra takip tarihi 09/07/2015, ödeme tarihi 30/07/2015) icra takip tarihinden sonra ödenen kısım için davalı icra dosyasının ferilerinden sorumlu olduğundan icra dosyasının vekalet ücreti ve harçlarının icra takip giriş miktarı üzerinden hesaplanmasına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinden bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; alacaklının yapmış olduğu takibe ve icra dairesinin yetkisine ve borcun 20.172,00 TL’lik kısmına itiraz ettikleri, alacaklının bu kez, itirazın iptali davası açtığı, borçlu … Ltd Şti’nin ikametgahı ve merkezinin ve borcun ifa yerinin Adana olduğu, müvekkilinin, faturaya ilişkin borçlarını Adana’da bono ile ödediği, bonolarda yetkili yerin “ADANA” diye yazıldığı, bonoları Adana’da …bank ve …bank / Yağcamii Şubelerinde ödendiği, sözleşmenin ifa yerinin de Adana olduğu, alacaklının, tıbbi malzemeyi Adana’da sattığı, borçlu … Hastanesi’nin de bu malzemeyi Adana’daki hastanesinde kullandığı, borcun Adana’da ödendiği, hukuki ilişkinin hiçbir unsurunun İzmir’de olmadığı, bu nedenlerle, yetkili icra dairesinin Adana İcra Müdürlükleri olup, yetkili mahkemenin de Adana mahkemeleri olduğu, taraflar arasındaki 27/03/2013 tarihli malzeme kabul ve kullanma protokolü başlıklı sözleşmenin 1. Maddesine göre “her türlü kesinti” ibaresinin bilinçli olarak yazıldığı, satıcının SUT’a uygun olarak malzeme vermesi gerektiği ve bunun davacının bilgisinde olduğu, davacının SGK’nın ödemeyeceği malzemeleri vermemesi gerektiği bu anlamda kusurlu sayılacağı, hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın her türlü kesintinin satıcıya rüce edileceğini bilerek sözleşme imzaladıkları, davacı firmanın yatığı iş gereği sabit ve hareketli protezin beraber kullanılamayacağını araştırdıktan sonra malzemeyi vermesi gerektiği, taraflar arası uygulamada SGK kesintilerinin iade faturası ile satıcı-alacaklıya yansıtılmakta ve mahsuplaşılmakta olduğu, takibe konu edilen malzemelerin SGK’lı hastalar için kullanıldığı, SGK tarafından kesilen faturadan 20.172,00 TL kesinti yapıldığı, taraflar arası sözleşme gereği bu tutarın davacıya yansıtılması ve mahsuplaşılması gerektiği, bunun için davalının 11/05/2015 tarihli ve 20.172,00 TL bedelli ve … nolu faturayı kestiği ve alacaklıya gönderdiği ancak alacaklı tarafından iade edildiği, iadenin yerinde olmadığı, SGK aleyhine açılan Aadana … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilerek açılı davada icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisizliğine, aksi kanaatte olunur ise açılı davanın reddi ile borca ve takibe itirazın kabulü ile takibin iptaline, haksız takip nedeniyle davacı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalının yetki itirazlarının yerinde olmadığı, malzeme konusunda tek yetkilinin hekim olduğu, hekim tarafından ameliyatta kullanılmak üzere hangi malzeme talep edilmiş ise müvekkili davacı tarafından o malzemenin verildiği dolayısı ile malzeme verilmesinin sonucu olarak davacının endikasyondan dolayı malzemenin bedelinin ödenip ödenmeyeceğini bilmesinin mümkün olmadığı bu nitelikteki davalı beyanlarının yerinde olmadığı, cevap dilekçesinde davalının Genel Sağlık Sigortası ekran görüntülerinde … ve … isimli şahıslar yönünden SGK tarafından yapılan kesintinin nedeninin sabit ve hareketli protezler birlikte ödenemez ibaresinin bulunduğu belirtildiğinden kesintinin tedaviden kaynaklı olduğu açık olduğundan kesintiden dolayı kusurun bulunmadığı, davalı savunmasının TMK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiği, SGK kesinti ekranına göre her bir hasta yönünden 4.425,84 TL kesintinin yapıldığı, 20.172,00 TL’ye ilişkin bir belge olmadığı, bekletici mesele talebinin davayı uzatmak için yapıldığı ayrıca davanın sonucunun Mahkememiz davasını etkilemeyeceği hususlarının belirtildiği görülmüştür.
Cevap dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafından ikinci cevap dilekçesinin verilmediği görülmüş böylece dilekçelerin teatisi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlandığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmış ve ayrıca usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçildiği görülmüştür.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyası aslı, taraflar arasında imzalandığı anlaşılan 27/03/2013 tarihli Malzeme Kabul ve Kullanma Protokolü başlıklı sözleşme, Adana SGK’ya yazılan müzekkere cevabı, Adana … ASHM’nin …/… esas sayılı dosyası, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 04/02/2020 havale tarihli kök rapor ile 07/08/2020 havale tarihli ek rapor dosya arasındadır.
Taraflar arasında imzalandığı anlaşılan ve bu hususta herhangi bir ihtilaf olmayan Malzeme Kabul ve Kullanma Protokolü başlıklı sözleşmenin incelenmesinde özetle; davalı Hastanede tedavi gören hastalara kullanılacak malzemeler ile ilgili davacı – satıcı firma ile sözleşmenin imzalandığının belirtildiği, satıcı tarafından verilen ve hastaya kullanılan malzeme ya da malzemelerden doğacak SGK tarafından yapılacak her türlü kesinti ve kurum zararının satıcı firma tarafından çarpanı ile karşılanacağı, satıcının vereceği malzemelerin UBB kodunun olacağı ve malzemelerin Emekli Sandığı Protokolünde kayıtlı olacağı, satıcının hastane satın alma sorumlusunun veya hastane yönetiminin kabul ve onaylamadığı hiçbir malzemeyi kullandırmayacağı, kullandırdığı takdirde ödeme talep edemeyeceği hususlarının hükme bağlandığı görülmüştür.
İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.727,20 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “14/04/2015 tarihli ve … nolu, 02/04/2015 tarihli ve … nolu, 01/04/2015 tarihli ve … nolu, 03/03/2015 tarihli ve … nolu, 24/02/2015 tarihli ve … nolu, 24/02/2015 tarihli ve … nolu, 18/02/2015 tarihli ve … nolu, 05/02/2015 tarihli ve … nolu faturalar ve cari hesap ekstresine dayanarak” olarak belirtildiği, davalı tarafından icra dosya borcundan dolayı 11.654,05 TL’nin ödendiği ve 20.172,00 TL’lik kısmına itiraz edildiği ve ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edildiği hususları uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 22/10/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davalının dava dışı SGK işlemi nedeni ile kusurlu olup olmadığı ve kusurlu ise istem konusu edilen husus yönünden icra dosya konusu alacağın gerçeği yansıtıp yanstımadığının tespiti bakımından hazırlanan 04/02/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle yapılan inceleme neticesinde 20/03/2014 tarihli ve… numaralı işlem ile … adına yapılan muayene ve tetkik ile hastada servikal disk tanısı konulduğu, hastanın 20/03/2014 tarihinde yatışının yapılmasına müteakip servikal disk protezi uygulamasının planlandığı, hastaya standart yatak tarifesi, genişleyebilir peek, kafes servikal uygulanarak işlem yapıldığı, anterior yaklaşım ile mikrocerrahi servikal diskektomi ve intervertebral greft uygulamasının yapıldığı, hasta için … SUT kodlu servikal disk protezinin sabit ile hareketli protezlerin bir arada ödenemeyeceği göz önüne alınarak ödenmediği, mevcut medula kayıtlarından saptandığı, … için 18/03/2014 tarihinde yatış işleminin yapıldığı, servikal disk hernisi tanısı ile hasta adına işlem yapıldığı, yatak tarifesi işlemi ve anterior yaklaşım ile mikrocerrahi servikal diskektomi ve intervertebral greft uygulamasının yapıldığı ve hasta adına servikal disk protezi plak peek uygulamasının sabit ile hareketli protezlerin bir arada ödenemeyeceği göz önüne alınarak ödenmediği, yine medula kayıtlarından saptandığı, Adana SGM’ye yazılan müzekkere cevabının incelendiği, … isimli hastadan dolayı 4.425,84 TL kesintinin yapıldığı, fatura bedelinin yansıtılması sonucu tutarın 10.086,06 TL’ye ulaştığı, … yönünden de 4.425,84 TL kesinti yapıldığı, bu tutarın da faturaya yansıtılması sonucu tutarın 10.086,06 TL’ye ulaştığı böylece her iki hasta yönünden toplamda 20.172,12 TL kesinti yapıldığı, mevcut malzeme kalitesi ve niteliğinden kaynaklı olarak herhangi bir arazın bulunmadığı, kesintinin ilgili hastane hekimince öngörülen tedavi ve bu tedavi sırasında kullanılan iki farklı tıbbi malzemeden dolayı SUTa uygunluk bulunmadığı tespit edilen hareketli ve sabit protezlerin bir arada kullanılmaması gerektiği yönündeki maddeyi ihlal eden tıbbi malzeme kullanımından kaynaklığı ve bu doğrultuda malzeme kalitesi yönüden davacıya herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği, taraflar arasındaki protokolün ilgili maddesinin incelendiği, davalının davacıya olan borçlarından kesinti tutarını mahsup edemeyeceği kanaatine varılması halindeki ihtimale yönelik faiz hesabının da yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.017,99 TL tutarında alacağın bulunduğu kanaatine varıldığı, rapora karşı davalı vekili tarafından itiraz dilekçesinin sunulduğu ve ancak davacı tarafça itiraz ya da beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 02/07/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davalı itirazlarını karşılar şekilde bilirkişi heyetine rapor tanzimi için dosyanın tevdi edildiği, hazırlanan 07/08/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle itirazlar ve protokol yeniden incelenmesi neticesinde hastane ve hastanenin yetkili kıldığı doktorun talep ettiği tıbbi malzemeyi temin etmek yükümlülüğünde olan davacının malzemeye müdahale etmesinin ve bu nedenle talep edilen malzemeyi temin etmemesinin tıbbi etik ve hukuk kuralları açısından mümkün olamayacağı kanaatine varıldığı, dolayısıyla kök raporda yer alan tıbbi görüş ve kanaatler ile yapılan hesaplamalarda herhangi bir hata bulunmadığı hususunda kanaat edinildiği görülmüştür. Davalı yanca ek rapora itiraz dilekçesi sunulmakla davacı tarafça itiraz ya da beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu sefer BK 100 kapsamında davacının davalıdan alacaklı olması halinde asıl alacak ve faiz yönünden icra dosyasına yapılan ödeme ve davacının dava ettiği tutar konusuna ilişkin değerlendirme yapılmak ve rapor hazırlamak üzere nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilmiş bilirkişi tarafından hazırlanan 22/11/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle öncelikle davacı tarafça davalıya gönderilen herhangi bir temerrüt ihtarı bulunmadığından takip dosyasından işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaatine varıldığında gerek BK 100 kapsamında ve gerek ödemenin anaparadan mahsup edilmesi kapsamında iki ihtimalli hesaplamanın yanı sıra Mahkemece davacının takip dosyasında işlemiş faiz talep edebileceği kanaatine varılması halinde ise yine gerek BK 100 kapsamında gerek ödemenin anaparadan mahsup edilmesi kapsamında iki ihtimalli hesaplamanın yapıldığı anlaşılmıştır. Rapora karşı taraf vekillerince beyan dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde taraflar arasında 27/03/2013 tarihli malzeme kabul ve kullanma protokolü başlıklı sözleşmeden kaynaklanan ticari bir ilişkinin kurulduğu, söz konusu sözleşmeye göre satıcı konumunda davacı, alıcı konumunda davalının olacağı, söz konusu sözleşmeden kaynaklı olarak davacı tarafından alacak iddiası ile davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, söz konusu takibe davalı tarafça kısmi itirazda bulunulması üzerine takibin itiraz edilen kısım yönünden durdurulmasına karar verildiği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın … ve … isimli hastalara 20/03/2014 ve 18/03/2014 tarihlerinde uygulanan tedaviler kapsamında sabit ve hareketli protezlerin birlikte kullanılması nedeniyle yapılan kesintinin 5510 sayılı yasanın sağlık uygulama tebliği ve taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kimin sorumluluğunda olduğu bu kapsamda davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan kısmi itirazın yerinde olup olmadığının ve ayrıca davacı yanca istem konusu edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın esastan değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davalı yanca icra müdürlüğü dosyasına yapılan itirazda icra müdürlüğünün yetkisine ve cevap delikçesinde Mahkememizin yetkisine itirazlarda bulunulmuş ise de dosya tarafları arasındaki sözleşmenin inkar edilmediği göz önüne alındığında dava konusu uyuşmazlık da para alacağından kaynaklı olduğundan BK’nın 89. maddesi göz önüne alındığında icra müdürlüğünün yetkisine itirazın yerinde olmadığı ve ayrıca Mahkememiz dosyasına yapılan itirazın da yerinde olmadığı gerek davaya dayanak icra müdürlüğünün gerekse de Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yine uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evel şu hususun da belirtilmesinde fayda vardır; davacı yanca dava konusu edilen tutar 21.073,16 TL, icra dosyasına yatırılan tutar 11.654,05 TL ve fakat icra takibi ile istem konusu edilen toplam alacak 32.727,20 TL olmakla dava konusu edilen tutarın faiz içerip içermediği, söz konusu 21.073,16 TL’nin dava tarihi itibariyle mi yoksa ödeme tarihi itibariyle mi hesaplandığı sorulmakla davacı vekilince verilen 03/11/2020 tarihli dilekçede kısaca bu tutarın 20.172,00 TL’sinin asıl alacak 901,16 TL’sinin işlemiş faizden oluştuğunun bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar Mahkememizce daha evvelden Adana … ASHM’nin …/… esas sayılı dosyasında verilecek karar yönünden mevcut dava dosyasında bekletici mesele kararı verilmiş ve bu kapsamda adı geçen dosya beklenilmiş ise de adı geçen dosya ile mevcut dava dosyamızın taraflarının farklı olduğu, Adana … ASHM’nin …/… Esas sayılı dosya konusunun sabit ile hareketli protezlerin adı geçen hastalar tedavilerinde birlikte ödenip ödenmeyeceği konusunda iken mevcut dava dosyamızın konusunun ise kesintinin davalı tarafından davacıya yansıtılıp yansıtılmamasına ilişkin olduğu ve böylece gerek dava konuları gerekse verilecek karar neticesi etkilenen kişi ya da kurumların farklı olacağı ve ayrıca kusur durumunun doğrudan Mahkememizce belirlenebilir bir husus olduğu kanaati ile önceden bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş ise de bu ara karardan dönülerek adı geçen dosyanın adı geçen mevcut dava dosyası açısından bekletici mesele yapılmasından vazgeçilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda adı geçen hastalar yönünden kullanılan tıbbi malzemelerin davalı hastaneye davacı firma tarafından teslim edildiği, davalı tarafından bu tıbbi malzemelerin hastalara tedariki sağlanarak kullanıldığı ancak SGK tarafından kendisine ödeme yapılmayınca bu anlamda davacı aleyhine 11/05/2016 tarih ve … numaralı 20.172,00 TL bedelli faturayı tanzim ederek davacı tarafa gönderdiği, davacı tarafça ise faturanın kabul edilmediği belirtilerek Bornova … Noterliği’nin 11/06/2015 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarname ile faturayı iade ettiği ve fakat davalının Adana … Noterliği’nin 17/06/2015 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturayı yeniden gönderdiği, buna karşılık davacı tarafça bu sefer Ankara … Noterliği’nin 03/07/2015 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yeniden iade edildiği görülmekle davalı tarafından davacı aleyhine düzenlenen faturanın taraflar arası imzalanan 27/03/2013 tarihli protokol maddelerine uygun olup olmadığı ve bu anlamda kesintiden kimin sorumlu olduğu ve dolayısıyla kesintinin davacıya yansıtılıp yansıtılmayacağı hususlarında toplandığı anlaşılmakla öncelikle söz konusu protokolün ilgili maddesinin mevcut dava konusu uyuşmazlık yönünden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla bu hususta yapılan değerlendirme neticesinde davalı tarafça protokolün 1. Maddesinde belirtildiği üzere “her türlü kesinti” ibaresinin yer alması sebebiyle kendisine sorumluluk yüklenilemeyeceği belirtilmiş ise de söz konusu maddenin davacı tarafından davalıya temin edilen malzemelerde eksikliğin, bozukluğun, hatanın yahut istenilen malzeme dışında başka bir malzemenin gönderilmesi yani talebin arz ile uyumsuz olması dolayısıyla teminin esasen ayıplı, hatalı ve farklı olmasından kaynaklı olarak gerçekleşmesi halinde uygulanacağı, aksi durumun sözleşme serbestisi ilkesine de aykırı düşeceği, davacının kusuru olmaksızın esasen davalı tarafın hekiminin hatasından dolayı sorumluluğun davacıya yüklenmesinin de doğru olmayacağı kanaati ile ilgili maddenin davalının iddia ettiği gibi değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında 27/03/2013 tarihli Malzeme Kabul ve Kullanma Protokolü başlıklı sözleşme kapsamında malzeme tedarikine yönelik ticari bir ilişkinin kurulduğu, söz konusu ilişkiye göre davacının satıcı, davalının ise alıcı olduğu, davalı tarafça istem konusu edilen tıbbi malzemelerin davacıdan tedariki konusunda anlaşma sağlandığı, dava konusu olay yönünden yukarıda adı geçen hastalara davalı hekimince uygun görülen tıbbi malzemelerin davacı tarafça talep ne ise o şekilde olmak üzere malzeme tedarikinde bulunulduğu, bu kapsamda davalı tarafça SGK’ya yapılan başvuru sonucu adı geçen hastalar yönünden davalıdan hareketli ve sabit protezlerin bir arada kullanılmaması gerekliliği yönündeki maddeyi ihlalden dolayı durumun SUTa uygunluk taşımaması nedeniyle davalıdan kesinti yapıldığı, söz konusu kesintinin yukarıda açıklanan ihtarnameler ile davacı tarafa söz konusu protokolün ilgili maddesi gereği yansıtılmaya çalışıldığı, davacı tarafından ise bu yansıtmanın yerinde olmaması iddiası ile aleyhine düzenlenen yansıtma faturasının davalıya iadesinin sağlandığı, az yukarıda yapılan açıklama göz önüne alındığında davalının davacı aleyhine fatura düzenlenmesine esas teşkil eden duruma yönelik davacının kusurunun olmaması nedeniyle yansıtma faturasının yerinde görülmediği, davacının kusuru olmadığından SGK tarafından yapılan kesintinin davacının sorumluluğunda olmayacağı anlaşılmakla davacı yanca dava konusu edilen toplam 21.073,16 TL’lik tutarın 20.172,00 TL’sinin asıl alacağı, 901,16 TL’sinin ise işlemiş faize yönelik olduğu konusundaki bedel açıklaması ve davalı tarafça icra dosyasına yatırılan 11.654,05 TL göz önüne alındığında ve ayrıca istem konusu edilen alacak bakımından davacının davalıyı temerrüte düşürmediği görüldüğünden davalı yanca itiraza konu edilmeyip ödenen tutar yanında her iki hasta yönünden SGK tarafından yapılan toplam 20.172,12 TL’den de davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davacı yanca kesintiye yönelik talep konusu edilen asıl alacak tutarının 20.172,00 TL olduğu belirtildiğinden davacının bu tutarı davalıdan talep etmesinin yerinde olduğu ancak söz konusu tutar yönünden işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaati ile açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin 20.172,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, hükmolunan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, şartların oluştuğu kanaati ile İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 4.034,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca her ne kadar davalı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsili yönünden açıkça talepte bulunulmamış ise de 6100 sayılı HMK’nın 326. Maddesi göz önüne alındığında yargılama giderinden sorumluluğun hükmün doğal sonucu olduğu, davalı yanca bu taleplerde açıkça vazgeçilmediği göz önüne alınarak reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın kısmen iptali ile takibin 20.172,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin REDDİNE,
– Hükmolunan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 4.034,40 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.377,95 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 359,88 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.018,07 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan (tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere) kısmı olan 3.097,70 TL gider avansının red kabul oranına göre hesaplanan 2.965,23 TL’si ile yatırılan 389,08 TL (359,88 TL peşin ve 29,20 TL başvuru harcından oluşan) harçtan oluşan toplam 3.354,31 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 87,30 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davacı tarafa İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 901.16 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dosya arasında bulunan İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
8- Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 18/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)