Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/174 E. 2021/792 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/174 Esas
KARAR NO : 2021/792

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 10/02/2016
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin % 20 Pay ile ortağı olduğunu,% 80′ lik hissenin ise müvekkilinin şu an boşanma sürecinde olduğu eşi … olduğunu, boşanma davasının halen devam ettiğini, … adına kayıtlı taşınmazları boşanma davası tarihinden 4 gün sonra birinci derecede Üstsoyu olan babası …’a satış yolu ile kaçırttığının anlaşıldığını, davalı şirketin diğer ortağı olan eşinin Müvekkilini zarara Uğratma çabası içerisinde olduğunu, bu konuma gelmiş bir husumet sonucu davalı şirket ortaklığının devamının Müvekkilinden beklenemeyeceğini, Müvekkilinin davalı şirketteki yönetim faaliyetlerini bilme, bunlara müdahale edebilme ve benzeri haklarını kullanmasının bugüne kadar mümkün olmadığını, bundan sonra da olmasının imkansız olduğunu, davalı Şirketin diğer ortağı ve imza yetkisi olan …’ in müvekkilinin zarara uğratılması kastı ile yapabileceği bir takım kötü niyetli işlemlerin olabilmesi ve bunlardan kaynaklanacak mağduriyetin önüne geçilebilmesi için TTK 638.maddesinin haklı sebep kabul edilerek Müvekkilinin haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar kayyum ve temsilci tayin edilmesini, TK 641.maddesi gereğince 124.000 TL ayrılma akçesinin(fazla çıkması halinde arttırılmak kaydı le) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava dilekçesinde gösterdiği sebepler’in TTK ve emsal Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirildiğinde, ortaklıktan çıkma için haklı sebep teşkil etmediğini, davacı yanın özel hayatı ile ticari hayatını birbirine karıştırdığını, dava konusu olayda haklı sebeplerin mevcut olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere bir an için mevcut olduğu düşünülürse dahi, kendi kusuru ile haklı sebebi yaratan ortağın çıkma talebinde bulunamayacağı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. ortaklıktan çıkma sebebi olarak boşanma davasını gösteren davacının evliliklerinin bu aşamaya gelmesinde tek kusurlu taraf olduğu, zira, müvekkilinin şirket yetkilisi boşanmanın reddini talep etmekte ve evliliğini devam ettirmeyi arzu ettiği, ortaklıktan çıkma sebebi olduğu iddia edilen boşanmaya, davacının şahsi kusurlu eylemleri neden olduğundan davacı yanın kendi kusurundan faydalanamayacağını, her ne kadar TTK da haklı sebeplerin neler olduğu sınırlayıcı olarak sayılmış olmasa da söz konusu sebeplerin ortaklık ilişkisini çekilmez hale getirmesi gerektiğini, aksi halde, tarafların keyfi talepleri ile tüm ortaklıkların son bulması gerekeceği ki bu hususun basiretli tacir hükümleri gereği de kabul edilemeyeceğini, davacı yanın işbu ortaklıktan çıkma davasını ve İzmir… Aile Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile katılma alacağı davasını yalnızca mal edinebilme saiki ile açtığını, ayrıca, davacı yanın dilekçesinde belirttiği kendisine bilgi verilmediği yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, davacının şirketin hissedarı olarak defter ve kayıtları incelemek hak ve yetkisine sahip olduğu, Kaldı ki, müvekkili şirket yetkilisinden bu yönde bir bilgi/belge talep edilmediğini, davacı yan bilgi/belge taleplerinin reddedildiğini idddia ediyorsa işbu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacı yanın yan sadece ortaklıktan çıkmak adına kendisine haklı sebepler bulmaya çalıştığını belirterek davacının ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi talebinin reddini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısı, İzmir … Aile Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası, İzmir … Aile Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya fotokopisi, mahallinde yapılan keşif neticesi düzenlenen 06/03/2017 havale tarihli bilirkişi heyeti kök raporu, 06/09/2019 havale tarihli bilirkişi heyeti 1. ek raporu, 20/02/2020 havale tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporu, 28/04/2021 havale tarihli bilirkişi heyeti 3. ek raporu dosyamız içerisindedir.
İzmir … Aile Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından dava dışı … aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının açıldığı, Mahkemece 09/05/2017 tarih ve …/… karar sayılı ilam ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, yapılan istinaf başvurusu üzerine İzmir BAM … HD’since …/… esas ve …/… karar sayılı ilam ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay … HD’sinin …/… esas ve …/… karar sayılı ilam ile istinaf ilamının onandığı görülmekle hükmen 07/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir … Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından dava dışı … aleyhine mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davasının açıldığı, tahkikat aşamasında yeniden adı geçen Mahkemeye yazılan müzekkere verilen cevabi yazıda mevcut dava dosyasına konu edilen çıkma payı alacağı talebinin söz konusu mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaya konu edilmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 29/11/2016 tarihli duruşmada mahallinde bir makine ve bir mali müşavir bilirkişi eşliğinde keşif yapılmak suretiyle istem konusu edilen hususlar doğrultusunda inceleme yapılarak rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen 06/03/2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde davalı şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle özvarlığının reel değer artış farkı da dikkate alınarak 223.831,15 TL olduğu, ortak paylarına göre dağılımının; …’ ın 124 paya karşılığının 44.766,23 TL, …’ ın 496 paya karşılığının 179.064,92 TL olduğunun tespiti yönünde kanaatin bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı davalı tarafça itirazda bulunulduğu ve ancak davacı tarafça itiraz ya da beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 09/07/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği bilirkişilerden önceki değerlerin güncellenerek çıkma payının tespiti yönünde ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen 26/08/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde davacının kök raporda 124 paya karşılığının 44.766,23 TL olarak belirlenen tutarın rapor tarihi olan 26/08/2019 tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 62.110,01 TL olduğunun tespiti yönünde kanaatin bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı davalı tarafça itirazda bulunulduğu, davacı tarafça ise beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce bu sefer 08/10/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği bilirkişilerden davalı şirketin en son durum itibariyle aktif değerlerinin ve pasif değerlerinin ticari kayıt ve defterler üzerinde ve gerekse de aktifler üzerinden yeniden bir değerlendirme yapılarak son durum itibariyle davacının çıkma payının hesaplanması konusunda ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen 20/02/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde 31/12/2019 tarihli bilançosundaki kayıtlı değerler ile teknik bilirkişi tarafından demirbaşların ve taşıtların rayiç değerleri dikkate alınarak 31/12/2019 tarihi itibariyle Raviç Değerlere Göre hesaplanan değer artış farkı ile birlikte şirketin Özvarlığının – 49.620.07 TL (olumsuz) olarak tespit edilmiş olup, davaci tarafın şirketin esas sermayesinden payına isabet eden 124 payına karşılık reel değerlere göre davacı payının – 9.924,01 TL olduğu şeklinde kanaatin bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı taraflarca ayrı ayrı itirazlarda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 28/01/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile kazandırılan 20/02/2020 tarihli raporun üzerinden bir seneye yakın bir sürenin geçtiği göz önünde bulundurulduğunda çıkma payı istemli davalar bakımından hükme en yakın tarihli rapor göz önüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiği yönündeki Yargıtay kararları göz önünde bulundurularak yeniden önceki bilirkişilerden taraf itirazlarının da değerlendirildiği şekilde son durum itibariyle reel değerlerin göz önüne alınarak rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen 28/04/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde 31/12/2020 tarihli bilançosundaki kayıtlı değerler ile teknik bilirkişi tarafından demirbaşların ve taşıtların rayiç değerleri dikkate alınarak 31/12/2020 tarihi itibariyle Raviç Değerlere Göre hesaplanan değer artış farkı ile birlikte şirketin Özvarlığının – 45.032,61 TL (olumsuz) olarak tespit edilmiş olup, davaci tarafın şirketin esas sermayesinden payına isabet eden 124 payına karşılık reel değerlere göre davacı payının – 9.006,52 TL olduğu, 31/03/2021 tarihine göre ise şirketin özvarlığının – 47.931,71 TL ve davacı payının – 9.586,34 TL olduğu şeklinde kanaatin bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı davacı tarafça itirazlarda, davalı tarafça ise beyanlarda bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun davacının davalı şirket ortaklığından çıkması için haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı, ortaklıktan çıkma sebeplerinin bulunması halindeyse davacının ayrılma payının ne miktar olacağı konularında olduğu belirlenmiştir.
Taraf beyanlarına göre iş bu dava bakımından öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken husus davacının şirketten çıkması için ileri sürmüş olduğu sebeplerin haklı sebep teşkil edip etmediğidir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde her ne kadar davalı yanca kabul edilmeyerek ileri sürülen sebeplerin haklı sebep teşkil etmeyeceği ve davacının özel hayatı ile ticari hayatın birbirine karıştırılmaması gerektiği belirtilmiş ise de dosya tarafları arasında yukarıda da belirtildiği gibi bu davanın açılmasından önce açılan ve İzmir … Aile Mahkemesinde görülen boşanma davası vardır. Üstelik söz konusu dava iş bu davanın devamı aşamasında boşanma yönündeki hükmünün yine yukarıda belirtildiği gibi kesinleşmiştir. Hal böyle olunca davalı şirketteki ortaklığın davacı yan için çekilmez hal aldığı ve çıkma istemi yönünden davacının ileri sürdüğü sebebinin haklı sebep teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Davacı yan açısından çıkma payının hesaplanması yönünde dosyaya birden fazla rapor kazındırılmış ve söz konusu raporlara yukarıda belirtildiği üzere itirazlar ya da beyanlarda bulunulmuş ise de kazandırılan ilk raporun belirlenen tutarın baz alındığı tarihin karar tarihine çok uzak bir tarih olması nedeniyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. İkinci raporun ise iş bu davaya konu uygulamalarda güncellenmiş değer şeklinde bir rapor alınmasının mümkün olmadığı, hükme esas alınması gerekin raporların kayıtların ve kayıtlı varlıkların reel durumu üzerinden hazırlanması gerektiği sabit olduğundan ikinci raporun da hükme esas alınmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Her ne kadar 3. rapor az önce de bahsedildiği gibi reel değerler üzerinden dosyaya kazandırılmış ise de bu raporun kazandırılmasından sonra pandemi sebebiyle duruşmaların ertelenmesi yönünde ara karar göz önüne alındığında bu raporun da ilk rapor gibi sonraki duruşma tarihi ile rapor tarihi arasında uzunca bir süre geçtiğinden hükme esas alınmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir. Bu kapsamda her ne kadar kazandırılan 28/04/2021 tarihli rapora karşı itiraz ve beyanlarda bulunulmuş ise de iş bu yargılama konusu çıkma payı yönünden yapılacak tahkikatta şirket aktif ve pasifleri ile kayıtlı değerlerinin en son durum itibariyle reel değerleri göz önüne alınarak değerlendirme yapılacağından tüm yıl hesap kayıtlarının ve muhasebe kayıtlarının inceleme ve denetiminin yapılmasına gerek görülmediğinden yeniden bu hususta bir inceleme yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmış bu kapsamda söz konusu 28/04/2021 tarihli raporun Mahkememiz ara karar doğrultusunda hazırlandığı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmekle itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı …’ ın 29/05/1992 tescil tarihli ve 620.000,00 TL sermayeli davalı şirkete ortak oldukları, davacının söz konusu şirketteki payının 124, dava dışı …’ ün payının ise 496 olduğu, davacı tarafından iş bu dava açılmadan evvel diğer ortak aleyhine İzmir … Aile Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası üzerinden şiddetli geçimsizlik temelinde boşanma davasının açıldığı ve Mahkemece 09/05/2017 tarih ve …/… karar sayılı ilam ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği ve hükmün yukarıda da belirtildiği üzere kesinleştiği, yine adı geçenler arasında İzmir … Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden mal rejimi tasfiyesine yönelik dava olduğu ve fakat iş bu davada istem konusu edilen çıkma payının söz konusu … esas sayılı dosya davasına konu edilmediği, iş bu davanın açılması sırasında taraflar arasında derdest halde olan çekişmeli boşanma davasının mevcut olduğunun sabit olduğu, her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de davacı yanca bildirilen sebebin davalı şirketten çıkma talebi yönünden haklı sebep teşkil ettiği kanaatine varıldığı bu nedenle söz konusu talep bakımından istem konusu edilen hususun kabul edilmesi gerektiği ve fakat her ne kadar davacı tarafça çıkma payı talep edilmiş ise de hükme esas alınan rapordan da görüldüğü üzere davalı şirketin reel olarak olumsuz öz varlığa yani ekse mal varlığına sahip bulunduğu ve bu kapsamda davacının davalı şirkette müspet anlamda reel değer olmadığından davacının çıkma payı talep edemeyeceği anlaşılmakla açılı davanını kısmen kabulü ile; şirket ortağı davacı …’ın (… T.C. Kimlik Numaralı) davalı … İnşaat Malzemeleri, Turizm, Nakliye, Sigortacılık, Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ndeki ortaklığından çıkmasına ve ancak çıkma payı talebinin şirket reel değerlerinin müspet nitelikte olmadığından reddine kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; şirket ortağı davacı …’ın (… T.C. Kimlik Numaralı) davalı … İnşaat Malzemeleri, Turizm, Nakliye, Sigortacılık, Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ndeki ortaklığından çıkmasına,
-Çıkma payı talebinin şirket reel değerlerinin müspet nitelikte olmadığından reddine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 29,20 TL peşin harcının mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 30,10 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 264,70 TL toplam harç tutarı ile gider avansından kullanılan 1.550,90 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 1.815,60 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 90/7,80 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 134,10 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davacı tarafa İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın ret kabul oranına göre hesaplanan 225,00 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVALI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, yatırılan avanstan kullanılmayan kısım olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinde hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı göz önüne alınarak hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.14/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)