Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1532 E. 2022/980 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1532 Esas
KARAR NO : 2022/980

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının İzmir ve Manisa illerinde elektrik faturalarından kaynaklanan alacaklarının tahsilatı işine yönelik ilişkinin kurulduğu, davacının en son olarak 24/12/2012 tarihli sözleşme ile aldığı ve 31/07/2014 tarihine kadar da bu işi yürüttüğü, davacının bahsi geçen sözleşme hükümleri gereği fatura başına komisyon almak kaydıyla davalının elektrik faturalarından kaynaklanan tahsilat işini gerçekleştirdiği, davacının 2014 yılı Mayıs ayı içerisinde davalı tarafça da bilindiği üzere İstanbul Boğaziçi Elektrik AŞ tarafından gerçekleştirilen haksız teminat mektubu tazmini sebebiyle mali durumunun zora girdiği, akabinde Aktif Bank tarafından aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe girişildiği ve hak ve alacaklarına haciz konulduğu, bu durumun davalı ile görüşüldüğü, işlerin aksamaması adına işin devamına karar verildiği, bu anlamda işçilerin maaşlarının, SGK primlerinin davalı tarafça ödenmesi kaydı ile işin devamı yönünde karar alındığı, davacının sonraki aşamalarda davalıya teslim edilen 16 – 17- 18- 19 nolu hakedişleri düzenlediği, buna göre davacının davalıdan 2014 yılı Nisan ayında 578.088,22 TL, Mayıs ayında 549.686,07 TL, Haziran ayında 577.551,92 TL, Temmuz ayında ise 593.327,34 TL alacaklı olduğu, bu aylarda yapılan tahsilat adetlerinin belli olduğu, bunların fatura başı komisyon tutarı ile çarpılması neticesinde davacının alacağının net tespitinin yapılabileceği ancak davalının işçi maaşları, SGK ödemeleri adı altında ve mutabakat olmayan kıdem tazminatları, ihbar tazminatları nedeniyle davacının alacaklarından haksız ve usulsüz kesintiler yaptığı, son olarak davalının 700.000,00 TL’lik teminat mektubunu nakde çevirdiği, neticede davalı tarafından ihale ile işin 31/07/2014 tarihinde sonlandırıldığı, her ne kadar mutabakat bulunmasa da işçilerin kıdem tazminat miktarlarının belli olduğu, hak edişler ve tazmin edilen teminat mektubu tutarları yaklaşık 3.000.000,00 TL’yi bulduğu, davalının yaptığı harcama kalemlerine ilişkin davacıya bilgi verilmediği, bakiyenin ne olduğunun bilinmediği, davacının davalıdan alacaklı olduğu belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki fatura tahsilatına yönelik hizmet alımlarına ilişkin sözleşme hükümleri gereği alacakların ödenmeyerek haksız olarak teminat mektubunu tazmin ederek ve başka birçok şekilde sözleşmeye aykırı davranan davalı aleyhine şimdilik 30.000,00 TL’nin tahsili ile davacıya ödenmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı ile Tedaş arasında (daha sonra davalıya devredilen) 24/12/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığı, davacının mali durum yönünden yaptığı açıklamaların taleplerini haklı gösterecek vakıalar olmadığı, imzalanan sözleşmeler ile davacının üstlenilen edimi yerine getirmediği, davaya konu edilen taleplerin bahse konu sözleşmeden kaynaklandığı, ödenmeyen işçi maaşları, SGK primlerinin davalı tarafça ödenmek zorunda kalındığı, davacı şirketin içinde bulunduğu durum akdedilen sözleşme ve idari şartname hükümleri gereği davalının şirket riskini azaltmak adına davacıya ek teminat mektubunun 16/05/2014 tarihine kadar sunulması gerektiğinin bildirildiği, bunun yerine getirilmemesi halindeki yasal ihtarat sonucu olarak teminat kaydedildiği, aksine sözleşme hükümlerine aykırı bir durumun bulunmadığı, dava dilekçesinde talep edilen alacakların doğru olmadığı, aksine hizmet alım sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin davacı tarafça açıkça ihlal edilmesi sebebiyle üst işveren sıfatıyla davalının halen dava ve taleplere maruz kaldığı, bu nedenle teminat tutarını aşan ve bu tutarla karşılanmayacak zararların muhtemel olduğu, cevap dilekçesinde belirtilen derdest dosyaların bulunduğu, davalı tarafça yapılan kesinti ve blokede tutulan teminatların usulsüz olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu, dosya taraflarının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne sahip olduğu, davalının işin sonlandırılarak tasfiye edilmesi ile ilişiğin kesilmesi yönünde talebi üzerine bu konuda mutabık kalınarak 31/07/2014 tarihinde feshe ilişkin protokol imzalandığı, bu protokolde ibranın şartlarının tanımlandığı dolayısıyla bu kapsamda sorumluluklarını yerine getirmeyen davacının bu davayı açmakta haklı olmadığı belirtilerek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davanın başlangıçta yazılı yargılamaya tabi dava ve işlerden olması sebebiyle davacı yanca cevaba cevap ve davalı yanca ikinci cevap dilekçelerinin sunulduğu, söz konusu dilekçelerde yukarıda belirtilen hususların aynı şekilde taraflarca tekraren ileri sürüldüğü anlaşılmış, dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye UYAP’tan verilen cevabi yazı, davalı şirkete ve Bornova SGB’ye yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı, SMMM bilirkişi … tarafından sunulan 26/12/2017 tarihli rapor, Ankara Nöbetçi ATM’ye yazılan talimat gereği … talimat sayılı dosyasından davacı kayıtlarının incelenmesine esas hazırlanan 11/12/2018 tarihli rapor, davalı yan kayıtları yönünde inceleme yapılmasına esas hazırlanan 14/01/2019 tarihli rapor, nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi tarafında hazırlana 28/01/2021 tarihli rapor, nitelikli hesaplama bilirkişi ve icra işlemleri konusunda uzman bilirkişi heyetince hazırlanan 31/10/2022 tarihli raporun dosyamız arasında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın tevdisi üzerine dosya kapsamı üzerinden hazırlanan 26/12/2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde taraflar arası borç miktarının hesaplanabilmesi için davalı şirketin davacıya yaptığı tüm ödemelerin dosyaya sunulması yada taraf ticari defter ve kayıtlaırn dosyaya kazandırılmasının gerektiği ayrıca yine ibralaşılmamış tüm personelin özlük dosyaların ve yargı safhasında olan iş davalarının ise kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğine dair görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacı kayıtlarının incelenmesine esas yazılan talimatın Ankara 11 ATM’nin … tal. Sırasına kaydı yapılmakla birlikte hazırlanan 11/12/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan toplam iş miktarı göz önüne alındığında 2.421.610,20 TL alacaklı olduğu, davalının ise toplam 2.261.983,88 TL ödeme yaptığı anlaşılmakla davacının davalıdan 159.626,32 TL alacaklı olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu sefer davalı kayıtlarının incelenmesine esas dosyanın tevdisi üzerine hazırlanan 14/01/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, raporun incelenmesinde davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişinin ödeme listesinde hatalı ve mükerrer hesaplama yapıldığı ve bu kapsamda davacın alacağının 331.389,04 TL olabileceği, davacının davaya konu Mayıs, haziran ve Temmuz ayı ve son 700.568,00 TL teminat mektubu toplamı alacağının 2.421.133,33 TL, davalı yanca yapılan ödemelerin toplamının 2.124.504,44 TL dolayısıyla davacının kalan alacağının 296.628,89 TL olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce SGK İl Müdürlüğüne yazılan ayrıntılı müzekkere cevabı ile ve dosyaya kazandırılan müzekkere cevapları ile birlikte kazandırılan raporlar göz önüne alınarak 20/10/2010 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği 24/12/2012 tarihli sözleşme ile yine 31/07/2014 tarihli feshe ilişkin protokol hükümleri kapsamında uyuşmazlık değerlendirilerek hak edişlerin belirlenmesi ve bu hak edişlerin dosyaya kazandırılan raporla ile karşılaştırılmak kaydı ile davacının alacağı olup olmayacağının belirlenmesine yönelik tevdisi üzerine sunulan 28/01/2021 tarihli raporda davacının davalıdan 296.628,89 TL alacağının bulunduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar yukarıda belirtilen bilirkişi raporları dosyaya kazandırılmış ise de 31/07/2014 tarihli sözleşmenin feshine ilişkin protokolün alacak borç durumu yönünden değerlendirilmeye alınmadığı bu kapsamda protokolün 4.6 maddesinin uygulanma ihtimalinin de yapılan iddia ve ileri sürülen savunmalar göz önüne alınarak davalı tarafça ödeme yapılmak zorunda kalınan icra dosyaları ile dava dosyalarının Mahkememize bildirilmesi yönünde verilen süre içerisinde ileri sürülen beyan kapsamında bildirilen icra dosya ve Mahkeme dosyaları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilmek sureti ile dosyanın önceki rapor sunan nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi ile icra işleri konusunda uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi yönünde ayrıca kurulan 15/10/2021 tarihli ara karar kapsamında hazırlanan 31/10/2022 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, incelenmesinde; davacının davalıdan 296.628,89 TL alacağı bulunmakla birlikte davalı tarafça dava dışı işçilerin alacaklı olduğu icra dosyalarına toplamda 494.124,50 TL ödemede bulunulduğu, davacı alt işverenin dava dışlı işçileri muhtelif tarih aralıklarla bünyesinde çalıştırdığı ve davalı yanca sunulan belgeler uyarınca celp olunan takip ve dava dosyalarına göre tüm işçiler için davacının son işveren olduğu belirtilerek nihai takdirin Mahkememize bırakıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 13/10/2020 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın 296.628,89 TL’ye yükseltildiğine ilişkin değer artırım dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde dosya tarafları arasında 24/12/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığı, söz konusu bu sözleşme işe davalı tarafından tedarik edilen İzmir ve Manisa illerindeki elektrik aboneliklerine yönelik faturalardan kaynaklı alacakların tahsilatının davacı tarafça üstlenilmesine yönelik ticari nitelikte hizmet sözleşmesi,nin imzalandığı, davacının ücretinin fatura başına komisyon almak şeklinde belirlendiği, ilişkinin devamında 31/07/2014 tarihinde taraflarca oluşturulan mutabakat ile bahse konu sözleşmenin feshine karar verdikleri ve son hak ediş hariç olmak üzere davacının davalıdan alacaklı olunmadığının kararlaştırıldığı ve ayrıca bahse konu fesih protokollerinde bir takım yükümlülükler belirlendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme ve fesih protokolü çerçevesinde tarafların edim yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirip getirmedikleri bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olmadığı ve ayrıca davalı tarafından davacıya verilen banka teminat mektubunun haksız olarak tazmin edilip edilmediği konularının tespit ve değerlendirilmesine esas hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Dosya tarafları arasında imzalanan 24/12/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesinin fesih protokol tarihine kadar geçerli olduğu, sözlemenin toplam tutarının 11.676.120,30 TL olduğu ve fesih tarihi itibari ile 8.542.896,12 TL’si yönünden işlemler yapıldığı, taraflar arasındaki 19 nolu hak edişte de bu hususun tespitinin yapıldığı ve sözleşmenin gerçekleşme oranın % 73,17 olarak tespitinin yapıldığı, fesih protokolünün 4.3 maddesi,nde davacının davalıdan alacağının kalmadığının mevcut ve muhtemel tüm tazminat taleplerinden , dava ve talep haklarından feragat ve en geniş manada ibra edildiğinin kararlaştırılmasının yanı sıra 4.6 maddesinde sözleşme ile yapılacak harcamalardan sonra son hak edişin karşılanmayan zararının söz konusu olması durumunda Gediz’in tazminat talep etme hakkının saklı olduğu gibi son hak edişin ödenebilmesi için başta SGK primleri, fark işçilik primler, ücret ve diğer hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödenmiş, bunların belgelendirilmiş işçilerin yada 3. şahısların her türlü kıdem tazminatı dahil tazminat taleplerinin karşılanmış olması ve her türlü idari para cezasının ödenmiş olması ve bunlarla sınırlı olmak üzere protokol, sözleşme ve yasal mevzuattan kaynaklı tüm yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olmasının gerektiği yine davacının yatırdığı teminatı alıkoymak noktasında davalıya belirtilen koşulda hak tanındığı, davacının davalıya 01/09/2014 tarihinde göndermiş olduğu yazılı dilekçede sözleşme gereği çalıştırdığı personelin çıkışlarının verilmekle birlikte, izin ücretleri ve kıdem tazminatlarının ödenemediğinin ve bunun ödenmesini talep ettiği görülmekle davalının davacı adına yapmış olduğu ödemelere dair taraf kayıtlarının incelendiği raporlarda ödeme miktarlarının tespiti yönünde bir takım değerlendirmeler yapılarak davacının davalıdan 296.628,89 TL tutarda alacaklı olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arası imzalanan 24/12/2012 tarihli sözleşmenin yine taraflar arasında imzalanan 31/07/2014 tarihli feshe ilişkin protokol ile son bulduğu, davacının davalıya gönderdiği 27/06/2014 tarihli dilekçe ile ihale dokümanından tahaddüs eden yükümlülüklerine yerine getirme imkanın kalmadığını ve sözleşmenin fesih edilmesinin istenilmesi üzerine esasen bu fesih protokolünün düzenlendiği, sözleşmenin 25.1 maddesine göre mali acz halinde teminatın paraya çevrilerek irat kaydedileceğinin ve işin genel hükümlere göre tasfiye edileceğinin kararlaştırıldığı, davalının davacı tarafça verilen teminat mektubunu nakde çevirip tahsil ederek irat kaydettiği , fesih protokolüne göre son hak edişin ödenebilmesi için davacının davalıya olan yükümlülüklerini yukarıda belirtildiği şekilde yerine getirme şartının düzenlendiği, bu anlamda davacının davalıya olan borçlarının önceki hak ediş alacaklarından mahsup edildikten sonra 19 nolu hak edişten kalan bakiyenin davacıya ödeneceğinin belirlendiği, sözleşmenin 4.3 maddesindeki belirlenen ibra hükümlerinin sözleşmenin imzalandığı 31/07/2014 tarihi itibari ile geçerli olacağına kanaat edildiği ve bu protokolde son hak edişten doğacak alacakların ibra hükümleri dışında tutulduğu, 19 nolu son hak ediş dahil davacı yüklenicinin toplam alacak tutarının 2.421.133,33 TL olmasına karşılık davalı tarafı olan 2.190.906,23 TL olduğu göz önüne alındığında davacının davalıdan 296.628,89 TL alacaklı olmasına rağmen protokolün 4.6 maddesinin uygulanma ihtimaline binaen kazandırılan son rapor göz önüne alındığında raporda isimleri belirtilen işçilerin sözleşmenin feshine ilişkin protokol tarihine kadar yani sözleşmenin taraflar arası geçerli olduğu dönemde davacı tarafça çalıştırıldığı ve bu nedenle davacını işçilerin son işvereni olduğu, işçiler tarafından davalı yan aleyhine açılan davada verilen kararların raporda bahse konu icra müdürlükleri aracılığı ile takibe girişildiği, icra dosyalarına davalı tarafça ödemelerde bulunulduğu toplam davalı tarafça davacının çalıştırdığı işçilere 494.124,50 TL tutarında ödeme yapıldığı ve söz konusu ödemelere yönelik sorumluluğun davacı tarafça olmasına rağmen davalı tarafça yapıldığından ve bahse konu ödeme tutarlarının talep edilmesine rağmen davacı tarafça bunların tazmin edilmediği gibi dosya kapsamına göre taraflarca mutabakat ile sözleşmenin feshi yönünde karar alınmış ise de sözleşme ve protokol hükümleri gereği davalının teminatı irat kaydetmesi bakımından yapmış olduğu işlemde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte az önce de belirtildiği gibi bahse konu fesih protokolünün 4.6 maddesi gereği davacı tarafça yükümlülük yerine getirilip davalı tarafça ödenen işçilik bedellerini davalıya verilmesi lazım gelirken bunun verilmediği ve basiretli tacir olan her iki tarafın yasal yükümlülüğü göz önüne alındığında mali acz içinde olmasının bu yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağı ve dolayısıyla davalı yanın protokol gereği yükümlülüğünü yerine getirmeden davacıdan talepte bulunamayacağı anlaşılmakla açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcını evvelce yatırılan 5.112,33 TL toplam harçtan ( peşin ve ıslah harcından oluşan) mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 5.031,63 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafça yatırılan başvuru harcı ve yukarıda mahsubuna karar verilen harç tutarı ile gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, davacı yatırılan avanstan kullanılmayan tutarın 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5. Maddesi gereği davacıya İADESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından kullanılan 1.500,00 TL’nin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA VERİLMESİNE, arta kalan avansın 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5. Maddesi gereği davalıya İADESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibari ile yürürlükte olan AAÜT uyarınca 44.528,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip …
e-imza¸

Hakim …
¸e-imza