Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1526 E. 2021/530 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1526 Esas
KARAR NO : 2021/530

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Dava konusu edilen, 27.09.2016 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik karsında … San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait olan … plakalı araç, sürücüsü …’ın sevk ve idaresinde seyir halindeyken, elektrikli bisikletiyle seyretmekte olan müvekkillerin murisi …’e çarparak hayatını kaybetmesine sebep olduğu, kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere davalı …’ın asli ve tek kusurlu olduğu, hayatını kaybeden …’ün ise kusursuz olduğu, söz konusu kaza nedeniyle Urla … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. numaralı dosyası ile açılan davada da yargılamanın devam ettiği, ….1942 doğumlu …’ün 27.09.2016 tarihinde ölümü ile … 1951 doğumlu eşi … ve bekar kız evladı …’ün ise babasının maddi desteğinden yoksun kaldığı belirtilerek açıklanan nedenlerle; trafik kazasında eş ve babalarını kaybeden davacıların, 6100 sayılı Yasa’nm 107.maddesı uyarınca toplanacak delillere göre, maddi zarara uğrayan davacılar için 100,00 TL, destekten yoksun kalmış müteveffanın eşi … için 500,00 TL ve bekar kız evladı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.100,00 TL maddi tazminatın davalılardan işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak tahsiline ve müvekkillere ödenmesine; müvekkillerin uğramış olduğu manevi ızdırap ve yoksunluk nedeniyle müteveffa …’ün eşi; … için 80.000,00 TL Çocukları; … için 30.000,00 TL -… için 30.000,00 TL -… için 30-000,00 TL, … için 30 000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 260.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil olarak davalılardan tahsiline ve müvekkillere ödenmesine, öncelikle kazaya karışan … plakalı araç olmak üzere, işletenin ve sürücünün araçları ve taşınmaz mafları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 27/09/2016 tarihinde …’ın; … San ve Tic Ltd Şti’ne ait … plakalı araç ile iş arkadaşları … ve … yı da alarak Urla istikametinden Balıkova’ya doğru yola çıktıkları, Balıkova’nın girişinde … marketi geçtikten hemen sonraki virajdan 10 metre ileride üç tekerlekli elektrikli bisiklet ile yolun ortasından giden …’e, virajlı yol koşulları nedeniyle yüksek hızı olamayacağı ve hız sınırını aşamayacağı da göz önüne alınarak iddianamede de belirtildiği üzere çarpmamak için zikzaklar çizmesine rağmen kazaya engel olamadığı, elektrikli bisikletin çarpmanın etkisiyle yolun sağ tarafında bulunan şarampol kısmına düştüğü, müvekkili ve iş arkadaşlarının yaralıya yardım için hemen yaralının yanına koştukları, ambulansa ve jandarmaya durumu haber verdikleri, ancak ölen şahsın kaskının olmaması, şahsın başının aracın sağ kısmına çarpmasının olay ölümle sonuçlandığı, müvekkilinin bugüne kadar hiçbir suç işlememiş olup adli sicil kaydının bulunmadığı, atfedilen suçun niteliği, mevcut delil durumu ve müvekkilinin herhangi bir kastı olmadığı da dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararının yersiz ve hukuka aykırı olduğu, vefat eden sürücünün kask kullanmadığı ve en önemlisi motorlu taşıt kullanma belgesi olmadığının sabit olduğu, bu halde maktulün kusur durumu ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde maddi-manevi tazminat istemlerinin haksız ve hukuka aykırı olup aynı zamanda fahiş olduğu, kaldı ki olaydan sonra davacılar adına hareket eden …’ün, müvekkili şirketi arayarak bütün mirasçılar adına 50.000,00 TL tazminat istediğini belirttiği, müvekkili tarafından bu işlerin avukatlar aracılığıyla ve veraset ilamı çıktıktan sonra yapılması talep edilmişse de karşı tarafın böyle bir kazadan sonra güvensizlik duymaya gerek olmadığını, kendilerinin güvenilebilir olduklarını ve bu şekilde protokol yapmalarının yeterli olduğunu belirtmesi üzerine 07/10/2016 tarihinde 50.000,00 TL’nin kendilerine ödendiği, 08/10/2016 tarihinde de protokol imzalandığı, davacılara … San ve Tic Ltd Şti ve … tarafından 50.000,00 TL tazminat ödendiğinden davacıların, müvekkillerinden başka bir talepte bulunamayacakları, Urla …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasının 24/11/2016 tarihli son celsesinde müvekkilinin kusurunun bulunup bulunmadığının kati şekilde tespiti için dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’na gönderilmesi üzerine sonucun davanın esasına etki edecek nitelikte olmasından ve davanın derdest halde olmasından dolayı davanın sonuçlandırılmasının HMK m. 165 uyarınca bekletici sorun yapılması gerektiği belirtilerek açıklanan nedenlerle öncelikle usul ve yasaya aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, HMK m.165 uyarınca Urla 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılmasına, karşı tarafın haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın, müvekkili şirket … Sigorta tarafından 24.05.2016 – 24.05.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığı, müvekkili şirketin, ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceği, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespitinin gerektiği, müteveffanın kusurlu hareketi neticesinde vefat ettiği dikkate alınarak, hesaplanacak tazminattan Yargıtay Yerleşik İçtihatları gereği uygun oranda indirim yapılmasının talep edildiği, Trafik Sigortası Genel Şartları B.2. Maddesi gereği, müvekkili şirket açısından temerrüt tarihinin, hesaplamaya esas tüm belgelerin ulaştırılmasını izleyen 8 iş günü sonra başlayabildiği, davacı yanın, işbu dava öncesinde müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığı gibi, dava dilekçesi ekinde dahi ödemeye esas alınabilecek belgelerin bulunmadığı, zira müvekkili şirkete iletilmesi gereken, maluliyet raporu, kaza tespit tutanağı, nüfus kaydı, araç ruhsatı, tarafların sürücü belgeleri gibi evraklar tarafımıza iletilmediğinden ödenmesi gereken tutarın belirlenebilmesi mümkün olmayacağından kaza tarihinden faiz işletilmesi talebinin de reddinin talep edildiği belirtilerek açıklanan nedenlerle tarafların kusur oranı ile müteveffanın müterafik kusurunun ve hatır taşımasının tespitine, kaza tarihinden ticari faiz işletilmesi talebinin yukarıda izah olunduğu üzere reddine, KTK md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davacılar vekilinin davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesine karşı sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın sunmuş olduğu cevap dilekçesinde kazanın meydana geldiği yolun virajlı olmasından ötürü yüksek hızlı olamayacağını ve hız sınırını aşamayacağını ileri sürdüğü, yüksek süratte olmayan bir aracın zikzaklar çizmesine ve diğer manevraları yapmasına gerek kalmadan fren ile durmasının mümkün olacağı gözetildiğinde aracın yüksek hızı nedeniyle bu şekilde kontrol altına alınmaya çalışıldığının görüldüğü, davacılar vekilinin, müteveffanın kask kullanmamasından ötürü bu şekilde bir neticenin meydana geldiğini ifade ettiği, ancak müteveffanın bisiklet sınıfına giren bir aracı kullanmakta olup kask takmasının yasal zorunluluk olmadığı, ayrıca davacı tarafın, müteveffanın motorlu taşıt sürücü belgesi olmadan bu aracı kullanamayacağını belirttiği ancak söz konusu aracın motorlu araç sınıfında olmayıp elektrikli bisiklet olduğu, dolayısıyla bisiklet sınıfında sayılan müteveffanın kullandığı aracın ehliyetsiz ve ruhsatsız olarak kullanılabildiği, kaza tespit tutanağında da davalının asli kusurlu olduğu belirtilmesine ve mevcut delillerin davalıyı kusurlu göstermesine rağmen davalı tarafın bunun tam tersini iddia etmesinin taraflarınca anlaşılamadığı, söz konusu davada … dışında altı davacının bulunduğu, …’ün davalı tarafça iddia edilen 50.000,00 TL’lik meblağı davalı şirket tarafından alıp almadığı ne şekilde bir protokol imzalandığı ve nasıl aldığı taraflarınca bilinmemekle davalı tarafın bu hususu ispat etmesi gerektiği, böyle bir para ilişkisinin gerçekleşmiş olması durumunda da bu durumun diğer davacıları bağlamadığının açıkça ortada olduğu, davalı vekilinin, … tarafından alındığı iddia edilen bu paranın sonrasında böyle bir taleple dava açamayacaklarını ileri sürdüğü, bu gerekçenin hukuki olmayıp davacılardan sadece bir tek kişinin bu şekilde bir para ilişkisine girmesinin diğer davacılar açısından dava açılmasını ve davalılardan tazminat talep edilmesini kesinlikle engelleyecek bir gerekçe olmadığı, görülen bir ceza davasının seyri ile ilgili olarak hukuk davasının bekletici mesele yapılmayacağı hukuken ortada olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle davalı tarafın ileri sürdüğü beyanların hükme esas alınmamasına, ileri sürdükleri gerekçelerin hükme esas alınarak karar verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davacılar vekilinin davalı … Sigorta Şirketi vekilinin cevap dilekçesine karşı sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın müteveffanın davacılara sürekli ve düzenli bir şekilde yardım ettiğinin somut delillerle kanıtlanması gerektiğini ve boşanmış kız evladı yönünden destek olgusunun söz konusu olamayacağını ileri sürdüğü, dava konusu taleplerinde müteveffanın eşi ve boşanmış kız evladı için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine rağmen sanki bu talebi diğer tüm davacılar için ileri sürmüş olduklarını iddia etmesinin taraflarınca anlaşılamadığı, desteğin olağan hayatın akışı içinde hangi koşullardaki insanlar için gerekli olduğunun somut delillerle ispatlanmayacak kadar ortada ve görünür bir olgu olduğu, müteveffanın çalışmayan eşi ve boşanma sonrası babasının evinde yaşamak zorunda kalan çalışmayan kızı açısından desteğin somut olarak ispatlanma gereğinin zaten bulunmadığı, bununla beraber Yargıtay uygulamasının da destekten yoksun kalma tazminatı alabilecek kişilerin kapsamını belirlerken fiili durumun göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde olduğu, müteveffanın birinci dereceden hısımı kız evladının, boşanma sonrası tamamen babası tarafından desteklenmesi gereken bir durumla karşı karşıya kaldığı ve yine davalı tarafın, müteveffanın kız evladının yaşı itibariyle destek kapsamı dışında kaldığını ileri sürdüğü, yaşın değil, eğer bu olay gerçekleşmeseydi vefat edenin desteğe muhtaç olan kişiye yardım edebilme durumunun devam edeceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilerek yukarıda anılan gerekçelerle davalı tarafın ileri sürdüğü beyanların hükme esas alınmamasına, ileri sürdükleri gerekçelerin hükme esas alınarak karar verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekilinin 2. cevap dilekçesinde özetle; …’ın ifade tutanağında ve ayrıca tanık Kafiye Acarlı tarafından 01.11.2016 tarihli duruşma tutanağında beyan edildiği gibi, kaza meydana gelmeden önce yolun ortasından giden müteveffanın arkasından geldiklerini fark ettiğinde bir sağa bir sola kaçması sonucu müvekkilinin de çarpmamak için sağa ve sola zikzaklar çizdiği, davacı tarafın beyan ettiğinin aksine kazanın müvekkilinin hızlı olması nedeniyle gerçekleşmediği, ayrıca kaza mahalinde yolun virajlı ve dar oluşu nedeniyle yüksek hız yapılamayacağı, vefat eden sürücünün kask kullanmadığı ve en önemlisi motorlu taşıt kullanma belgesi olmadığının sabit olduğu, …’e yapılan ödemenin 26.01.2017 tarihli cevap dilekçesinde belirtildiği, bu konuya ait protokol metni ve Türkiye … Bankası A.Ş ‘ye ait … adına yapılan ödeme dekontlarının sunulduğu, Urla … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sa.lı 01.11.2016 tarihli duruşma tutanağında; davacılardan … ve …’ün ifadesinde şikayet haklarından vazgeçmiş bulundukları, 07.10.2016 tarihinde …’e yapılan ödeme sonrasında 50.000,00 TL’yi kendi aralarında paylaştıkları ve daha sonrasında şikayet haklarından vazgeçtiklerinin sabit olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle öncelikle usul ve yasaya aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, HMK m.165 uyarınca Urla …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasının sonuçlanmasının bekletici sorun yapılmasına, karşı tarafın haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Balçova İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Karaburun İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabı, … Sigorta Şirketi’nin yazı cevabı, Urla Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabı, … Sigorta A.Ş’nin yazı cevabı, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu, Urla Belediye Başkanlığı’nın yazı cevabı, İzmir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı’nın yazı cevabı, Karabağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabı, … Sigorta Şirketi’nin yazı cevabı, Urla … ASCM’nin … Esas sayılı yazı cevabı, İzmir SGK İl Müdürlüğü’nün yazı cevabı, İzmir … Aile Mahkemesi’nin … Esas sayılı yazı cevabı, ATK raporu ve bilirkişi raporları dosyamız arasındadır.
Mahkememizin 08/06/2017 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi üzerine İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 12/03/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Davalı sürücü …’ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu, davacılar yakını sürücü …’ün %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı, davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı … Sigorta Şirketi vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 26/04/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile davacı tarafın maddi tazminat talepleri yönünden rapor alınmasının istenilmesi üzerine aktüer bilirkişisi … tarafından hazırlanan 25/06/2018 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “27.09.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybeden …’ün geride kalan eşi …’ün DYK tazminatı alacağının 62.819,25 TL olduğu, müteveffanın %15 oranındaki kusurunun indirimi sonrasında ise bakiye zararın 53.396,36 TL olacağı, davalı tarafça 07.10.2016 tarihinde 50,000,00 TL ödeme yapıldığının kabulü halinde güncelleştirilen bu ödemenin 57.787,50 TL’ye tekabül edeceği ve davacı tarafın DYK maddi tazminat alacağının olmayacağı, cenaze ve defin giderinden kaynaklı zararının ise 1.275,00 TL olacağı, bu ödemenin yapılmadığının kabulü halinde ise davacının yukarıda tespit olunduğu üzere 53.396.36 TL maddi tarminat alacağının olacağı, tespit, olunan cenaze ve defin gideri ile birlikte (kusur indirimi sonrası 1.275.00 TL) toplam maddi tazminat alacağının 54,671,36 TL olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı taraf vekillerince itiraz dilekçelerinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 25/10/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği dosyanın taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda bilirkişiye tevdi ile ek rapor alınmasının istenilmesi üzerine aktüer bilirkişisi … tarafından hazırlanan 05/11/2018 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “22.06.2018 tarihli raporumuzda açıkça destekten yoksun kalma talepleri yönünden değerlendirme yapılmıştır Davacılardan …, …, …, … ve …’ın yaşlarının destekten kurtulma yaşının çok üzerinde olması sebebiyle ve kendileri yönünden ek bir hıısııs bulunmaması nedeniyle destekten kurtuldukları kabul edilmiştir. Geride kalan, müteveffanın kızı … yönünden ise destek taleplerinin hangi şekilde değerlendirileceği dosyanın 2. sayfasında tarafımızca belirtilmiştir. Bu hususta ek bir açıklama yapılmasını gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Şüphesiz bu Takdir Sayın Mahkemeye aittir. Ancak destek talebinde bulunulabilmesi için gereken özel şartları taşımadığı düşünülerek hesaplama yapılmamıştır. Takdir yine de Sayın Mahkemeye aittir. Hesaplama yapılırken 12.03.2018 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre değerlendirme yapılmış olup, orada belirlenen kusur oranları nispetinde indirim yapılmıştır. Bunun dışında, ek bir indirim yapılıp yapılmnyacağı hususunun takdiri de Sayın Mahkemeye aittir. Yapılan 50.000,00 TL’lik ödemenin de Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere, mahsup edilmesi halinde yada mahsup edilmemesi halinde ne kadar olacağı, raporumuzun sonuç bölümünde belirtilerek, Takdir bu hususta da Snyın Mahkemeye bırakılmıştır. Nihai olarak yukarıda izah edildiği üzere destekten yoksun kalma zararı tespiti yönünden tarafımızca ek bir değerlendirme yapılmasını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 10/12/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın aktüer bilirkişisi …’a tevdi ile davacı asil …’ün ve …’ün desteken yoksun kalma tazminatının hesaplanması ve rapor halinde Mahkememize gönderilmesinin istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 02/03/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “müteveffanın kızı olan davacı …’in yaşı, ekonomik sosyal durumu ve çalışmasına engel olabilecek sağlık sorunları olmaması nedeni ile babasının DESTEK NİTELİĞÎNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLMADIĞI kanaatine varılması halinde sadece annesi davacı … için hesaplama yapılabileceği ve bu durumda davacının DYKT alacağının %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile 75.693,57 TL olarak hesaplandığı, müteveffanın kızı olan davacı …’in babasının DESTEK NİTELİĞİNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLDUĞU kanaatine varılması halinde ise yine %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile … için 68.591,63 TL, … için 14.203,89 TL olmak üzere TOPLAM 82.795,52 TL DYKT HESAPLANDIĞI, davalıların …’e yaptıkları ödemenin hesaplanan tazminatlardan mahsup edilip edilmeyeceğinin ve edilecek ise miktarının tayininin Sayın Mahkemenin taktirlerinde kaldığı, hesaplanan tazminatların ZMMS poliçe teminat limitleri içinde kaldığı, daha önce bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen rapor ileraporumuz arasındaki sonuç farkı nedeninin, o raporun 2018 yılı verileri ile, işbu raporun ise 2020 yılı asgari ücret verileri ile hazırlanmış olmasından kaynaklandığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı itiraz dilekçelerinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 29/09/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın önceki rapor sunun bilirkişi …’a tevdi ile taraf vekillerinin itirazlarını karşılar mahiyette hazırlanacak ek raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 30/11/2020 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “müteveffanın kızı olan davacı …’in yaşı, ekonomik sosyal durumu ve çalışmasına engel olabilecek sağlık sorunları olmaması nedeni ile babasının DESTEK NİTELİĞİNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLMADIĞI kanaatine varılması halinde sadece annesi davacı … için hesaplama yapılabileceği ve bu durumda davacının DYKT alacağının %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile 75.693,57 TL olarak hesaplandığı, müteveffanın kızı olan davacı …’in babasının DESTEK NİTELİĞİNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLDUĞU kanaatine varılması halinde ise yine %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile … için 68.591,63 TL, … için 14.203,89 TL olmak üzere toplam 82.795,52 TL DYKT HESAPLANDIĞI, davalıların …’e yaptıkları ödemenin hesaplanan tazminatlardan mahsup edilip edilmeyeceğinin ve edilecek ise miktarının tayininin Sayın Mahkemenin taktirlerinde kaldığı, hesaplanan tazminatların ZMMS poliçe teminat limitleri içinde kaldığı ancak kök raporumuzun ibrazından ve Mahkemenizce icra edilen 29.09.2020 tarihli ara kararından sonra ANAYASA MAHKEMESİ’nin 2019/40 E. -2020/40 K.sayılı 17.07.2020 tarihli ve 09.10.2020 tarihinde RG de yayınlanan kararıyla 2918 sayılı Kanun m:90, 92, 93 ve diğer maddelerinde yer alan anayasaya aykırı kısımların iptaline karar verildiği, bu kararın işbu dava hakkında uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki nihai karar Sayın Mahkemenize ait olmak üzere ayrıca PMF Yaşam Tablosu ve Progresif Rant yöntemi ile de hesap yapıldığı, bu yöntem ile de: müteveffanın kızı olan davacı …’in yaşı, ekonomik sosyal durumu ve çalışmasına engel olabilecek sağlık sorunları olmaması nedeni ile babasının DESTEK NİTELİĞÎNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLMADIĞI kanaatine varılması halinde sadece annesi davacı … için hesaplama yapılabileceği ve bu durumda davacının DYKT alacağının %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile 63.399,71 TL olarak hesaplandığı, müteveffanın kızı olan davacı …’in babasının DESTEK NİTELİĞÎNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLDUĞU kanaatine varılması halinde ise yine %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2020 yılı verileri ile: … için 56.297,76 TL, … için 14.203,89 TL olmak üzere TOPLAM 70.501,65 TL DYKT HESAPLANDIĞI” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı … Sigorta Şirketi vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 16/02/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği somut olaya ilişkin dava dosyasında hükme en yakın tarihli rapor baz alınarak dosyanın değerlendirilmesi gerektiği ve bu kapsamda dosyaya sunulan en son rapor tarihi 30/11/2020 tarihi olması ve bu raporun tazminat hesabında 2020 verilerinin kullanılmış olması ve ancak iş bu duruşma tarihi itibari ile 2021 verilene geçilmiş olması göz önüne alınarak ve bu durumun Mahkemece resen değerlendirilmesi gerektiği Yargıtay uygulamaları ile de benimsendiği görülmekle dosyanın önceki rapor sunan bilirkişi …’a tevdi ile PMF hesap tablosu ve ATK tarafından sunulan rapordaki kusur durumu baz alınarak istem konusu edilen DYK tazminatının yeniden hesaplanmasına esas hazırlanacak ek raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesi üzerine bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/03/2021 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Müteveffanın kızı olan davacı …’in yaşı, ekonomik sosyal durumu ve çalışmasına engel olabilecek sağlık sorunları olmaması nedeni ile babasının DESTEK NİTELİĞİNDEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLMADIĞI kanaatine varılması halinde sadece annesi davacı … için hesaplama yapılabileceği ve bu durumda davacının DYKT alacağının %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2021 yılı verileri ile 69.859,80 TL olarak hesaplandığı; Müteveffanın kızı olan davacı …’in babasının DESTEK NİTELİĞÎNEKİ YARDIMINA MUHTAÇ OLDUĞU kanaatine varılması halinde ise yine %15 kusur indirimi yapıldıktan sonra 2021 yılı verileri ile … için 62.758,05 TL, … için 14.203,89 TL olmak üzere TOPLAM 76.961,94 TL DYKT HESAPLANDIĞI; Davalıların …’e yaptıkları ödemenin hesaplanan tazminatlardan mahsup edilip edilmeyeceğinin ve edilecek ise miktarının tayininin Sayın Mahkemenin taktirlerinde kaldığı; Hesaplanan tazminatların ZMMS poliçe teminat limitleri içinde kaldığı; daha önce bilirkişi … tarafından düzenlenen rapor ile raporumuz ile bu rapor arasındaki sonuç farklılığının 2021 yılı verileri kullanılmasına rağmen, PMF Yaşam Tablosunda belirlenen muhtemel yaşam süreelerinin, TRH 2010/Erkek Yaşam Tablosuna göre daha lus/olntasınd yani destek süresinin kısalmasından kaynaklandığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulmadığı, davalılar … ve … San ve Tic Ltd Şti vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı … Sigorta Şirketi vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Davacılar vekilince 22/03/2021 tarihli ıslah dilekçesinin dosyaya sunulduğu ve davalı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacı eş … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, tüm davacılar için diğer maddi zararlar için 100,00 TL talep edildiği, bilirkişi raporunda …’e yapılan ödemenin mahsup edildip edilmeyeceği konusunun Mahkemenin takdirine bırakıldığı, mirasçılardan …’e yapıldığı iddia olunan ödemenin müteveffanın eşine ödenmesi gereken destekten yoksun kalma alacağından mahsup edilmesinin mümkün olmadığı, davacı …’e davalılar tarafından ödenen bir bedel söz konusu olmadığından bu bedelin destekten yoksun kalma alacağından mahsup edilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, bu sebeplerle davacı …’ün 69.859,80 TL destekten yoksun kalma tazminatı olduğunun kabulünün gerektiği, dava dilekçesi ile davacı … için talep edilen 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağını ıslah ettiklerini ve 69.359,80 TL arttırdıklarını bildirerek toplamda 69.859,80 TL’nin davalılardan tahsil edilmesine, 22.06.2018 tarihli bilirkişi incelemesinde olay tarihi itibariyle 1.500,00 TL olarak hesaplanan cenaze ve defin giderlerinden kaynaklı maddi zararın kusur indirimi sonrasında 1.275,00 TL olarak hesaplandığı, diğer maddi zararlar için talep edilen 100,00 TL maddi tazminatı ıslah ettiklerini ve 1.175,00 TL arttırdıklarını bildirerek toplamda 1.275,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsil edilmesine, diğer alacak taleplerinin dava dilekçesinde belirtilen şekliyle kabul edilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Söz konusu dilekçeye karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı beyan dilekçelerinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; 27/09/2016 tarihinde davalılardan … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın önünde ve aynı istikamette seyir halinde olan ve davalılar mirasbırakını tarafından sevk ve idare edilen bisiklete arkadan çarpması sonucu dava dışı …’ün vefat ettiği, diğer davalı ……Ltd. Şti’nin kazaya karışan … plaka sayılı aracın maliki olduğu ve yine diğer davalı sigorta şirketinin bahse konu aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortacısı olduğu, davalılardan … …Ltd. Şti tarafından davacılardan …’e toplamda 50.000,00 TL ödemede bulunulduğu konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte davacılardan … ile …’ün müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları, kaldığının tespiti halinde DYKT tutarının belirlenmesi ile davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde davalıların sorumluluk tutarlarının belirlenmesi, davacılardan …’e yapılan ödemenin istem konusu edilen taleplere bir etkisinin olup olmayacağı, olması halinde talepleri ne şekilde etkileyeceği yine vefat olayı nedeniyle davacıların manevi zarara uğrayıp uğramadığı ve uğradığının anlaşılması halinde her bir davacı açısından istem konusu edilen manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı ve bu tazminat talebi açısından davalılar … ve ……Ltd. Şti’nin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, bulunması halinde sorumluluk miktarının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; dosya kapsamında sabit olduğu üzere 27/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde dava dışı …’ün vefatı nedeniyle mirasçılardan …’e davalı … şirketi tarafından 07/10/2016 tarihinde iki ayrı havale ile toplam 50.000,00 TL ödendiği ve adı geçenden 08/10/2016 tarihinde ibraname alındığı, söz konusu ibranamede araç sürücüsü yönünden hakların saklı tutulduğuna yönelik kayıt ile …’ün tüm mirasçıları adına feragat edildiği yönünde kayıt bulunduğu, bu hususta adı geçen davacıdan 06/12/2018 tarihli duruşmada beyan alındığı, söz konusu beyanda bu ödemenin “cenaze masrafları için” ödendiğinin beyan edildiği ve diğer davacıların haberinin olmadığının beyan edildiği ve bahse konu havaleye yönelik dekontlar altında “… ailesi adına tazminat bedeli” açıklamasının olduğu hususlarının mevcut talepler ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde yapılan ödemenin muhatabının sadece … olduğu ve diğer davacılara sirayet etmeyeceği, bu ödemenin maddi tazminat talebine yönelik yapılması nedeniyle davacı … yönünden istem konusu edilen manevi tazminatı etkilemeyeceği ve ayrıca dekont altındaki açıklama göz önüne alındığında yine istem konusu edilen cenaze ve defin masrafları yönünden de talebi etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dosyaya ATK trafik ihtisas dairesi tarafından sunulan kusur raporuna davacı tarafça itiraz edilmemiş ve ancak davalılar … ve ….. Ltd. Şti. vekilince itiraz dilekçesi sunulmuş ise de söz 27/09/2016 tarihinde davalılardan … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın İzlmir İli Urla İlçesi … Caddesini takibine seyrini sürdürdüğü sırada önünde ve aynı istikamette seyir halinde olan dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen ve tescilsiz bisiklete arkadan çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında adı geçen davalının yola gereken dikkatini vermediği, görüş alanının gerektiği şekilde kontrol altında tutarak seyrine devam etmesi gerekirken bu hususa yönelik önem ve özeni yeterince göstermediği gibi mevcut hızını mahale yaklaşırken düşürmediği ve önünde seyir halinde olan adı geçen dava dışı kişiyi gördüğünde çarpmayı önlemeye yönelik zamanında etkin bir fren tedbirine başvurmadığı ve söz konusu bisiklete arkadan çarpmak suretiyle bisiklet sürücüsünün vefatına neden olması şeklinde gerçekleşen eyleminde asli kusurlu olduğu, dava dışı …’ün ise söz konusu kazada sonucun meydana gelmesine esas koruyucu başlık takmadan binmesi ile can güvenliğini tehlikeye atmış olması nedeniyle gerçekleşen eyleminde tali derecede kusurlu olduğu, her ne kadar yukarıda belirtilen Urla ASCM dosyasına sunulan kusur raporunda söz konusu kazada …’un tam kusurlu olduğu ve fakat …’nın kusursuz olduğu belirtilmiş ise de sonuçta davaya konu tazminatın esasını oluşturan trafik kazasında davalı …’un kusurunun bulunduğu bu anlamda kusursuz olduğu yönündeki savunmanın yerinde olmadığı, davacılar mirasbırakanı yönünden ise dosyaya kazandırılan kusur raporuna itiraz edilmemiş olduğu göz önüne alındığında söz konusu 12/03/2018 tarihli ATK trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporun iş bu dosya açısından hüküm kurmaya elverişli olduğu ve bu nedenle yapılan itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde her ne kadar dosyaya sunulu aktüer raporlarına yukarıda belirtildiği şekilde itirazlarda bulunulmuş ise de dosyaya yansıyan delillerin değerlendirilmesi neticesinde … yönünden istem konusu edilen destekten yoksun kalma tazminatına esas müteveffa desteğinin ispatlanması hususunun destekten yoksun kaldığı iddiasında bulunan tarafa ait olduğu yönündeki kanaat kapsamında her ne kadar davacılardan … yönünden itiraz edilmekte ise de adı geçen …’ün müteveffanın desteğinden yoksun kalmadığı dolayısıyla adı geçen davacı yönünden raporlara bu yönden yapılan itirazların yerinde olmadığı ayrıca yine davacılardan … yönünden de itiraz edilmekte ise de adı geçen kişinin müteveffanın eşi olduğu ve müteveffanın desteğine muhtaç olduğu dosya kapsamında anlaşıldığından bu kişi yönünden ise davalılar yönünden yapılan itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dosyaya aktüer hesaplaması yönünden birden fazla rapor sunulmuş ise de uyuşmazlığa konu dosya yönünden hesaplamaya esas alınacak aktüer raporunun hükme en yakın tarihli rapor göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla dosyaya kazandırılan önceki raporların da bu nedenle tarihleri göz önüne alındığında destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hükme esas alınamayacağı ve fakat yine her ne kadar dosyaya sunulu 02/03/2021 tarihli aktüer bilirkişisi raporuna itiraz edilmiş ise de söz konusu itirazlarda belirtildiği üzere genel şartlar gereği hesaplama yapılmasına yönelik talebin Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı somut norm denetimi yolu ile iptal hükmü göz önüne alındığında yerinde olmadığı, her ne kadar kaza tarihi dikkate alındığında hesaplamanın TRH 2010 hesap tablosuna göre ve % 10 artış ve % 10 iskonto uygulanmak suretiyle oluşturulması gerektiği en son güncel Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri kararları ile içtihat niteliğinde uygulama birliği gelişmiş ise de Mahkememizce kurulan ara karar tarihi itibariyle henüz hesaplamada baz alınması gereken yönetmeliğin henüz netlik kazanmaması hususu göz önüne alınarak örnek Yargıtay kararları uyarınca PMF hesap tablosuna göre yapıldığı görülmekte ise de hesaplamada baz alınan yönetmelik yönünden bu yönde bir itirazın ileri sürülmediği, en son güncel Yargıtay kararları ile vurgulandığı üzere daha fazla tazminat hesabı ortaya çıkaran ve bu nedenle Ülkemiz ekonomik koşullarına daha uygun olduğu yönündeki değerlendirme ile uygulanan TRH 2010 hesaplama tablosu yönünden dosyaya yeniden bir rapor kazandırmanın davacı tarafından sunulu rapora itiraz edilmediği de göz önüne alındığında davanın uzamasına sebebiyet verilmemesi adına söz konusu aktüer raporu uyarınca ıslah talebine konu tazminat tutarı ile bağlı kalınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda oluş şekli belirtilen trafik kazası neticesinde dava dışı …’ün vefat ettiği, 6098 sayılı yasanın 56. Maddesi göz önünde bulundurularak davacılardan …’ün müteveffanın eşi, diğer davacıların ise müteveffanın çocukları olduğu hususu göz önüne alındığında davacılar yönünden manevi tazminat talep edilmesinde hukuki yararlarının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde yukarıda oluş şekli belirtilen trafik kazası neticesinde dava dışı …’ün vefat ettiği, söz konusu kazanın oluşumunda adı geçen müteveffanın %15 oranında, davalılardan …’un ise %85 oranında kusurunun bulunduğu, bahse konu trafik kazasından kaynaklı ayrıca davalı … yönünden taksirle ölüme neden olma suçundan Urla … ASCM’nin … Esas ve… Karar sayılı kesinleşmiş hükmünün bulunduğu, her ne kadar davacılardan … ve … yönünden davalılardan destekten yoksun kalma tazminatına yönelik talepte bulunulmuş ise de yukarıda açıklandığı üzere müteveffanın desteğinden sadece …’ün yoksun kaldığı, …’ün ise müteveffanın desteğinden yoksunluğunun bulunmadığı, tüm davacılar yönünden manevi tazminat talebinde bulunulmasına yönelik şartların gerçekleştiği, her ne kadar cenaze ve defin giderleri yönünden ilgili yerlere yazılan müzekkerelere verilen yanıtta yer ücreti olarak 90,00 TL ücret tahsisi yapımmış ise de bilirkişi raporu ile belirlenen cenaze ve defin giderlerinin talep konusunu oluşturan konularının bunlar ile sınırlı olmadığı ve ancak yerel adetlere göre de davacılar inanışlarına göre yaptığı cenaze törenleri açısından talepte bulunulamayacağı göz önüne alındığında bilirkişi raporu ile kusur indirimi sonucu belirlenen 1.275,00 TL’lik cenaze ve defin giderinin kabul edilebilir olduğuna karar vermek gerekmiş, yine her ne kadar davalı sigorta şirketi yönünden istem konusu edilen maddi tazminatın temerrüt tarihinden başlaması yönünde talepte bulunulmuş ise de dosya kapsamına göre davacılar yönünden KTK 97 uyarınca başvurunun dava açılmadan evvel yapılmadığı ve ancak bunun tamamlanabilir bir dava şartı olduğu değerlendirilerek dava tarihinden sonra bu hususta süre verildiği ve başvuru yapıldığı ve ancak ödemede bulunulmadığı gözetildiğinde adı geçen davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak takdir edilmesi gerektiği anlaşılarak açılı davanın kısmen kabulü ile davacı … yönünden takdir edilen 69.859,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, … yönünden istem konusu edilen destekten yoksun kalma tazminatının reddine, 1.275,00 TL cenaze ve defin giderinin sigorta şirketi haricindeki davalılardan 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve ayrıca her ne kadar yukarıdaki dava dilekçesi ile davalılardan yukarıda belirtildiği şekilde manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de yukarıdaki açıklamaları tekrarla 6098 sayılı yasanın 56. Maddesi göz önünde bulundurularak … yönünden 30.000,00 TL, … … yönünden 10.000,00 TL , … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL ve … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatların vefat tarihi olan 27/09/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; 27/09/2016 tarihinde meydana gelen ve …’ün vefatı ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı;
-Maddi Tazminat açısından;
A) Davacı … … yönünden takdir edilen 69.859,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE ADI GEÇEN DAVACIYA VERİLMESİNE,
B) Davacı … yönünden istem konusu edilen destekten yoksun kalma tazminatının REDDİNE,
C) 1.275,00 TL cenaze ve defin giderinin sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan vefat tarihi olan 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACILARA MÜŞTEREKEN VERİLMESİNE,
-Manevi tazminat açısından; 6098 sayılı yasanın 56. Maddesi göz önünde bulundurularak … yönünden 30.000,00 TL, … … yönünden 10.000,00 TL , … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL, … yönünden 10.000,00 TL ve … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatların vefat tarihi olan 27/09/2016 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılar … ve …… Ltd. Şti.’den müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 11.007,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.096,45 TL (891,45 TL peşin harç ile 1.205,00 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 8.910,67 TL karar ve ilam harcının;
– 3.933,72 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
– 4.976,95 TL’sinin ise DAVALI … VE …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutarlar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacılar tarafından yatırılan 2.125,65 TL (891,45 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru ve 1.205,00 TL ıslah harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 2.129,05 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 4.254,70 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 2.067,27 TL’sinin;
– 912,61 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACILARA MÜŞTEREKEN VERİLMESİNE,
– 1.154,66 TL’sinin ise DAVALI … VE …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACILARA MÜŞTEREKEN VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4- Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 67,25 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFLARA MÜŞTEREKEN İADESİNE,
5- Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Gereğince kabul tutarı üzerinden;
-Maddi tazminat yönünden takdir edilen 10.047,52 TL vekalet ücretinin;
– 9.881,77 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’e VERİLMESİNE,
– 165,75 TL’sinin ise DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACILARA MÜŞTEREKEN VERİLMESİNE,
– Manevi tazminat yönünden;
A) 4.500,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’e VERİLMESİNE,
B) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’e VERİLMESİNE,
C) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’A VERİLMESİNE,
D) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’A VERİLMESİNE,
E) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’A VERİLMESİNE,
F) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’e VERİLMESİNE,
G) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALI … ve …… LTD. ŞTİ’den MÜTESELSİLEN TAHSİLİ ile DAVACI …’e VERİLMESİNE,
6- Davalılardan …, … … Ltd. Şti ve … Sigorta A.Ş. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden;
-Maddi tazminat yönünden; hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DEN TAHSİLİ İLE DAVALILARA MÜŞTEREKEN VERİLMESİNE,
– Manevi tazminat yönünden;
A) 4.500,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DEN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
B) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DEN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
C) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DAN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
D) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DAN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
E) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’TAN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
F) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DEN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
G) 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACI …’DEN ALINARAK DAVALI … VE … … LTD. ŞTİ’YE VERİLMESİNE,
7- Dair Davacılar vekili ile davalılar … ve … vekillerinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır