Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1232 E. 2021/666 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1232 Esas
KARAR NO : 2021/666

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2016
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla 08.09.2016 tarihi itibariyle 275.380,18 TL alacağın tahsili için Kemalpaşa İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, Ancak davalı firmanın takibe itiraz etmiş bulunduğundan haklarındaki takibin durduğu, davalı firmanın haksız itirazının haksız ve dayanaksız olduğu, Çünkü toptan et ticareti yapan müvekkilinin davalı firmaya aşağıda fatura dökümleri bulunan miktarda ve tutarda et satıldığı, Müvekkilinin tüm işlemlerinin yasa! ve kayıtlı olduğu, davalı firmaya malların teslimi ile birlikte işbu faturaların da teslim edildiği, fakat müvekkili şirkete faturalarla alakalı hiçbir ödeme yapılmadığı, Davalı firmanın … Hastanesi ile … Hastanesinin yemek hizmetlerini verdiği, dava konusu alacağın bu hizmetler için davalı firmanın yemek hizmeti sebebiyle hak edişlerini aldığı … Hastaneleri Birliği, … Hastaneleri Birliği, … Hastanesi ile … Hastanesi nezdinde bulunan alacaklarına ihtiyati haciz talep edildiği, açıklanan nedenlerle ve yargılamada belirecek durumlar karşısında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle müvekkilinin hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla davalı firmanın yedinde veya 3.şahısta (… Hastaneleri Birliği, … Hastaneleri Birliği, … Hastanesi ile … Hastanesi) olan taşınır ve taşınmaz mallarına ve alacaklarına, teminatları veya teminat mektuplarıyla diğer haklarına ihtiyaten haciz konulmasına, Kemalpaşa İcra MüdUrlüğü’nün … sayıh dosyası ile yapılan takibe karşı davalıların itirazının iptaline, takibin 275.380,18 TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlaıla devamına %20den aşağı olmamak kaydı ile icra İnkar tazminatına hükmedilmesinc, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmektedir.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen hususların kabul edilmediği, itiraz edildiği, dava dilekçesinde belirtilen hususların hukuki dayanağının bulunmadığı, belirtilen iddiaların ispata muhtaç olduğu, Dava konusu somut olay incelendiğinde müvekkilinin borcunun daha Önce ödendiğinin görüleceği zira takibin dayanağı faturalara karşılık davacı tarafa müvekkili şirket tarafından … … Şubesine ait 27.396-TL meblağlı … no.lu 15.04.2016 vadeli, … … Şubesine ait 38.720-TL meblağlı … no.lu 25.04.2016 vadeli, … … Şubesine ait 27.960-TL meblağlı … no.lu 25,04.2016 vadeli, … … Şubesine ait 15.000-TL, meblağlı … no.lu 25.05.2016 vadeli, … … Şubesine ait 60.000-TL meblağlı … no,lu 25.07.2016 vadeli çeklerin teslim edildiği, davacı tarafın bu çekleri hangi faturalara karşılık olmak üzere teslim aldığına ilişkin kendi imzalamış olduğu tediye makbuzlarını müvekkili şirketin muhasebe departmanından çıkartılarak dosyaya sunulduğunda müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının kanıtlanacağı, Dava dilekçesinde müvekkili şirketin davacıya ekli faturalardan kaynaklı borcunun bulunduğu iddia edilmekte ise de müvekkili şirketin davacı tarafa ödeme emrinde yazılı faturalardan kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığı, davacının alacaklı olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerektiği, takibin dayanağı faturalarda belirtilen mal vc hizmetin müvekkiline teslim edildiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, alacaklı tarafın tek taraflı olarak fatura düzenleyerek müvekkilini borçlandırmaya çalışmasının hukuken kabul edilemeyeceği, Takip miktarı ve dava değeri dikkate alındığında alacaklı tarafın talep ettiği alacağını tanık delili ile kanıtlamasının hukuken mümkün olmadığı, ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden tarafın bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiği, akdi ilişkinin taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebileceği, arz ve izah edilen nedenlerden dolayı icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine ilişkin yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine müvekkili aleyhine açılan hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız takip nedeni ile davacı tarafın talep edilen alacağın %20’si cutarında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmektedir.
Davacı … vekilince Mahkememize sunulan 02/01/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; faturalara ilişkin ödemenin davalının cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu çeklerle yapıldığı ve bu sebeple müvekkiline olan borçlarının ödendiğinin iddia edildiği, bu çeklerin bedelinin ödendiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğu, işbu çeklerle ilgili olarak Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 24.03.2016 tarihinde ödeme yasağı konulduğu, davalının daha sonra müvekkilini arayarak çeklerle ilgili bir sorun çıktığı, çek asıllarının kendilerine iade edilmesinin talep edildiği, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticarete güvenerek çek asıllarını davalı tarafa iade ettiği, bu hususun da davalı tarafın süre uzatım dilekçesinde açıkça kabul edildiği, Davalı tarafın cevap dilekçesinde esasa ilişkin cevaplar bölümünün 2.paragrafında takip konusu faturalara karşılık olarak dökümünü verdikleri çekleri müvekkiline teslim ettiklerini ve böylelikle müvekkiline olan borçlarını ödediklerinin beyan ve iddia edildiği, davalı tarafın bu beyanı ile müvekkiline olan borcunu ödediğini iddia ederken aslında müvekkilinden takip konusu faturalarda yer alan mal ve hizmetleri aldığını, bunların kendisine teslim edildiğini, takip konusu faturaların kendilerine ulaştırıldığının ve bunlara herhangi bir itirazlarının bulunmadığının ikrar edildiği, niteliği itibari ile bağlantılı birleşik ikrar olan bu beyan ile davalı tarafın borcu kabul ettiği fakat ödediğini iddia ettiği belirtilmiştir,
Davalı vekili tarafından sunulan 23/11/2017 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın cevap dilekçelerinde cevaben vermiş bulundukları cevaba cevap dilekçesi ile iddia olunan hususların cevap dilekçesinde belirtilen iddiaları çürütür mahiyette olmadığından mezkûr cevap dilekçelerinin İçeriğini tekrar ile haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği belirtilmiştir,
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyası, bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın raporu, Kemalpaşa Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Kemalpaşa Vergi Dairesi, … Bank … Şubesi, Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevapları dosyamız arasındadır.
Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyası’nın incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine 261.620,00 TL asıl alacak ve 13.760,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 275.380,18 TL alacağın tahsili istemli ilamsız takip başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu, takip dayanağının “… tarafından davalı ….Ltd.Şti adına 07.01.2016 tarih … no.lu 21.949-TL, 14,01 2016 tarih … no.lu 23.426 TL, 21.01.2016 tarih … no.lu 20.629-TL, 28.01.2016 tarih … no.lu 38.718-TL, 04,02.2016 tarih … no.lu 30.658-TL, 11.02.2016 tarih … no.lu 27.958-TL, 18.02.2016 tarih … no.lu 18.432-TL, 25.02.2016 tarih … no.lu 43.985-TL, 10.03.2016 tarih … no.lu 35,865,10 TL tutarlı faturalar” olarak belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizin 27/02/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile davalı defterleri üzerinde bir SMMM bilirkişi vasıtası ile dava ve takip konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturalara karşılık ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa nakit mi yoksa çek olarak yapıldığı, hangi çeklerle yapıldığı ve takip konusu faturalar nedenyle takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa miktarı konusunda bilirkişiden rapor aldırılmasına yönelik yazılan talimat gereği Trabzon ATM’nin … Talimat sayılı dosyasına bilirkişi … tarafından 11/04/2018 tarihli raporun sunulduğu, taraf vekillerine tebliğinin yapıldığı görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “Davalının esas dosyaya sunduğu 2016 yılı defterlerinin açılış ve kapanış onay kaydı yasal süresinde yapılmış olup, sahibi lehine delil teşkil edeccği tespit edilmiştir. Banka tarafından ilişkiye dayandığı iddia edilen çeklerin davalı tarafından davacıya ödenmediği çek fotokopilerinin arkasındaki şerh ve banka yazısından aalaşdmakta olup davalının kayıtlarında yer alan … nolu … 33.340,00 TL çeki ile … nolu … 21.950,00 Tî. miktarlı çeklerin Ödemesi de belli değildir. Davacının 33.340,00 TL devir bakiyesi alacak olarak İddiası yer almadığından Ödeme olarak kabul edilmelidir. Davalının defter kayıtlarına göre; 10.01.2016 larihindcki fatura karşılığı 21.949,80 TL NAKİT, 2 adet çek karşılığı 55.290,00 TL ödeme ve 100, 101, 102 ve 103 nolu tediye makbuzları ile 217.724,90 TL olmak üzere 294.964,70 TL 2015 vc 2016 yılma ilişkin hareketlerden davacıya 2.000,10 TL bakiye borç kayıtlarda yer aldığı, ödemelerin esas dosyaya konu iddialara göre uyumsuz olduğu, kayıtlarda yer alan miktarların belgelerinin sunulması sureti ile tevsiki Mahkemenizin takdirine ait olmak üzere kanaate varılmıştır” şeklinde görüş ve kanaatin bildirildiği, adı geçen rapora karşı taraf vekillerince beyan ve itirazları içerir dilekçelerin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 25/09/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın SMMM bilirkişisi …’ e tevdi ile davacının ticari defterleri incelenerek talimatla alınan davacı defterlerine ilişkin bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak takip konusu her bir faturanın davacı defterinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturaların davalı defterinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı olmayanlar yönünden teslme ilişkin belgeler, eğer her bir fatura yönünden ödeme söz konusuysa bu ödemeler, ödeme yerine verilen çekler, davalı tarafından dayanılan tediye makbuzları ve davacı defterinin ödeme kayıtları tek tek değerlendirilerek takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, işlenmiş faiz alacağının olup olmadığı (gerektiğinde TTK 1530 maddesi de gözetilerek) konusunda rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 04/12/2018 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen” Sayın Mahkeme tarafından davalı şirket tarafından ibraz edilen 248.162-TL tutarlı Tediye Makbuzları üzerindeki kaşe ve imzanın davacıya ait olduğuna karar verilmesi durumunda, davalı tarafından yapılan ödeme toplamının 303.512-TL olarak kabul edilebileceğinden, Davacı … ‘nın Kemalpaşa İcra Müdürlüğü ‘nün … Esas saydı dosyasına istinaden davalı …. L t d. Şti, ‘n den 08.09.2016 icra takip tarihi itibari ile herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, Sayın Mahkeme tarafından davalı şirket tarafından ibraz edilen 248.162-TL tutarlı Tediye Makbuzları üzerindeki kaşe ve imzanın davacıya ait olmadığına karar verilmesi durumunda, davalı tarafından yapılan ödeme toplamının 55.350-TL olarak kabul edilebileceğinden, Davacı … ‘nın Kemalpaşa İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyasına istinaden davalı … Ltd, Şti nden 08.09,2016 icra takip tarihi itibari ile 246.381,07 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği, İşbu raporun İşlemiş faiz Yönünden davacının davalıdan 08.09.2016 icra takip tarihi itibari ile 246.381,07 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceğinden 08.09.2016 icra takip tarihi itibari ile 4.258,98 TL tutarında alacak talebinde bulunabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde kanaat belirtildiği, rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 12/11/2019 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile 6 adet tediye makbuzu ile 4 adet tahsilat makbuzu altında yer alan imzaların davacı asile ait olup olmadığının tespiti yönünden rapor hazırlanması için dosyanın grafoloji uzmanı …’na tevdine karar verilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 17/03/2020 tarihli raporda aynen “İnceleme konusu 10 adet makbuz üzerinde … adına atfen atılı imzalar ile …’ya ait karşılaştırma imzaları arasında yapılan incelemeler sonucunda; ekte görüntülerde de işaretlendiği üzere, başlangıç, ara grama, bitiş, noktalama hareketleri ve yukarıda sayılan diğer tanı unsurları yönünden belirgin farklılıklar saptandığı cihetle söz konusji-ijn/aların mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı kanaatimi bildirir adli bilirkişi raporudur” şeklinde kanaat belirtildiği, rapora karşı davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 12/11/2019 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile davacı tarafından bilirkişi raporuna itiraz talebi doğrultusunda … Bank yazı cevabının yeniden değerlendirir şekilde dosyanın SMMM Bilirkişi …’e tevdii ile ek rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiş adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 02/03/2020 havale tarihli ek raporda aynen “Sayın Mahkemenin 04.02.2020 tarihli görevlendirmesi neticesinde davacı …’nın yasal defterleri üzerinden yapılan tespitler ışığında icra dosyası ve dava dosyası üzerinde yapılan ek incelemeler sonucunda gerek kök raporda gerek işbu raporun ek inceleme, değerlendirme ve tespitler bölümünde ayrıntısı ile belirtildiği üzere İtirazları karşılayan tüm hususlar kök raporda ayrıntısı ile irdelenmiş ve değerlendirilmiş olup tarafların yasal defterlerinin karşılıklı incelenmesi neticesinde dava dosyasında mevcut tüm bilgi ve belgeler ışığında bir hesaplamaya gidilmiştir. Bu defa dava dosyasına sunulan yeni bir bilgi ve belgenin söz konusu olmaması hususu da göz önünde bulundurularak 04.12.2018 tarihli kök raporda değişikliği gerektirecek herhangi bir hususa rastlanmamıştır.” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüş, rapora karşı taraf vekillerince beyan ve itiraz dilekçelerinin sunulduğu görülmüştür. Mahkememizin 14/07/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın İstanbul ATK Fizik İhtisas Kuruluna gönderilerek 11 nolu celse 4 nolu ara kararda belirtilen 6 adet tediye makbuzu ile 4 adet tahsilat makbuzunda yer alan imzaların davacı asile ait olup olmadığı yönünde rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verilmiş, İstanbul Adlİ Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan 26/10/2020 tarihli raporda aynen “TOPTAN ET TİCARET – … ” kaşe izi üzerinde atılı basit tersimli imzalar ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’nın eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür.
Bu sefer Mahkememizin 26/01/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile 15/07/2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 16/2 hükmü gereği dosyanın ATK Fizik İhtisas Dairesi Üst Kurulu’na tevdi ile … tarafından hazırlanan 17/03/2020 tarihli rapor ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 26/10/2020 tarihli raporların kanaat bölümünün birbirleriyle çelişki arz ettiği kanaatine varılmakla en az 7 uzmanın katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince dosyanın tetkiki ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesine esas 6 adet tediye makbuzu ile 4 adet tahsilat makbuzunda yer alan imzaların davacı asile ait olup olmadığı yönünde kesin kanaati bildirir raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesine karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 29/04/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, genişletilmiş uzmanlar heyeti tarafından yapılan incelenmesinde inceleme konusu makbuzlarda “…” kaşe üzerindeki basit persinli imzalar ile …’nın mukayese imzaları arasında farklılıklar saptandığından kuvvet ve muhtemel …’nın eli ürünü olmadığı hususunun kanaat olarak bildirildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından rapora beyan, davalı vekili tarafından beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; davacının toptan et ticareti yaptığı dava dilekçesinde yazılı faturalar ile fatura konusu etlerin davalıya sattığı ve teslim ettiği, ancak davalı tarafça bu faturalara karşı ödeme yapılmadığı, davalının söz konusu etleri İzmir’de yükleminde olan bir kısım hastanelere verdiği yemek hizmeti nedeniyle aldığı, davalının ödemediği 261.620 TL asıl alacak ve ferisi toplamı 275.380,18 TL alacağın tahsili için Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine girişildiği, davalının borca itirazı nedeniyle takibin durduğu itirazın haksız olduğu ileri sürülerek davalının borca itirazının iptaline takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talebine karşılık davalı tarafça mahkememizin yetkisine itiraz edilmekle birlikte esasa ilişkin olarak iddiaların ispata muhtaç olduğu, müvekkilinin borcu daha önce ödediğinin görüleceğini, müvekkili tarafından davacıya cevap dilekçesinde yazılı çeklerin teslim edildiği, bu çeklerin hangi faturalara karşılık alındığının muhasebe departmanlarından çıkartılacak tediye makbuzları ile ispatlanacağının, davacı tarafa borçlarının bulunmadığı, alacağın yazılı delille kanıtlanması gerektiği ileri sürülerek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin savunulduğu, böylel,ikle uyuşmazlığın taraflar arasında mevcut satım ilişkisinde dava ve takip konusu faturalara konu malların davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilip edilmediği bedelinin ödenip ödenmediği takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklıysa miktarı konusunda olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça yetki ilk itirazında bulunulmuş ise de yukarıdaki raporlar göz önüne alınarak yapılan değerlendirme neticesinde BK 89 ve HMK 10. madde doğrultusunda yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesin geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davalı tarafından davacı aleyhine kendi kayıtlarına göre 2019 yılında 10 adet fatura düzenlenmiş ise de davaya dayanak icra takip dosyasında 9 adet fatura üzerinden takip talebinde bulunulduğu, taraflar arası ticari ilişkinin 2019 öncesinde başladığı ve 2016 yılına devir bakiyelerinin her iki taraf kayıtlarına göre de aynı olduğu göz önüne alındığında devir bakiyesi tutarının davalıdan tahsili talep edilmediğinden söz konusu 9 adet fatura üzerinden mevcut dava konusu uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Taraf defterlerinin yukarıda belirtildiği şekilde incelendiği göz önüne alındığında taraflar arasında toptan et ticaretine dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu ticari ilişkide davacının satıcı, davalının ise alıcı konumunda olduğu, ilişkinin 2019 öncesi başladığı ve her iki taraf kayıtlarına göre davacının 2019 öncesinden davalıdan 33.340,10 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı taraf kayıtlarına göre davalı aleyhine 2019 yılında 10 adet fatura tanzim edildiği, bu faturalardan 9 adedinin davalı tarafta kayıtlı olduğu, tanzim edilen faturalardan … nolu faturanın davacı kayıtlarında 20.629,25 TL, davalı kayıtlarında ise 22.629,25 TL olduğu, … nolu faturanın ise davalı kayıtlarında bulunmadığı ve fakat bu tutarın davalıdan tahsilinin talep edilmediği göz önüne alındığında … nolu faturadan kaynaklı olarak alacağın davacı defterinde kayıtlı olduğu şekilde 20.629,25 Tl olarak talep edilebileceği ve diğer kayıtlı olan 8 adet faturanın ise her iki taraf kayıtlarına göre aynı tutarda olduğu görülmekle bu açıklanan hususlar doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucu 2019 yılında davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen faturalar toplamı olan 261.624,60 TL tutarlı faturaların tamamının davalı taraf nezdinde de kayıtlı olduğu görülmüştür.
Söz konusu faturalara istinaden davalı tarafça yapıldığı belirtilen ödemelerin incelenmesinde ise; bu faturalardan … nolu ve 21.949,80 TL tutarlı faturanın dosya kapsamına göre … … şubesine ait … nolu çek ile ödendiği, her ne kadar davalı tarafından … … şubesine ait … nolu çek ile bir ödeme daha yapıldığı belirtilmiş ise de söz konusu ödemenin yapıldığı anlaşılmakla birlikte davaya konu edilemeyen … nolu faturanın bu çek ile ödendiği, davalı tarafından bu çekler haricinde tediye makbuzları ile de ayrıca bir ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de dosyaya sunulu yukarıda belirtilen grafoloji uzmanı ve ATK fizik İhtisas Dairesi raporlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi ile tediye makbuzlarında yer alan imzaların davacı yan eli ürünü olmadığına Mahkememizce kanaat getirildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının sadece … nolu fatura tutarını ödediği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen fatura ve ödeme kayıtlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi ile davacı tarafından davalıdan talep edilen 261.624,60 TL tutarlı faturaların tamamının davalı taraf nezdinde de kayıtlı olduğu dolayısı ile davacı tarafından faturanın davalı yana teslimi kanıtlandığı gibi içeriği ürünlerin de davalıya teslimine dair karine oluştuğu ve aksinin ispatı davalı tarafta iken zaten bu hususun aksinin davalı yanca da iddia edilmediği, davalı tarafından yukarıda belirtildiği şekilde 21.949,80 TL tutarındaki fatura ödemesinin yapıldığı her ne kadar bu tutar davacı tarafından kabil edilmemekte ise de bunun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, borç tutarının çekler ile ödendiği belirtilmiş ise de dosya kapsamında da sabit olduğu üzere …, …, … ve … nolu çekler her ne kadar davalı tarafından davacı lehine keşide edilmiş ise de bu çeklerin davacı tarafa ödemesinin yapılmadığı gibi çeklerin iptali yönündeki karar üzerine davalı yana iade edildikleri, … nolu çekin ise davalı tarafından dava dışı şirkete keşide edildiği ve üzerinde ya da ciranta kısmında davacı yan yönünden kayıt olmadığı, … ve … nolu faturanın … nolu çek ile ödendiği ve ayrıca … nolu faturanın … nolu çek ile ödendiği tediye makbuzlarına dayandırılmak suretiyle belirtilmekte ise de tediye makbuzlarında yer alan imzanın davacı tarafa ait olmadığı kanaatine varıldığından bu nitelikte ödemenin ispatının davacı tarafça yapılamadığı anlaşılmakla kayıtlı tutar olan 261.624,60 TL’den davalı ödemesi olduğu sabit olan 21.950,00 TL’nin düşürülmesi ile esasen davacı tarafın davalı taraftan 239.674,80 TL alacaklı olduğu ve ancak davacı tarafça 261.620,00 TL fatura tutarlar toplamı belirtildiğinden yapılan ödeme tutarının mahsubu sonucu davacının 239,670,00 TL tutarda davalıdan asıl alacak talebinde bulunabileceği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça istem konusu edilen icra takip alacağı üzerinden işlemiş faiz tutarına da itiraz edilmekte ise de esasen 6102 sayılı TTK’nın 1530/4 gereği davacının davalıdan faiz isteminde bulunabileceği ve fakat her ne kadar davacı tarafından yukarıda belirtildiği tutar üzerinden faiz talebinde bulunulmuş ise de bu husus yeniden bilirkişi incelemesine gönderilmeyerek faiz yönünden Mahkememizce değerlendirilme yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda TTK 1530/4-a bendi gereği yapılan hesaplama neticesinde dava konusu olan faturalar göz önüne alındığında davacı tarafça da yasal faiz istenildiğinden yıllık %9 yasal faiz oranı göz önüne alınarak, faturaların davalı yan nezdinde kaydedildiği tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda davalı tarafça temerrüte düşüleceğinden faiz başlangıç tarihlerinin bu sürenin sonundan başlamak üzere icra takip tarihine kadar ki süre aralığı döneme yönelik olarak aşağıdaki şekilde hesaplama yapılmakla;
FATURA NO
BEDEL
BAŞLANGIÇ
BİTİŞ
TUTAR

23.426,00 TL
20-02-2016
08-09-2016
1.161,03 TL

20.629,00 TL
02-03-2016
08-09-2016
966,45 TL

38.718,00 TL
02-03-2016
08-09-2016
1.813,91 TL

30.658,00 TL
12-03-2016
08-09-2016
1.360,71 TL

27.958,00 TL
22-03-2016
08-09-2016
1.171,94 TL

18.432,00 TL
22-03-2016
08-09-2016
772,63 TL

43.985,00 TL
31-03-2016
08-09-2016
1.746,14 TL

35.865,00 TL
10-04-2016
08-09-2016
1.335,36 TL
olmak üzere toplam 10.328,17 TL tutarında faiz hesaplaması yapılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arası 2019 öncesinden başlayan toptan et alım satımına dair yazılı olmayan anlaşma uyarınca oluşan ticari münasebet sonucu her iki taraf kayıtlarında da sabit olduğu üzere davacının 2019 yılına devir alacağının 33.410,10 TL olduğu ve ancak bu tutarın dava konusu edilmediği, davanın sadece 2019 yılında davalı aleyhine düzenlenen 9 adet faturadan ibaret olduğu, yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından davalı aleyhine 2019 yılında toplam bedeli 261.624,60 TL tutarında fatura düzenlendiği, bu tutarın 261.620,00 TL olarak icra takibine konu edildiği, söz konusu 9 faturanın da davalı kayıtlarında yer aldığı, her ne kadar davacı kayıtlarında olmasa bile davalı tarafından takibe konu edilen faturalardan 21.949,80 TL’lik fatura ödemesinin 21.950,00 TL’lik çek ile yapıldığı anlaşılmakla talep konusu edilen asıl alacak yönünden davacının davalıdan 239.670,00 TL tutarda alacaklı olduğu, yine yukarıda belirtildiği şekilde takibe konu edilen tutarların faiz hesabı sonucu davacının davalıdan 10.328,17 TL tutarda faiz talep edebileceği sonucuna varılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile; Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyası üzerinden yürütülen takibe davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 239.670,00 TL asıl alacak ve 10.328,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 249.998,17 TL üzerinden takibin devamına, Fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında faiz uygulanmasına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden kabul edilen tutar yönünden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın kötü niyeti sübut bulmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına kararı vermek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyası üzerinden yürütülen takibe davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 239.670,00 TL asıl alacak ve 10.328,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 249.998,17 TL üzerinden takibin devamına,
-Fazlaya ilişkin iptal talebinin REDDİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında faiz uygulanmasına,
2- Alacak yargılamayı gerektirdiğinden kabul edilen tutar yönünden davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
3- Davacı tarafın kötü niyeti sübut bulmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına,
4- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 17.077,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.072,81 TL (3.325,91 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 1.376,90 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 12.374,57 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 3.355,11 TL (3.325,91 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 4.607,40 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 7.962,51 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 7.228,59 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, arta kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 102,60 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
7- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 1.000,00 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 92,18 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, arta kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 25.949,87 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
9- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. Gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
10- Davacı yan yönünden dosya arasına kazandırılan imza incelemesine esas belge asıllarının kararın kesenleşmesinden sonra ilgili birimlere İADELERİNE,
11- Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır