Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/332 E. 2022/896 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/716 Esas
KARAR NO : 2022/998

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 05/09/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile … plaka sayılı aracın satışına dair anlaşmanın yapıldığı ve 31/05/2022 tarihinde noter huzurunda satışın gerçekleştiği, araç bedelinin davalının eşi … adına olan banka hesabına 124.500,00 TL olarak yatırıldığı, davalının aracın satışı için Faceboktan verdiği ilanda km’sinin 232.700,00 olarak belirtildiği ancak aracın bakıma götürüldüğünde davalının satış ilamına konulmuş olan ekspertiz raporunun gerçeği yansıtmadığı, araçta gizli ayıplar olduğunun tespit edildiği, Tüvtürk muayenesinde 23/02/2022 tarihinde 229.848 km olarak görüldüğü davalının araçta hiçbir kusuru olmadığının davacıya belirttiği, aracın gerçek değerinin muayeneden geçirildiği ekspertiz raporunda gerçek km’sinin 398.442 km olarak ortaya çıktığı bu oynamanın müvekkil tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı ve bunun ağır bir gizli ayıp olduğu, derhal davalıya ait hatta ilişkin whatsapp’tan 17/06/2022 ‘de bu durumun davalıya bildirildiği ve davalıdan aracını geri alması ve paranın iade edilmesini talep edildiği, davalının kabul etmemesi üzerine davacı tarafça aracın 21/06/2022 tarihinde yeniden ekspertize sokulduğu ve km’nin 398.442 olarak tespit edildiği, yine bunun üzerine 22/06/2022 günü seçimlik hakların yazıldığı Manisa 2. NOterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnameye davalıya tebliğ ettiği ancak davalının ayıptan sorumlu olmadığını davacıya ihtarname yolu ile bildirdiği belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile talebin kabulü ile sözleşmeden dönme ile aracın iadesi ve satış bedelinin iadesinin ve davalı adına kayıtlı … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasının, satım bedeli olan 124.500,00 TL’nin satım tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin, davacının uğradığı menfi zararının bilirkişi marifetiyle tespiti ile şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsilinin ve sözleşme için yapılan bedel ile ihtarname ve ekspertiz ücretinin ve ayrıca yargılama harç gideri ve harç giderinin davalı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı yanca süresinde cevap verilmemekle birlikte davanın esasına yönelik 23/12/2022 tarihli beyan dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alındığında dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlandığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmış davalı yanın iş bu davayı inkar çerçevesinde savunduğu kanaatine varılmıştır.
DELİLLER:
NOterler Birliğine, taraflar yönünden ticaret sicil ile vergi dairesine yazılan müzekkereler cevap verildiği, dava dilekçesi ekinde ihtarnameler satış sözleşmesine ilişkin noter belgesi, whatsaap yazışmalarını gösterir kayıtların olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; davalı adına kayıtlı … plaka sayılı aracın mahkememiz davacısına Torbalı 1. NOterliği’nin 31/05/2022 tarih ve … yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile 120.000,00 TL karşılığı devredildiği, devrin mahkememiz davacısına tescilinin verildiği ve bu hususun trafik kaydından da anlaşıldığı, mahkememiz davacısı tarafından davaya konu iddialar ile alakalı davalı aleyhine gönderilen ihtarnamenin davalıya tebliği üzerine davalı tarafça ihtarnameye cevabi ihtarnamenin sunulduğu, davacı tarafça gönderilen ihtarnamede 6502 sayılı yasa kapsamında satılanı geri vermeye hazır olduğu beyanı ile sözleşemeden dönme iadesinin davalıya iletildiğine dair seçimlik hakkın bildirildiği ayrıca menfi zararın ödenmesinin talep edildiği konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın davalının davacıya sattığı aracın bedelinin davacının iddia ettiği gibi 124.500,00 TL olup olmadığı, söz konusu aracın km’sinin davacıya daha düşük olarak beyan edilip edilmediği, aracın orijinal km’sinin bildirilenden daha yüksek olup olmadığı, bu durumdan davalının sorumlu olup olmayacağı ile bu durumun davacı açısından ayıp teşkil edip etmediği, teşkil etmekte ise ayıbın gizli ayıp mu yoksa açık ayıp mı olduğu, bu kapsamda davacının sözleşmeden dönme iradesinin sonucunun kabul edilip edilmeyeceği ve davacının bu satış işleminden kaynaklı ayrıca menfi zararının olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine yönelik araç satışında kaynaklı sözleşmeden dönme ile aracın iadesi ve satış bedelinin iadesi ile menfi zararının tazminine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arası uyuşmazlık yukarıda belirtildiği şekilde oluşa geldiği anlaşılmakta ise de mahkememizce dava konusu uyuşmazlık göz önüne alındığında ticaret sicil ve vergi dairelerine yazılan müzekkereler sonucu mahkememiz davalısı Osman’ın ticaret sicil’de herhangi bir kaydı olmadığı gibi vergi dairesinde de bir kaydın olmadığı, Mahkememiz davacısının ise ticaret sicilde kaydı olmamakla birlikte Mesir vergi dairesi cevabi yazısına göre işletme hesabına göre defter tuttuğu ve ancak esnaf faaliyeti sınırlarını aştığı görülmekle birlikte davacının tacir vasfına sahip olduğu ve ancak davalının tacir olmadığı anlaşılmakla dosya kapsamında öncelikle görev yönünden ön inceleme aşamasına geçmeden evvel değerlendirme yapılmıştır.
Mahkemelerin görevi, dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gereken bir husustur ve 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Kanun’un kapsam ”Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un ”Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (1) nolu bendinde ise tüketici işlemi, ”Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73. maddesinde ise tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alındığında iş bu dosya kapsamına göre taraflar arasında 31/05/2022 tarihli araç satış sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlığın bulunduğu, davacı taraf esnaf faaliyet sınırlarını aşmakta ise de mahkememiz davalısının tacir olmadığı, 6102 sayılı TTK’da ticari davaların mutlak ve nispi ticari dava olmak üzere ikiye ayrıldığı, bahse konu uyuşmazlığın mutlak nitelikte bir ticari davaya vücut vermediği gibi davalı yanın tacir olmadığı göz önüne alındığında ortada nispi anlamda da bir ticari davanın bulunmadığı, bu kapsamda mahkememizin görevsiz olduğunun değerlendirildiği ve uyuşmazlık satımından kaynaklandığından ve satımın hem 6098 sayılı yasada hem de 6502 sayılı yasada olduğu göz önüne alınmakla yapılan inceleme neticesinde satımın 6502 sayılı yasanın 83. Maddesi göz önüne alındığında davalı yan yönünden tüketici işleri sayılması gereken bir işlemden kaynaklandığı anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmekle birlikte dosyanın Tüketici mahkemeleri nezdinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak açılı davanın davanın görevsizlik nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı asilin yüzüne ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸