Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1298 E. 2021/624 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1298 Esas
KARAR NO : 2021/624

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2015
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas saylı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın babası , …’ın eşi ve diğer müvekkili …’in damadı …’ın evinin önünde ekmek almak için karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı esnada davalı …’nın kullandığı … plakalı … AŞ’ye ait belediye otobüsünün çarpması nedeniyle 01/10/2014 tarihinde ağır yaralı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldığını, ancak kurtarılamadığını, 02/10/2014 tarihinde vefat ettiğini, İzmir …sliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde yaya müteveffanın asli kusurlu , araç sürücüsü davalının da tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de bu kararın taraflarınca temyiz edildiğini, iş bu kararın henüz kesinleşmediğini, belediye otobüsü sürücüsünün şehrin en hareketli nüfusuna sahip yerde daha dikkatli araç kullanması gerektiğini , ama kendisinin buna özen ve dikkat göstermemesi sebebi ile bu olayın meydana geldiğini, müteveffanın ölümüne sebep olduğunu , ailesinin de kendisinden mahrum kaldığını, müvekkillerinden …’ın babasız kaldığını, yine müvekkillerinden …’ın da hayat arkadaşını kaybettiğini, merhum …’ın kayınvalidesi olan …’in de doksan yaşını geçkin olduğunu ve adeta kızı ile vefat eden damadının evine sığındığını , her ne kadar kendisi dul maaşı alsa da günümüz koşullarında yaşanan hayat zorluğu nedeni ile damadının da maddi desteğine başvurduğunu, müteveffanın kayınvalidesi olan …’nin Ödemiş’te bulunan ve içerisinde eşyaları olan evinin kirasını da müteveffanın ödediğini, müvekkillerinin yaşanan bu olay sonrasında toparlanamadıklarını , büyük elem ve acı duyduklarını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müteveffanın kızı … için 15.000,00 TL manevi, eşi … için 15.000,00 TL manevi , 1.000,00 TL maddi , kayınvalidesi … için de 8.000,00 TL manevi , 1.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 40.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın ölümün meydana geldiği tarih olan 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/11/2015 tarih … Esas ve … Karar sayılı kararı ile dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmadan uyuşmazlık yönünden görevsizlik kararı verilmiş ve kesinleşme üzerine Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili tarafından Mahkememize sunulan 18/02/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın ortak ve kesin yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davalı araç sürücüsünün davacının zarar görmesinde kusuru olmadığını, şirketin sorumluluğunun 268.000- TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddini, davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde şirketlerinin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden önce başlatılmasını davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep edilmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu 20/01/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf muris …’ın davalı müvekkilin sevk ve idaresinde bulunan aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiğini, bu kazada müvekkil sürücünün asli kusurlu olduğunu ve bu nedenle davacılar adına maddi manevi tazminat ödenmesi gerektiğini belirtildiği, davaya konu olan olayın 01.10.2014 tarihinde gerçekleştiği, davalı müvekkilinin … ‘a ait otobüsü kullandığı sırada bir anda yaya geçidi olmayan bir yerden geçmeye çalışmış ve yola aniden çıkmış, müvekkilin tüm çabalarına rağmen kazanın meydana geldiği, konu ile ilgili olarak İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …E. …K. sayılı dosyasından müvekkil sürücü hakkında dava açıldığını, bu dosya üzerinden alınan kusur raporlarında murisin kontrolsüz bir şekilde ve yaya geçidi olmayan bir yerden geçmeye çalışması nedeni ile asli kusurlu olduğunu, dava dilekçesinde … adına da tazminat talep edilmiş ise de, bu davacının murisin kayınvalidesi olup mirasçılık sıfatı olmadığını, dava dilekçesinde davacının murisin maddi – manevi bakımına muhtaç olduğunun belirtildiği, ancak bu hususun açığa kavuşturulması gerektiğini, çünkü, murisin de çok ileri yaşlarda olan bir kişi olup murisin yaşı itibari ile bakıma muttaç olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle … yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddini talep ettiklerini, bunun yanında dava dilekçesinde maddi tazminatın neden istenildiği anlaşılmadığı, Dava dilekçesinde pek çok maddi zarar kalemi açıklandığı, hangi kalemler için ne kadar talep edildiğinin belirtilmediği, bu nedenle davacı tarafa öncelikle alacak kalemlerinin açıklatılmasını talep ettiklerini, yine dava dilekçesinde murisin hastane masrafları da maddi zarar kalemi olarak açıklandığını, hastane masrafları yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, son olarak davalılar adına kayıtlı malvarlıkları üzerinde ihtiyati tedbir konulması talep edildiğini, İhtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sy HMK’nın 389. maddesi gereğince dava konusu olmayan malvarlıkları üzerine tedbir konulması mümkün olmadığını, davacı tarafın istediği manevi tazminat tutarları da fahiş oluş, zenginleşme amacı taşıdığını, Murisin asli kusurlu olması nedeni ile davacıların tazminat isteme hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi adı altında süresinden sonra sunulan ve bu nedenle beyan dilekçesi olarak kabul edilen 08/02/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın sorumluluğun tamamen müvekkil şirkete ve şoföre yüklenmesini kabul etmediklerini, kaza öncesinde veya kaza esnasında şoförün trafik kurallarını ihlal etmediğini, Kazanın şoförün sarf etmesi gereken azami dikkati sarf etmesine rağmen; müteveffa kazalının yolun sağındaki araçların arasından karşıdan karşıya geçmek için kontrolsüzce ve aniden yola çıkmasından kaynaklandığını, kazada müteveffanın asli kusurlu olduğu hem tutanaklarla hem de müvekkil şirketin taraf olmadığı ceza davası ile açıkça ortaya konulduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarları son derece yüksek olduğunu, davacılar bu dava 40.000.-TL tazminat isteminde bulunduklarını ancak talep edilen miktarın son derece fahiş olduğunu, kaldı ki manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanılmasına meri mevzuat müsaade etmediğini belirterek davalı aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davacıya tahmili talep edilmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevabi yazı ile hasar dosyası, … ilçe emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabı, … Belediye Başkanlığı yazı cevabı, … Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı yazı cevabı, bilirkişi raporları, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı kesinleşmiş karar sureti, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı ilamı, İzmir … ASCM’nin … esas ve … karar sayılı dosyası dosyamız içerisindedir.
İzmir … ASCM’nin … esas ve … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; uyuşmazlığın esasını teşkil eden trafik kazası nedeniyle davalılardan … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan açılan kamu davası neticesinde yapılan yargılama sonucu 06/1/2015 tarihli karar ile 5237 sayılı TCK’nın 87/1 maddesi uyarınca adı geçenin 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve ancak hakkında 5271 sayılı yasanın 231. Maddesi gereği HAGB kararı verildiği, söz konusu karara yönelik itiraz üzerine itirazın reddi ile hükmün 14/12/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce celse arasında verilen 04/12/2017 tarihli ara karar ile mahallinde verilen keşif kararı neticesi dosyaya trafik uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 14/12/2017 tarihli kusur raporunun dosyaya sunulduğu, taraflara usulüne uygun olarak tebliğin yapıldığı görülmüştür. Söz konusu raporda özetle sonuç kısmında aynen “Müteveffa yaya …’nın % 75 oranında ASLİ derece kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nın % 25 oranında ATLİ derecede kusurlu olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür.
Söz konusu rapora karşı taraf vekillerince itirazlarda bulunulduğu görülmüştür.
Kusur raporlarına yapılan itirazlar göz önünde bulundurulduğunda Mahkememizce 08/02/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar ile dosyanın Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek iş bu dosyada alınan 14/12/2017 havale tarihli kusur raporu ile dosyamız arasında bulunan İzmir … ASCM ‘ nin … E.sayılı dosyası arasında bulunan ve İstanbul ATK Trafik İhtisas Daireine ait olan 02/06/2015 tarih ve … sayılı rapor nazara alınarak davaya konu trafik kazasının oluşumunda davacılardan … ve … nin murisleri diğer davacı … nin damadı olan müteveffa …’ ın ve davalı … nın kusur durumlarının oransal olarak tespiti amacıyla rapor tanziminin istenmesine ayrıca raporun tanzimi sırasında taraf vekillerinin 14/12/2017 tarihli kusur raporuna karşı itirazlarının da değerlendirilmesine karar verilmiş, Ankara ATK trafik ihtisas dairesi başkanlığı tarafından hazırlanan 29/03/2018 tarihli raporunun dosyaya sunulduğu, taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporda özetle sonuç kısmında aynen “davalı sürücüsü …’nın % 40 oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’nın % 60 oranında kusurlu olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekili ile … vekillerinin itirazlarda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 04/10/2018 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyamızda alınan 29/03/2018 tarihli kusur raporuna itibar edilerek, dosyanın yargılamanın sürüncemede kalmaması açısından hesap bilirkişisi Dr. …’e tevdi olunarak davacıların destekten yoksun kalma tazmiantları ve diğer maddi tazminat talepleri hakkında rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 30/11/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun tebliğin yapıldığı görülmüştür. Söz konusu raporda özetle sonuç kısmında aynen ” 02/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’ın geride kalan eşi …’ın DYK tazminatı alacağı 53.245,94 TL olup, kusur indirimi sonrası bakiye alacağının 21.298,37 TL olacağı, kayın validesi …’in ise DYK tazminatı alacağı 7.729,07 TL olarak belirlenmiş olup, kusur indirimi sonrası 3.091,62 Tl olacağı, davacıların toplam DYK tazminat alacaklarının 24.389,99 TL olacağı, davacıların cenaze ve defin giderlerinin 1.000,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası bu yöndeki bakiye giderinin 400,00 TL olacağı kanaatiyle manevi tazminat takdirinin Mahkemeye ait olduğu ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davalılardan … Şirketi vekili ile … vekili tarafından ayrı ayrı bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçe ibraz edildiği, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve ıslah dilekçesi sunulduğu, ıslah harcının yatırıldığı ve tebligatların yapıldığı görüldü.
Davacılar vekili tarafından sunulan 17/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; … için DYK tazminatının 21.298,37 TL’ye, … için DYK tazminatının 3.091,62 TL’ye ve cenaze ve defin giderleri için 400,00 TL tazminat talep edildiği görülmüştür.
Her ne kadar Mahkememizce 04/10/2018 tarihli duruşmada 10/05/2018 tarihli duruşmada kusur yönünden çelişkinin giderilmesine yönelik kurulan ara karardan dönülerek dosyanın yukarıda belirtilen ara karar ile aktüer bilirkişisine tevdi yönünde karar verilmiş ise de bu sefer söz konusu 04/10/2018 tarihli ara karardan dönülerek dosyanın İTÜ Trafik kürsüsünden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi için İstanbul Nöbetçi ATM’ne talimat yazılmasına, davaya konu kazanın oluşumunda davacıların murisi …(yaya) ve davalı sürücü … ‘ nın (Belediye Otobüsü Şoförü) kusur durumlarının tespiti ve dosyadaki 14/12/2017 havale tarihli … imzalı kusur raporu ile Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin 29/03/2018 tarihli raporları arasındaki çelişkinin giderilmesinin istenmesine karar verilmiş, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası üzerinden Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Öğr. Gör. Yük. Müh. … tarafından hazırlanan 08/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.Söz konusu raporda özetle sonuç kısmında aynen “kazanın oluşumunda: … plaka sayılı taşıt sürücüsü …’nın %40 oranında, üst düzeyde tali kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın hareketlerinin kazada %60 oranında esas etken olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacılar vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı … vekili tarafından itiraz dilekçesinin sunulduğu, diğer davalılarca itiraz ya da beyan dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizin 29/06/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile Mahkememiz yargılamasına esas iş bu dosyada dosyaya kazandırılan son aktüer raporu olan 30/11/2018 tarihinden sonra kusur konusu dosyada halihazırda çelişki olduğundan bahisle tahkikata yönelik inceleme yapılmadığı, 05/11/2019 tarihinden sonra ve ayrıca yine 09/01/2021 tarihinden sonra yine dosya kapsamında usule yönelik eksikliklerin bulunduğu tespitine yönelik bu konuda işlemler yapıldığı ve neticede usulü eksikliklerin tamamlandığı ve ancak dosyaya kazandırılan aktüer raporunun 30/11/2018 tarihi olduğu ve fakat dava konusu uyuşmazlık yönünden karar tarihine en yakın aktüer rapor dosyaya kazandırılmak suretiyle karar verilmesi hususu Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında vurgulandığı hususları göz önünde bulundurularak dosyanın önceki aktüer raporu sunan bilirkişi …’e tevdi ile davacılar yönünden destekten yoksun kalma tazminatının ve yine istem konusu edilen cenaze ve defin giderinden kaynaklı tazminat tutarının yeniden tespitine esas rapor sunulmasının istenilmesine kararı verilmiş, aktüer bilirkişisi tarafından hazırlanan 25/08/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür. Söz konusu raporda özetle sonuç kısmında aynen “02/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’ın geride kalan eşi …’ın DYK tazminat alacağı 87.491,39 TL olup, kusur indirimi sonrası bakiye alacağının 34.996,55 TL olacaği kayın validesi …’in ise DYK tazminat alacağı 11.540,84 TL olarak benimsendiği, kusur indirimi sonrası 4.616,33 TL olacğaı, davacıların toplam DYK tazminat alacaklarının 39.612,88 TL olacağı, davacıların cenaze ve defin giderlerinin 1.000,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası bu yöndeki bakiye giderinin 400,00 TL olacağı, ancak bu husustaki takdir ve maddi tazminat kalemi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı … Sigorta vekili tarafından, … vekili tarafından ve … vekili tarafından ayrı ayrı rapora beyan ve itirazda bulunulduğu, … tereke temsilcisi diğer taraflarca itiraz yada beyanda bulunulmadığı, davacı … tereke temsilcisi … Mahkememizin 14/09/2021 tarihli duruşmasında söz alarak; Rapora karşı bu celse sözlü olarak beyanda bulunuyoruz. Buna ilişkin süremizi kullanmayacağız. Rapora karşı bir itirazımız yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuş, beyanı imza altına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlığın; 02/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu, davacılardan bir kısmının murisi bir kısmının ise damadı olan …’ ın vefatı sebebiyle davacıların uğramış oldukları maddi ve manevi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın; trafik kazasına karışan araç sürücüsünün ve muris … ın kusur durumları, davacıların maddi ve manevi zararlarının bulunup bulunmadığı, bulunduğu takdirde bu zararlardan davalıların sorumlu oldukları miktarlar hususunda toplandığı görüldü.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır: taraflar arası uyuşmazlık konusu yargılamanın devamı sırasında davacılardan … yönünden dava tarihinden evvel hakkında Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı ilam ile kısıtlılık kararı verildiği kendisine vasi olarak …’ün atandığı ve ancak daha sonra yapılan başvuru üzerine bu sefer İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyası üzerinden adı geçen vasinin vasilik görevine son verildiği ve vasi olarak kendisine davacılardan …’ın atandığı anlaşılmakla bu hususta davacılar vekiline kısıtlı adına vasisinin dava açmasına izin verildiğine ilişkin husumet izne kararı ile vasiden alınacak vekaletin dosyaya ibrazı için süre verildiği ve ancak belirtilen işlemlerin ikmali sağlanmadan kısıtlı …’in vefat ettiği ve devamında adı geçenin mirasçısı olarak davacılardan … ve dava dışı …’in kaldığının anlaşıldığı ve bu doğrultuda Mahkememizce davacı vekiline adı geçen …’den vekalet alınması için yahut … terekesine temsilci atanması için süre verildiği ve neticede İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı kesinleşmiş kararı ile … terekesine Av. …’ın temsilci olarak atanmasına karar verildiği ve bu şekilde usulü eksikliklerin tamamlandığı anlaşılmıştır.
Yine uyuşmazlığın tespitine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde vefat öncesi bakım ve tedavi giderlerine yönelik talep bakımından herhangi bir meblağ belirtilmediği gibi istemin belirli hale de getirilmediği görülmekle bu hususta verilen kesin süre içerisinde ara karar gereği yerine getirilmediği için bu hususun talep edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar dosyaya kusur durumu ve oranları yönünde birden fazla rapor kazandırılmış ise de bu hususta yapılan değerlendirme neticesinde keşif neticesi dosyaya kazandırılan ilk rapora yapılan itiraz sonucu Ankara ATK trafik ihtisas dairesinden aldırılan raporda verilen kusur oranlarının ve durumlarının farklı olduğu ve dolayısı ile çelişkinin giderilmesine yönelik olarak İstanbul İTÜ kürsüsünden aldırılan raporun dosyaya sunulduğu görülmüş, bu kapsamda her ne kadar dosyaya kazandırılan rapora itirazlarda bulunulmuş ise de 08/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun çelişkiyi gidermeye yönelik alındığı, raporda yapılan değerlendirme ve incelemelerin yerinde ve isabetli olduğu ve içeriği itibariyle Mahkememizce de benimsendiği kanaatine varılmakla davalılardan … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın 01/10/2014 tarihinde İzmir İli … İlçesi … Caddesini takiben … meydanı istikameti sol şeritte seyri sırasında taşıtın seyir istikametine göre yolun sağından karşıdan karşıya geçmekte olan yaya haldeki Müteveffa …’a çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası neticesi araç sürücüsünün 2918 sayılı yasanın 52/a ve b maddelerini ihlali sebebiyle kazanın oluşumunda % 40 oranında tali, yayanın ise aynı yasanın 68/b maddesini ihlali sebebiyle kazanın oluşumunda % 60 oranında asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar dosyaya aktüer raporu olarak birden fazla rapor sunulmuş ise de somut uyuşmazlık yönünden alınacak hesap raporunun TRH 2010 tablosu kullanılmak suretiyle ve % 10 artırım ve % 10 eksiltim yapılarak oluşturulması ve bunun yanı sıra karar tarihine en yakın tarihli rapor üzerinden talebin değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle 30/11/2018 tarihli raporun PMF yaşam tablosuna göre hazırlandığı ve bu rapor üzerinden uzunca bir süre geçtiği için hükme esas alınması olanaklı bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyaya kazandırılan 25/08/2021 tarihli rapor güncel Yargıtay ve Bölge adliye Mahkemesi kararlarında vurgulandığı üzere hesaplama tekniği açısından TRH 2010 tablosu kullanılmak suretiyle ve % 10 artırım ve % 10 eksiltim yapılarak oluşturulmuş olması ve hüküm tarihine yakın tarihli olması göz önünde bulundurulduğunda hesaplama tekniği açısından hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiştir. Davacı … yönünden hüküm kurmaya elverişli olduğuna yukarıdaki belirtildiği gibi kanaat getirilen 25/08/2021 tarihli raporda talep edilebilecek DYK tazminat tutarının kusur indirimi sonucu 34.996,55 TL olacağı anlaşılmakta ise de bu davacı yönünden ıslaha konu edilen tutarın 21.298,37 TL olarak talep edildiği görülmekle bu tutar üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 01/10/2014 tarihinde yukarıda oluş şekli belirtilen trafik kazası nedeniyle …’ın kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak 02/10/2014 tarihinde vefat ettiği, söz konusu vefat ile bahse konu trafik kazası arasında illiyet bağı bulunduğu, meydana gelen bu trafik kazasının oluşumunda adı geçen …’ın % 60 oranında, davalılardan araç sürücüsü …’nın ise % 40 oranında kusurlu olduğu, davalılardan …’ın araç maliki sıfatıyla ve diğer davalı sigorta şirketinin ise aracın ZMMS sigortacısı olması sıfatıyla davalı araç sürücüsünün kusuru oranında (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) sorumluluklarının bulunduğu, maddi tazminat yönünden; dosya kapsamına ve hükme esas alınmasına karar verilen 25/08/2021 tarihli rapora karşı yukarıda belirtilen taraflarca yapılan itirazlar ve sunulan cevabi dilekçeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirme neticesinde davacılardan …’ın müteveffanın eşi olup eşinin desteğine muhtaç olduğunun dosya kapsamında sabit görüldüğü ve dolayısı ile destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmasında haklı olduğu ve ancak davacılardan … (terekesi)’ in müteveffanın kayın validesi olsa da olay tarihi itibariyle kendisinin davacılardan …’nun vasiliği altında oluşu, müteveffanın desteğinden yararlandığı yönünde dosya kapsamında bir delil bulunmaması ve bunun aksinin davacı tarafça ispat edilememiş olduğu kanaatiyle adı geçenin destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmasında haklı olmadığı, davacılar tarafından yukarıda adı geçen …’ın vefatı sebebiyle cenaze ve defin giderleri yönünden dava dilekçesi ile meblağ belirtilmemiş ve ancak kazandırılan aktüer raporu sonucu yapılan ıslah ile 400,00 TL olarak söz konusu talep miktarı ıslaha konu edilmiş ise de … belediyesi tarafından verilen cevabi yazı ile adı geçenin ücretsiz olarak defin edildiği, yerel adetler bakımından yapılan cenaze tören ve masraflarının talebe konu edilemeyeceği anlaşılmakla söz konusu istem yönünden uğrandığı iddia edilen zarar ispatlanamadığından davacıların cenaze ve defin giderleri yönünden talepte bulunmalarında haklı olmadığı ve … yönünden talep konusu edilen tutarın poliçe limiti dahilinde kaldığı ve ayrıca her ne kadar sigorta şirketi yönünden vefat tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de dava tarihinden evvel temerrüte düşürülmediği için dava tarihi itibariyle faiz talebinde bulunulabileceği anlaşılmakla 21.298,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi haricindeki diğer davalılar yönünden 02/10/2014 tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi olan 09/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, … terekesi yönünden istem konusu edilen destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine, Cenaze ve defin giderleri yönünden istem konusu edilen alacak talebinin reddine, vefat öncesi tedavi giderleri yönünden yukarıda belirtildiği gibi talep edilmemiş sayılmasına karar verilmekle vefat öncesi tedavi giderleri yönünden istem konusu edilen alacağa ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, manevi tazminat yönünden; her ne kadar aksi davalılar … ve … tarafından savunulmuş ise de söz konusu kaza nedeniyle davacıların …’ ı kaybetmiş olmaları nedeniyle iş bu talep bakımından hukuki yararlarının olduğu kanaatine varılarak manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da Mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde istem konusunu oluşturan tutarın somut olay ve hakkaniyet bakımından yapılan değerlendirmesinde isteme konu edilen tutar üzerinden indirim yapılması gerektiği kanaati ile 10.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 10.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 4.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …. A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı … Terekesine verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine ve ayrıca her ne kadar davacılar tarafından manevi tazminat talebi aynı zamanda davalılardan sigorta şirketi yönünden talebe konu edilmiş ise de dosya kapsamındaki deliller uyarınca bu davalının söz konusu istem bakımından sorumluluğunun olmadığı anlaşılarak davalı … sigorta yönünden istem konusu edilen manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde açılı davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A) Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden;
– 21.298,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi haricindeki diğer davalılar yönünden 02/10/2014 tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi olan 09/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE,
– … terekesi yönünden istem konusu edilen destekten yoksun kalma tazminat talebinin REDDİNE,
B) Manevi tazminat yönünden ;
– 10.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
– 10.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
– 4.000,00 TL’nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI … TEREKESİNE VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
-Davalı … Sigorta yönünden istem konusu edilen manevi tazminat talebinin REDDİNE,
C) Cenaze ve defin giderleri yönünden istem konusu edilen alacak talebinin REDDİNE,
D) Vefat öncesi tedavi giderleri yönünden istem konusu edilen alacağa ilişkin DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 3.094,34 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 520,34 TL (136,62 TL peşin harç ile 383,72 TL ıslah harcından oluşan) mahsubu ile mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 2.574,00 TL karar ve ilam harcının; 1.210,24 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 1.363,76 TL’sinin ise DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN ALINARAK HAZİNEYE İRAT KAYDINA, söz konusu tutarlar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 769,84 TL (27,70 TL başvuru harcı, 136,62 TL peşin harç, 221,80 TL keşif harcı ve 383,72 TL ıslah harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 4.294,90 TL (tebligat masrafı, müzekkere masrafı, bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 5.064,74 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 3.653,83 TL’sinin; 1.717,96 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, 1.935,87 TL’sinin ise DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın (5.064,74 TL’den 3.653,83 TL’nin düşürülmesi sonucu) davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 76,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACILARA İADESİNE,
5- Davacılar yönünden;
– Davacı … DYK tazminatı yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE,
– Davacı … manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE,
– Davacı … manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI …’A VERİLMESİNE,
– Davacı … manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 4.000,00 TL vekalet ücretinin DAVALILAR … VE …. A.Ş.’DEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACI … TEREKESİNE VERİLMESİNE,
6- Davalılar yönünden;
– Davalılar cenaze ve defin giderleri ile vefat öncesi tedavi giderleri yönünden kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 400,00 TL vekalet ücretinin DAVACILARDAN ALINARAK DAVALILARA MÜTESELSİLEN VERİLMESİNE,
– Davalılar … yönünden istem konusu edilen DYK tazminat tutarı yönünden kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 3.091,62 TL vekalet ücretinin DAVACI … TEREKESİNDEN ALINARAK DAVALILARA MÜTESELSİLEN VERİLMESİNE,
– Davalı … manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLE İLE DAVALI …’YA VERİLMESİNE,
– Davalı … manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLE İLE DAVALI …. A.Ş.’NE VERİLMESİNE,
– Davalı Sigorta manevi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLE İLE DAVALI … SİGORTA A.Ş. ‘NE VERİLMESİNE,
7- İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosya aslının karar kesinleşmesinden anılan Mahkemeye İADESİNE,
8- Dair davacılar … ve … Vekili Av … ile Davacı … tereke temsilcisi …, Davalı … A.Ş. Vekili Av. …, davalı … vekili Av. …’in yüzlerine karşı davalı … Sigorta A.Ş.’nin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır