Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/798 E. 2021/236 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/798
KARAR NO : 2021/236

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/07/2014
KARAR TARİHİ : 12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tapuda davalı adına kayıtlı İzmir İli, … İlçesi, … nolu bağımsız bölümle ilgili olarak davalı ile müvekkili şirket arasında 22.12.2008 tarihli intifa hakkı tesisi ve yatırım hakkındaki protokolün akdedildiğini, protokol ile tapuda tesis edilecek olan 15 yıllık intifa hakkı bedeli karşılığında davalıya 2.300.000,00 USD + KDV ödeneceğinin kararlaştırıldığını, akabinde müvekkili şirket lehine 12.03.20109 tarihli … yevmiye numaralı işlem ile intifa hakkının tapuya tescil edildiğini, intifa hakkının tapuya tesis edilmesinin ardından, sözleşmede kararlaştırılan intifa bedelinin davalıya peşinen ödendiğini, intifa protokolü uyarınca davacı şirketin intifa hakkı sahibi olduğu, bu akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak, davalıyı akaryakıt istasyonuna bayi olarak atadığını, davalının bayilik sözleşmesi kapsamında … Akaryakıt istasyonu olarak faaliyet göstermeye başlamışken, rekabet kurumunun akaryakıt sektöründe intifa/kira/bayilik sözleşmelerinin 5 yıl ile sınırlanmasına ilişkin genel düzenleyici idari işlem niteliğinde karar aldığını, bu karara göre 18.09.2005 tarihinden sonra yapılmış olup da süresi 5 yılı aşan kira sözleşmelerinin takip eden 5.yılın sonundan itibaren grup muhafiyeti kapsamına dışına çıkacağının, mutlak butlan ile hükümsüz hale geleceğinin belirtildiğini, bu karar aleyhine Danıştay nezdinde acılan iptal davalarının reddedilerek kesinleştiğini, böylelikle 5 yılı aşan sözleşmelerin 5.yılın sonunda sona erdirmesinin hukuken zorunlu hale geldiğini, bu doğrultuda davalı tarafından müvekkili şirkete Üsküdar … Noterliğinin 2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarının keşide edilerek bayilik sözleşmesinin feshi ile intifa hakkının terkin edilmesinin davalı tarafından ihtaren bildirildiğini, bu talep üzerine intifa hakkının davalıya gönderilen vekaletname ile tapudan terkin ettirildiğini, intifa hakkının geriye kalan 10 yıllık sürenin kullanılmamış olması nedeni ile bu süreye isabet eden tutarın iadesi için davalıya Beyoğlu … Noterliğinin 19.04.2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının ihtara rağmen kullanılmayan intifa süresine ilişkin bedeli ödemediğini, kullanılmayan süreye isabet eden intifa bedelinin 3.226.767,35-TL nin olduğunu, bu meblağdan davalı teminat mektubunun bozdurulması ile tahsil edilen tutardan kalan 101.362,94-Tl nin mahsubu ile davalıdan 3.125.404,41-TL alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, 3.125.404,41-TL alacaklarının davalıdan tahsiline, bu tutarın denkleştirici adalet prensibi uyarınca dava tarihine eskale edilerek güncellenmesine ve davalıdan tahsiline, tüm bu tutarlar için dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde, akaryakıt sektöründe 5 yıl üzerinde intifa/kira sözleşmesi akdedilmesinin kati şekilde 12.03.2009 tarihinde yasaklandığını, davacının intifa hakkı sözleşmesinin akdedildiğinde bu kararı bilmesine rağmen 5 yıllık süreden uzun süreli intifa hakkı kurduğunu, davacının kanuna aykırı sözleşme nedeni ile istirdat talebinde bulunamayacağını, davacının talep hakkının zaman aşımına uğradığını, intifa bedeli adı altında istenen bedelin aynı zamanda bayilik faaliyeti olarak yapılması gereken zorunlu tutarları da içerdiğini, bu nedenle talep edilemeyeceğini, taraflar arasında akdedilen protokolün 9.2maddesi uyarınca 1.000.000,00-USD ve 9.3 maddesi uyarınca 300.000,00-USD olmak üzere intifa bedeli olarak istenen toplam 1.300.000,00-USD lik kısmın intifa hakkına değil, istasyonda yapılacak yatırımlara bağlandığını, bu yatırımlara ilişkin yapılan masrafların da davacının anlaşmalı müteahhitleri olan firmalara ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava tarihinden önce müvekkillerinin iyi niyetli olması, temerrütlerinin söz konusu olmaması nedeni ile dava tarihinden önceki zaman için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete ait toplam 825.000,00-Tl bedelli 5 adet teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğini, müvekkilinin bu nedenle davacıdan 825.000,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacağı talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile iddia edilen alacağın bu tutardan mahsup edilmediğini, bayilik sözleşmesinin ifası sırasında taşıt tanıma sistemi nedeni ile doğan müvekkilinin 87.043,06-TL alacağının da ödenmediğini, bu alacağın da iddia edilen alacaktan mahsup edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacaklı olduğu tutarlar için takas ve mahsup talebinde bulunduklarını, bunun yanı sıra sözleşmenin 5 yıl süresince ifası karşısında, müvekkilinin borçlu olmadığının davacı tarafından da bilindiğini, bu nedenle davacı şirketin lehine tesis edilen 3.820.000,00-TL ipoteğin de davacının rızası ile terkin edildiğini, bu durumun dahi müvekkilinin borçlu olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, taraflarca sunulan sözleşmeler, tapu dairesinden celp olunan tapu kayıt örneği incelenmiş, bilirkişi görüşüne başvurulmuştur.
Taraflar arasında akdedilen 22.12.2008 tarihli intifa hakkı tesisi vaadi ve yatırım hakkındaki protokol ile davalı şirket adına kayıtlı … İlçesi, … nolu bağımsız bölüm olarak tapuda kayıtlı akaryakıt tesisi olarak kullanılan taşınmazın üzerinde davacı … A.Ş. Lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edilmesi, 15 yıllık intifa bedeli olarak 2.300.000,00-USD + KDV’nin ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 9.1, 9.2 ve 9.3 maddelerinde bu tutarın hangi işlemler sonrasında ve hangi tarihte ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemeleri yaptırılmış, bilirkişilerden ek rapor alınmıştır.
Dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu anlaşılan ve hükme esas alınan bilirkişi KGK Bağımsız Denetçi SMMM … 28.10.2020 tarihinde sunduğu raporunda; akdin feshi tarihi olan 12.03.2014 tarihi itibarı ile davacının davalıya tanzim ettiği faturalardan kaynaklanan 723.637,06-TL alacağının mevcut olduğunu, 723.637,06-TL cari hesap alacağı oluşturan faturaların davalı kayıtlarına hava bilirkişi raporu içeriğine göre davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve fatura içeriği emtiaların davalıya teslim edildiğinin belirlendiğini, davacı tarafından davalının 825.000,00-TL lik teminat mektuplarının tanzimi ile tahsil edildiğini, teminat mektubu bedellerinden 723.636,06-TL davacı alacağının mahsubundan sonra kalan tutarın 101.362,94-TL olduğunu, davalının taşıt tanıma sisteminden kaynaklandığını bildirdiği 3 adet faturaya konu toplam 86.043,03-TL alacağına ilişkin faturaların davacının defterinde davalı alacağı olarak kaydedilmiş olduğunu ve davacının borçlarından mahsup edildiğini, 22.12.2008 tarihli sözleşme gereğince 15 yıllık intifa bedelinin 2.300.000,00-USD + KDV olup, TL karşılığı olarak davacı tarafından davalıya 4.699.019,60-TL ödendiğini, intifanın terkininden sonra 15 yıllık intifa süresinden kullanılmayan 10 yıla isabet eden bedelin 3.132.679,73-TL olarak hesaplandığını, bundan teminat mektuplarından kalan 101.362,94-TL nin mahsubundan sonra davacının kalan alacağının 3.031.316,79-TL olduğunu, bu tutarın ödeme tarihinden dava tarihine kadar TÜFE – Altın – USD değişim ortalamaları ile güncellendiğinde güncelleme tutarının 1.954.154,31-TL olduğunu ortaya koymuştur.
Davalı vekili 23.11.2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz etmiş ise de, gerek taşıt tanıma sisteminden olan davalı alacağı, gerekse davacının teminat mektubundan mahsup ettiği alacağına ilişkin itirazların yerinde olmadığı, intifa bedeli olarak ödenen tutarın 1.300.000,00-USD lik kısmının intifa hakkına karşılık değil, akaryakıt istasyonuna yapılacak yatırımlara karşılık ödendiği savunmasının ise taraflar arasındaki 22.12.2018 tarihli protokol kapsamında yerinde olmadığı, zira bu protokolde intifa bedelinin 2.300.000,00-TL + KDV olduğu kararlaştırılarak bu tutarın hangi tarihte ödeneceğinin protokolün 9.1, 9.2 ve 9.3 maddelerinde ortaya konulduğu, protokolün 9.2 ve 9.3 maddelerinde intifa bedelinin 1.300.000,00-TL lik kısmının tesise yapılacak yatırımlara ilişkin olduğu yönünde açık bir anlatıma yer verilmediği, dolayısı ile davalı vekilinin bu yöndeki itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiş, davalı vekilinin yeni bir bilirkişi raporu alınması talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili 28.12.2020 tarihli sunduğu ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde ortaya konulan 3.125.404,41-TL alacaklarının yanında denkleştirici adalet gereği dava tarihine uyarlanmasına ilişkin hesaplanan 1.954.154,31-TL nin de dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı definde bulunmakla birlikte ıslah talebinin de reddine karar verilmesini istemiştir.
İntifa hakkının süresinden önce sona ermesi nedeniyle kullanılmayan intifa süresine karşılık ödenen meblağın iadesi talebi ile açılan davaların 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu (Yargıtay 3. H.D.’nin 01.06.2020 tarihli 2020/490 Esas 2020/2492 Karar sayılı) intifa hakkının terkin edildiği 18.04.2014 tarihinden 09.07.2014 dava tarihine ve ıslah yönü ile de ıslah tarihi olan 28.12.2020 tarihine kadar 10 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın gerek asıl dava yönünden ve gerekse ıslah yönünden zaman aşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında, davacı şirket ile davalı şirket arasında tapuda davalı şirket adına kayıtlı İzmir ili, … İlçesi, … nolu bağımsız bölüm olarak akaryakıt istasyonu olarak çalıştırılan taşınmaza ilişkin olarak 22.12.2008 tarihli intifa hakkı tesisi vaadi ve yatırım hakkında protokol başlıklı intifa hakkı kurulum sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme ile söz konusu taşınmaza ilişkin 15 yıllık intifa hakkı bedelinin 2.300.000,00-USD + KDV olarak belirlendiği, intifa hakkı tesisinin tapuya 12.03.2009 tarihinde tescil edildiği, intifa bedelinin 4.699.019,60-TL olarak aynı protokolün 9.1-9.2-9.3 maddelerinde öngörülen zamanlarda davalıya ödendiği, davacının intifa hakkı bedelini ödediği bu taşınmaz üzerindeki istasyonda akaryakıt satışı konusunda davalı ile bayilik sözleşmesi akdettiği, rekabet kurumu tarafından bu sözleşmenin akdedilmesinden sonra alınan ve taraflar arasında iş bu sözleşmeyi de kapsayan kararla akaryakıt sektöründeki kira/intifa sürelerinin 5 yılla sınırlandırılması üzerine davalı tarafından 14/03/2014 tarihinde gönderilen fesih ihtarnamesiyle akaryakıt bayilik sözleşmesinin 12/03/2014 tarihinde sona erdiği yeni bir sözleşme imzalamayacakları ve rekabet kurumu kararları gereğince taşınmazdaki 12/03/2009 tarihli … yevmiye nolu intifa hakkının tapudan terkininin ihtar edildiği, davacı şirket tarafından intifa hakkının tapudan terkini amacıyla 17/03/2014 tarihli vekaletnamenin tanzim edilerek davalıya gönderildiği, 18/04/2014 tarihinde söz konusu intifa hakkının tapudan terkin edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen 22/12/2008 tarihli sözleşme ile intifa hakkı bedeli 2.300.000-USD+KDV olarak belirlenmiş bu tutar 4.699.019,60-TL olarak davacı tarafından davalıya ödenmiştir. İntifa süresinin 5 yılı kullanılmış, rekabet kurumu kararı gereği intifa süresinin 5 yılla sınırlandırılması karşısında davalı tarafından 12/03/2014 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği davacıya bildirilmiş olmakla bedeli ödenmiş intifa süresinin kullanılmamış 10 yılına isabet eden bedelinin 3.132.679,73-TL olduğu bu tutarın davalı tarafından davacıya iadesinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı ve davalı arasındaki bayilik ilişkisi nedeniyle davacının davalıya sattığı mal karşılığında davalıdan 723.637,06-TL alacağının oluştuğu, bu alacağının tahsili için davacının davalı tarafından kendisine tevdi edilen toplam 825.000,00-TL tutarlı teminat mektuplarını para çevirdiği, 825.000,00-TL tutarda davacının 723.637,06-TL alacağının mahsubundan sonra kalan tutarın 101.362,94-TL olduğu anlaşılmıştır. Davacının 3.132.679,73-TL intifa bedeli alacağından teminat mektuplarından kalan 101.362,94-TL’nin mahsubu ile davacının davalıdan kalan intifa bedeline ilişkin alacağının 3.031.316,79-TL olduğu, davacının kullanılmayan intifa süresine ilişkin bu bedeli talepte haklı olduğu kanaatine varılmış, bu konudaki davanın kısmen kabulüne, bu tutarın talep gibi dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı intifa bedelinden kullanılmayan süreye isabet eden tutarın ödeme tarihinden dava tarihine kadar denkleştirici adalet prensibi uyarınca eskale edilerek güncellenmesini, güncellenen bedelin de dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Denkleştirici adalet ilkesi haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme ve eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Haksız iktisap kuralları uyarınca geçersiz kalan intifa süresi için denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek ödeme tarihindeki paranın intifa hakkı terkini tarihi itibariyle enflasyon tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınmak suretiyle uyarlama sonucu oluşacağı alım gücünü belirler. (Yargıtay 19 Hukuk Dairesi 2015/5936 esas 2016/1131 karar sayılı 29/01/2016 tarihli kararı) Davamızda intifa hakkının henüz kullanılmayan 10 yıllık süresine isabet eden 3.132.679,73-TL’nin ödeme tarihinde fesih tarihi olan 12/03/2014 tarihine kadar güncellenmesiyle bulunan tutarın 1.954.154,31-TL olduğu, davacının bu tutarı da talep hakkına sahip olduğu kanaatine varılmakla ıslah dilekçesinde açıkça ortaya konulan 1.954.154,31-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, kalan intifa süresine ilişkin 3.031.316,79-TL ile bu tutarın ödeme tarihinden aktin fesih tarihine kadar hesaplanan güncelleme bedeli 1.954.154,31-TL nin ayrı ayrı dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 340.557,53-TL harçtan peşin alınan 53.374,10-TL harç ile ıslah ile alınan 33.373,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 253.810,43-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 138.479,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 12.888,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 14.098,85-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre takdiren 13.837,69-TL yargılama gideri ile 53.374,10-TL peşin harç, 33.373,00-TL ıslah harcı ve 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 100.610,00-TL yargılama harç ve giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından sarf olunan 3.950,00-TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmına göre takdiren 73,15-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır