Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/899 E. 2023/880 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/899 Esas
KARAR NO : 2023/880
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2023
KARAR TARİHİ : 02/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirkete ait üretim tesisleri, 2005 yılından bu yana “… Menderes İZMİR” adresinde faaliyet gösterdiğini, davalı İTOB Organize Sanayi Bölgesi tarafından, taraflar arası akdedilen … Abone No’lu 12.03.2020 tarihli kullanım suyu satış sözleşmesine aykırı olarak müvekkili şirketten haksız ve fazla tahsilatlar yapılmış olduğunu, …. Ve Tic. A.Ş. Adına tahsis edilen ve Müvekkili … A.Ş. Tarafından kiracı sıfatıyla kullanılmakta olan 246 Ada 14 Parsel sınırları içerisinde yer alan su kuyusu, 10.12.2019 tarih ve 30974 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Su Tahsisleri Hakkında Yönetmelik” 10. Maddesi f bendi “OSB alanı içerisinde bulunan tesislere OSB’ye tahsis edilen suyun dışında ayrıca münferit su tahsisi yapılmaz.” hükmü gereğince davalı İTOB adına tescil edildiğini, müvekkili şirketçe 14.01.2021 tarihli “bu tescilde bir sakınca bulunmadığına dair” muvafakatname davalı İTOB’a sunulduğunu, böylelikle su kuyusunun doğrudan İTOB tarafından işletilmeye başlandığını, davalı bölge adına tescilli su kuyusundan su çekmek için kullanılan elektriğin bedelleri, haksız şeklide müvekkilinin faturalarına yansıdığını, müvekkili şirketten haksız tahsil edilen su kuyusundan su çekmek itin kullanılan 228.852,90-TL elektrik bedelinin ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işlemiş mevduata uygulanan en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, abonelik sözleşmesi gereği haksız tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalara ve Yargıtay … H.D.’ nin … Esas, … Karar sayılı ilamına göre; 4562 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca OSB’ler özel hukuk tüzel kişisidir. Bununla birlikte 6102 sayılı Kanun’un 11 inci maddesindeki tanıma göre esnaf işletmeleri için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı amaçlayan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız bir şekilde yürütüldüğü işletmeleri işletmedikleri için aynı Kanun’un 16 ncı maddesi uyarınca tacir olarak kabul edilmeleri mümkün değildir. Öte yandan OSB’lerin ticaret şirketi olduğu yönünde herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Bu sebeple OSB’lerin taraf olduğu davalarda diğer taraf tacir olsun ya da olmasın, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı hâllerde yargılamanın asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği ilkesi benimsendiğinden ve eldeki dava mutlak veya nispi ticari dava olmadığından mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davada HMK’ nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
3- HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonda davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altın alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilememesi halinde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden de bu durumun tespiti ile yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda,tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.02/11/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”