Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/85 E. 2023/231 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/85 Esas
KARAR NO : 2023/231

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçe ile; Müvekkili Şirket Tire Bölgesinde …ve … Yapılması işinin ihalesini kazandığını ve sözleşme gereği İzbeton – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Asfalt Enerji Üretim Tesisleri Su Kanalizasyon Tic. Ve San. A.Ş’yi All Risk sigortasıyla sigorta ettirdiğini, bu kapsamda davalı tarafından 3.239,263-TL büyüklüğündeki iş …… poliçe nosu ile inşaat ……. sigorta edildiğini, 16/10/2013 tarihinde yol yapımı alanında yaşanan aşırı yağışlar sebebiyle hasarın meydana geldiğini, müvekkili tarafından hasar derhal davalıya ihbar edildiğini ve davalı tarafından eksperin gönderildiğini, müvekkili şirket teknik ekibi tarafından objektik bir hesaplama yapılarak 332.285,49-TL hasarın tespit edildiğini ve detaylı olarak gelen eksper raporunun sunulduğunu, 22/10/2013 tarihinde yapılan ekspertiz sonucunda eksper tarafından 226.742,30-TL hasarının kesinleştiğini, müvekkili işlerinin yoğunluğu sebebiyle diğer işleriyle ilgilenmeye devam edip en azından 226.742,30-TL alacağını beklerken davalının sözlü olarak ödemeyi reddettiğini, bu zaman dek yapılan görüşmelerde belli fiyat tekliflerinin yapıldığını, ödeme yapılacağı bilgisinin verildiğini, fikir değiştirilerek reddedildiğinin söylendiğini ve yazılı bir bilgilendirme de hiç bir zaman yapmadıklarını, davalı tarafından davanın zaman aşımını doldurulmaya çalıştığını, davalı şirket Ege Bölge Müdürü …’a konuyu izah edici bir uzlaşma çağrısında bulunduğunu, konunun hasar bölümüne aktarıldığını ve dönüş yapılacağı belirtildiğini, daha sonradan reddolunduğun cevabı yazısının geldiğini, mail yazışmalarından bir sonuca ulaşamayacağı anladıklarından Karşıyaka 5. Noterliği 03/04/2015 tarih ve…… yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödeme yapılması ya da red sebebinin yazılarak olarak bildirilmelerinin talep edildiğini, ihtara karşı davalı tarafından verilen cevapta 17/04/2015 tarihinde poliçede yer alan MR106 klozu gereği için 3*100 metrelik bölümler halinde yapılması gerektiği ancak yapılamadığı, 3*100 metrelik parçalar şeklinde bakıldığında da yapımı ve en kaz kaldırma bedelinin 17.611,25-TL olduğunu ve bu rakama da poliçede sel hasarlarından %80-%20 koasürans uygulaması yapılacağını ve her bir sel hasarında sigorta bedelinin %80 inin %2 si oranında muafiyet olduğunun belirlendiğini, yapılan hesaplarda 17.611,25-TL*%80 =14.089,00-TL olduğu, muafiyetin ise 3.239,263*%80*%2= 51.828,208-TL olduğunu ve dolayısıyla hasarın muafiyet altı kaldığının belirtilerek ödeme yapamayacaklarını belirttiklerini, bu nedenlerle dava açmak zorunda kaldıklarını,iyiniyet kurallarına ve bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranan davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 250.000,00 TL teminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; poliçe özel şartı olarak “mr 106 klozu/işin bölümler halinde yapılması halinde garanti hükümleri”ne yer verildiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin aydınlatılmadığı ve bilgilendirilmediği ileri sürülerek, 5684 Sayılı Yasa ile buna bağlı olarak yayınlanan Bilgilendirme yönetmeliğine aykırı davranıldığı ileri sürülmüş ise de; karşı tarafın bu yöndeki savunmalarının TTK 1423. maddesi gereğince yerinde olmadığını, aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağını, aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya ait olduğunu, kesinlikle ikrar kabul edilmemek suretiyle karşı tarafın davasında belirtmiş olduğu taleplerin de fahiş olup kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, inşaat all risk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Açılan dava öncelikle mahkememizin 2015/581 Esasına kaydedilmiş olup, 07/12/2017 tarihinde ;
” Davanın reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup, İzmir BAM 11.HD ……Esas, …….. Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine karar vermiş ve verilen kararın temiz kanun yoluna taşımış temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ……. Esas, ……… Karar sayılı ilamıyla;
” 6102 sayılı TTK’nın 1454. maddesi uyarınca; sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi aksine bir sözleşme kuralı yoksa sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya aittir.
Dosyada mübrez sigorta poliçesinde, davacı Yamantaş İnşaat Taahhüt … Ltd. Şti. sigorta ettiren, dava dışı “İzbeton-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve AEÜ ve DTSKTVS A.Ş.” sigortalı olarak gösterilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan, yol yapım inşaatında meydana gelen hasarın davacı … ettiren tarafından giderildiği, bu nedenle zarar görenin artık davacı olduğu ve dava açma hakkının bulunduğu şeklindeki görüş benimsenmek suretiyle işin esasına girilerek hüküm tesis edilmiş ise de; yukarıdaki madde hükmünden de anlaşılacağı gibi aksine bir sözleşme kuralı yoksa sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya ait olup, dava konusu poliçede de aksine bir hüküm yoktur.
Bu durumda davacı … ettirenin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı kabul edilerek HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasının incelenerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın resen bozulması gerekmiştir.”şeklinde karar verilmiştir.
Bozma ilamı taraflara tebliğ edilerek diyecekleri sorulmuş ve 16/03/2023 tarihli celsede mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay HGK. nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Tüm bu nedenler ile; mahkememizce yapılan yargılamada Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, ….. Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş olmakla, davalı lehine usulü kazanılmış hak gerçekleştiğinden başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmeyerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’ nın 114/1-d ve 115/2. Maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcının (179,90 TL) başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubuna, artan harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan ve harcanan 117,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır