Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2023/6 Esas
KARAR NO : 2023/533
DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2023
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
YAZIM TARİHİ : 21/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı taraflar …, … ve dava dışı … kardeş olup, babalarından miras olarak kalan; İzmir İli … 5949 Ada 1 Parsel İzmir İli … 5950 Ada 1 Parsel İzmir İli …. 5951 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini ve haklarını dava dışı diğer kardeşleri ile birlikte … Yapı İnş Taah Tur San ve Tic Ltd Şti’ne satmak için Davacı Müvekkil … … ‘ın emlak komisyonculuğu aracılığı ile anlaştıklarını, sözleşmeyi oluşturduklarını Davalılar …’a gayrimenkul hisse satış sözleşmesinde emlakçılık komisyon bedeli olarak İzmir İli … 5814 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazı vermeyi kararlaştırdıklarını ve … ‘ın yanında sigortalı çalışanı …’a emlak komisyon bedeli olarak vermek üzere hisse satış sözleşmesini imzaladıklarını, Sözleşmenin Avukat tarafından tek bir sözleşme biçiminde yapılmadığını bunun yerine bütün paydaşlar ile ayrı ayrı ve tek tek imzalanmak sureti ile ayrı sözleşmeler halinde yapıldığını her sözleşmede taşınmazın … yanında sigortalı çalışanı …’a emlak komisyon bedeli olarak verileceğinin belirtildiğini, Müvekkilin daha sonra kendisine verilmesi gereken taşınmazın …’a satılmış olduğunu, kendilerinin kandırıldığını ve yanıltılarak davaya konu taşınmazın önce … şirket yetkilisi …’a ardından davalı kardeş …’a bedelsiz ve karşılıksız müvekkilin iradesi dışında gizli sözleşmeler ile devredildiğini, Sonrasında emlak komisyonculuk bedelinin nakit olarak istemesine rağmen alamadığını ve ihtarname çekerek emlak komisyonculuk bedelinin kendilerine ödenmesinin ihtar edildiğini, Arabuluculuğa gidildiğini ve anlaşmanın sağlanamadığını, İzmir İli … 5814 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın; her ne kadar İzmir İli … 5949 Ada 1 Parsel ve İzmir İli … 5950 Ada 1 Parselde kain taşınmazların satış işlemlerine aracılık etmesine karşılık olarak emlakçı …’a komisyon bedeli olarak verilmesi kararlaştırılmış ise de somut olayda müvekkilin hatası ve irade fesadı halleri nedeniyle imzaladığı satış sözleşmesi uyarınca önce …’a, ardından davalı kardeş/paydaş …’a satışı yapıldığını ve komisyonculuk bedelinin arsa ile ödenmesi imkansız hale geldiğini açıklanan nedenlerle Piyasa raiç değeri üzerinden alıcıdan %2+KDV ve satıcılardan ise %2+KDV emlak komisyonculuk bedelinin … hariç kendilerine düşen payları üzerinden ödenmesine, İhtarın tebliği tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, şimdilik kısmi olarak 10.000-TL üzerinden açılmış olan davanın kabulü ile bilirkişi raporu sonrasında dava değerinin artırılmasına müsaade edilmesine, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin hasma tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça iş bu davanın konusu alacağın emlak komisyonculuğundan kaynaklandığının iddia edildiğini, Simsarlık sözleşmelerine ilişkin yasal düzenlemelerin Türk Borçlar Kanununda düzenlendiğini, mutlak ticari dava olmadığı gibi Müvekkillerininde tacir olmadığını T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesi, … E, … K, 18.3.2019 Tarihli emlak komisyon ücretinin tahsili isteminde Davacı Simsar Olup Davalı İse Tüketici Konumunda Olduğu, Taraflar Arasındaki Hukuki İlişkinin Tüketici İşlemi Olduğu ve Davaya Bakmakla Tüketici Mahkemelerinin Görevli Bulunduğunu Anılan yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda mahkemenin davaya bakmakta görevsiz olduğunu talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE : Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar” Ticari Dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri Mutlak Ticari Davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar Nispi Ticari Davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Eldeki Uyuşmazlığın Temelinde; gayrimenkul alım satımına ilişkin komisyon alacağının bulunduğu, işbu sözleşmenin niteliğinin Türk Borçlar Kanunu’nun 520 ve devamında düzenlenen Simsarlık Sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Simsarlık sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520-525. Maddeleri arasında düzenlenmiş olup, maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde açıklanmıştır.
Mevzuatımızda taşınmaz simsarlığına ilişkin özel bir hüküm olmamakla birlikte, taşınmaz simsarlığı, bir taşınmazın üzerinde ayni veya şahsi bir hakkın kurulması amacıyla gerçekleştirilen aracılık faaliyetidir. Taşınmaz tellallığına da esas itibari ile TBK’nın simsarlığa ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Taşınmaz simsarlığı; belirli bir ücret karşılığında, bir taşınmaz üzerinde ayni veya şahsi hak kurulmasına aracılık edilen faaliyettir. Buradaki faaliyet, Yargıtay içtihatları uyarınca da, sadece gayrimenkul satışına ilişkin olmayıp, taşınmaz üzerinde istikap edilebilecek her türlü ayni ve şahsi hak kı içermektedir. Taşınmaz üzerinde kurulacak olan; intifa hakkı, kiralanması, alım-satım vaatleri, taşınmaz karşılık gösterilerek ödünç alınması, arsa karşılığı inşaat yapılması, taşınmaz trampası gibi eşyaya bağlı borç doğuracak sözleşmeler taşınmaz simsarlığın konusu olabilir.
Simsarlık sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen sözleşmelerden olması nedeniyle eldeki dava Mutlak Ticari Dava olarak nitelendirilemeyecektir.
DAVACI …’ın İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinde emlakçı olarak kaydının bulunduğu, İzmir Ticaret Sicilinde kaydına rastlanmadığı, kazancının VUK 177/2’de belirtilen limitlerin altında olduğu, kısaca TACİR OLMADIĞI,
DAVALILARDAN … ve …’ın ise; İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinde kaydının bulunmadığı, İzmir Ticaret Sicilinde şirket hissedarı olarak kaydının bulunduğu, Vergi dairesinden gelen yazıda TACİR OLMADIĞI yönünde bilgi verildiği görülmüştür.
Bu hususlar nazara alındığında davanın Nisbi Ticari Davanın koşullarını da taşımadığı görülmektedir.
Davacı ve Davalılardan … ve …’in tacir sıfatını taşımadığı gibi dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Davacı ve davalılardan birinin tacir olması davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesini gerektirmemektedir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
TTK’nun 5. maddesine göre davanın mutlak ticari davalardan olması veya her iki tarafın tacir ve açılan davanın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunması halinde açılan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içinde olacağı, açılan davanın ise ticari davalardan olmadığı, dolayısıyla davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda mahkememizce, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davacının davalıya karşı açmış olduğu dava da HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- HMK’nun 20. maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/06/2023
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza
BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”