Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/562 E. 2023/596 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/562 Esas
KARAR NO : 2023/596
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 07/06/2023
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizin yukarıdaki dosyasına kaydı yapılan dosyanın incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında aleyhimize hükmedilen karşı vekalet ücreti bakımından, karşı yan tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü nezdinde … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 1.370,73-TL toplam alacak ile 02/08/2021 tarihinde 4-5 örnek icra takibi başlandığını, müvekkili … tarafından 13/08/2022 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına 2.055,59 TL ödemenin gerçekleştiğini ve dosyanın infazen kapandığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile gerçekleştirilen istinaf incelemesi neticesinde … Karar sayılı ilamında 20/04/2022 tarihinde ”Davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, Davanın yeniden görülmesi için dosyanın İzmir … İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere” karar verildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinden gönderilen dosya İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi … Esasında yargılaması yapılarak 27/10/2022 tarihinde … Karar sayısıyla karar verildiğini ”Davacı … Sağlık ve Tic Ltd Şti tarafından açılan davanın usulden reddine, Davacı … tarafından açılan davanın reddine, Davalının tazminat talebinin reddine, Peşin alınan harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, AAÜT’ye göre 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” karar verildiğini tekrar istinaf başvuru sonucu yerel mahkemece esastan reddine karar verildiğini, karşı yan tarafından, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamında hükmedilen vekalet ücretine ilişkin olarak da İzmir … İcra Müdürlüğü nezdinde … E. Sayılı takip dosyası ile müvekkil aleyhine 4.061,75 TL toplam alacak ile 23/11/2022 tarihinde 4-5 örnek icra takibi başlandığını daha sonra müvekkili … tarafından 02/12/2022 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına 4.106,01 TL ödeme gerçekleştirilmiş olup bu dosya da infazen kapandığını, aynı dosya için hem ilk aşamada verilen daha sonradan istinafça bozulan yerel mahkeme kararı; hem de istinaf mahkemesinin kararı bozmasının ardından dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesinden sonraki aşamada verilen yerel mahkeme karar, ilamlı icra takibine konularak tahsilat yapılmış olup müvekkil haksız yere aynı dosya için iki kez vekalet ücreti ödediğini belirterek davanın kabulüne, müvekkilin borçlu olmadığı halde cebri icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı; İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL, İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.163,66 TL, İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL, İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL, İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL,İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL, İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 2.055,59 TL olmak üzere toplam 14.497,20 TL’nin takibe dayanak ilamların kaldırıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte istirdatına,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; ilama dayalı olarak icra dosyasına ödenen paranın ilamların kaldırıldığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan istirdat istemine ilişkindir.
Açılan dava öncelikle mahkememizin 2023/492 Esasına kaydedilmiş olup, … Sağlık…LTD.ŞTİ. Yönünden TTK’ nun 5/A ve HUAK 18/2-A maddeleri uyarınca davacı vekiline dava açılmadan önce düzenlenmiş anlaşmamaya ilişkin arabuluculuk son tutanağının sunulması için bir hafta kesin mehil verilmiş ve süresinden sonra sunulan son tutanak incelendiğinde son tutanak tarihinin ve başvuru tarihinin dava tarihinden sonra olduğu görüldüğünden şirket lehine açılan davanın HMK’ nun 114/2 ve 115/2. Maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş eldeki davacı lehine açılan davada arabuluculuk dava şartı aranmayacağından tefrik işlemi yapılmıştır.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen, uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalara göre, her ne kadar davalı taraf tüzel kişi tacir ise de davacı asilin tacir olduğuna yönelik iddia bulunmadığından ve aynı ihtilafa yönelik açılan dava Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından hüküm verildiğinden istirdat istimine yönelik dava mutlak veya nispi ticari dava özelliği taşımadığından mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davada HMK’ nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde yetkili ve görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
3- HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonda davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altın alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya başka mahkemede devam edilememesi halinde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden de bu durumun tespiti ile yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine, Dair, tarafların yokluğunda, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2023
Katip …
E-imzalıdır.
Hakim …
E-imzalıdır.