Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/537 E. 2023/942 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/537 Esas
KARAR NO : 2023/942
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 22/06/2023
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Takibe konu … sözleşme hesap numaralı sayacın bulunduğu … adresindeki denetimler sonucunda taşınmazda kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği ve aboneliğin müvekkil şirket adına olması sebebiyle şirketimiz adına işlem yapıldığı bildirilmiştir. Alacaklı sıfatını haiz kuruma konuyla ilgili başvuru yapılmışsa da herhangi bir geri dönüş alınmadığı gibi başkaca icra takipleri başlatılmıştır. Ödeme emrine dayanak teşkil eden eden … hesap nolu sayacın bulunduğu ve kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilen … adresinde kain taşınmaz, müvekkil şirket tarafından Temmuz 2012 tarihinde tahliye edilmiş ve 18/07/2012 tarihli şirket kararı ile şirket adresinin … olarak değiştirilmesine karar verilmiş ve işbu karar 25/07/2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlanmıştır. Ayrıca, tapuda … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Parsel … arsa paylı zemin kat … no’da kayıtlı … Cad. … Pasajı No:… adresindeki dükkan müvekkil şirketin tek ortağı olan … adına kayıtlı iken 09/04/2015 tarihinde satılmıştır. Kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilen … Cad. … Mah. … Pasajı No:… … adresindeki taşınmazda 18/07/2012 tarihi itibariyle müvekkil şirketin kullanımı ve mülkiyeti bulunmamakta olup herhangi bir kaçak kullanım da bulunmamaktadır. İşbu sebeple, kaçak kullanımı gerçekleştiren kişi veya kişilere yükletilmesi gereken bedel, müvekkilimize yükletilmiştir. Tüm bu açıklamalarımız doğrultusunda, haksız ve hukuki mesnetten yoksun icra takibine karşı işbu davayı açma zaruretimiz hâsıl olmuştur. Yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda, Talebimizin kabulü ile teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, neticeten İzmir … İcra Dairesi … E. Sayılı haksız icra takibinin durdurulmasına, mevcut hacizlerin kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış olduğumuz zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile verilmesine, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya, tahmiline karar verilmesini sayın mahkemenizden saygılarımızla talep ederiz.” şeklinde talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden sayılan Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun olacak şekilde tutulmuş olup davacının kaçak elektrik kullanımı yaptığı ispatlanmıştır. Müvekkil şirketin yetki alanına giren işlerden biri kaçak elektrik tespit tutanaklarının ilgili mevzuatlara uygun olacak şekilde tutulmuş olmasıdır. Davacı yanın kullanmış olduğu kaçak elektriğe karşın müvekkil şirket tarafından kaçak elektrik tespit tutanağı tutulmuştur. Müvekkil şirket tarafından gene ilgili mevzuatlara uygun olacak şekilde kaçak elektrik tüketim faturası tahakkuk ettirilmiştir. Davacı yan tarafından tutulmuş olan kaçak elektrik tespit tutanağının usulüne uygun olmadığı iddia edilmişse de Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği müvekkil şirket tarafından kaçak elektrik tespit tutanağı tutulur. Müvekkil şirket tarafından tümüyle Yönetmeliğe uygun kaçak elektrik tespit tutanağı tutulmuş olduğu sabittir. Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı; 30.05.2018 tarih … sayılı Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olacak şekilde tutulmuştur. İlgili yönetmelik ve mevzuatlar gereğince müvekkil şirket tarafından usulüne uygun ve eksiksiz olacak şekilde kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı her ne kadar işbu dava konusu taşınmazın mülkiyetinin artık kendilerinde olmadığını beyan etse de iddia ettikleri el değiştirme dönemini ispatlamak durumundalardır. Çünkü açıkladığımız üzere aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden sayılan Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun olacak şekilde tutulmuş olup davacının kaçak elektrik kullanımı yaptığı ispatlanmıştır. Davacı yana tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim faturası ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun olarak hesaplanmıştır. Davacı yan tarafından her ne kadar tahakkuk ettirilen faturanın haksız olduğu iddia edilmişse de Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 44. – 46. maddeleri gereği müvekkil şirket tarafından kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen kişinin kaçak enerji tüketim bedeli hesaplanır ve kaçak elektrik enerjisi tüketimi faturalandırılır. Nitekim, kaçak elektrik tüketiminin faturalandırılmasında esas alınacak süre mezkur Yönetmeliğin 45. maddesinde düzenlenmiş olup müvekkil şirket tarafından tümüyle Yönetmeliğe uygun kaçak elektrik tüketim faturası tahakkuk ettirildiği sabittir. Müvekkil şirket ile davacı yan arasında imzalanmış bir abonelik sözleşmesinin mevcut olması mümkün dahi değildir. Davacı yanın haksız ve usule aykırı davasının usulden ve esastan reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini Sayın Mahkemeden vekaleten saygıyla talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dava, kaçak elektrik kullanımına dayalı davalı tarafından düzenlenen fatura için başlatılan takipten ötürü menfi tespit istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine kaçak enerji tüketim bedeli dayanak gösterilerek toplam 7.300,23 TL’ nin talep edildiği, ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiği, itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, akabinde davalı/alacaklı vekilinin eldeki dava açıldıktan sonra 10/07/2023 tarihinde takipten feragat ettiğine ilişkin dilekçe sunduğu, dilekçe sonucu dosyanın kapatıldığı görülmüştür.
Davanın yargılama aşamasında tamamen veya kısmen konusuz kalması mümkün olup, konusuz kalan talep yönünden uyuşmazlık sona ermiş olsa dahi, uyuşmazlığın devam ettiği diğer talepler gibi bu talep yönünden de yargılamaya devam olunması gerekebilir. Zira mahkemenin, yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu diğer bir deyişle hangi tarafn davanın açılmasına sebebiyet verdiğini tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine (bu arada AAÜT hükümleri nazara alınarak vekâlet ücretine de) mahkûm etmesi gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir.
Somut olayda ; davalı tarafından başlatılan takip dosyası için davacının eldeki menfi tespit davasını 22/06/2023 tarihinde ikame ettiği, yargılama sırasında uyuşmazlığa konu takip dosyasında davalı/alacaklı vekilinin takipten feragat ettiğine yönelik dilekçe sunduğu ve dilekçe gereği işlem yapan müdürlük tarafından takibin kapatıldığı bu hali ile davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğuna kanaat edinilerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilerek, tazminat talebi yönünden davalının kötü niyetli olduğuna ilişkin yeterli delil bulunmadığından tazminatın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı vekilinin tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcının (269,85 TL) başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubuna, eksik kalan 89,95 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 179,80 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı ve 30,00 TL posta ve diğer giderler olmak üzere toplam 389,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Madde 6 uyarınca hesap ve takdir edilen 3.650,11 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı