Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/354 E. 2023/349 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2023
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; karşı tarafın dilekçesinin taraflarına 22.02.2023 tarihinde tebliğ edildiğini,karşı tarafça ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını, TTK’nun 5. Maddesinde ” bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” denildiğini, karşı tarafın açtığı dava da ticari alacak ve tazminat talepleri hakkında olduğunu, söz konusu kanun hükmünden hareketle, karşı tarafın karşı dava açmadan önce arabulucuya başvurması gerektiğini, bu hususun dava şartı olduğunu,karşı taraf arabuluculuğa gitmeksizin dava açtığı için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında kararlaştırılan ödemelerden müvekkili şirket tarafından yapılması gereken ödemelerin hepsi eksiksiz bir şekilde ve zamanında yapıldığını, müvekkili şirketin, karşı tarafa yapması gereken herhangi bir ödemesinin bulunmadığını, …’ın müvekkili şirkete borçları nedeniyle ticari işlemlerini eşi … üzerinden yürüttüğünü, ancak her zaman kendisinin muhatap alınması gerektiğinin belirtildiğini, idare dahi işlemlerde kendisinin muhatap alındığını, karşı taraf arabulucuya gitmeksizin dava açtığı için davanın reddine karar verilmesini, karşı davaya ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL alacağın şirkete gönderilen ihtarname tarihi olan 21/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı/karşı davalı şirketten alınarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı, karşı davamız yönünden arabulucuğa başvurulmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ifade ettiğini, arabuluculuk; bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafı olan kişilerin, özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve uzman bir üçüncü kişinin (arabulucu) hakemliğinde, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur. Yani arabuluculuk, yargılama yapılmadan kanunda öngörülen şartlar çerçevesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözülebilmesine destek olan kurumdur. Arabuluculuğun temel ilkelerinden biri de usul ekonomisidir. Usul ekonomisi ilkesi, HMK’nın 30. maddesiyle düzenleme altına alınmış olup; uyuşmazlıkların en az giderle, en makul sürede ve en az emekle çözümü ve gereksiz yere dava açılmasının engellenmesi şeklinde açıklanmaktadır şeklinde olduğunu, bu bakımdan işçi-işveren, tüketici ve ticaret hukukundan doğan uyuşmazlıklarda dava açılabilmesinin ön şartı arabuluculuğa başvurma zorunluluğudur. Nitekim, iş bu dava konusu uyuşmazlık yönünden 15/08/2022 tarihli arabuluculuk başvurusu dosyada mevcut olduğunu, tarafların katıldığı arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşamadıklarına dair son tutanak 22/08/2022 tarihinde düzenlenmiş ve imza altına alınmıştır (İzmir arabuluculuk bürosu, … büro dosya no, … arabuluculuk no.) dolayısıyla bu yargılamaya başlanması için gereken dava şartı yerine getirildiğini, karşı davamız yönünden yeniden arabuluculuğa başvurulması gerektiği iddiası yersiz ve arabuluculuk kurumunun amacına aykırı olduğunu, karşı dava cevap süresi içerisinde açılmış olup iş bu davanın bir uzantısı olduğunu, kaldı ki karşı dava için yeniden arabuluculuğa başvurma gündeme gelirse, arabuluculuk sürecini bitirmek için öngörülen süre 6 hafta olarak belirlendiğini, asıl davanın cevap süresi dolacak olup ayrı bir dava açılması gerekeceğini, bu da usul ekonomisi ilkesine ve dolayısıyla arabuluculuğun amacına da aykırı olacağını, dolayısıyla karşı davadan önce yeniden arabuluculuğa başvurulmasında bir hukuki yarar bulunmadığını, belirterek davacı şirketin açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsilinin istemine ilişkindir.
Dava mahkememizin … Esasında görülmekte iken, sunulan dava dilekçesine karşı davalılar tarafından karşı dava ikame edilmiş ve davalılar – karşı davacılar vekilinin 27/04/2023 tarihli celsede ki karşı davaya ilişkin arabuluculuk dava şartının aranmayacağı yönündeki beyanı dikkate alınarak karşı davanın tefrikine karar vermiş ve karşı dava yukarıda belirtilen esasa kaydedilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinde ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine ilişkin uygulanacak hükümler düzenlenmiştir.
TTK’nın 5/A maddesine göre, “Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Derdest bir davanın davalısının, asıl davanın davacısına karşı, asıl davaya konu kılınan taleple, ona karşı ileri sürülmek istenen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin yahut bunun dışında başka bir irtibat unsurunun bulunduğu iddiasıyla, asıl davanın görüldüğü mahkemede, iki haftalık cevap süresi içerisinde, cevap dilekçesi yahut cevap dilekçesinden ayrı bir dilekçe vermek suretiyle açmış olduğu davaya karşı dava denir (HMK m.132). Karşı dava, asıl davadan ayrı ve müstakil bir kimliğe sahiptir ve dolayısıyla dava şartlarının, mahkemece karşı dava bakımından ayrıca incelenmesi ve belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacı tarafından mahkememizin … esas sayılı dosyasında karşı dava olarak, bakiye iş bedelinin tahsili talep edilmiştir. Tarafların tacir olmaları sebebiyle dava ticari dava niteliğindedir. Bu durumda TTK’nın 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır. Karşı dava konusu edilen talep asıl davadan farklı bir talep olması nedeniyle karşı davacının 6325 sayılı Kanun ve Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak karşı davası için müstakilen arabulucuya başvurması gerekirken, bu yönde dava şartı tamamlanmadan karşı dava ikame edildiğinden HMK’ nın 114/2 ve 115/2. Maddeleri gereği usulden red kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’ nın 114/2 ve 115/2. Maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL peşin harcın tefrik edilen … Esas sayılı dosyasında peşin olarak alındığı anlaşıldığından, ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Madde 7/2 uyarınca hesap ve takdir edilen 1.600.00-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.28/04/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı