Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/267 E. 2023/730 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/267 Esas
KARAR NO : 2023/730
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2023
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı kurumdan 24/10/2022 tarih ve … nolu e arşiv fatura gereğince alacaklı olduğunu, faturanın davalı kuruma iletilmesine rağmen ödenmemesi nedeniyle İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve davalı borçlunun, borcu bulunmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, davalı kurumun kötü niyetle takibe itiraz ettiğini, bu nedenle icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına 8.407,50.-TL nın faiziyle davalıdan tahsiline %20 icra inkar tazminatına masraf ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin haksız olduğunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereği ödeme aşamasında davacı firmanın SGK ve Vergi borcu sorgulanmakta olduğunu, davacının, Amme Alacaklarının Tahsiline ilişkin belgeyi idareye göndermediğini, davacının Amme Alacaklarının Tahsiline ilişkin belgeyi sunmadığı için kusurlu olduğunu, bu belge sunulmadığından ötürü de ifa zamanının gelmediğini, muaccel olmayan bir alacak durumu söz konusu olduğundan, belirtilen emsal nitelikteki ilamların gerekçeleri de dikkate alındığında icra takibi açılmasına idarelerinin sebebiyet vermediğini, doğacak icra masraflarından idarenin sorumlu olmadığını ve davanın usul ve esas yönlerinden reddi gerektiğinden, davacı tarafin icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, İcra takibine yaptıkları itiraz haklı nedenlere dayandığından, tüm bu nedenlerle açılan bu davanın haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Fatura suretleri , İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … K.sayılı ilamı, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … Karar sayılı ilamı delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalıdan 24/10/2022 tarihli fatura nedeniyle alacaklı olduğunu, davalının icra takibine haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile alacağın %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
3-Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın 6183 sayılı kanun uyarınca SGK ve vergi borcu bulunmadığına dair belgeyi ibraz etmediğini, 5018 sayılı kanunun 34.maddesi gereğince kamu idaresinin nakit mevcudunu karşılamaması halinde giderlerin muhasebe kayıtlarına alınma sırasına ödeneceğinin belirtildiğini, davacı tarafın sırasını beklemeden takip ve dava açtığını ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
4-Mahkememizce davalı şirketin dava konusu fatura içeriğini oluşturan ihale ve satın alma kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiş, taraflar arasında 24/10/2022 tarihli, 8.407,50-TL bedelli, içeriğii Hidroklorik Asit olan fatura içeriği malın davalıya teslim edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın ödeme aşamasında davacının SGK ve vergi borcu bulunmadığına dair belgeyi davalıya ibraz edip etmediği ve davalı idarenin ödeme sıralamasına göre davacının alacağını talep etmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
5-Dosyaya getirtilen … Doğrudan Temin alımına ilişkin satın alma dosyasının incelenmesinde davalı Hidroklorik Asit alımı hususunda piyasadan fiyat teklifleri alındığı, davalı idareye verilen teklifler arasında en düşük teklifin davacı şirket tarafından verildiği ve davacı şirket ile davalı idare arasında … Talep nolu “Sipariş/Sözleşme Bildirim Tutanağı” imzalandığı, tutanağa göre 475 litre Hidroklorik Asit cinsi malın toplam KDV hariç 7.125,00-TL bedel ile alındığı, davalı idarenin 29/11/2022 tarihli ödeme emri ile davacı alacağının 8.407,50-TL olarak ödeme emrine bağlandığı ancak davacıya ödeme yapıldığına dair bir kayıt yer almadığı, teklif formlarının üzerinde matbu olarak 6183 sayılı kanunun 22/A hükmü kapsamında alacaklının vadesi geçmiş borçlarını gösterir belgenin “…” veya “…” adreslerine gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafça dosyaya sunulan e-posta kayıtlarına göre 26/12/2022 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı/İnternet Vergi Dairesi üzerinden alınan vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair yazının davalı idare tarafından belirtilen … adresine gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre davacı, kendisine ödeme yapılması için gerekli hazırlık işlemlerini gerçekleştirmiş olup takip konusu borcun takip tarihi itibariyle muaccel olduğu ve cebri icra yoluyla tahsiline engel yasal bir düzenlemenin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
6-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu’nun 34. Maddesi uyarınca, kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde, giderler muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir hükmüne göre davalı idarenin nakit yetersizliği durumunda alacakları ödeme sırasına koyup buna göre ödeme yapmasının yerinde olup olmadığı, böyle bir sırala yapılmasının cebri icra yoluna başvurulmasına engel oluşturup oluşturmayacağı noktasındadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 90. Maddesinde, ” İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 90. Maddesindeki iş bu düzenlemeye göre, her borcun doğduğu anda muaccel olacağı, sürelerin sözleşme şartlarından veya hukuki ilişkinin özelliğinden tespit edileceği, davalı idarenin ihale ve fiyat teminine ilişkin formlarında “Faturanın muhasebe müdürlüğüne ulaşmasından itibaren 60 gün içerisinde ödemesi yapılacaktır.” şeklinde kayıt bulunduğu, bu hüküm uyarınca, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, edimini yerine getiren davacı yüklenicinin, sözleşme şartlarına uygun olarak düzenlediği faturanın, davalıya ulaşmasından itibaren 60 gün süre içerisinde fatura bedelinin ödenmesi gerektiği, 29/11/2022 tarihli ödeme belgesinde fatura bilgilerinin yer aldığı, bu itibarla en geç 29/11/2022 tarihinde faturanın davalı idareye gönderilmiş olduğunun anlaşıldığı, buna göre takip tarihi 21/02/2023 tarihinde 60 günlük sürenin geçmiş olduğu, yukarıda açıklandığı üzere davacı şirketin kamu borcu bulunmadığına dair belgenin de davalı idareye ibraz edilmiş olduğu ancak fatura bedelinin ödenmediği, her ne kadar davalı tarafça, 5018 sayılı yasanın 34. Maddesi gerekçe gösterilerek alacağın takip tarihi itibarı ile muaccel hale gelmediği itirazında bulunmuş ise de, davalı idarenin iç işleyişine ilişkin yasa hükmünün özel hukuk sözleşmesine uygulanamayacağı, 5018 sayılı yasanın 34. Maddesinin muacceliyete ve borcun ilama bağlanmasına engel teşkil etmeyeceğine dair Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/03/2023 tarih … Esas … Karar sayılı emsal nitelikteki içtihadındaki tespitler de dikkate alındığında, yasal düzenlemenin idarenin para borçlarını ödeme şekline yönelik iç işleyişine dair düzenleme içerdiği, borcun özel hukuk hükümlerine göre takibinde bir istisna öngörülmediği, buna göre davalının takip tarihi itibarı ile alacağın muaccel olmadığına dair itirazında haklı olmadığı, bu kapsamda takibin durmasına sebep olan itirazında haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
7-Taraflar arasında malın teslim edilip edilmediği veya fatura bedeline yönelik bir ihtilaf bulunmayıp davalı tarafın borçlu olduğu miktarı ve borcun muaccel olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu, idarenin kendi iç işleyişinden kaynaklanan ödeme sırası uygulamasının alacağın varlığına etki etmeyeceği, bu nedenle itirazla takibin durmasına neden olunduğu gözetilerek likit kabul edilen alacağın %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının iptali ile takibin alacak miktarı ve faiz oranları da dahil olmak üzere itiraz öncesi koşullarda devamına,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle kabul edilen dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 1.681,50-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 574,31-TL harçtan peşin olarak alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 394,41‬-TL karar ve ilam harrcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 8.407,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 179,90-TL başvuru harcı ile 51,25-TL posta ve tebligat ücreti toplamı 231,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı