Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/18 E. 2023/255 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/18 Esas
KARAR NO : 2023/255

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 10/07/2006
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Davacı şirketin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye davasının İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile derdest olduğunu; İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E – … K sayılı kararı ile …’ın Kayyım olarak tayin edildiğini, şirketin tasfiyesinin yapılabilmesi için şirketin tüm aktif ve pasiflerinin toplanması gerektiğini; İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E – .. K sayılı kararıyla “Bornova …. San. Sitesindeki …. Sok. No:… da bulunan tapuda davalı adına kayıt olan dükkanın şirketin parası ile alındığına kanaat getirildiğinden” davacı şirkete ait olduğunun tespitine karar verildiğini, ancak o dönemde davaya konu dükkanın kooperatifin malı olması ve limtied şirketlerinin kooperatif ortağı olmasının hukuken mümkün olmaması nedeni ile mahkeme kararının devamında “dükkanın bedeli olan 26.300.000.000-TL’ nin dava tarihi olan 26/12/1997 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalından alınıp davacıya verilmesine karar verildiğini”, bu kararın 24/05/2000 tarihinde kesinleştiğini, davacı şirketin uzun süre organsız kalmasından dolayı bu bedelin tahsil edilemediğini, bu nedenle davacı şirketin hiçbir kusur yokken çok ciddi boyutta zararı olduğunu, davalının o oranda haksız kazancının olduğunu, Mahkeme kararının açıkça dükkanın davacı şirkete ait olduğunu belirttiğini, bu nedenle öncelikle dükkanın tapusunun iptal edilip davacı şirket adına tescilinin gerektiğini, mümkün olmadığı taktirde bilirkişiler marifeti ile dükkanın değerinin tespit edilmesi ve davacının munzam zararı hesaplanarak davalından alınarak davacı şirkete verilmesi gerektiğini; bu nedenlerle dava konusu dükkanın tapusunun iptali ile davacı şirket adına tapuya tesciline, bu mümkün olmadığı taktirde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL munzam zararın faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 21/02/2014 harç tarihli ıslah dilekçesi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi mümkün olmadığı takdirde, 10.000,00-TL olarak talep edilen munzam zararın 428.690,00-TL sına ıslah edilmesine ve bu alacaklarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Tapunun iptalini isteme dükkanın harca esas değerinin tespit edilerek harcın yatırılması ve ondan sonra davaya devam edilmesi gerektiği, İzmir … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas,… karar sayılı davanın yetkisiz avukat tarafından açıldığını, İzmir …. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasının konusunun tespit, tedbir, kayyım istemli fesih ve tasfiye davası olduğu, 16/10/1994 tarihinden sonra şirketin organsız kaldığı, ….’a verilen vekaletnamenin usulüne uygun sayılamayacağını, buna göre bu kayyım kararının, usulüne uygun olmayan vekaletnameyle açılmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, Bornova… AHM’nin … esas, …. karar sayılı dosyalarının incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME :
Mahkememizin (Kapatılan ….) Asliye Ticaret Mahkemesinin ….-…. karar sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Yargıtay … HD…-… karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bu kerre Mahkememizin (Kapatılan ….) Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. – … karar sayılı dosyası ile ıslah miktarı olan 428.690,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Yargıtay …. HD: ….-…. karar sayılı ilamı ile bozma sonrasında davacının sunduğu ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verildiği, mahkememiz Yargıtay ilamına uyarak yargılamaya devam etmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için bankacı, hukukçu ve mali müşavir bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmış, bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu kök ve ek heyet raporunda özetle; 26/12/1997 tarihi itibari ile tespit edilen değeri olan 26.300,00 TL’nin dava tarihi olan 10/07/2006 tarihine kadar ki değerinin 601.135,97 TL olduğu, ancak enflasyon hesabına emlak değeri yönündeki değeri ve mevduat faizi dikkate alındığında 278.483,93 TL olduğu görüş olarak hesaplanmıştır.
Dava; dava konusu … ada, … Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki iş yeri niteliğindeki … nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tescili, ikinci kademede tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/06/1999 tarihli, … esas ve … karar sayılı gerekçeli kararı ile halen davalı adına kayıtlı Bornova …. Sanayi Sitesinde …. Sokak, … numaralı dükkanın şirketin parası ile alındığı sabit olduğundan Simag şirketine ait olduğunun tespiti ile bedeli olan 23.600,00 TL’nin dava tarihi olan 26/12/1997 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacı şirkete verilmesine, şeklinde 15/06/1999 tarihinde karar verildiği, Mahkememizce (Kapatılan …. ATM) davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve talep artırımı olmadığından taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin kabulüne karar verildiği, hükmün Yargıtay … HD. ….-…. karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bu kerre Mahkememizin (Kapatılan …) Asliye Ticaret Mahkemesinin … – … karar sayılı dosyası ile ıslah miktarı olan 428.690,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, hükmün Yargıtay … HD: …. – … karar sayılı ilamı ile bozma sonrasında davacının sunduğu ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verildiği, bozma doğrultusunda denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplamalar yeniden yapılmış, davalının sorumlu olacağı miktarın 278.483,93 TL olarak mahkememizce benimsenmiş ise de; HMK’nın 177/1 maddesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04/02/1948 tarihli ve ….Esas, … karar sayılı ilamına göre Yargıtay bozmasından sonra ıslahın mümkün olmaması nedeniyle talep edilen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 15/02/2019 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamının, davacı ve davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonunda, 08/02/2022 tarih …. Esas … Karar sayılı ilamında, davalı vekilinin temyiz talebinden vazgeçmesi nedeniyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, davanın görüldüğü sırada 22/07/2020 tarihinde kabul edilip, 28/07/2020 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu’nun 18. Maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177. Maddesinin 1. Fıkrasından sonra gelmek üzere, “Yargıtay’ın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılmaz.” fıkrası eklenmiş olup, mahkemenin önceki kararının, dairenin 11/11/2014 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma ilamından sonra tahkikata devam edildiğinden ıslah yapılmasının mümkün olduğu, ıslah dilekçesi dikkate alınarak, yargılama yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği, verilen karara karşı yapılan karar düzeltme talebinin, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2022 tarih …. Esas ….Karar sayılı ilamı ile reddedilerek, dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama neticesinde, mahkememizin bozmadan önce yapılan yargılama sırasında, dosyaya temin edilen ve benimsenen bilirkişi heyeti raporunda, yapılan hesaplama sonucu tespit edilen 278.483,93-TL alacaktan, davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
278.483,93-TL alacağın, dava tarihi olan 10/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının yapmış olduğu ödemenin kararın infazı sırasında dikkate alınmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan 6.468,55-TL harcın mahsubu ile 12.554,68-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.468,55-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 41.987,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 23.530,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 12,20-TL başvuru harcı, 260,00-TL tebligat ve posta gideri, 2.250,00 TL Bilirkişi ücreti, 81,25-TL keşif harcı dahil olmak üzere toplam 2.603,45-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.691,24-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 733,30-tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 256,93-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.22/03/2023

Başkan ….
e-imzalı

Üye ….
e-imzalı

Üye ….
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

TASHİH KARARI
Mahkememizce verilen kararın gerekçesinin yazımı sırasında, hükmün yazımı sırasında, dava tarihinin 10/07/2006 tarihi olduğu halde, dava tarihinin 10/07/2016 tarihi olarak yazılıp, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesine şeklinde maddi hata sonucu hüküm oluşturulduğu anlaşılmakla, HMK 304. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde tashihine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Mahkememizin 22/03/2023 tarih 2023/18 Esas 2023/255 Karar sayılı ilamında hükmün ikinci bendinde yer alan “278.483,93-TL alacağın, dava tarihi olan 10/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının yapmış olduğu ödemenin kararın infazı sırasında dikkate alınmasına, ” kısmının,
“278.483,93-TL alacağın, dava tarihi olan 10/07/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının yapmış olduğu ödemenin kararın infazı sırasında dikkate alınmasına, ” şeklinde TASHİHİNE,
Esas hükümle birlikte, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.30/03/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı