Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/136 E. 2023/766 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/136 Esas
KARAR NO : 2023/766
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkili aleyhine İzmir … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 70.000,00 TL tutarlı bonoya dayanarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip başlatıldığını, müvekkilinin davacıya yapmış olduğu eser sözleşmesinden kaynaklı bütün edimlerini yerine getirdiğini ve halen alacaklı olduğunu teminat olarak verdiği 70.000,00 TL tutarlı bononun bedelsiz olduğunu bu nedenle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu takip dayanağının bono olduğu ve TTK 4 ve 5. Maddeleri gereğince TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davalara bakma görevinin Asliye Ticaret mahkemesinde olduğu ve bononun da kambiyo senedi olarak TTK’da düzenlendiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usule yönelik itirazlarının değerlendirilerek davanın usulden reddine, bu talepleri kabul görmezse haksız ve kötüniyetle ikame edilen davanın esastan reddine, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, karşı yanın işi yarım bırakmış olup, edimlerinin pek çoğunu yerine getirmediğini, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacı aleyhine alacağın %20’ sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, teminat amacı ile keşide edildiği iddia edilen bonodan ötürü menfi tespit istemine ilişkindir.
Davaya konu bono incelendiğinde, davacının keşideci, davalının lehtar, düzenlenme tarihinin 21/10/2022, ödeme tarihinin ise 24/10/2022 olduğu, bedelinin 70.000,00 TL olarak yazıldığı ve tüm unsurları taşıdığı görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir.
Aynı ilkeler, HGK’nun 17.12.2003 gün ve …-… E., … K. sayılı ilamında da benimsenmiştir ( HGK 2013/19-1155 E., 2014/660K.).
Tüm bu nedenler ile bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu sebeple bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu savlayan tarafa aittir. Davacı taraf bononun eser sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğini iddia ettiğinden alt ilişkinin ispatı için yazılı delillerini sunması gerekecektir. Dava dilekçesinin ekinde yer alan 21/10/2022 tarihli eser sözleşmesinde dava konusu bonoya atfın yapılmadığı, kambiyo senetlerinden olan bononun düzenlemesine esas alt ilişkinin ispat edilemediği, bu hali ile senedin teminat olarak davalıya teslim edildiği soyut iddiadan öteye geçmediğinden mahkememizce hatırlatılan yemin delili de usulüne uygun kullanılmadığından davanın reddine, İK’nin 72/4.maddesindeki koşullar oluşmadığından davalı lehine tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcının (269,85 TL) davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacının yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”