Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/939 Esas
KARAR NO : 2023/557
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığını, aynı kanunun Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. Maddesinde hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususlarının düzenlendiğini, yine Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortaları düzenlendiğini, davalılardan bir tanesi sigorta şirketi olduğundan, Asliye Ticaret Mahkemelerinin iş bu davada görevli olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesinde,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir” dendiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110.Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verildiğini, 12.07.2022 tarihinde …’a ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı yabancı araca çarpılmasına vesile olması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili aracı ile Zonguldak ili, Ereğli ilçesinde, Gülaç Ereğli yolu üzerinde kırmızı ışıkta beklerken, davalı şirket nezdinde sigortalı aracın sürücüsü, yine aynı yerde duramayarak, önce müvekkilinin aracının hemen arkasında duran … plakalı araca arkadan çarptığını, bu çarpmanın etkisiyle bu araç sürüklenerek müvekkiline ait … plakalı aracın arka kısımlarından çarparak zarar verdiğini, taraflarca tanzim edilen kaza tespit tutanağına, taraf beyanlarına ve olay yeri fotoğraflarına göre davalı şirket nezdinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü, Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili hükümlerini ihlal ederek maddi hasar oluşmasına sebebiyet verdiğini, davanın; kusurlu sürücü, kusursuz sorumlu malik ve … Sigorta A.Ş.’ye karşı açıldığını, davalı sigorta şirketi ile kusurlu araç arasında … poliçe no’lu ve 10.01.2022-10.01.2023 tarihleri arası geçerli ZMMS poliçesi bulunduğunu, iş bu sebeple davalı sigorta şirketi de, bu kazadan dolayı teminatlar dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkili aracı ile ikametgahı ve aracının plakasının kayıtlı olduğu Almanya’da bulunan … isimli firma tarafından düzenlenen 02.08.2022 tarihli teknik maliyet ekspertiz raporu ile hasar miktarı KDV dahil 8.868.02-AVRO olarak tespit edildiğini, aracın piyasa değeri 9.500,00 Euro olduğundan tamirinin ekonomik olmadığı sonucuna varıldığını ve sovtaj değerinin 1.790,00 Euro olduğunun belirlendiğini, neticede tazminat talep miktarının 9.500,00- 1.790,00 7.710,00 Euro olduğu tespit edildiğini, bu raporlama işlemi için KDV dahil 896,90-AVRO ödemede bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi, kaza tarihi itibarıyla 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, sigorta şirketi yönünden talepleri teminat limitini aşmamak üzere sınırladıklarını, müvekkilin aracı yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgahının da Almanya olduğundan ve orada Euro üzerinden harcama yapacağından, araçtaki zarar parça fiyatları, işçilik ücretleri, değer kaybı ve diğer zorunlu giderlerin yani eksperiz rapor ücreti de Türkiye piyasasına göre değil aracın bulunduğu ülke piyasasına yani Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, yine müvekkilinin daimi ikametgahı ve aracın Almanya plakalı olduğu dikkate alındığında müvekkilinin zararı gidermek için yabancı para EURO üzerinden harcama yapacağının da kabulü gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, zarar verenin tazminat yükümlülüğü belirlenirken Zarar görenin malvarlığının zararını doğumundan önceki hale getirilmesinin sağlanması esas tutulmalı ve gerçek zararı gidermeye yeterli olacak miktarda tazminata hükmedilmesini, tazminat miktarı, zarar görenin malvarlığında zarardan önceki duruma göre bir artış sağlamamalı, ancak azalmaya da neden olmaması gerektiğini, Kanunen yapılan bildirim ve ihtarlardan bir netice alınamadığından dolayı iş bu davayı açmadan önce ticari dava şartı olarak davalı sigorta şirketi için son kez zorunlu Arabuluculuk müessesesine başvurulmuş olmasına rağmen alacaklar için anlaşma sağlanamadığını, anlaşma sağlanamadığından dolayı; AAÜT’nin 16/2-c maddesine göre “arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde avukat maktu ücrete hak kazanır” kuralının uygulanması gerektiğini belirterek davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve netice-i talep ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla, yargılama gerektirdiğinden belirsiz alacak olarak şimdilik 100,00 EURO’nun davalı şahıslardan kaza tarihi itibarı ile, davalı sigorta şirketinden ise teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren, müşterek ve müteselsilen, yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası EURO Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsilini, tarafına ödenen ekspertiz rapor ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasını, arabuluculuk faaliyeti anlaşmazlık ile sonuçlandığından AAUT’nin 16/2-c maddesine göre avukatlık maktu ücretin davalı şirketten alınıp ödenmesine karar verilmesini, diğer yargılama giderleri ile yasal avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.965,00-Euro hasar bedelinin; sigorta şirketi yönünden teminat limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, temerrüde düştüğü 22.08.2022 tarihinden itibaren, davalı şahıslar yönünden kaza tarihi olan 12.07.2022 tarihinden itibaren, müşterek ve müteselsilen 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödenmesine, TTK m 1426 gereği ve bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 896,90 EURO ekspertiz rapor ücretinin Almanya koşullarında makul olduğundan, fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderlerinden sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Türk Sigorta Şirketi vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olduğunu, müvekkilinin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, Sayın Mahkeme’ce Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi heyeti marifetiyle ifade tutanakları, ceza dosyası vb. belgeler üzerinde detaylı inceleme yapılarak kusur tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunı, kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru ve teknik arıza hususlarının da değerlendirilmesini, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığı ayrıca belirlenmesi, ancak kaza tespit tutanağında bu hususlara ayrıntılı olarak değinilmediğini, hiçbir şekilde haksız başvuruyu kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilecek olması ihtimalinde değer kaybı hesaplamasının zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlar ekinde yer alan formüle göre yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu maddi zararın uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin kdv’den sorumluluğu bulunmadığını, hasarlanan parçalara ilişkin orijinal parça talep edilmişse de işbu hususun kabulünün mümkün olmadığını, Trafik sigortası genel şartları uyarınca müvekkili şirketin hasar onarım taleplerini eşdeğer parçalar üzerinden gidereceğini, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise orijinali ile değiştirildiğini, başvuru konusu dosyada aleyhe hüküm kurulması halinde hasarlanan parçaların eşdeğer parçalar ile değiştirilmesi mümkün olduğundan dosyada eşdeğer parça fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, başvuru dilekçesinde iskonto yapılmaması yönünde talepte bulunulmuşsa da aleyhe hüküm kurulması halinde parça ve işçilik iskontosu uygulanmalı bu oran da en az yüzde otuz olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, bu sebeple temerrüt tarihi itibariyle avans faizi talep edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, başvuru sahibinin haksız ve mesnetsiz tazminat talebinin reddi ile başvuru yapılmasına müvekkili şirket sebep olmadığından yargılama masraf ve vekalet ücretinin başvuru sahibi üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …’a ve …’e dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…3.1. TRAFİK KURALLARI YÖNÜNDEN;
3.1.1. Davalının maliki olduğu aracı kullanan davalı sürücü … (…)yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda,dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı,2918 sayılı KTK nın 52/1-a maddesinde belirtilen (Sürücüler aracının hızını, Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.) ve 84/d maddesinde belirtilen (arkadan çarpma) hükmünü ihlal etmekle kazanının oluşumuna etken olduğu:
3.1.2. Davacı … (… Almanya plakalı) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda,kazanın oluşumuna etken olmadığı;
3.1.3. Dava dışı … plakalı aracın dava dışı sürücüsü yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda,kazanın oluşumuna etken olmadığı;
3.2. HASAR YÖNÜNDEN
3.2.1. 12.07.2022 tarihli kaza tespit tutanağı krokisinde çizilen araç konumları, çarpışma noktası dikkate alındığında dava dosyasına sunulu fotoğraflara göre dava konusu otomobilin hasara uğrayan yedek parçalarının vaki kaza ile uyumlu olduğu ,
3.2.2. 12.07.2022 tarihli kaza neticesinde dava konusu … plakalı … otomobilde meydana gelen hasarın/zararın giderim bedelinin 8.868,02 euro (KDV DAHİL) olduğu,
Dava konusu otomobilin 2. El rayiç bedelinin ortalama 7.700 Euro civarında olduğu göz önüne alındığında dava konusu aracın onarımının ekonomik olmadığı ekonomik takdir Mahkemede olmak üzere total pert olarak değerlendirilmesi gerektiği,
Dava konusu otomobilin hasarlı hali ile sovtaj bedelinin 1.735 Euro olduğu.
Aracın pert total olarak değerlendirilmesi nedeniyle davacı yanın zararının aracın kaza öncesi 2.el rayiç bedelinden sovtaj bedelinin düşülmesi ile araçta meydana gelen zararın 5.965 Euro olduğu,
3.2.3. Dava konusu otomobilin total pert olması nedeniyle otomobilde değer kaybı zararı meydana gelmeyeceği,
3.3 BİLİRKİŞİ ÜCRETİ TALEBİ:
Davacı tarafından … Bürosuna dava konusu araç üzerinde12.07.2022 tarihli kaza kapsamında ekspertiz işleminin yaptırıldığı ve KDV dahil 896,90 Euro ödeme yapıldığı,ödenen bedelin Almanya şartlarında makul olduğu, bu bedelin ödenmesine ilişkin takdirin sayın Mahkemede olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı …’in sürücüsü, davalı …’ın maliki olduğu, davalı … Türk Sigorta Şirketi’nin KZMMS sigorta poliçesi ile kaza tarihini de kapsar şekilde sigortalısı olan … plaka sayılı araç arasında 12/07/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin davalılardan tahsili talepli maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu kazanın davalı araç sürücüsünün asli kusuruyla gerçekleştiğini, kaza nedeniyle davacıya ait aracın onarımı mümkün olmayacak şekilde hasar gördüğünü, sovtaj bedelinin düşülmesi sonrasında davacının 7.710,00-Euro maddi zararının oluştuğunu ileri sürerek davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen zararın tazmini talep edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe teminatıyla sınırlı olarak sorumlu olabileceğini, kusur ve hasarın bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, davalının KDV’den sorumlu olmadığını ve sair itirazlarını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’a tebligat yapılmış ise de cevap verilmediği görülmüştür.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların kusur durumlarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan 06/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu kazanın davalı araç sürücüsü …’in kural ihlali sonucu meydana geldiği, davacı araç sürücüsünün kural ihlali bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Rapora karşı taraflarca bir itiraz ileri sürülmemiş olup, dosyada yer alan kaza tespit tutanağına göre kazanın davalıya ait aracın sürücüsünün arkadan çarpması suretiyle gerçekleştiği, kaza tespit tutanağında da bilirkişi raporunda gösterilen şekilde kusur dağılımı yapıldığı ve davalıya ait aracın sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu değerlendirilmekle davalıların %100 kusur oranına göre sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
9-Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre (Örn:2021/26157 E. 2022/1048 K.) sürekli olarak yabancı ülkelerde ikamet eden kişilerin yine yabancı plakalı araçlarının Türkiye’de uğradığı zararların kendi ülkelerinde onarımının yapılabileceği, zarar görenin aracını Türkiye’de onarmaya zorlanamayacağı, bu hususta zararın tespitinde araç şayet onarımı mümkün ve ekonomik ise sürekli ikamet edilen ülke rayicindeki onarım bedeli, şayet aracın onarımı ekonomik değil ise sovtaj değerinin araç rayiç değerinden düşülmesi suretiyle tespit edilecek gerçek zararın baz alınması gerekmektedir. Şayet araç sürekli ikamet edilen ülkeye götürülmeksizin Türkiye’de bırakılmış ve Gümrük İdaresi’ne terk edilmiş ise zarar miktarı sürekli ikamet edilen ülkedeki aracın rayiç değeri ile Türkiye’deki onarım bedelinden hangisi daha düşük ise bu miktar baz alınarak zararın hesaplanması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar yönünden yapılan incelemede dosyaya sunulan 06/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle onarım bedelinin KDV dahil 8.868,02-Euro olduğu, davacıya ait aracın kaza öncesi değerinin 7.700,00-Euro seviyesinde olduğu, aracın değeri ve onarım bedeline göre onarımın ekonomik olmadığı, aracın sovtaj değerinin 1.735,00-Euro ve davacının gerçek zararının 5.965,00-Euro yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, yasal itiraz süresi içerisinde taraflarca rapora karşı itiraz ileri sürülmediği görülmüştür.
Bilindiği üzere bilirkişi raporlarında yer alan hususlarda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde itirazların ileri sürülmesi gerekmekte olup yasal süre içerisinde itiraz ileri sürülmeyen hususlarda karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmaktadır. Görülmekte olan davada bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza öncesi değeri ve onarım bedeli ile sovtaj değerine göre onarımının ekonomik olmadığı, gerçek zararın 5.965,00-Euro olduğu yönünde görüş bildirilmiş, bilirkişi raporuna karşı davalı taraflarca tebliğe rağmen yasal süresi içerisinde bu hususta bir itiraz bildirilmediğinden davacı lehine bu miktarın kazanılmış hak teşkil ettiği görülmüştür. Mahkememizce yapılan incelemede bilirkişi raporunda yer alan tespit ve değerlendirmelerin aracın marka ve modeline göre dosya kapsamına ve yabancı ülke onarım rayiçlerine uygun olduğu, araçta pert işlemi uygulanması gerekmekle birlikte aracın Türkiye’de gümrüğe terk edilmemiş olduğundan Türkiye rayiçlerindeki onarım bedelinin hesaplanmasının gerekmediği, kaldı ki bu hususta davalılarca itiraz bulunmadığından resen değerlendirilebilecek bir husus da olmadığı gözetilerek davacının 5.965,00-Euro maddi zarara uğradığı kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin sorumluluk sınırı poliçe teminat limiti olan 100.000,00-TL olup, davalı sigorta şirketi tarafından bir ödeme belgesi veya poliçe limitinden eksilmeye yol açan başka bir husus sunulmadığından 100.000,00-TL poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere hüküm kurulmuştur.
10-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 09/08/2022 tarihinde davalı sigorta şirketine teslim edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından 22/08/2022 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, diğer davalılar yönünden haksız fiil tarihinden itibaren sorumluluk doğduğundan haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Dava konusu alacak yabancı para cinsi olmakla yürütülecek faiz türü olarak 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz belirlenmiştir.
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
12-Davacı tarafça ayrıca ekspertiz ücreti talebinde bulunulmuş olup, yerleşik yargısal uygulamalar doğrultusunda dava öncesi aracın hasarının tespitine yönelik yaptırılan ekspertiz incelemelerinin yargılama giderlerinden sayılabileceği, somut olayda Almanya ülkesinde yaptırılan ekspertiz incelemesinin emsal nitelikte dosyalarda alınan ekspertiz hizmet ücretleri ile uyumlu olduğu, bu tutarın da yargılama giderleri kapsamına dahil edilebileceği gözetilerek ekspertiz ücretine ilişkin gider dava tarihindeki kur üzerinden yargılama giderine dahil edilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 5.965,00-Euro maddi tazminatın, davalı … Türk Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu KZMSS poliçe limiti 100.000,00-TL’yi aşmamak üzere, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt 22/08/2022, diğer davalılar yönünden haksız fiil tarihi 12/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Ekspertiz ücreti talebinin yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.882,85-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL ile ıslah harcı olarak alınan 2.145,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.656,24-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı … Türk Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu 5.123,25-TL ile sınırlıdır)
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 18.309,74-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, (davalı … Türk Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu 16.000,00-TL ile sınırlıdır)
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 2.145,91-TL toplamı 2.226,61-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Türk Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu 1.707,75-TL ile sınırlıdır)
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 410,50-TL posta ve tebligat ücreti, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve yargılama gideri kapsamına alınan 896,90-Eurox19,3459=19.092,46-TL ekspertiz raporu toplamı 21.983,66-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı