Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/926 E. 2023/184 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/926 Esas
KARAR NO : 2023/184

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin 06/12/2015 tarihinde sevk ve iadersindeki 3 tekerlekli ekobisi ile seyir halinde iken, davalı … Sigorta Anonim Şirketine ait sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken müvekkilinin ekobisin ön kısımları ile otomobilin sağ arka kapı kısımlarına çapması sonucu müvekkilinin yaralandığını, sürücü …’un asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin bu kazada yaralanması sebebiyle sakat kaldığını, olayla ilgili …. Baş.nın … soruşturma numarası ile kavuşturma yapıldığını, kaza tarihi itibariyle maliki … olup aracın ZMMS nin davalı … Sigorta tarafından yapıldığını, müvekkilinin başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, sigorta tarafından müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin eksik olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00.-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 25,00.-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 25,00.-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 100,00.-TL maddi tazminatın kısmi ödemelenin yapıldığı tarihden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; dava değerini 8.089,00-TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, gerkeli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngürülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, müvekkil şirket tarafından davacı … için 02/04/2018 tarihinde 45.912,66.-TL ödeme yapıldığını, bu nedenlerle iş bu davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine, davacının kısmi ödeme tarihinden itibaren işleceyek avans faizi talebinin reddi ile kabul anlamına gelmemek üzere dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, tazminat davası olup, Mahkememizin 03/10/2018 tarih ve … Esas … karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 12/10/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla; “….Dava, trafik kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan davacının maddi zararlarının zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının bakiye tazminat alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda ….’dan alınan … tarihli “….” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay … Hukuk Dairesince de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Somut olayda; hükme esas alınan aktüerya raporunda, davacının muhtemel bakiye ömür süresinin, PMF Yaşam Tablosu’na göre belirlenmek suretiyle tazminat hesabı yapıldığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan rapor, bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Öncelikle taraflar arasında imzalanan sulh protokolü ve/veya ibraname dosya kapsamına alınarak, davacının iş göremezlik zararları yönünden alanında uzman(aktüer) bilirkişiden ülke çapında uygulama birliği açısından tazminatın hesaplanmasında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu) ile hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle taraf ve yargı denetimine esas, ayrıntılı ve gerekçeli hesap raporu alınarak varılacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek davacının bakiye tazminat alacağı konusunda bir karar vermekten ibarettir.( Yargıtay (kapatılan) … Hukuk Dairesi’ nin 14.01.2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı İlamı ile 14/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne; kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesi mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizin … sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılamasında;
1-Dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
3-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Mahkememizce kusur değerlendirmesi hususunda adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 08/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının %20 oranında, davalının sigortalısı olan araç sürücüsü …’un ise %80 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Her ne kadar kaza tespit tutanağında yer alan kusur dağılımı ile dava dosyasına sunulan kusur dağılımı arasında davacı aleyhinde çelişki oluşmuş ise de davacı tarafça bu hususta gerek rapora karşı itiraz aşamasında gerekse istinaf kaldırma kararı öncesi verilen karara karşı kanun yolu başvurusunda itiraz ileri sürülmediği, bu haliyle davacının dava konusu kazanın gerçekleşmesinde %20 oranında, davalının sigortalısı araç sürücüsünün ise %80 oranında kusurlu bulunmasına yönelik mahkememiz kararının yerinde olduğu değerlendirilmiş ve davalının zararın %80 kusura denk gelen miktarınca sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
8-Mahkememizce istinaf kaldırma kararı öncesi maluliyet tespitine yönelik olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyelerinden oluşan heyetten rapor alınmış, buna göre davacının dava konusu kaza nedeniyle %10 sürekli maluliyet oranında malul kaldığı ve 6 ay geçici iş göremezlik süresi bulunduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Maluliyet raporu doğrultusunda aktüerya alanında uzman hekim bilirkişiden alınan 31/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2 ay süreyle mutlak bakıma ihtiyaç duyacağı, ayrıca 6 aylık geçici iş göremezlik süresi yönünden 7.565,57-TL, sürekli maluliyet zararının 27.920,95-TL, bakım gideri zararının ise 2.547,00-TL olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
9-Mahkememizce istinaf kaldırma kararı öncesinde, davacıya dava öncesi yapılan 02/04/2018 tarihli 45.912,66-TL tutarlı ödeme ile davacının tüm zararı karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, istinaf kaldırma kararında gösterilen inceleme konusu hususlarda yapılan inceleme neticesinde, davalı tarafça dava dosyasına sunulan ve ödemeye esas hesaplama tablosunda davacıya dava öncesinde 27/03/2018 tarihli aktüeryal hesaplamada maluliyet oranı %16 kabul edilerek %100 kusur oranına göre sürekli maluliyet zararı hesaplaması yapıldığı, raporun sonuç bölümünde davacının 45.912,66-TL net tazminat hak ettiğine yönelik görüşün yer aldığı, davalı sigorta şirketi tarafından bu doğrultuda davacıya sürekli iş gücü kaybı tazminatı ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır.
İstinaf kaldırma kararı sonrasında mahkememizce aktüerya yönünden yeniden rapor alınmış, istinaf ilamında gösterilen ve Yargıtay uygulaması dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacının dava öncesi yapılan ödeme tarihinde sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 31.216,15-TL olarak tespit edildiği, sürekli iş göremezlik nedeniyle yapılan 45.912,66-TL tutarlı ödeme ile bu zararın karşılanmış olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta şirketi tarafından zarar görene yapılan ödeme ancak hangi zarara istinaden yapılmış ise o tazminat kaleminden mahsubu mümkün olup, sigorta şirketinin kendi iç işleyişi ile zarar görene yaptığı ödemenin yargılama sırasında fazla olduğunun anlaşılması halinde yapılan fazla ödemenin iadesi talep edilemeyeceği gibi, bu fazla ödemenin zarar görenin diğer zararlarından mahsubu da mümkün değildir. Bu nedenle davacıya dava öncesi yapılan ödeme ile sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan zararının karşılandığı anlaşılmış ise de geçici iş gücü kaybı zararı ve bakıcı gideri zararı yönünden talepte bulunabileceği değerlendirilmiştir.
Dosyaya sunulan aktüerya raporunda davacının 6 aylık geçici iş göremezlik süresine istinaden 7.565,57-TL ve 2 aylık bakım gideri zararının ise 2.547,00-TL olacağı yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar bakıcı gideri zararına yönelik olarak düzenlenen raporun Yargıtay uygulamasına göre en az 3 adli tıp uzmanından oluşan heyetten alınması gerekmekte ise de davalı tarafça rapora karşı bu yönden itirazda bulunulmadığı, bu itibarla davalının bakıcı gideri zararına yönelik miktar yönünden usuli kazanılmış hakkı oluştuğu dikkate alınarak raporda gösterilen miktarlar hükme esas alınmıştır.
Davacının dava konusu kazanın gerçekleşmesinde %20, davalının sigortalısı olan araç sürücüsünün ise %80 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, hesaplanan geçici iş gücü kaybı zararı ve bakıcı gideri zararının %80 oranında miktarından davalının sorumlu olduğu dikkat alınarak bu oranlara isabet eden tazminat miktarları yönünden davanın kabulüne, fazlasına dair sürekli iş gücü kaybına yönelik talebin ise dava öncesi yapılan ödeme ile zararın karşılandığı ve dava sırasında davacı vekilinin feragat beyanı ile talepten feragat edildiği dikkate alınarak feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın geçici iş gücü kaybı ve bakıcı gideri zararı yönünden KABULÜ İLE, 6.052,00-TL geçici iş gücü kaybından maddi tazminat ile 2.037,00-TL bakıcı giderinden kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair sürekli iş gücü kaybına yönelik talebin feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 552,55-TL harçtan peşin olarak alınan 35,90-TL ile ıslah harcı olarak alınan 28,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 488,65-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 8.089,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL ile ıslah harcı olarak alınan toplam 63,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 35,90-TL başvuru harcı, 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 182,50-TL posta ve tebligat ücreti, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.739,7‬0-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 1.729,01-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip….
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı