Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/835 E. 2023/422 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/835 Esas
KARAR NO : 2023/422
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun müvekkil şirkete olan 24.01.2022 düzenleme ve 23.02.2022 ödeme tarihli … sayılı 42.944,18 TL, 01.02.2022 tarih düzenleme ve 03.03.2022 ödeme tarihli … sayılı 8.123,39-TL ticari ilişkiden doğan faturalar nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalı borçlun tarafından gerekçesiz ve mesnetsiz şekilde borca ve takibe itiraz edildiğini, davalı borçlunun yapılan ticari işe yönelik olarak herhangi bir borcu bulunmadığını ve ancak bakiye borca ve faizi ile fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı borçlunun bahse konu takibe ve borca itiraz etmesinin tek nedenini süreci uzatmak ve kötü niyetle müvekkilin alacaklarına kavuşmasını engellemek olduğunu, icra takibine yapılan itiraz sonrasında itirazın iptali talepli dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu arabuluculuk sonunda tarafların anlaşmadığını, davalı borçlu taraflar arasındaki ticari ilişkisinden doğan hakediş fatura ve cari hesap alacağını ödemediği için hakkında icra takibini başlatıldığını belirterek davanın kabulüne davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacak likit ve belirlenebilir olup davalı borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edildiği duruşmalara katılmadığı, davaya karşı cevaplarını bildirmediği görülmüştür.
Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan iki adet faturadan ötürü başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu Kemalpaşa Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine iki adet fatura dayanak gösterilerek faiz ile birlikte toplam 55.587,83 TL’nin talep edildiği ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava, 1 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
Mahkememizin 14/02/2023 tarihli celsesi 2 nolu ara kararı gereği; tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defterleri incelenerek takip konusu faturaların taraf defterinde kayıtlı olup olmadığı,celp edilen BA formalarına göre davalı tarafından faturaların vergi dairesine bildirilip bildirilmediği, davalının davacıya borcu var ise miktarının ve faturalarda vade belirtildiğinden vade bitiş tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının hesaplanması hususunda Bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre;
“1-Davacının ticari defterlerinin usulüne göre tutulduğu, davalının kağıt ortamında tutulan 2022 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı halde ticari defterlerinin bastırılmadığı,
2- Takip konusu faturaların davacının tarafın ticari kayıtlarında olduğu, söz konusu faturaların davalının bilgisayar kayıtlarında ve muavin defterinde göründüğü,
3- Davalıya ait BA formalarına göre davacıya ait faturaların vergi dairesine bildirildiği,
4-Her iki taraf kayıtlarına göre davalının davacıya 50.000,00 TL. borcunun bulunduğu,
5- Takip konusu faturalarda vade belirtildiğinden vade bitiş tarihinden takip tarihine kadar yapılan hesaplamalarda toplam işlemiş faiz tutarının 4.166,30 TL olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır” şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Tüm bu nedenler ile; alacağa dayanak faturaların, davalının defterleri basılı olmadığı için bilgisayar kayıtlarında ve muavin defteri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre kaydedildiği ayrıca vergi dairesine bildirildiği, bu hali ile 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre takibe konu edilen faturalarda yer alan ürünlerin davalıya tarafa teslim edildiği kesin delil ile ispat edildiği, faturaların tarafların kabulünde olduğu görüldüğünden ve faturalarda ödeme tarihinin açıkça belirtildi anlaşılmakla TBK’ nın 117/2. Maddesinde belirtilen borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlendiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, takip dosyasındaki alacak faturaya dayandığından (likit) davacı lehine tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı/borçlunun Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin
– 41.876,61 TL asıl alacak ve 3.523,03 TL işlemiş faiz,
– 8.123,39 TL asıl alacak ve 643,27TL işlemiş faiz
üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalının sorumlu olduğu 54.166,30 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olan 10.833,26-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.700,09 TL karar ve ilam harcının yatan 671,37 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 3.028,72 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 671,37 TL ve 80,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 87,00 TL posta ve diğer giderler ile 1.500,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.587,00 TL yargılama giderinin. kabul red oranı nazara alınarak 1.546,41 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 1.421,53 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin her iki tarafta oturuma katıldığından kabul red oranı nazara alınarak 33,76 TL’ sinin davacıdan, bakiye kalan 1.286,24 TL’ nin ise davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
10-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı