Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/823 E. 2023/575 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/823 Esas
KARAR NO : 2023/575
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; …’e ait, sürücüsü … olan ve davalı sigorta şirketine sigortalı olan … plakalı aravan 08/03/2017 tarihinde, müvekkiline ait ve müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç çarpması sonucunda müvekki aravanda hasar oluştuğunu, sigorta şirketi tarafından sigortalı olan araç zürücüsünün kazada %100 oranında kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, ancak müvekkiline herhangi bir hasar ödemesi yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL’lik maddi tazmitın 28/04/2017 gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 20/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; Dava konusu araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 14.400,00-TL maddi tazminatın28/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın trafik poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, davacının müvekkili şirkete hasar başvurusu yaptığını, ancak yapılan inceleme sonucunda hasar ile kazanın uyumlu olmaığının tespit edildiğini, söz konusu hasar ile ilgili müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, davacının talep ettiği tazminattan müvekkili şirketin poliçe limitiyle sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarar miktarı kadar sorumlu olduğunu, talep edilen 10.000,00-TL maddi tazminatın sebebi belirtilmemiş olduğunu, davacının öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve maddi tazminatın sebeplerini ispat etmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası olup, Mahkememizin 26/03/2019 tarih ve … Esas, … karar sayılı kararı ile; davanın raddine karar verilmiş, hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Hukuk Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 30/09/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile; “…Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını sigortalı ispatlamak zorunda iken, TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. ( Yargıtay HGK’nun 05/03/2020 tarihli ve 2018/17-1083 E.- 2020/259 K. Sayılı ilamı ) Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ZMSS Genel Şartlarının A.3. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı ZMSS Genel Şartlarına ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
İDM tarafından dosyaya kazandırılan gerek 26.09.2018 gerek ise itiraz üzerine düzenlenen 28.02.2019 tarihli ATK kusur raporları ile kaza ile hasarın uyumsuz olduğu tespit edilmiştir. Ancak, aynı maddi olaya konu, fakat davacıları ile dava konusu ve hukuki dayanakları farklı olan ve istinaf incelemesi neticesinde kesinleşen İzmir … Tüketici Mahkemesi’nin 29.05.2017 tarih ve … E. … K. Sayılı ilamı ile hasar ile kazanın uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Anılan kesinleşmiş dava dosyası eldeki dava yönün tarafları, konusu ve hukuki dayanağının farklı olması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa da kuvvetli delil teşkil edeceği muhakkakıtr.İçtihatlar da bu yönde istikrar kazanmıştır.(Yargıtay HGK’nun 21.04.2022 tarih ve 2020/(22)9-230 E. – 2022/593 K. sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından kaza tespitine ilişkin tutanağın aksinin ve hasarın teminat dışında kaldığı hususunun davalı sigorta şirketince somut delillerle ispatlanması gerektiği olgusu dikkate alınarak, kuvvetli delil teşkil eden dava dosyasına konu bilirkişi raporu ile eldeki dava dosyasına konu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ ya da Karayolları Fen Heyetinde görevli alanında uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kuruludan, tarafların iddia savunmaları çerçevesinde olayın oluş şekli, araçların hasar durumu, göz önüne alınarak kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı, sürücülerin kusurları ve davacının aracında meydana gelen hasarın miktarı ve aracın piyasa rayiç değerine göre aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert olarak kabul edilip edilmeyeceği, pert kabul edilecek ise pert/sovtaj değerini gösterir, raporlar arasındaki çelişkiyi giderir, açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde bilirkişi kurul raporunun dosyaya kazandırılarak oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın istinaf kaldırma kararı sonrasında gerçekleştirilen yargılaması sonunda;
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda düzenlenen raporun sonuç kısmına göre; “… … plakalı otomobil sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde tam (Yüzde yüz, %100) kusurlu olduğu; … plakalı araç sürücüsü davacı …’nın kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı; Kazanın sürücülerin beyanlarına uygun bir şekilde gerçekleştiği ve araçta meydana gelen hasarın kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, aksinin delilleri ile davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilmesi gerektiği; Kaza sonucu davacının aracında toplam 16.417,620 TL değerinde hasar meydana geldiği; Kaza sonucu meydana gelen hasarın onarılabilecek nitelikte olduğu ve dolayısıyla pert olarak kabul edilemeyeceği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların kusur durumları, davacıya ait araçta kaza nedeniyle oluşan hasardan dolayı gerçekleşen maddi zararın miktarı, kaza ile hasar arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce bozma öncesi alınan 26/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait araçta oluşan hasarın, kazanın gerçekleştiği ileri sürülen yolun yapısı ve araçlardaki hasarlara göre uyumsuz olduğu yönünde görüş bildirildiği, 28/02/2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda da benzer şekilde davacıya ait araçta oluşan hasar ile kaza anlatımı arasında uyumsuzluk bulunduğunun belirtildiği görülmüştür. Ancak istinaf kaldırma kararında vurgulandığı üzere trafik kazasına karışan diğer araç … plaka sayılı aracın hasarına yönelik olarak anılan aracın kasko sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye karşı görülen İzmir … Tüketici Mahkemesi’nin 29.05.2017 tarih ve … Esas … Karar Sayılı dosyasından verilen kabul kararında kaza ile hasar arasında herhangi bir uyumsuzluk görülmeksizin tazminat ödemesine hükmedildiği, mahkememizde alınan raporlar ile kesinleşmiş mahkeme kararı arasında çelişki oluştuğu anlaşıldığından çelişkinin giderilmesi için dosya İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek, mahkememize sunulan bilirkişi raporları ile İzmir … Tüketici Mahkemesi’nin 29.05.2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi istenilmiştir.
Mahkememiz dosyasına sunulan 31/05/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda hasar ile kazanın oluş şeklinin uyumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora karşı taraflarca herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarının incelenmesinde, bir kazanın poliçe teminatı kapsamında kalmadığı noktasında ispat külfeti sigorta şirketi olup, kaza sonrası olay yerinde çekilmiş fotoğrafların dosyaya sunulu olduğu, her ne kadar dosyaya istinaf kaldırma kararı öncesinde sunulan bilirkişi raporlarında kaza ile hasar arasında uyumsuzluk olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de dosyaya sunulan 31/05/2023 tarihli heyet raporunda da belirtildiği üzere kaza sonrası olay yeri fotoğraflarında araçların kazalı halleri görünmekte olduğu, gündüz vakti işlek bir cadde üzerinde kaza senaryosu ile araçların bu şekilde kurgulanmış olmasının olağan hayat akışına uygun olmadığı, bu yönde bir savunması olan davalı sigorta şirketinin özellikle kazanın gerçekleştiği saat ve kaza mahalli itibariyle bu savunmasını salt araçların hasar alan bölgelerine dayandırmasının yeterli olmayacağı, zira araçların çarpma sonrası son konumlarının değişebileceği, plastik parçaların esnekliği nedeniyle bazı kısımlarda çarpma açısına göre uyumsuz görünebilecek hasarların meydana gelebileceği, bu haliyle hasar uyumsuzluğu savunmasının başkaca delillerle desteklemesi gerektiği değerlendirildiğinden dava konusu kazanın poliçe teminatı kapsamında kaldığı kabul edilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı öncesinde 26/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen KDV hariç 16.417,80-TL miktarlı hasar belirlemesine karşı itirazda bulunulmamış ise de istinaf kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda da KDV hariç 16.417,62-TL zarar hesaplaması yapıldığı, her iki raporun uyumlu olduğu gözetilerek mahkememize davacıya ait aracın 16.417,80-TL KDV hariç bedel ile onarılabileceği kabul edilmiştir. Trafik kazası sonucu hasar gören aracın onarım bedeli hesaplamasında KDV dahil serbest piyasa rayiçlerine göre belirleme yapılması gerekmekte olup, KDV’nin zarara dahil edilmesi için bir onarım faturası sunulması gerekmemektedir. Davacıya ait aracın KDV’nin de dahil edilmesiyle 19.373,00-TL bedel ile onarılabileceği, davalı sigorta şirketinin sigortalısı araç sürücüsüne izafe dilen %75 kusur oranı mahkememizce de uygun bulunmakla davalının sorumluluğunun 14.529,75-TL olacağı değerlendirilmiş, davacı tarafça istinaf kaldırma kararı öncesi dava değerinin 20/03/2019 tarihli değer artırım dilekçesi ile 14.400,00-TL’ye yükseltildiği gözetilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafça tazminat miktarına 28.04.2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talep edilmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. Maddesi ile ZMMS Poliçesi Genel Şartları’nın B.2. Maddesi uyarınca sigorta şirketine rizikonun bilgi ve belgeleriyle birlikte ihbarından sonra 9 iş günü içerisinde sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmakla, bu sürenin bitiminde temerrüt gerçekleşmektedir. Dosya kapsamının incelenmesinde kazanın 09/03/2017 tarihinde ihbar edilmiş olduğu, 8 iş günü sonunda davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği, 22/03/2017 tarihinde temerrüt gerçekleştiği ancak davacı tarafça 28/04/2017 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulduğu gözetilerek taleple bağlı kalınmış ve 28/04/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Davacı tarafça avans faizine hükmedilmesi talep edilmiş ise de davalının sigortalısı olan aracın ruhsat kaydının hususi olduğu ve gerçek kişiye ait olduğu, aracın ticari amaçlı kullanıldığına dair bir kayıt bulunmadığı gözetilerek faiz türü yasal faiz olarak belirlenmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 14.400,00-TL araç hasarından kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 28/04/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 983,66-TL harçtan peşin olarak alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 736,88-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 76,00-TL toplamı 246,78-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 31,40-TL. başvuru harcı, 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 360,00-TL posta ve tebligat ücreti, 3.800,00-TL bilirkişi ücreti, 450,00-TL ATK raporu fatura bedeli toplamı 4.762,7‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/07/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı