Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/766 E. 2023/36 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/575 Esas
KARAR NO : 2023/76

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 2019 yılından itibaren ticari bir ilişki bulunduğunu, taraflarca 25.12.2019 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davalı şirkete KDV iadesi yönünden yeminli mali müşavirlik hizmeti sağladığını, müvekkili şirketin 2020/07-08-09 ile 2020/10-12 dönemi KDV iade raporlarını yazıp davalı yana teslim etmiş olmasına karşın bu kapsamdaki hizmet bedeli olan 08.06.2021 tarihli faturadan kaynaklı borç miktarı olan 28.320,00-TL ile 15.02.2021 tarihli faturadan kaynaklı bakiye borç miktarı olan 19.729,08-TL davalı yanca ödenmediğini, bu itibarla, müvekkili şirketin 2021 yılından kalan alacaklarını halen tahsil edemediğini, davalı hakkında İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak cari hesaptaki açığa istinaden 15.02.2021 tarihli faturadan kaynaklı bakiye borç miktarı olan 19.729,08 TL asıl alacak ve 2.332,96 TL işlemiş faiz ve 08.06.2021 tarihli faturadan kaynaklı borç miktarı olan 28.320,00 TL asıl alacak ve 2.548,80 TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalının 20.06.2022 tarihinde borca itiraz ederek takibi durduğunu, anılan icra takibine konu fatura bedelleri ile işlemiş faiz toplamı 52.930,84 TL olup, ödemenin hala yapılmadığını, davalı yanın, itirazında müvekkili şirkete borcu olmadığından bahisle borca itiraz ettiğini, ancak, davalı yanca icra takip dosyası kapsamındaki açık faturalar ile ilgili herhangi bir açıklama getirilmediğini ve ödeme belgesi de sunulmadığını, davalı yanın belirtilen faturalardan dolayı müvekkiline borçlu olduğunun aşikar olduğunu, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete hiç bir borcunun bulunmadığını, ayrıca davada talep edilen ana para, faiz, faiz oran ve sair hesaplamaları kabul etmediklerini, yapılan hesaplamaların bahsedilen sözleşmeye ve eklerine uygun olmadığını, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER:
İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinde alınan 05/01/2023 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 30.12.2019 tarih 2019/74 sayılı ve 25.12.2019-2019/75 sayılı 01.01.2019-31.12.2019 ve 01.01.2020-31.12.2020 dönemlerini kapsayan “Kdv İadesi Tasdik Raporu” konulu iki adet sözleşmeye dayandığı,
Davalının ticari defterlerini sunmadığı ve/veya inceleme için yerini bildirmediği,
Davacının 2020 yılında düzenlediği iki faturadan birinin, 2021 yılında düzenlediği her iki faturanın Ba Formu olan KDV hariç 5.0000,00 TL beyan sınırını aştığından BA formu ile beyan edilmeyi gerektirdiği, 2020 yılında düzenlediği 29.12.2020 tarihli fatura beyan sınırını aşmadığından beyanı gerektirmediği, buna göre davalının 2020 ve 2021 yıllarına ait dosyada bulunan BA formları üzerinde yapılan incelemede; davacının davalıya düzenlediği ve takibe konu olan dört adet faturadan beyan sınırını aşan üç adet faturanın davalı tarafça ilgili dönem BA formlarıyla beyan edildiği,
Davacının 2020-2021 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2020-2021 yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı,
Davacıya ait ticari defter kayıtlarında;
Davacının davalıya toplamı 73.049,08 TL tutarında dört adet fatura düzenlediği, davalının 25.000,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, bu ödemeden sonra davacının davalıdan 48.049,08 TL tutarında alacağının kaldığı,
Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 48.049,08 TL alacaklı olduğu, takibin asıl alacağının da bu tutar üzerinden başlatıldığı,
İşlemiş faize ilişkin yapılan incelemede dosya kapsamında davalıya gönderilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığı, davacının takip talebinde 4.881,76 TL tutarında işlemiş faiz talebinin olduğu görülmüş olup temerrüt şartlarına ilişkin takdir sayın mahkemenizdedir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.maddesi uyarınca açılmış ticari ilişkiden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında 2019 yılından itibaren ticari ilişki bulunduğunu, KDV iadesi yönünden davacının davalıya yeminli mali müşavirlik hizmeti sağladığını, davacının takip konusu alacaklarını tahsil edemediğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
3-Davalı taraf cevap dilekçesinde davalının davacı şirkete borcu bulunmadığını, düzenlenen faturaların sözleşmeye uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
4-Mahkememizce davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının incelenmesinde, taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmemiş olduğu, her iki tarafın tacir olduğu ve dosyaya sunulan 25/12/2019 tarihli sözleşmede İzmir Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, ayrıca fatura alacağından kaynaklanan para borcunun ifa yerinin davacı alacaklının yerleşim yeri olduğu ve davacının ifa yeri olan yerleşim yeri mahkemesinde icra takibinde bulunabileceği dikkate alınarak yetki itirazının yerinde olmadığı ve İzmir İcra Dairesi’nin icra takibinde yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
5-Davacı tarafça takipte ve davada faturalara, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
Mahkememizce 25/10/2022 tarihli celsesinin … nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve kayıtların ibrazı hususunda süre verilmiş, yalnızca davacı şirket tarafından ticari defterlerin ibraz edildiği, davalı tarafça davalı şirkete ait ticari defterlerin incelemeye sunulmadığı görülmüştür.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda
“Davacının davalıya toplamı 73.049,08 TL tutarında dört adet fatura düzenlediği, davalının 25.000,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, bu ödemeden sonra davacının davalıdan 48.049,08 TL tutarında alacağının kaldığı,”
şeklinde tespitte bulunulmuştur.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 48.049,08-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
Takipte davacı tarafça işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de davalının takip öncesi temerrüte düşürüldüğüne dair bir delil bulunmadığı gibi taraflar arasında ödeme tarihinin kesin olarak belirlendiği bir kesin vade sözleşmesinin de bulunmadığı, bu haliyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gözetilerek işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça takipte uygulanan faiz oranına itiraz edilmiş ise de davacının yasal faiz talebinde bulunduğu ve takip sonrasında asıl alacağa yasal faiz uygulanabileceği gözetilerek faiz türü olarak yasal faiz belirlenmiştir.
9-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarı belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İzmir 10.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazlarının kısmen iptali ile takibin 48.049,08-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle kabul edilen dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 9.609,82-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesiye,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.282,23-TL harçtan peşin olarak alınan 903,93-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.378,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 4.881,76-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 903,93-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 71,00-TL posta ve tebligat ücreti, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.551,7‬0-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 1.408,58-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 1.416,12-TL’sinin davalıdan, 143,88-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır