Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/760 E. 2023/88 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/760 Esas
KARAR NO : 2023/88
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 11/07/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 13/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin S.S … Konut Yapı Kooperatifi’ne üye olduğunu, arsa sahibi sıfatıyla davalılar …, … ile kooperatif arasında … parselde bulunan hisselere mukabil olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek tadil sözleşmesi tanzim edildiğini, 2400/362500 hissesi bulunan davalı … Halı’nın da yaptığı iş karşısında daire aldığını, müvekkilinin tüm bedeli peşin ödediği ve usulüne uygun bir şekilde aldığı … bağımsız bölümün genel kurul kararına, noter satış sözleşmelerine aykırı olarak yolsuz ve hukuka aykırı bir şekilde davalılar adına tescillendiğini belirterek davaya konu bağımsız bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davaya konu yerin müvekkillerinin babasından miras olarak kaldığını, müvekkillerinin konut yapı kooperatifiyle kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşmeden 10 yıl sonra da … Konut Yapı Kooperatifi ile ek tadil sözleşmesi imzalandığını ancak bu ek tadil sözleşmesinin kandırılarak, tehdit ve hile ile okumadan imzalandığını, ek tadil sözleşmesini kabul etmediklerini, müvekkillerinin ikiden fazla sayıda dairelerinin olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini;
Davalı … Halı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davaya konu bağımsız bölümü yapılan iş karşılığı almadığını, S.S. … Yapı Kooperatifi, eski yüklenici … Ltd. Şti. ve malikler arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin taşınmazda inşaatı tamamladığını ve sözleşme şartları doğrultusunda üzerine düşen edimini yerine getirdiğini, dava dışı hissedarların hisselerini satmak istemeleri üzerine müvekkilinin bedelini ödeyerek hisseleri satın aldığını, davacının kooperatifin genel kurul kararlarına aykırı hareket ettiğine ilişkin iddialarını müvekkiline karşı değil kooperatife karşı ileri sürmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı, davalılar … ve … … ile … Halı Mobilya Day.Tük.Mal.İnş.Gıda Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin taşınmaz üzerinde haksız olarak mülkiyetleri bulunduğunu, taşınmazın üzerinde kendisinin kooperatif üyeliğinden kaynaklanan hakkı bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açtığı, dahili davalı Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifi’nin dava açılış anında taraf olarak yer almadığı, davaya İzmir …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 26/10/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile verilen süre içerisinde “dahili davalı” olarak davaya eklenmesi suretiyle davaya dahil edildiği görülmüştür.
2-Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
3-Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
4-Somut olayda davacı gerçek kişi olup tacir olmadığı gibi dava konusu taşınmazın konut niteliğinde olduğu, davalılar … ve … …’ın gerçek kişi, … Halı Ltd.Şti.’nin ise tacir olduğu, bu itibarla dava açılış anında uyuşmazlığın nispi ticari nitelikte olduğu ve davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, ancak davaya kooperatifin dahil edilmesiyle mutlak ticari davaya dönüştüğü gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
5-Bilindiği üzere hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmamakta olup, dava açılış anında taraf olmayan bir kimsenin daha sonra sunulacak bir dilekçe ile davaya dahil edilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2013/1462 Esas 2013/2294 Karar sayılı ilamında bu husus;
“Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, kooperatif ortaklığına bağlı tapu iptal tescil isteminde bulunduğuna göre, verilecek karar S.S. … Konut Yapı kooperatifinin de hukukunu ilgilendireceğinden, mahkemece, davacı tarafa kooperatif aleyhine dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığında bu dosya ile birleştirilmesinin sağlanması ve kooperatifin delilleri de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usul hukukunda uygulama yeri bulmayan şekilde kooperatifin davaya dahil edilmesi doğru olmamıştır. “
Şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay ilamında da değinildiği üzere usul hukukumuzda dahili dava uygulaması bulunmamakta olup bu şekilde davaya taraf eklenmesi mümkün olmayıp görev hususundaki değerlendirmenin de dava açılış anındaki taraflara göre gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
6-Buna göre, İzmir …Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada kooperatifin bir taraf olarak yer almadığı ve dahili dava yoluyla da davaya eklenemeyeceği, görülmekte olan derdest olarak kooperatife karşı açılmış bir dava yer almadığından uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülemeyeceği değerlendirilmiştir. Görevsizlik kararı sonrası İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nce kooperatife açılacak dava üzerinde davanın birleştirilebileceği, ancak mevcut haliyle uyuşmazlığın mutlak ticari nitelikte sayılamayacağı, zira davalı kooperatife açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığı değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Kararın istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, daha önce İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Halı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.07/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”