Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/740 E. 2023/541 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/740 Esas
KARAR NO : 2023/541
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketinin her türlü gıda ürünleri, bilgisayar ürünlerinin ve sarf malzemelerinin ticaret, ithalat ve ihracatı ile inşaat alanında ticari faaliyetlerini yürüttüğünü, davalı şirketle de çeşitli ürünlerinin satışı konusunda anlaşma sağlamış olan müvekkili şirketin, bu doğrultuda birçok ürününün satışını gerçekleştirdiğini, bu ürünlerin karşılık edimini oluşturan satış bedelleri ise faturaya yansıtılarak ifa edilmeleri amacıyla davalıya iletilmiş olduğunu, keza faturalarda her bir ürünün miktarı, birim fiyatı, türü ve vergi miktarına olağan olarak yer verildiğini, taraflar arasındaki ticari mal satımı kapsamında müvekkil şirket anlaşmaya konu ürünlerin zilyetliğinin ve mülkiyetinin devredildiği alacağın ifa safhasına ilişkin fatura delilleriyle de sabit olduğunu, bu aşamada TBK m. 232 hükmü uyarınca satış bedelini ödeyerek satılanı devralma yükümlülüğü bulunan davalı/takip borçlusunun, satış bedelinin miktar itibariyle belirlenebilir kılındığı fatura içeriklerine itiraz etmediğini, Faturalara ilişkin olarak teslim tarihinden itibaren kanuni süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğundan TTK m. 21/2 uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayıldığını, nitekim müvekkilinin takibe konu ölçüdeki alacak miktarının varlığına cari hesap kayıtlarınin incelenmesi neticesinde de anlaşılmakta olup, davalının ifa ettiği miktar alacağın tümünü karşılamadığını, bu itibarla alacak ve borç miktarının birbirinden çıkarılmasıyla 07.10.2021 tarihiyle hükmen elde edilen bakiye, asıl alacak miktarını teşkil etmiş olduğunu, açıklanan nedenle müvekkili şirket tarafından hesaba işlenen faturalar yönünden alacaklı olunan 15.717,04 -TL asıl alacağın avans faizi ile ödenmesi talebiyle İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasından icra takibi başlatılmış olduğunu, Davalı/takip borçlusu borçlu olduğu miktarı bilinmesine rağmen bahse konu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olup gelinen aşamada müvekkili şirketin alacağına ulaşabilmesi amacıyla işbu davanın ikame edilme zorunluluğu doğduğunu, Ayrıca davalının satış bedelini ödeme borcunun muaccel hale gelmesine karşın bunu ifa etmediği icra takibine dayanak faturalarda yer alan 2021 yılına ilişkin vade tarihleriyle de anlaşılmaya müsait olduğunu, davalı/borçlu şirket tarafından sunulan borca itiraz dilekçesinde de taraflar arasındaki ticari ilişki yönünden bir itiraz sunulmadığı, yalnızca borçlu şirketin “Müvekkilin böyle bir borcu yoktur.” ifadesine yer verildiğinin görüldüğünü belirterek, davalının İzmir …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki tüm itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, Asıl alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak süresinde davaya cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinde alınan 13/03/2023 tarihli raporun sonuç kısmına göre;”…Sayın Mahkemenizin verdiği talimat doğrultusunda; davacı ticari defterleri ve dayanağı belgeleri üzerinde ve dosya kapsamında yapılan inceleme ve Raporun “İnceleme Ve Değerlendirmeler” bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda;
Davacı Ticari Defterlerinin Tasdikine ilişkin Yapılan İncelemede;
2021-2022 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca 2021 yılı yevmiye defterine yapılması gereken kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, 2022 yılı yevmiye defterine yapılacak kapanış tasdiki için sürenin bulunduğu (30.06.2023) ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 2021-2022 yılı envanter defterinin incelemeye sunulmadığı,
Dosyada Bulunan Taraflara Ait Ba/Bs Formuna İlişkin Yapılan İncelemede;
Davalıya ait 2021 yılı Ba formu üzerinde yapılan incelemede; 17 adet belge karşılığı kdv hariç 60.500,92 TL tutarında Ba formuna konu fatura beyanında bulunulduğu,
Davacıya ait 2021 yılı Bs formu üzerinde yapılan incelemede; 17 adet belge karşılığı kdv hariç 60.500,92 TL tutarında Bs formuna konu fatura beyanında bulunulduğu,
Hem davalının hem de davacının beyan ettiği fatura sayı ve tutarının birebir aynı olduğu,
Davacıya ait ticari defter kayıtlarında;
2020 yılından 2021 yılına 66,50 TL davacı alacağının devrettiği, 2021 yılında davacının davalıya toplamı 75.285,68 TL tutarında fatura düzenlediği, bu faturalarla beraber davacı alacağının toplam 75.352,18 TL olduğu, davalının davacıya toplamı 61.084,65 TL ödemede bulunduğu, bu ödemelerden sonra davacının davalıdan 14.267,53 TL alacağının kaldığı, bu tutarın 2022 yılına devrettiği,
Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.267,53 TL tutarında alacağının bulunduğu, takibin asıl alacağının 14.201,03 TL üzerinden başlatıldığı tespit edilmiştir.
İşlemiş Faize İlişkin yapılan İncelemede;
Ödeme emrinde işlemiş faiz talebinin olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede borçluya gönderilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığı,
Sayın Mahkemenin 15.12.2022 tarihli ara kararınca, asıl alacağa 13.02.2022 tarihinden 01.08.2022 tarihine kadar avans faizi işletilmek suretiyle işlemiş faiz konusunda yapılan hesaplamada işlemiş faizin 1.035,61 TL olduğu,
13.02.2022 tarihinden dosyada bulunan ödeme emrinde yazılı olan 06.06.2022 tarihine kadar yapılan avans faizi hesaplamasında, işlemiş faizin 692,45 TL olduğu tespit edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, İİK 67.maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında süregelen ticari ilişji bulunduğunu, davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan takibe konu alacağının mevcut olduğunu, davalının haksız itirazda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
3-Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, süresi içerisinde davaya cevap verilmediği görülmüştür.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı tarafça cari hesap alacağı bulunduğu ileri sürülmekle birlikte yazılı bir cari hesap sözleşmesi sunulmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89/2.maddesi uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı şekil şartına tabi olduğu, taraflarca yazılı bir cari hesap sözleşmesi sunulmaması nedeniyle tarafların ticari ilişkideki alacak ve borçlarının açık hesap ilişkisine tabi olarak TBK’nın 101. ve 102. Maddelerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
Yargılamanın 15/12/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile davalı şirkete ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, bu hususta ihtarlı davetiye ile davalı şirkete tebligat çıkartılmış, duruşma zaptının ve ihtarlı davetiyenin davalı vekiline tebliğ edildiği, ancak süresi içerisinde davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmüştür.
Davacı şirkete ait ticari defterler bilirkişi incelemesine sunulmuş ve inceleme yapılmıştır.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen 13/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda ; “Davacıya ait ticari defter kayıtlarında
2020 yılından 2021 yılına 66,50 TL davacı alacağının devrettiği, 2021 yılında davacının davalıya toplamı 75.285,68 TL tutarında fatura düzenlediği, bu faturalarla beraber davacı alacağının toplam 75.352,18 TL olduğu, davalının davacıya toplamı 61.084,65 TL ödemede bulunduğu, bu ödemelerden sonra davacının davalıdan 14.267,53 TL alacağının kaldığı, bu tutarın 2022 yılına devrettiği,
Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.267,53 TL tutarında alacağının bulunduğu, takibin asıl alacağının 14.201,03 TL üzerinden başlatıldığı tespit edilmiştir.
İşlemiş Faize İlişkin yapılan İncelemede;
Ödeme emrinde işlemiş faiz talebinin olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede borçluya gönderilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığı,
Sayın Mahkemenin 15.12.2022 tarihli ara kararınca, asıl alacağa 13.02.2022 tarihinden 01.08.2022 tarihine kadar avans faizi işletilmek suretiyle işlemiş faiz konusunda yapılan hesaplamada işlemiş faizin 1.035,61 TL olduğu,
13.02.2022 tarihinden dosyada bulunan ödeme emrinde yazılı olan 06.06.2022 tarihine kadar yapılan avans faizi hesaplamasında, işlemiş faizin 692,45 TL olduğu tespit edilmiştir…”
şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 14.267,53-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafça takipte 14.201,03-TL talepte bulunulduğu görüldüğünden taleple bağlı kalınarak bu miktar üzerinden kabul kararı verilmiştir.
Davacı tarafça takipte ve davada işlemiş faiz talebinde bulunulmuştur. Dava dilekçesi ve eklerinde takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Buna göre taraflar arasında belirli vade niteliğinde bir ödeme tarihi de belirlenmediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı gözetilerek işlemiş faiz talebi yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiştir.
9-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarı belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 14.201,03-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle kabul edilen dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 2.840,21-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 970,07-TL harçtan peşin olarak alınan 189,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 780,25-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 1.516,01-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 189,82-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 80,00-TL posta ve tebligat ücreti, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.560,7‬0-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 1.410,16-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 1.409,52-TL’sinin davalıdan, 150,48‬-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı