Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/737 E. 2023/648 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/737 Esas
KARAR NO : 2023/648
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 06.07.2022 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araçlar arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkiline ait aracın hasarlandığını ve davalı sigorta şirketi nezdinde hasar dosyasının açıldığını, kazada davalı sigorta şirketinin sigortaladığı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza öncesinde müvekkilinin aracına ait hasar kaydının bulunmadığını, kaza nedeni ile araçta önemli ölçüde değer kaybının meydana geldiğini, araçtaki değer kaybından davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, 27.07.2022 tarihinde müvekkilinin aracı ile ilgili değer kaybı talebinde bulunulduğunu davalı şirket tarafından değer kaybı olarak 17.000,00 TL ödendiğini bu ödemenin gerçek zararın altında olduğunu, ödemeden sonra arabuluculuk sürecinin başlatıldığını ancak sürecin anlaşmama (anlaşmazlık) ile sonuçlandığını ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihi itibarı ile 500,00 TL değer kaybının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri taleplerini 08/05/2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3.500,00-TL olarak artırarak, toplam 4.000,00-TL bakiye değer kaybı bedeli taleplerinin sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 11.08.2022 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin eksper raporu ile belirlenen 11.176,27 TL hasar onarım bedelini ve 2.011,73 TL KDV yi ve 17.000,00 TL değer kaybını davacıya ödediğini, müvekkili şirketin dava öncesi sorumlu olduğu hasarı ödemesi nedeni ile kaza hasarı ile ilgili sorumluluğunun kalmadığını, yapılan ve yapılacak ödemelerin poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, aracın tam hasara uğrayıp uğramadığının tespitinin gerektiğini, aracın tam hasara uğraması durumunda davacı tarafından değer kaybı talep edilemeyeceğini, müvekkil sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limitleri dahilinde tazminattan sorumlu olacağını, kusur durumunun bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesinin gerektiğini, davacıya ait aracın hasar kayıtlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacıya ait aracın daha öncesi dava konusu kazada hasarlanan kısımlarının değer kaybının oluşmayacağını, davacının faiz talebinin haksız olduğunu ifade ederek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesini, esasa girilmesi durumundan esastan reddini, aksi durumda müvekkil şirket sorumluğunun poliçe teminatı ile sınırlı tutulmasını, temerrüde düşmemiş, dava açılmasına sebebiyet vermemiş müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri ve faize karar verilmemesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan 20/02/2023 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “….. plakalı araç sürücüsünün kaza sırasında 2918 Sayılı KTK nunda yer alan madde 47/d, madde 52/a, madde 57/a, madde 57/c-2 ve madde 84/h ihlalleri nedeni ile kazada ana etken ve birinci derecede sorumlu olduğu … plakalı araç sürücüsünün kazayı önlemek adına yapacağı bir şey olmadığı ve sürücüye 2918 Sayılı KTK da belirtilen herhangi bir kusuru işlememesi nedeni ile kusur atfedilemeyeceği değerlendirilmiş olup … plakalı araç sürücüsünün kazada herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı Dava konusu araç ile ilgili değer kaybı bakiyesinin 4.050,00 TL olduğu
Davalı sigorta şirketinin poliçesinde araç başına maddi hasar limitinin 43.000,00-TL olarak belirtildiği bu limitten … plakalı araç için 13.188,00TL hasar ve 17.000,00TL değer kaybı ödemesi yapıldığı, heyetimizde tespit edilen değer kaybının 21.050,00 TL olması nedeni ile 4.050,00 TL bakiye değer kaybının olduğu ve sigorta poliçesinde davacıya yapılan ödemelerden sonra 12.812,00-TL limitin kaldığı ve hesaplanan 4.050,00 TL bakiye değer kaybının bu limitten ödenebileceği hususlarında oluşan görüş ve kanaatlerimizi hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere saygılarımız ile arz ederiz…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür. Bilirkişiden alınan 08/05/2023 tarihi raporun sonuç kısmına göre; “…Değer kaybı bedeli tespite konu … plaka sayılı … 2015 model otomobilin dava konusu olaya bağlı olarak Yargıtay içtihatlarına ve piyasa rayiçlerine göre 21.000,00 TL. değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından değer kaybı bedeli olarak 17.000,00 TL. Ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamakta olup, 4.000,00 TL. olarak hesaplanan bakiye değer kaybı bedelinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesi ekinde yer alan 27.07.2022 tarihli yazı ile davalı sigorta şirketine ihbarın yapılmış olduğu, ancak dosya kapsamında tebliğ tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi ve belge bulunmamakla olup, takdir Sn. Mahkemenin olmak üzere davalı sigorta şirketi tarafından 11.08.2022 tarihinde ödeme yapılmış olmakla bu tarihinden itibaren ödenmeyen borç miktarı bakımından- temerrüde düşeceği ve yasal faiz ödemek zorunda olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç arasında 06/07/2022 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararının karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde davanın kısmi dava olarak açıldığını, davalı şirketin davacıya 11.176,27-TL hasar onarım bedeli ve 2.011,73-TL KDV ve 17.000,00-TL değer kaybı ödemesi gerçekleştirdiğini, davalının bakiye sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kasko sigortasından ödeme alıp almadığının ve aracın tam hasara uğrayıp uğramadığının araştırılması gerektiğini, değer kaybı hesaplamasının trafik sigortası genel şartları dikkate alınarak gerçekleştirilmesi gerektiğini, davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 20/02/2023 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümünde dava konusu kazanın davalının sigortalısı araç sürücüsünün kural ihlali nedeniyle meydana geldiği, davacının kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı itirazda bulunulmuş ise de her iki taraf sürücüsü tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında yer alan anlatım ve kaza çizimine göre davalının sigortalısı araç sürücüsünün kontrolsüz kavşağa girdiği sırada kendisine göre sağ taraftan gelmekte olan davacıya ait araç kavşağa giriş yaptığı halde seyrine devam ettiği ve kazanın gerçekleşmesine sebebiyet verdiği, kontrolsüz kavşaklarda soldan gelen aracın kendisine göre sağdan gelen araca geçiş önceliği tanıması gerektiği, kaza krokisi ve kaza sonrası çekilmiş fotoğraflarda davacıya ait aracın kavşağa giriş yapıp neredeyse çıkma noktasına geldiği halde davalının sigortalısı olan aracın kavşaklarda geçiş üstünlüğüne yönelik gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği değerlendirildiğinden asli ve %100 oranında tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının tespiti yönünden dosya araç hasarları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 20/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın kaza tarihindeki hasarsız halinin rayiç değerinin 436.800-TL olduğu, aracın onarımının KDV dahil 13.188,00-TL bedel ile gerçekleştirilebileceği, aracın onarımının ekonomik olduğu ve kaza sonrasında onarılmış halinin serbest piyasa rayiçlerinde 411.700,00-TL olacağı, aracın 21.050,00-TL değer kaybına uğrayacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı itirazlar ileri sürülmüştür. Değer kaybı hesaplamasında bilirkişi tarafından esas alınan kıstaslar Yargıtay içtihatlarına uygun olmakla birlikte tarafların ileri sürdüğü itiraz nedenleri gözetilerek farklı bir bilirkişiden yeniden rapor alınma yoluna gidilmiş, dosyaya sunulan 08/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda da 1.raporla uyumlu şekilde aracın 21.000,00-TL değer kaybına uğradığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davalı vekili tarafından itirazlar ileri sürülmüş ise de dosyaya sunulan her iki bilirkişi raporunun değer kaybı zararı miktarı yönünden uyumlu olduğu, davalı tarafça sunulan itirazların yeniden rapor alınmasını gerektirmediği, davacıya ait araçta kaza nedeniyle işlem gören parçalar, aracın KM ve modeli dikkate alındığında 21.000,00-TL değer kaybı zararının dosya kapsamı ve piyasa koşullarına uygun olduğu değerlendirilmiş ve 21.000,00-TL değer kaybı zararının oluştuğu kabul edilmiştir.
10-Davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde davacıya 11/08/2022 arihinde 17.000,00-TL ödeme gerçekleştirilmiş olup tespit edilen değer kaybı zararından yapılan ödemenin mahsubu sonrası davacının bakiye değer kaybı zararının 4.000,00-TL olduğu görülmüştür. Davacı vekilinin 15/05/2023 tarihli değer artırım dilekçesi ile başlangıçta 500,00-TL olarak açılan davanın değeri 3.500,00-TL artırılmak suretiyle 4.000,00-TL’ye yükseltilmiştir. Davalı tarafça cevap dilekçesinde davanın kısmi dava olarak açıldığı savunulmuş ise de dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıkça ifade edilmiştir. Buna göre değer kaybı zararının tespiti uzmanlık gerektirdiğinden belirsiz alacak davası olarak açılabileceği değerlendirilmiştir. Mahkememizce dosya kapsamında toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde, davacının bilirkişi raporu ile kusur ve zararın miktarı yönünden gerekli ispatı sağladığı, davalının bakiye poliçe limitinin 4.000,00-TL bakiye değer kaybı zararını karşılamaya yeterli olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
11-Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş, ancak değer artırım dilekçesinde ise 11/08/2022 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde talepte bulunulmuştur.
Dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup davacının 500,00-TL açılış değerine dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep ettiği, artırılan dava değerinin de yine dava dilekçesinde talep edilen 500,00-TL’ye uygulanabilecek faiz türü ve faiz başlangıç tarihiyle bağlı olarak talep edilebileceği, bu itibarla değer artırım dilekçesiyle talep edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren faiz istenilebileceği değerlendirilmiş ve dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek haklılık durumuna göre tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, 4.000,00-TL bakiye değer kaybı zararından kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 273,24-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL ile ıslah harcı olarak alınan 59,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 132,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 273,24-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 59,77-TL toplamı 140,47-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 80,00-TL posta ve tebligat ücreti, 3.300,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 3.460,7‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”