Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/715 E. 2022/850 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/715 Esas
KARAR NO : 2022/850

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 05/06/2013
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle ; davacı, temsilcisinin ricası üzerine, … Depo Odun Kömür Nak. İnş. Malz. Kuyumcu İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti isimli şirkete yukarıda bilgileri verilen taşınmazı üzerinde davalı banka lehine 04/11/2011 tarih ve … yevmiye no.lu ipotek tesisi yapıldığını, müvekkilinin davalı banka şubesinden şifaen öğrendiği kadarıyla borçlunun borcunu ödemediği için davalı müvekkilinden 1.200.000,00-TL. civarında bir para istediğini, bununla birlikte Türk Borçlar Kanunun 584. Maddesine göre Kefalet ve ipotek akit tablosuna eşin de açık rızasının alınmasının şart olduğunu, zira davacının, eşi ve 6 çocuğuyla birlikte bu taşınmazda yaşadığını, rızanın alınmamasıyla birlikte akdin geçersiz olduğunu, kefalet akdinde ve akit tablosunda borç miktarının açık olarak yazdırılarak imza ettirilmesinin geçerlilik koşulu olduğunu, davalı bankanın sözleşme fotokopisini vermediği için bilmediklerini, ama ipotek uygulamasında birçok bankanın akit sonrası birikecek borçlarında ilavesine müsait ipotek şekli oluşturduğunu, gerek bankadaki kefalet, gereksi tapu idaresindeki ipotek işlemiyle ilgili tek kelime dahi sorulmadan işlemlerin ikmal edildiğini ve oldu bittiye getirildiğini, ipotek akdinin ilk sayfasında “… Bankası lehine ipotek vermeyi kabul ettim” yazıldığını, fakat ipotek miktarının, bedelinin ilk sayfaya yazılmadığını, yine ilk sayfada banka temsilcisinin ipoteği kabul ettiğini, ancak kat TL olduğunun yer almadığını, ipotek vesikasının banka mümessiline teslim edildiğini, sayfanın taaddüdü halinde kaç sayfa olması yazılması zorunlu ise de yazılmadığını ve taraflarınca sonradan sayılması sonucu 9 sayfa olup, bunun her zaman doldurulup borçlu aleyhine kullanılmasının mümkün olduğunu, resmi senet üzerindeki 04/11/2011 tarihi ve … yevmiye numarasının bile el yazısıyla ve neredeyse okunmaması için yazılmış gibi olduğunu, ipotek senedinin ilk sayfasında 8 kişinin imzası varken, sonraki sayfalarda 5 kişinin imzasının bulunduğunu, özellikle, 5. madde altında koyu renkle yazılan ” tesis edilen ipoteğe ilaveten, ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla da ayrıca sorumlu olmayı kabul ettiği” ifadesi ile 11. madde altındaki “%80 oranında gecikme faizi” ibarelerinin dahi sonradan metne dahil edilmiş gibi olup, altındaki metnin içindeki boşluklar vs. “resmi şekil” kavranımdan çok uzak, ciddiyetsiz ve kefili, belirsiz sonu olmayan bir borç çukuruna sokan, hukuki geçerliliği olmayan ifadeler olduğunu, Tapu Kanunun 26. Maddesine göre ipotek akdi resmi şekilde yapılmadığında tümünün hükümsüz hükümsüz hale geleceğini, bu nedenlerle davalarının kabulü ile; davacının maliki olduğu gayrimenkul üzerinde tesis edilen ipoteğin ve kefaletin tamamen iptaline, tapu sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili banka ile … Depoculuk Odun Kömür Nak. … Ltd. Şti arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi yapıldığını, … bu sözleşmede davacı …’in kefaletinin bulunmadığını, öte yandan, davacı …’in, maliki olduğu dava konusu İzmir, Bayraklı … Mah. … ada, 5 parselde kain 117/3400 arsa paylı, giriş 12 blok, 3. Kat 5 bağımsız bölüm mesken vasfındaki taşınmazı, Bayraklı Tapu Sicil Müdürlüğünün 04/11/2011 tarihli ve … yevmiye no.lu resmi senet akit tablosu ile 1. Derece 400.000,00-TL. Bedelle … Depoculuk .. Ltd. Şti. lehine bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ipotek verdiğini, kredi müşterisi … Depoculuk … LTd. Şti’nin borçlarını ödememesi üzerine, borçlu şirket, kefiller ve ipotek veren malikler ile banka arasında, bankaya borçlarının ödenmesi hususunda birçok görüşmeler yapıldığını, ancak sonuç alınamaması üzerine ilgililere ihtarnameler keşide edildiğini, davacı …’e de ipotek veren malik olması dolayısıyla 06/06/2013 tarihli/… yevmiye nolu, 07/06/2013 tarihli/… yevmiye no.lu ihtarnameler gönderilmiş olup, her 2 ihtarnamede davacının adresine tebliğ edildiğini, ihtarnamelere rağmen banka borçları ödenmediğinden, davacının ipotek vermesi nedeniyle İzmir 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 6 örnek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 400.000,00-TL üzerinden, takip işlemlerine geçildiğini, davacı …’in, ipotekten doğan borçlarından kurtulmak amacıyla, bankanın aleyhine kötü niyetle, asılsız, haksız ve yersiz iddialarda bulunduğunu, müvekkili bankaya karşı açılmış davanın hukuki ve fiili dayanaktan yoksun olduğunu, ileri sürülen iddiaların kötü niyetli, haksız ve asılsız olduğunu, öncelikle dava konusu değirin 5.000,00-TL. olmayıp, davaya konu ipoteğin bedelinin 400.000,00-TL. Olduğunu, HMK’nın 120 maddesi uyarınca eksik harçların yatırılması gerektiğini, davacı …’ten bankalarca 1.200.000,00-TL istendiğinin asılsız ve yersiz olduğunu, bankalarının kredi borçlusu … Depoculuk… Ltd. Şti.’nin söz konusu ticari kredi sözleşmesine dayanarak kullandığı ticari krediler nedeniyle takip tarihi itibariyle bankaların toplam 1.157.554,77-TL alacağı bulunmakta ise de, davacı …’in ticari kredi sözleşleşmesinde kefaleti olmadığını, … bu tutarın tamamından sorumlu olmayıp,… Ltd. Şti’nin bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere davacı …’in vermiş olduğu 400.000,00-TL. bedelli üst sınır/maksimal ipotek nedeniyle sadece 400.000,00-TL.’sinden sorumlu olduğunu, diğer yandan, ipotek tesisinde eşinin rızası hususunda ise; davacının eşinin rızası olmaması nedeniyle ipoteğin geçersizliğini ileri sürme hakkının bulunmadığını, hukukta, kismenin kendi kusuruna dayanarak bir hak ileri süremeyeceğini, bu iddiasının dahi karşı tarafın kötüniyetini ortaya koyduğunu, ipoteğe konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, kütükte taşınmazın aile konutu olduğuna, başka bir iafade ile malikin tasarruf ehliyetinin sınırlandığına dair herhangi bir şerhin bulunmadığını, müvekkili bankanın, iyiniyetli üçüncü şahıs olup, tapu kaydına itibar ederes, ipotek tesis ettiğini, tapuda aile konutu şerhi olarak görünmeyen taşınmazla illgili olarak ayni hak elde eden üçüncü kişinin bu hakkı Yargıtay kararları e Doktrinel görüşler ışığında M.K’nun 1023. maddesi gereğince korunacağını, öte yandan davacının eşinin bu ipotekten haberdar olmadığı yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, aynı çatı altında yaşayan eş davacı …’in 400.000,00-TL. bedelle ve yine aynı çatı altında yaşayan … oğlu …’in ise 550.000,00-TL. Bedelle kride borçlusu …. Ltd. Şti. lehine ipotekler verdikerini, kaldı ki, davacının eşinin bankaya gelerek, … Ltd. Şti’nin borçlarına mahsup edilecek … Ltd. ŞTi’nin kredisi için taşınmaz üzerine 2. Dereceden ipotek tesis edilmesine de yazılı olarak rıza beyanını imzaladığını, yeniden yapılandırmaya ilişkin kredi evraklarının imzalanması sırasında da yapılan görüşmelerde bizzat hazır bulunduğun ve sonrasında da 2. derecede ipotek tesis edilmesine rıza gösterdiğine dair yazılı beyanı imzaladığını, bu durumda davacının eşinin ipotekten haberdar olduğunu ve rıza gösterdiğinin bir kez daha kanıtı olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılan işlemlerin yasalara, usul ve mevcuata uygun ve geçerli olduğunu, ipotek hakkının, sınırlı bir ayni hak olduğunu, taşınmazların üzerinde tesis edilecek ipoteklerin Noterlik Kanunu ile ilgisinin bulunmadığını, Tapu Sicil Müdürlüklerinin tapu yasa ve mevzuatları çerçevesinde hareket eden resmi daireler olup, gerekli işlemlerde … bu yasalara, mevzuata uygun yerine getirildiğini, davacının mali durumunun çok iyi olduğunu, aile durumunun etkilenmesinin söz konusu olmadığını, her türlü yasal yolara başvurma hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Davanın açılmasına müteakiben, dava dosyasının İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kaydedildiği, tarafların celbini talep ettiği belge ve kayıtların dosyaya temini ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda,”ipoteğe konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın aile konutu olduğuna dair herhangi bir şerhin bulunmamış olması karşısında Medeni Kanun’un 1023. Maddesi gereğince tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunacağından, ipoteğin iptali ve kefaletin geçersizliğinin tespitine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2013 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine, hükmün Yargıtay 19. HD. … – … karar sayılı ilamı ile “…İzmir 5. Aile Mahkemesinin … esas, … karar, 08/04/2014 karar tarihli dava dosyasında; … (eldeki dosya davacısı …’in eşi) davalılarının eldeki dosya tarafları olduğu, davacı kadının rızası alınmadan davalı koca adına tapuda kayıtlı olan ve aile konutu niteliğindeki taşınmaz kaydına davalı banka tarafından ipotek konulduğundan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulü ile davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece İzmir 5. Aile Mahkemesinin kararı da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” şeklinde bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkememizin … Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu ipoteğin kaldırılmasına, İzmir 5. Aile Mahkemesi’nin 08/04/2014 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olduğu ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı, davanın açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden bahisle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına, Mahkememizin 15/03/2019 tarih … Esas
… Karar sayılı ilamı ile karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının onanmasına karar verildiği, davalı tarafça karar düzeltme yoluna gidildiği, bu kez Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda davacı bizzat ipoteği tesis ettiren olup ipoteğin tesis tarihinde tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Davacının ipoteği tesis ettirip sonrasında da tapu kayıtlarında aile konutu şerhi bulunmayan taşınmaz üzerindeki ipoteğin aile konutu hukuki sebebine dayanarak kaldırılmasını talep etmesi MK madde 2’de düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayıp hakkın kötüye kullanılmasını oluşturmaktadır. Bu nedenlerle davanın açılmasında davacının haksız olduğu hususu dikkate alınmadan yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutularak aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 25.05.2021 tarihli, … E. … K. sayılı ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına” gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulduğu, mahkememizce yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma üzerine dava dosyasının mahkememizin 2022/715 Esasına kaydedildiği, davacı tarafın önceki kararda direnilmesi, davalı tarafın ise bozmaya uyulması talebinde bulunduğu, mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, dava dışı şirket ile davalı banka arasında akdedilen sözleşmeye istinaden dava dışı şirkete kullandırılan kredinin teminatı olarak, davacının ailesi ile birlikte yaşadığı taşınmazın kaydına davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin iptali gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, yargılama safahatinde, dava dışı davacının eşi …’in 05/06/2013 tarihinde, davalı banka ile davacı aleyhine davamızın da konusunu teşkil eden taşınmaz üzerine, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına yönelik dava açıldığı, … bu davanın yapılan yargılaması sonucu mahkemenin 08/04/2014 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, … bu nedenle mahkememiz dava dosyasının konusuz kaldığı, konusuz kalan davada, yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağına dair tüm dosya kapsamına göre yapılan inceleme ve değerlendirmede, davalı lehine ipoteğin tesis edildiği tarihte davaya konu taşınmazın tapu kaydında, taşınmazın aile konutu olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmadığı, davacı tarafça davalı banka ile yapılan sözleşme kapsamında, üzerinde ipotek tesis edilen konutun, aile konutu olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığı, somut olayda davacı bizzat ipoteği tesis ettiren olup ipoteğin tesis tarihinde tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı, davacının ipoteği tesis ettirip sonrasında da tapu kayıtlarında aile konutu şerhi bulunmayan taşınmaz üzerindeki ipoteğin aile konutu hukuki sebebine dayanarak kaldırılmasını talep etmesi MK madde 2’de düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayıp hakkın kötüye kullanılmasını oluşturduğu, bu nedenlerle davanın açılmasında davacının haksız olduğu, yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıda yazılı hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça peşin yatırılan 6.831,05-TL harçtan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 6.750,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 59.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 132,80-TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.07/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır