Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/705 E. 2023/172 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/705 Esas
KARAR NO : 2023/172

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalı firmanın müvekkili firma ile aralarında var olan ticari nitelikteki abonelik sözleşmesi gereği elektrik tüketimi gerçekleştirdiğini, ancak tüketmiş olduğu elektiriğin bedeli olan 22/04/2022 tarihli tüketim bedellerine ilişkin 2 faturanın ödemesini gerçekleştirmediğini, müvekkili firmanın davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, bu icra takibi davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazı sebebi ile durduğunu, davalı tarafça yapılan haksız itirazın iptalini, 20% den aşağı olmamak üzere davalı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, elektrik faturası alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı tarafça davalı adına kayıtlı abonelik üzerinden tüketilen elektrik enerjisi bedelinin ödenmediği ileri sürülerek itirazın iptali talepli dava ikame edilmiştir.
3-Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
4-Somut olayda davacı tarafça her ne kadar abonelik grubunun ticarethane olduğu gerekçesiyle dava asliye ticaret mahkemesinde açılmış ise de abonelik grubunun ticarethane olarak gösterilmesi yalnızca tarifeye ilişkin bir kayıt olup uyuşmazlığı tek başına ticari dava haline dönüştürmemektedir. Davalı elektrik abonesinin gerçek kişi olduğu gözetildiğinde tacir olup olmamasına göre görevli mahkemenin değişeceği değerlendirilmiştir. Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin….Esas …..Karar sayılı kararında da;
(Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde davacının abone grubu ticarethane olarak belirtilmekle birlikte, gerçek kişi olan davacının TTK hükümlerine göre tacir sıfatına haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerekir.) aynı yönde görüş bildirilmiştir.
5-Somut olayda davacı hakkında tacir olup olmadığı yönünde yapılan araştırmada, davacının İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde esnaf kaydının bulunduğu, mobilya imal ve satıcılığı ile iştigal ettiği, vergi kayıtlarına göre tacirlik sınırı üzerinde bir iş hacminin bulunmadığı, davacının tacir olduğuna dair dosya kapsamında başkaca bir delil de bulunmadığı görülmüştür.
Toplanan delillerin değerlendirilmesinde, davacının mobilya imalatı işi ile iştigal ettiği, davacının mesleği ve iş hacmine göre tacir niteliğini haiz olmadığı, mesleğin esnaf faaliyeti boyutunda olduğu değerlendirilmiştir.
Tacirlik, kendi içerisinde katı sonuçları bulunan(iflas, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü, faiz türü, yükümlülükler vb.) bir hukuki durumdur. Aboneliğin salt ticarethane olarak kaydedilmiş olması, bu hususun kanunlarda mutlak ticari dava olarak nitelendirilmediği de gözetildiğinde davayı ticari dava haline getirmez. Uyuşmazlığın nedeni haksız fiile dayandığından gerçek kişi olan abonenin mesleki faaliyetini icra ettiği sırada bulunduğu hukuki duruma göre davanın türü belirlenmelidir.
Yukarıda izah edilen temel ilkeler çerçevesinde davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6-Yargılama sırasında davalı asıl tarafından aboneliğin “…Pastanesi” adlı işyerinde Oktay Taşkıran tarafından fiilen kullanıldığı, fiili kullanımının kendisi tarafından gerçekleştirilmediği belirtilmiştir.
Bir başkasının adına tesis edilen elektrik aboneliğinin sürekli olarak elektrik perakende satış şirketi ile sözleşmesi bulunmayan 3.kişi tarafından kullanılması “usulsüz tüketim” niteliğinde olup Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 48.maddesi doğrultusunda bu hususta davacı elektrik perakende satış şirketinin fiili kullanıcı hakkında ayrıca fatura düzenleme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Abonelik üzerinde fiili tüketimi gerçekleştiren kişinin tacir olup olmaması davacı satış şirketi ile fiili tüketimi gerçekleştiren kişi arasındaki uyuşmazlık yönünden incelenmesi gerekmekte olup, somut uyuşmazlıkta davacının akdi olan abone ile davacı satış şirketi arasındaki uyuşmazlıkta kendi aralarındaki ilişki dikkate alınmalıdır. Bu durumda davalının tacir olmadığı dosya kapsamında sabit olduğundan dava dışı fiili kullanıcıya ilişkin bir araştırma yapılması gereği bulunmadığı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır