Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/69 E. 2022/736 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/69 Esas
KARAR NO : 2022/736

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacıların muris …’nın oğulları ve murisin vefatından önceki eşi … olduğunu, murisin vefat etmeden önce 31/03/2017 tarihinde davalı bankanın Çiğli Şubesi’nden 25.000,00-TL tutarında 27 ay vadeli %0 faizli kredi çektiğini, bankanın kredi alacağını garantilemek amaçlı olarak vatandaşa sunduğu … yıllık Hayat Sigortası sözleşmesini de … Emeklilik ve Hayat A.Ş. ile imzaladığını, muris bir yıl sonra ödemeli kredi çekmiş olduğundan henüz kredi ödemesi yapmaya başlayamadan 21/10/2017 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın imzalamış olduğu sigorta poliçesinin 31/03/2017 – 31/03/2018 tarihleri arasında olduğunu, murisin ölümünün poliçe tarihleri arasında gerçekleştiğinden davalı … ile imzalanan sigorta poliçesi kapsamında kaldığını, davacıların murisin ölümünden sonra 25/10/2019 tarihinde … Çiğli Şubesi’ne gittiklerinde müvekkillerine krediden sorumlu olmadıklarının, 25.000,00-TL kredi bedelinin sigorta teminatından karşılanacağını, 5.000,00-TL’nin de tarafların ödeneceğinin söylendiğini, aradan yaklaşık bir yıl geçtikten sonra davalı banka tarafından müvekkillerine karşı 31/03/2017 tanzim tarihli bonoya dayalı olarak İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve müvekkili … adına kayıtlı araca ve Çiğli’de yer alan oturmuş oldukları ev üzerine haciz koyulduğunu, müvekkillerinin ödemeye zorlanmaları ile 07/03/2019 tarihinde 28.700,00-TL ve 6.000,00-TL tutarlarında ödeme yapıldığını, murisin kredi çektiği sırada tanısı konulmuş bir hastalığının mevcut olmadığını, müteveffanın ölüm belgesinde doğal ölüm kaydının olduğunu, gerçekleşen olayda rizikonun yani ölümün bildirim yükümlülüğü ile bir bağlantısının olmadığının ölüm raporu ile sabit olduğunu, davalı bankanın birçok kez talep edilmesine rağmen sigortalının sağlık beyanı formunu müvekkillerine ibraz etmediğini, kredi çekildiği sırada müteveffanın yanında bulunan müvekkili

…’ın kendilerine böyle bir beyan formu sunulmadığını, babasının böyle bir formu hiç doldurmadığını dile getirdiğini bildirmiş davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL tazminatın dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme aksi kanaatte olması halinde davalı bankanın müterafik kusuru sebebi ile banka yönünden davanın kabulü ile şimdilik 10.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak müteveffanın tacir olduğunu, dava konusu kredinin müvekkili bankadan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan ticari kredi olduğunu, aynı zamanda davaya konu sigorta ilişkisinin de tacir olan müteveffa ile davalı tacir olan … arasında olduğunu, bu nedenle davaya konu kredi ticari olduğundan mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davacıların davayı tazminat taleplerini reddeden …’a yöneltmesi gerektiğini, bu sebeple davanın müvekkili banka yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesini gerektiğini, sigorta tutarını ödemeyi reddetme yetkisinin müvekkili bankada olmadığını, davanın belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, müteveffanın ölüm belgesinde ölüm şekli olarak doğal ölüm yazdığını, fakat doğal ölüm nedeninin tam olarak açık olarak belirtilmediği için davalı sigorta şirketi araştırma talep ettiğini ve yapılan araştırma sonucunda sigortalının vefat tarihinden önce kronik iskemik kalp hastalığı, kalp yetmezliği, mitral yetmezlik, tricuspid yetmezlik, pulmoner hipertansiyon teşhislerinin konduğu, koroner anjiografi yapıldığı, stent takıldığını ve tedavi altında olduğunu ve görülmüş ve yine vefat nedeninin sigortalının bu rahatsızları tespit edildiğini, sigortalının tazminat taleplerinin de sigorta şirketi tarafından eksik yanlış beyan nedeniyle reddedildiğini bildirmiş görev itirazları sebebiyle dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine, husumet itirazları nedeniyle davanın reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mirasçılık Belgesi, Ölüm Raporu, Hayat Sigortası, kredi sözleşmesi, ATK raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre; “…Kişi ile … Emeklilik ve Hayat A.Ş. arasında 31.3.2017 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi yapıldığı, 21.10.2017 tarihinde öldüğü bildirilen … oğlu 1963 doğumlu … hakkında düzenlenmiş olan dava dosyasının tetkikinde;
1-Adli dosyada kayıtlı bilgilerde kişiye 31.3.2017 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi öncesinde; koroner arter hastalığı, kronik iskemik kalp hastalığı, arteriel hipertansiyon, diabetes mellitus disritmi, atrial fibriasyon ve flutter, kardiak aritmiler, serebrovasküler hastalık, peptik ülser, konjestif kalp yetmezliği” tanılarının konulmuş olduğu, 25.8.2017 tarihinde Çiğli Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alınarak “MVR+CABG” ameliyatı yapıldığı, 16.10.2017 tarihinde Çiğli Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ateş, öksürük, balgam, soğuk terleme hemoptizi şikayetleri ile müracaat ettiği, akciğer grafisinde bilateral retiküler değişiklikler olduğu, toraks hrct de hemoptizi nedeni olabilecek parankimal hastalık bulgusu tespit edilmediği, mevcut hemoptizi hemorajık diyateze bağlanıldığı, enfeksiyon markerlarında yükseklik olduğu,
18.10.2017 tarihinde kalp damar cerrahisi yoğun bakımına devredildiği, multiorgan yetmezliği tablosu geliştiği, kan gazları kötüleştiği, 21.10.2017 tarihinde yüksek ınotrop desteği ve ıntraaortık balon pompasına rağmen saat 2.50 civarı arrest olarak öldüğü” kayıtlı olduğu dikkate alındığında;
Kişinin ölümünün; kronik hastalıklarına bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu,
2) Kişinin ölümüne neden olan kronik hastalıklarının (koroner arter hastalığı, kronik iskemik kalp hastalığı, arteriel hipertansiyon, diabetes mellitus ,disritmi, atrial fibriasyon ve flutter, kardiak aritmiler, konjestif kalp yetmezliği) 31.3.2017 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi öncesinde tanılarının konulmuş oldukları oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava hayat sigortası teminatının tahsili talepli tazminat davasıdır.
2-Taraflar arasındaki ihtilaf, davacıların murisi … ile davalı banka arasındaki kredi sözleşmesinde sigorta geri ödemesinin teminatı için diğer davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş. Tarafından düzenlenen hayat sigortası poliçesi kapsamında sigorta lehtarının ölümü suretiyle gerçekleşen riziko nedeniyle davalı sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün olup olmadığı, bankanın husumet ehtiyetinin bulunup bulunmadığı, davacıların murisinin sigorta sözleşmesi kurulur iken beyan yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, rizikonun ölüm şekli itibariyle teminat kapsamında olup olmadığı, ölümün mülakat formunda beyan edilmeyen hastalıklardan meydana gelip gelmediği noktalarında toplanmaktadır.
3-Dava konusu uyuşmazlığın çözümü noktasında iki hususun aydınlatılması gerekmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre sigortalının ölümü ile poliçenin tanzim tarihinde mevcut olan hastalıkları arasında illiyet bağı mevcut ve bu hastalığın sigortalı tarafından bildirilmeyişi ile sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş olması halinde sigortacının zarardan sorumlu tutulmaması söz konusu olabilecektir.
4-Mahkememizce Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan sigortalının ölüm nedeni ile poliçe tanzim tarihi öncesi hastalıkları arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmış, düzenlenen raporda “Kişinin ölümüne neden olan kronik hastalıklarının (koroner arter hastalığı, kronik iskemik kalp hastalığı, arteriel hipertansiyon, diabetes mellitus ,disritmi, atrial fibriasyon ve flutter, kardiak aritmiler, konjestif kalp yetmezliği) 31.3.2017 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi öncesinde tanılarının konulmuş oldukları oy birliği ile mütalaa olunur..” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
5-Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler arasında bulunan “Sigortalı Adayı Beyan Formu” başlıklı sağlık durumu beyan formu bulunduğu, ancak beyan formunda davacıların murisine atfen atılmış herhangi bir imza bulunmadığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden sigortalının poliçe tanzimi sırasında mevcut hastalıklarına ilişkin bir bildirim yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda sigortalının poliçenin düzenlendiği tarihte hastalıkları ile ilgili beyanda bulunmadığını ispat külfeti davalı sigortacının üzerine düşmektedir. Zira davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan imzalı bir beyan formu bulunmadığı gözetildiğinde, davacının kendisine mevcut olan bir hastalığı bildirmediği hususu da savunulamayacaktır. Sigortacı tacir olup, bu iş ile iştigal ettiğinden basiretli bir tacir gibi hareket ederek sigortalıya gerekli soruları sormak ve cevaplarını kayda geçirmekle mükelleftir. Sigortalıdan imzalı bir beyan alınmamış olması halinde artık sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddia edilemez. Elbette sigortalının kendisinde bulunan bir hastalıkla ilgili olarak sigortacının sormasından evvel kendiliğinden bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunmaktadır. Fakat uyuşmazlık konusu olayda sigortalının sigortacıya bildirimde bulunup bulunmadığı hususu kanıtlanamamaktadır. Zira sigortalının mevcut hastalıklarının beyan edildiği bir formu imzalamış ise dahi bu formun davalı elinde bulunduğu gözetildiğinde ispat külfetini sigortalı ve mirasçılarına yüklemek adil olmayacaktır. Zira imzalı bildirim formunu elinde bulunduran sigortacının bu formu yok etmekle veya dosyaya ibraz etmemesiyle sigortalının bildirim yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürmesi ihtimalinde sigortalı yönünden sigortanın semeresinden yararlanmak imkansız olacaktır. O halde basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan sigortacı tarafından sigortalının hastalıkları ile ilgili olumlu veya olumsuz bir beyanın alındığına dair herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı gözetildiğinde, sigortacının beyanda bulunup bulunmadığı hususunun kanıtlanamadığı, bu noktada ispat külfetinin sigortacıda bulunduğu değerlendirilmekle davanın kabulü yönünde vicdani kanaat oluşmuştur.
Her ne kadar bir 6102 Sayılı TTK’nın 1439. maddesi hükümleri doğrultusunda Yargıtay uygulamasına göre sigortalının sağlık beyanında hastalığının bulunduğunu bildirmemiş olması halinde sigorta teminatının, hastalık bildirilmiş olsaydı tahakkuk ettirilecek poliçe bedeline, düzenlenmiş olan poliçe bedeli orantılanmak suretiyle sigortacının sorumlu tutulmasına yönelik içtihatları bulunmakta ise de somut olayda davalı sigortacı tarafından dosyaya sunulan geçerli bir sağlık beyanı bulunmadığı, ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere davalının böyle bir beyan formunu hiç ibraz etmemesinin sigortalı aleyhinde yorumlanamayacağı, basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gereken sigortacının eksik işlemi nedeniyle kendi lehine sonuç elde edemeyeceği gözetilerek bu yönde bir hesaplama uygulanmamıştır.
Poliçenin incelenmesinde azalan limit bulunmadığı, maktu olarak 25.000,00-TL teminatın öngörüldüğü anlaşılmıştır. Dosyaya gelen yazı cevaplarından davacıların murisine ait kredi borcunun bakiye kısmının davacı mirasçılar tarafından ödendiği anlaşıldığından poliçedeki teminat miktarınca davacıların tazminata hak kazandığı değerlendirilmiştir. Dava kısmi dava olarak açılmış ise de dava öncesi sigorta şirketine başvuru yapılmış ve teminatın tümü yönünden temerrüt oluşmuş olduğundan tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.
6-Davada her ne kadar … A.Ş. davalı olarak gösterilmiş ise de davalı bankanın sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı, ancak teminat altına alınan kredinin alacaklısı olması nedeniyle sözleşmenin tarafı olduğu, rizikonun gerçekleşmesi ile poliçedeki teminattan sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmekle davalı banka yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın … Emeklilik ve Hayat A.Ş. yönünden KABULÜ İLE, 25.000,00-TL vefat tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den alınarak Karşıyaka 7.Noterliği’nin 25/10/2017 tarihli … yevmiye nolu mirasçılık belgesinde gösterilen miras payları oranında davacılara verilmesine,
2-Davalı … A.Ş. Yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.707,75‬-TL harçtan peşin olarak alınan 170,78-TL ile tamamlama harcı olarak alınan 257,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.279,97‬-TL. harcın davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den alınıp davacılara verilmesine,
5-Davalı … A.Ş. Kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2.maddesi uyarınca 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacıların miras payları oranında davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan 170,78-TL peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 257,00-TL toplamı 427,78‬-TL harcın davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den alınıp davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 44,40-TL başvuru harcı ile 276,9‬0-TL posta ve tebligat ücreti, 1.000,00-TL İstanbul Adli Tıp Rapor bedeli olarak sarf edilen toplam 1.321,30‬-TL yargılama giderinin, davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den alınıp davacılara verilmesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında devlet hazinesinden sarf edilen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalı … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”