Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/667 E. 2023/506 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/667 Esas
KARAR NO : 2023/506
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası kapsamında icra takibine itiraz edildiğini, borçlu tarafından ödeme emri kendisine tebliğ edilmeden 18.08.2020 tarihinde itiraz edilmiş olup borçlu davalıya ödeme emrinin ise 31.08.2020 tarihinde tebliğ olduğunu, yapılan itirazın kendilerine 29.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil tarafların müşterek ve müteselsil kefil olarak sorumlu oldukları senet borcu nedeniyle İzmir … İcra Dairesi … E sayılı dosya alacağını tamamen ödemiş ve dosya infazen kapanmış olduğunu, İzmir … İcra Dairesi … E sayılı dosyada 30.12.2017 ödeme tarihli 39.000 TL bedelli …’in alacaklı olduğu senet nedeniyle icra takibi başlatılmıştır ve dosyada yapılan bir itiraz olmaması sebebiyle dosyanın kesinleşmiş olduğunu, İzmir … İcra Dairesi’nin …E sayılı dosyaya konu borcun 23.01.2020 tarihinde 47.662,48 TL bedelle icra dairesine tamamen taraflarınca ödendiğini, İzmir … İcra dairesindeki borç tarafların aval olarak imzalamış oldukları senetten kaynaklandığı için tarafların söz konusu borçtan dolayı müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı tarafın payı oranında icra takibine konu tarafımızca ödenen borcun kendi payına düşen kısmını müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili tarafından davalı borçluya ödeme yapılması hususunda şifahen defaatle talepte bulunulmuş olsa da davalının yapılan bu talepleri karşılıksız bırakmış olup, ödeme hususunda herhangi bir olumlu dönüşte bulunmadığını, müvekkile herhangi bir ödeme yapılmaması sonucunda İzmir … İcra Dairesinin … E sayılı dosya ile icra takibi açılmış ve davalı tarafın haksız itirazı ile söz konusu takibin durmuş olduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olup, söz konusu itiraz takibi sürüncemede bırakmak ve müvekkilinin alacağını tahsil etmesini zorlaştırmak amacı ile yapılmış olduğunu, davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına ve işbu haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davası açılabilmesi için hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, müvekkilinin icra takibine yaptığı itirazda haklı olup kesinlikle kötü niyetli olmadığını, tarafların, icra dosyasında diğer borçlu olarak yer alan … Elemanları San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50’şer paylı olarak ortakları olduğunu, davacı tarafın, ortak olunan şirketin borcunu ödediğini beyan ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı müvekkilinin iş bu senetten kaynaklı olarak borçlu olduğu düşünülse dahi şirket ortaklık payı olan %50 oranında borçlu olacağının açık olduğunu, davacının ödediğini beyan ettiği İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine konu borcun oluşmasına davacının sebebiyet verdiğini, müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli olarak açılan davacının icra takibini kötü niyetli olarak başlattığı açık olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava,davacı aval veren tarafından ödenen bono bedelinin rücuen tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı ve dava dışı borçlu hakkında 47.662,48 TL asıl alacak, 2.342,23 TL işlemiş faizi olmak üzere 50.024,71 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süresi içinde borca ve faize itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Takip sebebi olarak İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan ödeme gösterilmiştir.
Davalı taraf davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı yönünde itiraz etmiş ise de; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Takip dosyasında itiraz dilekçesi alacaklı/davacıya 29/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş arabulucuğa 02/08/2022 tarih itibari ile başvurulmuş ve eldeki dava 16/08/2022 tarihinde yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından hakdüşürücü süre itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
TBK’ nın 89. Maddesine göre para alacaklarında alacaklının yerleşim yeri mahkemesi ve icra dairesi yetkili olduğundan davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddi gerekmiştir.
Takip dayanağı İzmir …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından borçlular …, … Elemanları San ve Tic.LTD.ŞTİ, ve …, aleyhine toplam 39.062,51 TL alacak ve işlemiş faizi için kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılmıştır. Takibe dayanak bononun 30/12/2017 vade tarihli lehdarının … , keşidecinin … Elemanları San ve Tic.LTD.ŞTİ, Avalistlerin … ve … olduğu, … tarafından 23/01/2020 tarihinde 47.662,48 TL ödeme yapıldığı akabinde 17/08/2022 tarihinde 1.355,74 TL’ nin tahsilat kalanı açıklaması ile …’e iade edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar senette avalist konumunda olduğundan, 6102 Sayılı TTK’nun 778/3. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı Kanunun 702/1. maddesine göre; “Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.”
Aval ile kefaleti birbirinden ayırmak gereklidir. Kefalet, fer’i nitelikte olmasına karşın, aval, bağımsız ve aslî bir nitelik taşır. Aval veren, lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini, def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def’ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde, aval şerhinin, mutlaka poliçe, bono, çek veya alonj üzerine yazılması gerekir.
Aval veren, senedin diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK.702. maddesi). Kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bu açıklamalar doğrultusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel hükümler olması nedeniyle, kambiyo senetlerinde TBK’nun 584. ila 603. maddeleri uygulanamaz. Dolayısı ile kefalet için geçerli olan, önce asıl borçluya müracaat etmek mecburiyeti avalistler hakkında uygulanmaz.
6102 Sayılı TTK’nun 702/2.maddesinde aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhütünün geçerli olduğu düzenlenmiştir.Aval, “aval içindir” tabiri ile veya uygulamada yapıldığı gibi “kefilim” gibi bir ibare ile imzalanır. Her ne kadar kefil ibaresi geçse de kambiyo senedi üzerine tek taraflı verilen kişisel teminat, hukuken kefalet değil, avaldir. Aval bono üzerine yazılan bir kambiyo taahhüdüdür. Avalist aval verdiği kişiye kambiyo hukuku gereğince rücu hakkına sahiptir. Avalistin sorumluluğu, müteselsildir ve bu niteliğin bertaraf edilmesi mümkün değildir. Aval maddi açıdan bağımsız, soyut bir taahhüttür. Aval veren kimse bono bedelini ödediği takdirde bonodan dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kimseye ve ona karşı bono gereğince sorumlu olan kişilere karşı bonodan doğan hakları kazanır. Aval veren, aval verdiği kişiye karşı kambiyo hukuku gereğince rücu hakkına sahiptir. Senet bedeli avalistten tahsil edildiği taktirde, avalist lehine aval verdiği kişiye ve lehine aval verdiği kişiye karşı müracaat borçlusu sıfatıyla sorumlu olanlar ile asli borçlu sıfatıyla da düzenleyene başvurabilir.
Somut olayda, dava dışı lehtar tarafından başlatılan icra takibine davacı avalist ödeme yapmış olduğundan rücu hakkını kazanmıştır. Davacı rücu hakkını aval verdiği kişiye karşı kullanabileceğinden ve davalı da senette avalist konumunda bulunduğundan davacının davalıya başvuruda bulunmasında yasal bir engel olmadığı anlaşılmakla, ödenen bedelin yarısı davacı tarafça talep edildiğinden takip dosyasına yapılan ödemeden iade alınan miktar düşüldükten sonra bakiye bedel üzerinden ödeme tarihinden takip tarihine kadar mahkememizce faiz işletilerek davanın kısmen kabulüne, kabul edilen bedel likit olduğundan davacı lehine tazminata karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı/borçlunun İzmir …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 23.153,37 TL asıl alacak ve 1.153,23 TL işlemiş faiz üzeriden iptali ile toplam 24.306,60 TL üzerinden takibin devamına,
2-Davalının sorumlu olduğu 24.306,60 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 4.861,32-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.660,38 TL karar ve ilam harcının yatan 177,03 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.483,35TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 177,03 TL ve 80,70 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 69,00 TL posta ve diğer giderler yargılama giderinin kabul red oranı nazara alınarak 67,05 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 705,76 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin her iki tarafta oturuma katıldığından kabul red oranı nazara alınarak 44,02 TL’ sinin davacıdan, bakiye kalan 1.515,98 TL’ nin ise davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
9-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı