Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/650 Esas
KARAR NO : 2023/315
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, dondurulmuş gıda ürünleri üreten ve ürettiği ürünleri satan bir şirket olduğunu, bu bağlamda davalı firmaya ürün satışı yaptığını, İki şirket arasındaki faturalar ve cari hesap dökümlerinin ekte sunulduğunu, Davalıya satılan ürünlerin bir kısmının ücretinin ödenmemesi üzerine, davalı şirket hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. sayılı dosyaları ile icra takibine geçildiğini, davalının sebep göstermeden anılan icra takiplerinden gönderilen ödeme emirlerine itiraz ederek takiplerin durmasına neden olduğunu, arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerine karşı tarafın katılmamış olması ve mazeret bildirmemesi üzerine müzakerelerin gerçekleştirilemediğini, bu nedenlerle görüşme yapılmaksızın anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, davalı tarafın İcra Müdürlüğüne yapmış olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, ekte sunulan cari hareket dökümünden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin, davalı şirketten 67.415,78 TL. alacağı bulunduğunu, dava dilekçesi ekinde faturalar ile davalının iade faturalarının ibraz olunduğunu, faturalarımızda ödeme vadesi konulmuş olup, bu tarihlerden itibaren, faturalardaki tarihin mahkemece kabul edilmediği takdirde, icra takip tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faizi ile alacağın tahsili zımnında sayın mahkemenize başvurma zarureti doğduğunu, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 67.415,78 TL alacağın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. sayılı dosyaları, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 05/02/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Sayın Mahkemenizin verdiği talimat doğrultusunda; davacı ticari defterleri ve dayanağı belgeleri üzerinde ve dosya kapsamında yapılan inceleme ve Raporun “İnceleme Ve Değerlendirmeler” bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda;
Davalının Ticari defterlerini sunmadığı ve/veya yerini mahkeme dosyasına bildirmediği için incelemenin yapılamadığı,
Davacı Ticari Defterlerinin Tasdikine ilişkin Yapılan İncelemede;
2020-2021-2022 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil – vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. Maddesi uyarınca 2020-2021 yılı yevmiye defterine yapılması gereken kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, 2022 yılı yevmiye defterine yapılacak kapanış tasdiki için sürenin bulunduğu, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı,
Davacıya ait ticari defter kayıtlarında;
Davacının 2020 yılında davalıya toplamı 53.313,93 TL olan 2 adet fatura düzenlediği, 2020 yılından 2021 yılına devreden 53.313,93 TL tutarında davacı alacağı
2021 yılında davacının 52.478,57 TL tutarında davalıya fatura düzenlediği, davalının 38.376,72 TL ödeme ve iade faturası düzenlediği ve davacının davalıdan 67.415,78 TL alacağının oluştuğu, bu tutarın 2022 yılına devrettiği ve şüpheli alacak hesabına aktarıldığı,
Dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 67.415,78 TL tutarında alacağının bulunduğu tespit edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili talepli alacak davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi nedeniyle davacı tarafından davalı adına düzenlenen muhtelif faturalardan kaynaklı olarak davalının borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davacı şirket tarafından dava öncesinde açık hesap ilişkisine dayalı olarak İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas ve …Esas sayılı takip dosyalarıyla takibe başladığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davası açılmadığı ve doğrudan görülmekte olan alacak davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
4-Dava konusu alacak faturaya dayanmakta olup, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre davacı ile davalı arasında bir kısım mal satış faturası düzenlendiği görülmüştür. Davalı tarafça davaya cevap süresi içerisinde bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
Mahkememizin 10/11/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, bu hususta ihtarlı davetiye ile davalı şirkete tebligat çıkartılmış, duruşma zaptının ve ihtarlı davetiyenin davalı şirkete ait elektronik tebligat adresine tebliğ edildiği, ancak süresi içerisinde davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmüştür.
Davacı şirkete ait ticari defterler bilirkişi incelemesine sunulmuş ve üzerinde dava konusu faturalara ilişkin inceleme yapılmıştır.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen 05/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda;
“.Davacının 2020 yılında davalıya toplamı 53.313,93 TL olan 2 adet fatura düzenlediği, 2020 yılından 2021 yılına devreden 53.313,93 TL tutarında davacı alacağı
2021 yılında davacının 52.478,57 TL tutarında davalıya fatura düzenlediği, davalının 38.376,72 TL ödeme ve iade faturası düzenlediği ve davacının davalıdan 67.415,78 TL alacağının oluştuğu, bu tutarın 2022 yılına devrettiği ve şüpheli alacak hesabına aktarıldığı,
Dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 67.415,78 TL tutarında alacağının bulunduğu tespit edilmiştir…”
şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 67.415,78-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde icra takip tarihlerinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi talebinde bulunulmuştur. İcra takip tarihi itibariyle borçlunun temerrüte düşeceği, itirazın iptali davası açılmamış olmasının temerrüt halini ortadan kaldırmayacağı ve alacak davasında da takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilebileceği gözetilerek 37.118,10-TL’lik kısım yönünden İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığı tarih olan 31/03/2021, bakiye alacak miktarı yönünden ise yine aynı icra dairesinin … Esas sayılı takibinin başlatıldığı 05/04/2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 67.415,78-TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 37.118,10-TL’lik kısmına 31/03/2021 tarihinden itibaren, bakiye 30.297,68-TL’lik kısmına 05/04/2021 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.605,17-TL harçtan peşin olarak alınan 1.151,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.453,87-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 10.786,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.151,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 43,25-TL posta ve tebligat ücreti, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.323,95-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı