Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/634 E. 2023/558 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/634 Esas
KARAR NO : 2023/558
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilin süt ürünleri imalatı yapmakta olup davalı ile ekte sunulu 10.08.2020 tarihli fatura uyarınca 60.000,00 TL bedelli … satışı gerçekleştirilmiş olduğunu, davalı her ne kadar işbu faturaya istinaden ve borca itirazında bahsettiği üzere 14.11.2020 tarihli ve 60.000,00 TL bedelli çek verdiğini iddia etmiş ise de davalının söz konusu çeke karşılıksız işlemi yapılmamasını rica etmesi, ödeyeceğini beyan etmesi ve tamamen müvekkilin iyi niyeti ile işbu çek bankaya ibraz edilmemiş olduğunu, Söz konusu çekin aslının halen müvekkilde olduğunu, davalının borcunu ödeyeceğine güvenmesinden ötürü kesinlikle bir başka kimseye ciro edilmemiş olduğunu, davalının müvekkilini oyaladığını ve bankaya da ibraz edilmediğini, dolayısıyla davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olup takibin devamı hususunda eldeki davayı ikame etme lüzumu hasıl olduğunu izah edilen nedenlerle, borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile, takibin kaldığı yerden devamına ve davalı/borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etme gereği hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden ve re’sen gözetilecek diğer tüm sebeplerden ötürü, davanın kabulü ile, Davalı/Borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı/borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, İrsaliyeli Fatura suretleri, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Sayın Mahkemenizin verdiği talimat doğrultusunda; davacı ticari defterleri ve dayanağı belgeleri üzerinde ve dosya kapsamında yapılan inceleme ve Raporun “İnceleme Ve Değerlendirmeler” bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda; Davacı Ticari Defterlerinin Tasdikine ilişkin Yapılan İncelemede;
Davacının 2020-2021 yıllarına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca 2020-2021 yılları yevmiye defterine yapılması gereken kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, Dosyada Bulunan Ba/Bs Formları Üzerinde Yapılan İncelemede;
2020 yılında davacının Bs, davalını Ba formları üzerinde yapılan incelemede; hem davacının hem davalının kdv hariç toplamı 64.795,00 TL tutarında 3 adet fatura beyanında bulunduğu görülmüş olup, davalının takip konusu faturayı beyan ettiği kanaatine varıldığı,
Davacıya ait ticari defter kayıtlarında;
Davacının davalıya takibe konu 60.000,10 TL tutarında fatura düzenlediği, bu faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı, faturanın ödemesine ait bir kaydın bulunmadığı,
Takip tarihi itibariyle davacı ticari defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalıdan 60.100,10 TL tutarında alacaklı olduğu, takibin asıl alacağının da bu tutar üzerinden başlatıldığı,
Ödeme emrinde işlemiş faiz talebinin bulunduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede davalıya gönderilmiş bir ihtarname bulunmadığı, temerrüde ilişkin takdirin sayın mahkemenizde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, satış sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı ile davalı arasında süt ürünleri satışına ilişkin satış sözleşmesi mevcut olup bu hususta davacı tarafından düzenlenen 10/08/2020 tarihli 60.000,00-TL bedelli fatura nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.
3-Davalı tarafça davaya cevap sunulmamış, icra takibine sunulan itirazda ise fatura bedelinin 14/11/2020 keşide tarihli, 60.000,00-TL bedelli … çek nolu çek ile fatura bedelinin ödendiği belirtilmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğinden mutlak ticari işlerden sayılmamakta olup davanın asliye ticaret mahkemesinde görülebilmesi için her iki tarafın da tacir olup uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklanması gerekmektedir. Mahkememizce davacı hakkında yapılan tacir araştırması neticesinde dosya arasına alınan vergi dairesi cevaplarına göre davacının peynir imalatı işiyle iştigal ettiği ve vergi kayıtlarına göre ticari faaliyetinin tacirlik sınırlarının üzerinde yer aldığı, davacının tacir olması ve davalının da ticaret şirketi olması nedeniyle uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğini haiz olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir. Yargılamanın 27/12/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile davalı şirkete ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, bu hususta ihtarlı davetiye ile davalı şirkete tebligat çıkartılmış, duruşma zaptının ve ihtarlı davetiyenin davalı şirkete tebliğ edildiği, ancak süresi içerisinde davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmüştür. Davacı şirkete ait ticari defterler bilirkişi incelemesine sunulmuş ve inceleme yapılmıştır.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen 15/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkide 60.100,10-TL davacı lehine alacak bakiyesi bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Davalının icra takibine itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü çek ile ödeme hususunda yapılan araştırmada, çek hesabının ait olduğu … Bankası A.Ş. Tarafından dosyaya sunulan 11/11/2022 tarihli müzekkere cevabına … çek nolu çekin ibraz edilmemiş olduğunun belirtildiği görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-… md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 60.100,10-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davalının itiraz dilekçesinde sunduğu çekin dava dilekçesinde yer alan davacı iddiasını doğrular şekilde muhatap bankaya ibraz edilmemiş olduğu hususları birlikte gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafça takipte 73.222,19-TL talepte bulunulduğu ancak dava dilekçesi ile yalnızca 60.000,00-TL yönünden itirazın iptali talebinde bulunulduğu görüldüğünden taleple bağlı kalınarak bu miktar üzerinden kabul kararı verilmiştir.
9-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarının belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan davalı itirazlarının kısmen iptali ile takibin 60.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 12.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.098,60-TL harçtan peşin olarak alınan 658,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.440,06-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 658,54-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 71,50-TL posta ve tebligat ücreti, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.352,2‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”