Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/590 E. 2022/735 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/590 Esas
KARAR NO : 2022/735

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/07/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 17/09/2021 tarihinde, Kemalpaşa istikametinden, Ankara asfaltına doğru giderken, Kemalpaşa OSB mevkiinde, maliki ve sürücüsü davalı … olan …plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı park halindeki araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili aracında oluşan değer kaybı zararı ve araç mahrumiyet bedeli likit alacak olarak kabul edilmediğinden ve kusur irdelemesi gerekebileceğinden HMK m.107 kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; Müvekkili aracında meydana gelen 900 TL değer kaybı, 100 TL araç mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam 1000 TL’lik zararın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, AAÜT m.16/2-c gereği davalı şirket yönünden arabuluculuk görüşmelerine katılmaları sebebiyle yargılama giderleri arasında vekâlet ücretine hükmedilmesine, işbu davada yapılacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; davacı ile diğer davalı … Sigorta arasındaki ilişkide görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğundan dolayı zorunlu arabulucuğa başvurulduğunu ancak anlaşamadıklarını, bu aşamaya müvekkili …’in de dahil edilmediğini, bu sebeple dava sonunda haksız çıkana yükletilecek olan dava giderlerinden olan arabuluculuk masrafının hiçbir şekilde taraflarına yükletilmesinin mümkün olmadığını, davacınin değer kaybına ilişkin zararını dava öncesinde diğer davalı … Sigorta’dan tahsil ettiğini, değer kaybına ilişkin zararın müvekkili ile … Sigorta ile aralarında yapılan sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, değer kaybından dolayı müvekkiline başvurulmasının yerinde olmadığını, araç mahrumiyetine ilişkin alacağı kabul etmediklerini, davanın müvekkili açısından reddine kara verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili, cevap dilekçesinde; Kazaya karışan …plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde 16.02.2021-16.02.2022 başlangıç ve bitiş tarihli … no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacıya değer kaybı ödemesi yapılmış olup şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını,
kaza dolayısıyla davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine …nolu hasar dosyası açılmış ve yapılan değerlendirmeler sırasında alınan Ekspertiz Raporu doğrultusunda ödeme yapılarak sorumluluk yerine getirildiğini, nitekim Ekspertiz Raporunda araçta meydana gelen kaza ile ilgili değer kaybı tutarının 1.716,00-TL olduğu tespit edildiğini, iş bu rapor doğrultusunda, 08.12.2021 tarihinde 1.716,00-TL değer kaybı davacıya ödenmiş olup, müvekkili sigorta şirketi sorumluluğunu yerine getirdiğini,
bu kapsamda, başvuru sahibinin talebi müvekkili şirketçe karşılanmış olduğundan haksız talebin reddi gerektiğini, bu hususun Sayın Mahkemeniz nezdinde değerlendirilmesini ve bu kapsamda, müvekkili şirketin dava konusu hasara ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespiti ile davanın müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, trafik kaydı delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
2-Davacı tarafça 17/09/2021 tarihinde davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı …’e ait, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS sigorta poliçesi ile sigortalısı olan …plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta oluştuğu ileri sürülen değer kaybı zararı ile araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararın tazmini talep edilmiştir.
3-Davalı taraflarca davanın reddi savunulmuştur.
4-Davacı gerçek kişi olup her ne kadar kendisine ait araç hususi ise de davada sigorta şirketi taraf gösterilmekle davanın sigorta hukukundan kaynaklandığı ve mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gözetilerek dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
5-6100 sayılı HMK’nın 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.”
6-06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır.
7-Görülmekte olan davanın talep sonucu trafik kazası sebebiyle uğranılan zararın tazmini olup TTK 5/A maddesi ile düzenlenen arabulucuya başvuru şartı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
8-Dava dosyasının ve Uyap kayıtlarının incelenmesinden davanın 19/07/2022 tarihinde açıldığı, 21/09/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağına göre arabuluculuk başvurusunun 07/09/2022 tarihinde gerçekleştirildiği, son tutanağın 18/09/2022 tarihinde düzenlendiğ görülmüştür. Bu durumda dava tarihinden önce arabuluculuk sürecinin tamamlanmamış olması nedeniyle dava şartının yerine getirilmemiş olması ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A.2 son cümlesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
9-Yargılama sırasında arabuluculuk sürecinin tamamlandığı görüldüğünden bu hususun dava şartı noksanlığını giderip gidermediğinin ayrıca değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
Yasal düzenleme uyarınca arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açılmış olması tek başına usulden ret sebebi olarak sayılmış olup gerek kanun metni gerekse yargısal içtihatlarla arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı kabul edilmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 115/3. Maddesinde “Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Buna göre, dava şartı noksanlığı şayet yargılama sırasında giderilmiş ise bu durumun mahkemece davanın esasına girilmeden önce fark edilmemiş ve taraflarca bu husus ileri sürülmemiş olması durumunda dava şartı noksanlığından dolayı dava usulden reddedilmeyecektir.
Kanun metninde açıkça belirlendiği üzere dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesi ihtimaline yönelik bu düzenlemede ön şart mahkemece davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş olmasıdır. Somut uyuşmazlıkta mahkememizce dava şartı noksanlığı ön inceleme duruşmasından önce tespit edilmiş olup bu durumda artık dava açılış anında mevcut olmayan dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı da gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
10-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere dava tarihinden önce geçerli bir arabuluculuk süreci işletilmediği, dava tarihinden sonra yargılama aşamasında arabuluculuk başvurusu yapılarak anlaşamama son tutanağı düzenlenerek dosyaya sunulmuş ise de dava şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı, uyuşmazlığın esasına geçilmeden önce mahkememizce noksanlığın fark edildiği gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
11-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğinden 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. Maddesi uyarınca üçüncü kısma göre hesap edilen vekalet ücreti miktarı üzerinden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk kapsamında olduğu ve arabuluculuğa başvurulmaksızın açıldığı anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harç peşin olarak alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 160,00-TL vekalet ücreti davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının sarf ettiği yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır