Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2022/499 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/530
KARAR NO : 2022/499

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 24/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Rusya’da düzenlenen sörf şampiyonasına katılmak üzere davalı şirkete ait uçak ile seyahati sırasında bagajının mümkün olmayacak şekilde hasar gördüğünü, müvekkilinin yarışlara katılmak ve yarış malzemesi olarak kullanmak için satın aldığı sörf tahtası ve sörf çantasının bu özelliğini tamamen yitirdiğini, ağır hasara uğrayan söz konusu bagajın müvekkilinin yarışmaya katılabilmek için gerekli esaslı unsun olan yarış sörf tahtası ve bulunduğu sörf çantası olduğunu, davalı şirkete ait … Havayollarına ait uçuş esnasında müvekkilinin uçuş bagajında meydana gelen hasarın tazmininden davalının sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından hasarın hemen ertesi günü davalı tarafa hasar başvurusunda bulunulması üzerine davalı şirket tarafından hasar ile ilgili olarak … – … numaralı dosyanın açıldığının bildirildiğini, bu süreç içerisinde gerek internet üzerinden yapılan başvuru ve yazışmalara gerekse davalı şirket ile whatsapp üzerinden yapılan yazışmalara rağmen uzunca bir süre müvekkiline geri dönüş yapılmadığını, davalıdan 3.666,26-EURO tutarındaki hasar tazminatının tahsili talebi ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile açılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmiş davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip talebi üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, Mahkememizin görevli olmadığını, dava konusu sörf tahtasının davacı tarafından taşımaya uygun paketlenmediğini, uğranıldığı iddia edilen zarara davacının kendisinin sebebiyet verdiğini, müvekkili şirkete davacı tarafından gösterilen görsellerde dava konusu sörf tahtasının sadece kumaş çantada taşındığının görüldüğü, söz konusu çanta incelendiğinde kumaş çantanın sörf tahtasını dış darbelere karşı koruyamayacağı, sörf tahtasının gövde kısmının darbelere karşı korunması için baloncuklu naylon veya köpük ile kaplandığı ve taşımaya uygun paketleme yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilmediğini, kişi kendi kusurundan kaynaklanan bir zarardan dolayı diğer taraftan bir hak talep edemeyeceğini, dava konusu sörf tahtasının uzun yıllar kullanıldığını ve yıprandığını bildirmiş davanın öncelikle usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davacının takip konusu tutarın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, seyahat sırasında zarar gören yolcu eşyalarından doğan maddi zararın karşılanması talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Her ne kadar İzmir …Tüketici Mahkemesi’nce davacının mesleki amaçla hareket etmesi nedeniyle tüketici olarak görülmeyeceği, taşıma sözleşmesi nedeniyle davanın ticari dava olduğu yönünde değerlendirme yapılarak görevsizlik kararı verilmiş ve görevli mahkeme olarak dosya mahkememize tevzi edilmiş ise de mahkememizce bu görüşe iştirak edilmemiştir.
3-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k maddesinde Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”yi ifade ettiği, Yasa’nın 3/1 maddesinde Tüketici İşlemini “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere hertürlü sözleşme ve hukuki işlemi “olarak tanımlandığı, Yasa’nın 73/1 maddesinde “ Tüketici İşlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli” olduğu, Yasa’nın 83/2 maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği” düzenlenmiştir.
4-Benzer nitelikte bir uyuşmazlıkla ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi’nin 2021/489 Karar 2021/543 Karar sayılı ilamında; “Somut olayda; TTK’nın 16.maddesi uyarınca tacir sayılmayan davacı dernek ile davalı arasında sporcu taşıma hizmet alım sözleşmesi yapılmıştır. Taşıma işleri TTK’nın 850 ve devamı maddelerinde ve 6502 Sayılı Tüketici Kanunun’da düzenlenmiştir. Davacının kamuya yararlı dernek olduğu, dava tarihinde 6502 Sayılı Kanun ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 28.11.2013 tarihli değişikliğin yürürlükte olduğu anlaşılmakla taraflar arasında tüketici işleminin bulunduğunu kabul etmek gerekir. Kamuya yararlı derneğin sporcu taşıma için hizmet alması tüketici işlemidir. Zira 6502 Sayılı Kanun’un 3/k bendinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak ifade edilmiştir. Görev kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen gözetilmesi gerekir.” şeklinde değerlendirmede bulunduğu görülmüştür.
5-Somut olayda davacı her ne kadar bir spor yarışmasına katılmak üzere dava konusu seyahati gerçekleştirmiş ise de “mesleki amaçlarla hareket” kavramının tüketici haklarını önemli ölçüde daraltacak şekilde geniş yorumlanmaması gerekmektedir. Zira “mesleki amaç” kavramının sportif faaliyetlerle ilgili olarak kullanılabilmesi için sporcunun icra ettiği sporu meslek edinerek artık bu işin kazanç getirici bir faaliyet olarak yürütülmesi halinde oluşacağı kabul edilmelidir. Davacının taşımanın gerçekleştiği tarihte henüz 17 yaşında olduğu, yürüttüğü sportif faaliyetin amatör sporlar kapsamında olduğu, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın …/…/… tarihli yazısı ekinde yer alan belgeye göre davacının “milli sporcu” olarak ülkemizi uluslararası bir yarışmada temsil etmek üzere dava konusu seyahati gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, davacının Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına katılacağı yarışmanın bir mesleki faaliyet olarak tanımlanamayacağı, zira ülkemiz adına katılacağı bu yarışmada asıl olanın mesleki bir kazanç elde etmek değil sportif başarı kazanımı olduğu, tüm bu hususların birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının yürüttüğü sportif faaliyetin yaşı ve kategorisi itibariyle meslek niteliği arz etmediği, davacının sportif amaçlarla gerçekleştirdiği seyahat sırasında tüketici sıfatını sürdürdüğü değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İzmir …Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nın 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararı ile kararın kesinleşmesinden sonra, İzmir 3. Tüketici Mahkemesi tarafından da görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinden dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği hatırlatılarak, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.24/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”