Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/49 E. 2022/869 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/49 Esas
KARAR NO : 2022/869

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.07.2021 tarihinde …’a ait ve … sevk ve iradesindeki … plakalı aracın, müvekkili …’e ait ve onun sevk iradesindeki … yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kazanın meydana geldiği Bursa ili, Kestel ilçesi, … Sok. … civarlarında seyir halindeyken, arkasında seyir halinde olan sigortalı araç sürücüsü güvenli takip mesafesi bırakmamış olup, dikkatsizliği sonucunda müvekkile arkadan çarparak müvekkile ait aracın sol arka çamurluk ve tampon kısımlarında maddi hasar oluşumuna sebebiyet verdiğini, kaza sonrası Kestel Trafik Denetleme Büro Amirliği memurlarınca tutulan kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere işbu kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren tarafın sigortalı araç sürücüsü olduğu açık olduğunu, 1 No’lu davalıya kazaya sebebiyet veren sigortalı aracın sürücüsü sıfatıyla, 2 No’lu davalıya aracın işleteni sıfatıyla, 3 No’lu davalıya ise kazaya sebep olan aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla yöneltilmiş olduğunu, 3 No’lu davalı … Sigorta Anonim Şirketi, 09.06.2021 – 09.06.2022 tarihleri arasında geçerli olan … poliçe no’lu ZMMS poliçesi ile … plakalı aracın sigortasını üstlenmesi ve sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, 1 ve 2 no’lu davalının kusur sorumluluğu ilkelerine göre zararın tamamından sorumlu olduğunu, bu davalılar açısından “zarar ve eylem”, “zarar ve motorlu aracın işletilmesi” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, 3 no’lu davalı sigorta şirketi açısından “zarar ve sigorta” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının, Almanya’da bulunan… Bilirkişi Bürosu tarafından düzenlenen 01.09.2021 tarihli Bilirkişi raporu ile hasar miktarı KDV dahil 7.290,92 EUR, değer kaybı ise 1.150,00 EUR olarak tespit edildiğini, böylece iş bu dava ile davalılardan tazmini istenen toplam zarar miktarı 8.440,00 EUR tutarında olduğunu, bu nedenlerle müvekkiline ait araçta meydana gelen, 7.290,92 EUR hasar ve 1.150,00 EUR değer kaybı olmak üzere toplam 8.440,92 EUR maddi tazminatın 1 ve 2 No’lu davalı bakımından kaza tarihi olan 05.07.2021’den itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak, 3 No’lu davalı sigorta şirketi bakımından ZMMS sigortası sıfatıyla poliçe teminatı ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 20.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.038,87 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; arabuluculuk aşaması ile ilgili AAÜT m.16/2-c uyarınca 1080,00 TL vekalet ücreti de dikkate alınarak bu hususta ayrıca hüküm kurulmasına ve kanuni vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yerinin İstanbul Üsküdar olup yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğunu, talep edilen hasar ve değer kaybı miktarlarının fahiş olup aracın hasarlı şekilde Türkiye’den yurt dışına nasıl çıkarıldığının araştırılması gerektiğini, tek taraflı denetime elverişli olmayan raporun kabulü mümkün olmadığını, kaldı ki, hasarlı halde yurtdışına götürüldü ise dahi; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, yabancı para bakımından fiili ödeme günündeki kur üzerinden karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddinin gerektiğini, zararın Türk Lirası olarak hesaplanması, aksi halde ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte geçerli olan kur esas alınarak Türk Lirası karşılığı üzerinden verilmesinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte; kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerekmekte olduğunu, her halükarda müvekkil şirketin ancak zmms genel şartlarında öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, değer kaybı taleplerinin reddi gerekir mevcut şartlarda daha önce kazaya karışıp karışmadığının tespiti yapılamayacağından reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle usule yönelik itirazlarımızın karara bağlanmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; denetime elverişli olmayan tek taraflı bir rapora dayanarak karar verilmemesi gerektiğini, yeniden rapor alınıp gerçek zararın ortaya çıkarılmasının gerektiğini, davayı kabul etmemekle beraber sayın mahkemeniz aksi görüşte olursa kaza tarihinde kur değeri üzerinden hüküm verilmesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı 05/07/2021 tarihli trafik kazasında … plakalı aracın işleteni olup, davalı … … … plakalı aracın sürücüsü, … işleteni, sigorta şirketi ise aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir.
KTK’ nın 97. Maddesi gereği başvuru şartı incelendiğinde dava dilekçesinin ekinde yer alan 04/11/2021 tarihli dilekçeye göre davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu görülmüştür.
Davalı sigorta vekilinin yetki itirazı değerlendirildiğinde;
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “, Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalrda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, rizikonun, yani kazanın Bursa ilinde gerçekleştiği, davacının yerleşim yerinin Almanya olduğu, ancak davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde Ege Bölge Müdürlüğünün bulunduğu görüldüğünden, davacının davasını İzmir ilinde açarak yetkili mahkemeyi doğru olarak seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davalının yetki itirazı mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ nin sorumluluğu değerlendirildiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Kazaya karışan … … plakalı araç 09.06.2021-2022 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 05/07/2021 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği hasar ve değer kaybı bedelinden davalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
Davalı … ve … ‘ın sorumluluğu incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, yaşanan trafik kazasında davalı … … … plakalı aracın işleteni ve diğer davalı … aracın sürücüsüdür. Araç sürücüsü kendi kusurundan sorumlu olacak olup (TBK madde 49), işleten, sürücünün kusuru oranında yukarıda değinilen maddeye göre dava dilekçesi ile talep edilen maddi zarar kalemlerinden sorumlu olacaklardır.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişiden kusur, hasar ve değer kaybı bedelinin belirlenmesi için rapor aldırılmıştır.
Bilirkişiden alınan 15/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere; 05.07.2021 tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda; davalı tarafa ait … … plaka sayılı araç sürücüsünün “ETKEN OLDUĞU”, Davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda; “ETKEN OLMADIĞI”, Dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 7.290,92.-Euro (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, Bahse konu … plaka sayılı araçta kaza nedeniyle 1.150,00.-Euro değer kaybı meydana geldiği, Dava konusu … plaka sayılı aracın ekspertiz rapor ücretinin 1.038,87.-Euro (KDV Dahil) olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Hukuki nitelendirme ve delillerin nihai takdiri ile değerlendirilmesi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere, teknik konulardaki görüş ve kanaatlerimi saygılarımla arz ederim.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememize sunulan kök rapora karşı davalı işleten ve sürücü vekili tarafından hasar gören parçalara ilişkin itirazda bulunulduğundan 13/10/2022 tarihli celse de cevap dilekçesinin ekinde yer alan renkli fotoğraflarda incelenerek itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş ve Bilirkişiden alınan 03/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmına göre; “Dosyaya ibraz edilen ekspertiz faturası ile ilgili olarak trafik kazası sonucunda hasara uğramış olan … plaka sayılı aracın Almanya’ da tespitlerinin SVB Maras Motorlu Araç Bilirkişi Bürosu –
… tarafından yapılmış olan “Hasar Ekspertiz Ücreti” için 08.09.2021 tarihli fatura ile talep edilen 1.038,87.- Euro (KDV Dahil) ekspertiz ücretinin o ülke koşullarına göre makul olup olmadığı konusu ile ilgili olarak dosya muhtevasındaki bilgi ve dokümanların incelenmesi ve yapılan araştırmalar neticesinde; yapılan araç bilirkişi hizmetinin teknik bilgi birikimi gerektiren özel bir mühendislik hizmeti olduğu, Türkiye şartlarında da T.M.M.O.B.’ne bağlı mühendislik dallarından (Otomotiv, Makine, Elektrik, Mekatronik, İnşaat, Mimarlık v.b.) bu tür hizmetlerin alınması durumunda hizmetin niteliğine, hacmine ve çalışılan gün sayısına göre yurt dışı ücretlere benzer ücretlerin ortaya çıkacağı, hesaplanan bilirkişi ücretinin daha evvelki uygulamalarla karşılaştırılmış, isabetli bulunduğundan ve ayrıca yurt dışında ekspertiz ücretine uygulanan KDV oranının Ülkemizdeki gibi %18 değil de %19 olarak uygulandığı dikkate alındığında aşağıda dökümü verilen ekspertiz ücretinin de o ülke ekonomik ve sosyal koşullarına göre uygun olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; Temel ücret 780,00 Euro, Fotoğraf masrafı (22 adet X 2,00.Euro = 44,00) 44,00 Euro, Posta/Telefon masrafı 15,00 Euro, Yazım masrafı (15 adet X 1,40.Euro = 14,00) 14,00 Euro, Bilgi işlem sorgulama ücreti 20,00 Euro olmak üzere toplam 873,00.-Euro, %19 KDV tutarı 165,87.-Euro ile genel toplam 1.038,87.-Euro (KDV Dahil) olabileceği kanaatine varılmış edilmiş ise de bu ücret ile ilgili nihai kararın Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Hukuki nitelendirme ve delillerin nihai takdiri ile değerlendirilmesi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere, teknik konulardaki görüş ve kanaatlerimi saygılarımla arz ederim.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememize sunulan raporda yer alan kusura ilişkin açıklamalar açıkça itiraza uğramayan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğundan davalı …’ ın davaya konu trafik kazasında tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yabancı plakalı araçların hasar bedeli ve araç değeri belirlenirken araç Türkiye’ de onarılmış olsa dahi aracın kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa değeri gözönüne alınarak hasarın bedelinin belirlenmesi gerekecektir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda bu hususa dikkat edildiğinden ve davacının maliki olduğu aracın hasar gören parçalarının kaza ile uyumlu olduğu belirtildiğinden rapor hükme esas alınmıştır.
Tüm bu nedenler ile;05/07/2021 tarihli çift taraflı trafik kazasında16 AIA … plakalı aracın sigorta şirketi ve işeteni davalı sürücü …’ ın kusuru oranında sorumlu olacağından, davalı …’ ın tam kusurlu olduğu, araç sürücüsünün kusurlu davranışı sonucu davacının maliki olduğu araçta7.290,92 Euro hasar ve 1.150,00 Euro değer kaybı zararının oluştuğu ve zararın karşılanmadığı mahkememize sunulan bilirkişi raporu ile sabit olduğundan maddi tazminat davasının kabulüne, davanın kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemine davalı sigorta şirketi başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda, diğer davalılar ise kaza tarihinde temerrüte düşeceğinden bu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili yurt dışında yaptırdığı ekspertiz ücretinin, yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini de talep etmiş olup, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 21.11.2017 tarih 2016/17807 E- 2017/10786 K, 05.03.2015 tarih 2014/2413 E- 2015/3870 K ve 22.12.2014 tarih 2014/21991 E- 2014/19194 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere, yurt dışında yapılan ekspertiz masrafının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekeceğini belirttiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-7.290,92 Euro hasar ve 1.150,00 Euro değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 8.440,92 EURO’ nun sigorta şirketi yönünden (Poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) talep ile bağlı kalınarak 20.11.2021 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 05/07/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 9.019,34 TL karar ve ilam harcının yatan 2.254,84 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 6.764,50 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kadına,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 2.254,84 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 150,10 TL posta ve diğer giderler, 700,00 TL bilirkişi masrafı ile 20.363,34 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 23.548,98 TL yargılama giderinin tüm davalılardan (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (43.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata 8.440,92-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla), müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 20.805,31 TL vekâlet ücretinin tüm davalılardan (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (43.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata 8.440,92-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla), müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı gerçek kişiler vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”