Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/447 E. 2023/117 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/447 Esas
KARAR NO : 2023/117

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Davalı sürücü …idaresinde bulunan ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.nezdinde davalı … adına … sayılı ZMSS trafik sigorta poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile 24.01.2022 günü seyir halindeyken,sürücü … idaresinde bulunan ve müvekkili …’a ait … plakalı araca %100 kusurlu çarparak müvekkil aracına hasar verdiği,davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın %100 kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan ödemede bu kusur oranı üzerinden yapıldığı,davalı sigorta şirketi tarafından eksik ödeme hasar hesaplamasıyla ilgili olup,kusurla ilgili olarak bir ihtilaf bulunmadığının, Sayın Mahkemece kusur sebebiyle yapılacak değerlendirmede bu hususun dikkate alınması gerektiği,söz konusu kaza sebebiyle müvekkile ait … plakalı aracın hasar onarımı … Oto servisinde yapıldığının, kaza sonrası hasar gören araç için davalı sigorta şirketi nezdinde açılan … numaralı hasar dosyası kapsamında araç onarıldıktan sonra 12.130,25 TL ödeme yapıldığı,ekspertiz raporunda görüleceği üzere araçta meydana gelen hasarın onarımı için yedek parça ve işçilik ücreti olarak KDV dahil 50.937,14 TL olarak tespit edildiğinin,buna rağmen kısmi ödeme yapıldığı … plakalı araçta oluşan hasar onarım bedelinin tespiti içinde 600,00 TL ekspertiz rapor ücreti ve ayrıca 354,00 TL çekici ücreti ödendiği,bakiye hasar onarım bedeli ve ekspertiz rapor ücreti davalı sigorta şirketinden 22.04.2022 tarihinde talep edilmesine rağmen bu hususta herhangi bir ödeme yapılmadığı,davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan sonra arabuluculuk yoluna başvurulduğu,ancak anlaşma sağlanamadığı,dava açmak zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … plakalı araç ile ilgili olarak; bakiye hasar onarım ücreti (yedek parça ve işçilik) ücreti olarak şimdilik 50,00 TL çekici ücreti olarak şimdilik 50,00 TL olmak üzere alacak kalemleriyle ilgili olarak bakiye hasar onarım ücreti ve çekici ücreti için sigorta şirketine başvuru (22.04.2022) tarihinden,davalı araç sahibi ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen 100 TL nin tahsiline, arabuluculuk sürecinde müvekkilinin vekil ile temsil edilmesinden dolayı AAÜT nın 16.maddesi kapsamında vekalet ücreti, yargılama gideri,600,00 TL ekspertiz rapor ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine arz ve talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak 2918 sayılı KTK. nın 109. maddesi gereği dava konusu trafik kazası zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan,zaman aşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiği,müvekkil şirketin sorumluluğu azami poliçe limitiyle sınırlı olduğu,müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine hasar tazminatına ilişkin olarak 21.04.2022 tarihinde 12.130,25 TL ödeme yapılmış olması nedeniyle iş bu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiği,müvekkil şirket kaza sonucu ödemesi gereken hasar tazminatına ilişkin tazminat miktarını davacı tarafa ödediği,iş bu dosyaya sunulu dava konusu kazaya ilişkin değer kaybı dosyasının incelenmesiyle yapılan ödemenin uygunluğunun görüleceği,davacı tarafından dosyaya sunulan evrakların hiçbiri araçta meydana gelen hasar tutarını kanıtlar nitelikte olmadığından araç hasarının uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğinin,meydana gelen kazada müvekkil şirketin sigortalısının kusuru bulunmadığının,kusur konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arz ettiği,müvekkil şirketin faizden sorumluluğu sınırlı olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle gerekçeli itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarını,harç,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazası 2918 sayılı KTK nın 109.maddesinde belirtilen motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat talepleri 2 yıl içerisinde açılması gerektiğinden ve dava konusu trafik kazası anılan zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle zaman aşımı itirazları doğrultusunda iş bu davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerinin,dava dilekçesi ekinde yer aldığı belgelerin kendilerine tebliğ edilmediği,davacı yan dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkiline ait araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğunu iddia etmekteyse de,davacının iş bu iddiaları gerçek dışı olduğunu, kusur konusundaki bu iddiaları taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağına dayandırılmış olup, kaza tespit tutanağının kimin kusurlu olduğunun tespiti hususunda son derece yetersiz olduğu,davacı yanın aracında meydana gelen hasardan araç sahibi olan müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabulü mümkün olmadığının,davacı taraf araç sürücüsü Karayolları Trafik Kanununda belirtilen hız kurallarına uymaması nedeniyle kaza meydana geldiği,bu husus mahkemenizce yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle de sabit olacağının,somut olayda kusur oranlarının tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden rapor alınması gerektiği,diğer yandan müvekkilinin aracı diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış olup,davacı yanın aracında oluşan hasar nedeniyle müvekkilinin sigortasının 12.130,25 TL hasar bedeli ödendiği,yapılan bu ödemeyle somut olayda müvekkilinin davacıya karşı bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin,davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu 13.04.2022 tarihli ekspertiz raporuna dayanılarak aracında meydana gelen hasarın toplam 50.937,14 TL olduğunu iddia etmekteyse de,davacı yan tarafından aldırılan objektifliğiyle tarafsızlığı şüpheli olan iş bu ekspertiz raporunun hükme esas alınması mümkün olmadığının,ekspertiz raporunda araçta meydana gelen maddi hasarın toplam 12.130,25 TL olduğu tespit edilmiş ve bu tutarın davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödenmesi ile birlikte davacının zararı tazmin edilmiş olduğunun,yine davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda kazaya bağlıekspertiz raporunun hükme esas alınması mümkün olmadığının,ekspertiz raporunda araçta meydana gelen maddi hasarın toplam 12.130,25 TL olduğu tespit edilmiş ve bu tutarın -davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödenmesi ile birlikte davacının zararı tazmin edilmiş olduğunun,yine davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda kazaya bağlı olmayan hasar giderimleri söz konu olduğu gibi gerek onarım gerek işçilik bedelleri için rayiçlerin üzerinde fahiş miktarda ücretlendirmeler yapılmış olduğunu bu hususta dosyanıntarafsız ve objektif yeni bir bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle gerçek hasarın tespiti gerektiğinin,dava konusu edilen tazminat için yalnızca temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi istenebileceği,dava dilekçesinde bahsedilen faiz oranı ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini belirterek açıklanan tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle;Kazanın meydana gelişinde davacı araç sürücüsünün şehir içi hız sınırlarına uymaması ve yavaşlamaması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, bu hususun mahkemenizce yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle de sübuta ereceğinin,kazanın oluş şekline göre somut olaydaki kusur oranlarının tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden rapor alınması gerektiği,diğer davalı sigorta şirketi tarafından davacı yanın aracında ekspertiz raporu doğrultusunda oluşan hasar nedeniyle 12.130,25 TL hasar bedeli ödemesi yapıldığı sabit olup,davacının zararı giderilmiş olduğunun,davacı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda kazaya bağlı olmayan hasar giderinin de söz konusu olduğu gibi gerek onarım, gerek işçilik bedelleri için fahiş miktarda ücretlendirmeler yapılmış olduğunun,dolayısıyla davaya konu araçta meydana gelen maddi hasarın tespiti hususunda taraflarca(davacı ve davalı sigorta şirketi) dosyaya sunulan ekspertiz raporları arasındaki çelişki göz önüne alındığında, araçta meydana gelen hasarın şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilebilmesi adına tarafsız ve objektif yeni bir bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle gerçek hasarın tespiti gerektiğinin, dava dilekçesinde bahsedilen faizin hukuka aykırı olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiil nedeniyle hasar ve çekici bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı 24/01/2022 tarihli trafik kazasında … plakalı aracın işleteni olup, davalı … … plakalı aracın işleteni, …sürücü, diğer davalı sigorta şirketi ise aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir.
KTK’ nın 97. Maddesi gereği başvuru şartı incelendiğinde 21/04/2022 tarihli dilekçeye göre davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu görülmüştür.
Zamanaşımı defi değerlendirildiğinde;
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu trafik kazası 24/01/2022 tarihinde meydana gelmiş, olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, dava dilekçesine konu edilen maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Kaza tarihinin 24/01/2022, arabulucuya başvuru tarihinin 20/04/2022, dava tarihinin 26/05/2022, sigorta tarafından yapılan ödemenin tarihinin ise 21/04/2022 olduğu görüldüğünden davaya konu tazminatın 2 yıllık süre içerisinde talep edildiği görülmüştür.
Davalı Doga Sigorta Anonim Şirketi’ nin sorumluluğu değerlendirildiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Kazaya karışan … plakalı araç 13.07.2021-2022 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 24/01/2022 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği hasar bedeli ve çekici ücretinden davalı sürücünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
Davalı … ve … ‘ ün sorumluluğu incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, yaşanan trafik kazasında davalı … … plakalı aracın işleteni ve diğer davalı …aracın sürücüsüdür. Araç sürücüsü kendi kusurundan sorumlu olacak olup (TBK madde 49), işleten, sürücünün kusuru oranında yukarıda değinilen maddeye göre dava dilekçesi ile talep edilen maddi zarar kaleminden sorumlu olacaklardır.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişilerden kusur ve hasar bedelinin belirlenmesi için rapor aldırılmıştır.
Bilirkişilerden alınan raporun sonuç kısımına göre;” Davalı … Sigorta A.Ş.nezdinde 13.07.2021-2022 tarihleri arasında diğer davalı … adına … sayılı ZMMS trafik sigorta poliçesiyle sigortalı … plakalı 2008 model,Fiat marka otomobil sürücüsü davalı …’ün kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nın 47/c ve 46/h maddelerini ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine,
2- Davacı …’a ait … plakalı … marka otomobil sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda kazaya katkı sağlayacak kurallara aykırı etken davranış faktörü görülmediğinden kusursuz olduğu kanaatine,
3- … plaka sayılı aracın onarımı için sigorta şirketinin eksik ödenen hasar bedeli için 38.039,89 TL daha ek hasar ödemesi yapması gerektiğinin kanaatine,
4- … plaka sayılı aracın kaza mahallinden yürüyerek onarım yapılacak servise çekici yardımıyla götürülmesinin mümkün olabileceği ve talep edilen KDV dahil 354,00 TL çekici bedelinin uygun olabileceği kanaatine,” şeklinde rapor sundukları görüldü.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporu, açıkça itiraza uğramayan ve sürücülerin imzalarını taşıyan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğundan kusura ilişkin değerlendirme, hasar bedeli ise kalem kalem gösterildiğinden ve bulunan bedellere iskonto uygulanmadan KDV’ de eklenmek suretiyle sonuca ulaşıldığından hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili bedel arttırım dilekçesi ile davalıların kusur oranına göre sorumlu oldukları miktar doğrultusunda38.393,89-TL ( davalı … sigorta A.Ş. Yönünden poliçe limitleri kapsamında 32.143,08-TL ile sınırlı olmak üzere) … sigorta A.Ş. İçin sigorta şirketine başvuru tarihi olan 22/04/2022 tarihinden; davalı araç ruhsat sahibi ve davalı araç sürücüsü yönünden kaza tarihi olan 24/01/2022 tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Tüm bu nedenler ile; 24/01/2022 tarihli çift taraflı trafik kazasında … plakalı aracın sigorta şirketi ve işeteni davalı sürücü …’ ün kusuru oranında sorumlu olacağından, davalı …’ ün tam kusurlu olduğu bilirkişi raporu belirlendiğinden, araç sürücüsünün kusurlu davranışı sonucu davacının maliki olduğu aracın hesaplanan hasar bedelinden davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme mahsup edilerek bakiye kalan miktar üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemine davalılar kaza tarihinde temerrüte düşeceğinden bu tarihten itibaren, davalı sigorta şirketi ise başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüte düşeceğinden bu tarihten itiberen davacının maliki olduğu aracın kullanım amacı hususi olduğundan yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili AAÜT madde 16 gereği vekalet ücreti talep etmiş ise de,Taraflar arasında zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı tarihte geçerli olan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16. maddesi, “Avukatlık Kanununun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 6.250,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 750,00 TL maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 750,00 TL maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir” düzenlemesini içermektedir.
Anılan hüküm kapsamına göre Tarifenin 16/2-c maddesindeki yasal düzenleme, avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekalet ücretinin miktarına yönelik olup, arabuluculuk sonrasında açılan davadaki yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekalet ücreti olarak değerlendirilemez. Bu itibarla mahkememizce davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16. maddesine göre ayrıca bir vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-38.393,89 TL hasar ve çekici bedeli tazminatının davalı sigorta şirketinden (bakiye kalan 32.143,08 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 05/05/2022 tarihinden diğer davalılardan ise kaza tarihi olan 24/01/2022 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.622,68 TL karar ve ilam harcının yatan 734,70 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 1.887,98 TL’ nin 1.580,60TL’ sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye kalan 307,38TL’ nin ise … ve …’ den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ ye irat kadına,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 734,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 182,75 TL posta ve diğer giderler, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı ve 600,00TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 2.998,15 TL yargılama giderinin 2.510,02 TL’ sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye kalan 488,14 TL’ nin ise … ve …’ den müştereken ve müteselsilen
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı gerçek kişiler vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza