Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/444 E. 2023/392 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/444 Esas
KARAR NO : 2023/392
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlunun, e-ticaret sitesi yapım hizmetinin gerçekleştirilmesi için 6.590,00-TL karşılığında anlaştıklarını, anlaşmaya istinaden davalı borçlu tarafından 26.02.2021 tarih, 6.000,00-TL bedelli … numaralı ve 01.03.2021 tarih 590,00-TL bedelli … numaralı e-Arşiv faturalar düzenlendiğini, müvekkili şirket yetkilisi tarafından da davalı borçlunun hesabına 08.03.2021 tarihinde 6.590,00-TL gönderildiğini, ancak davalı borçlu ödemeyi almasına rağmen bu zamana kadar hiçbir hizmette bulunulmadığını, hizmetin gerçekleştirilmemesi nedeniyle İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla yapılan takibe karşı davalı-borçlu, hiçbir dayanağı bulunmaksızın takibi sürüncemede bırakmak kastıyla itirazda bulunduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili şirket web sitesi tasarımı, e ticaret sistemleri kurulum, yönetim ve pazaryeri (…, …, … vs.) entegrasyonları, sosyal medya yönetimi ve dijital pazarlama alanlarda faaliyet gösteren bir şirket olduğu, davacı şirket ile e-ticaret sitesi kurulması konusunda anlaşma sağlandığını, bu işlerin karşılığında ise 6.590,00-TL tahsil edildiğini, bu hususta bir uyuşmazlık söz konusu olmadığını, davalı müvekkili şirketin davacı şirkete karşı tüm edimlerini iddia edilenin aksine yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan ve davacı tarafından da dosyaya sunulmuş olan sözleşmede belirtilmiş olduğu üzere davalı müvekkili davacıya e-ticaret sitesi kurmayı taahhüt ettiğini, buna karşılık müvekkili tarafından taahhüt edilen tüm edimler yerine getirildiğini, davalı müvekkili tarafından davacıya tam ve eksiksiz hizmet sunulmuş ise de ne yazık ki işin mahiyeti gereği yine de anlaşmazlıklar yaşandığını, davacı taraf icra takibini açmakta kötüniyetli olduğunu, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Faturalar, ticari defter ve kayıtlar, banka dekontları, bilirkişi raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 23/03/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “… Dava konusu web sitesi … incelendiğinde sunucuya ait ulaşılamaz mesajı gelmekte ancak bu tarayıcının değil sunucunun mesajı olduğundan bu alan adının bulunduğu ancak sunucunun bu web sayfasını gösterdiği,
Davalıda davacı adına geliştirilen web sitesine ait kodların bulunmadığı ve bu nedenle dava konusu web sitesinin ne kadarının tamamlandığının tespit edilemediği,…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, eser sözleşmesi nedeniyle yükleniciye ödenen iş bedelinin iadesi talepli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında internet sitesi yapımı hususunda anlaşma yapıldığını, davalıya 6.590,00-TL ödeme yapıldığı halde internet sitesinin teslim edilmediğini ileri sürerek ödenen bedelin iadesi talepli başlatılan icra takibine itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
3-Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının yaptığı ödeme kabul edilmekle birlikte sözleşme kapsamındaki edimlerin davalı tarafça yerine getirildiği savunularak davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
4-Dava konusu alacak faturaya dayanmakta olup, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşme düzenlenmediği, davalı tarafından davacı adına 26/02/2021 tarihli 6.000,01-TL bedelli ve 01/03/2021 tarihli 590,00-TL bedelli faturaların düzenlendiği, davacı tarafından ise 6.590,00-TL miktarında davacıya ödeme yapıldığı görülmüştür.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde sözleşme konusu hizmetin verildiğini savunmakla birlikte bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalı tarafça dava konusu web sitesinin ne miktarda tamamlandığının tespit edilemediği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, yüklenicinin sözleşme konusu eseri tamamlayıp iş sahibine teslim etmekle mükellef olduğu ve bu husustaki ispat külfeti üzerinde olduğu, buna göre davalı tarafça eserin tamamlandığının ispat edilemediği değerlendirilmiştir. İş sahibi eserin süresinde teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönme hakkına sahip olup ödenen eser bedelinin iş sahibi tarafından talep edilmesi yerinde görülmüştür.
6-Davalı tarafça sözleşmenin ifasına dair somut bir delil sunulmadığı ve mevcut delil durumuna göre davacının alacaklı olduğu tutarın davalı tarafça miktar itibariyle bilinebileceği dikkate alındığında alacağın likit nitelikte olduğu değerlendirilmiş ve dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.560,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, İzmir …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan davalı itirazlarının iptali ile takibin 6.590,00-TL asıl alacak miktarı üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 1.318,00-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 450,16-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 369,46-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 6.590,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 39,50-TL posta ve tebligat ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.120,20-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/05/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı