Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/443 E. 2023/607 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/443 Esas
KARAR NO : 2023/607
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2022
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde: “Müvekkil şirketin davalılardan ticari ilişkiden kaynaklanan alacağı nedeniyle toplamda 14.455,00-TL’lik alacağı mevcuttur. Müvekkil şirket, karşı yana kullandırmış olduğu makinaya istinaden fatura kesmiş, söz konusu faturayı usulüne uygun olarak tebliğ etmiş ve faturayı ticari defterlerine işlemiştir. Ancak bu fatura karşılığında davalı tarafca kullanımı sağlanan makinaya ilişkin ücret müvekkile ödenmemiştir. Alacağın tahsil edilebilmesi amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatılmıştır. İş bu icra takip dosyasından borçluya ödeme emri gönderilmiş ve borçlu kanuni süresi içerisinde ödeme emrine, borca, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itirazda bulunmuş ve icra takibi itiraz sonucu durmuştur. Davamız, konu itibariyle ticari bir uyuşmazlık ihtiva ettiğinden ötürü 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusu gerçekleştirilmiş olup arabuluculuk görüşmesi 15.04.2022 tarihinde anlaşamama ile sonuçlanmıştır. Taraflar arasındaki ilişkiye uygun olarak düzenlenen fatura, VUK bakımından usulüne uygun olarak düzenlendiği sürece, vergi mevzuatı uygulamasında vergiyi doğuran akdi ilişkinin ifasını gösteren ve kayıtlara esas teşkil eden bir belgedir. Vergi mevzuatı bakımından fatura, fatura verenin yaptığı iş, hizmet veya sağladığı menfaat karşılığında elde ettiği geliri ifade ettiği gibi, faturayı alan şahıs da almış olduğu mal, hizmet veya menfaat için giderini ispat eder. Faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine teşkil etmektedir. Faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz etmemesi halinde fatura içeriğini kabul ettiği farz olunur. Dolayısıyla Müvekkilin düzenlediği faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle karşı tarafın fatura içeriğini ve borcunu kabul etmiş sayılmaktadır. Kaldı ki davalılar tarafından söz konusu makina, İZSU Çiğli altyapı işinde kullanılmıştır. Borçlu ile müvekkil arasında toplamda 3 fatura düzenlenmiş olup bunlardan 2 tanesi müvekkile ödenmiş ancak sonuncu olan takibe konu fatura ödenmemiştir. Diğer faturaların tarihi sırasıyla 30.09.2021, 31.10.2021 ve davaya konu olan fatura ise 24.12.2021 tarihlidir. Tüm iş yapıldıktan sonra kötü niyetli olunarak son fatura müvekkile ödenmemiştir. Cariye ilişkin evrak da dosyada mevcuttur. Ayrıca Ba-Bs formlarının celp edilmesini talep ederiz. Söz konusu formların bilirkişi marifetiyle incelenmesi sonrasında da söz konusu davamızın haklılığı ortaya çıkacaktır. Borçlu yan söz konusu fatura bedelini ödememiş olmasına rağmen hiçbir dayanak sunmadan hukuka aykırı olacak şekilde kötüniyetli olarak borcun tamamına itiraz etmiş ve haksız yere takibin durmasına sebebiyet vermiştir. Söz konusu takip dayanağındaki bakiyeyi ve bu bakiyeyi doğuran faturaları davalı yan defterlerine işlemesine ve fatura konusu mal kullanılmış olmasına karşın takibimize dayanak sunmadan itiraz etmiş ve haklı takibimizi durdurma amacı gütmüştür. Davalı yan tarafından şeklen bir itiraz edilmişse de bu itirazın hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Davalı yanın tek maksatı müvekkil davacının alacağını geciktirebildiği kadar geciktirmektir. Tüm izah edilen sebeplerle davalı yan tarafından yapılan itiraz dayanaksız ve kötü niyetlidir. Davalı yanın haksız itirazının iptali için Sayın Mahkemenize başvurma zorunluluğumuz doğmuştur. Yukarıda belirtmiş olduğumuz nedenler ve mahkemenizin re’sen belirleyeceği nedenler ışığında; Borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, Takip konusu alacağın belirlenebilir bir alacak olması ve borçlunun kötüniyetle itiraz etmesinden ötürü alacağın %20’sinden aşağı olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine müvekkil adına vekaleten” dava ve talep etmiştir.
Dava, 24/12/2021 tarihli 14.455,00 TL bedelli makine kullanım bedeline ilişkin düzenlenen faturanın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 24/12/2021 tarihli fatura dayanak gösterilerek toplam 14.455,00 TL’nin talep edildiği ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava, 1 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
Bilirkişiden alınan 17/02/2023 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “Davacının takibe konu olan 24.12.2021 tarihli … numaralı 14.455,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının bu faturaya ilişkin bir ödemede bulunmadığı, Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.455,00 TL alacağının bulunduğu, Davalı … ait … döneme ait Ba formu üzerinde yapılan incelemede
takibe konu faturanın beyan edildiği,
Davacı tarafa ait … döneme ait Bs formu üzerinde yapılan incelemede davacının
takibe konu ettiği faturayı Bs formu ile beyan ettiği tespit edilmiştir.
” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 08/11/2022 tarihli celsesi 5 nolu ara karar gereğince; adi ortaklığı oluşturan davalı taraflara 2021-2022 yılı ticari defterlerinin bulunduğu adresi 2 haftalık kesin süre içerisinde bildirmek için şirket merkezinin bulunduğu yer Nöb. Ticaret Mahkemesi’ ne talimat yazıldığı ancak davalı taraflarca bu hususta dilekçe sunulmadığı görüldü.
İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Tüm bu nedenler ile; alacağa dayanak faturanın davalının ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığı ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilememiş ise de, davalının celp edilen BA formuna göre 24/12/2021 tarihli 14.455,00 bedelli faturanın (KDV hariç) vergi dairesine bildirildiği, davalı tarafın eksik ve ayıp savunması da bulunmadığından ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinin üçüncü fıkrasında 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 23. maddesi ile yapılan değişiklikte gözetildiğinden süresinde ticari defterler ibraz edilmediğinden faturaya konu makinenin şoför ile birlikte ayıpsız ve eksiksiz bir şekilde adi ortaklığı oluşturan davalılara teslim edildiği ve hizmetin ifa edildiği iddiasının ispatlandı sonucuna ulaşılarak davanın davanın kabulüne, takip dosyasındaki alacak faturaya dayandığından (likit) davacı lehine tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalılar/borçluların İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Davalıların sorumlu olduğu 14.455,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 2.891,00.-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 987,42 TL karar ve ilam harcının yatan 174,58 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 812,84 TL’ nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 174,58 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 315,50 TL posta ve diğer giderler ile 750,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.320,78 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı