Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/439 E. 2022/760 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/439 Esas
KARAR NO : 2022/760

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
TALEP : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 16/02/2022 düzenleme, 23/02/2022 vade, 2.006,00-TL bedelli bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu senet dayanak gösterilerek başlatılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar teminat karşılığı tedbir yoluyla durdurulmasını, Haksız ve kötü niyetli olarak müvekkil aleyhine takip yapıldığından %20’tan aşağı olmamak üzere müvekkil lehine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafından sunulan 17.06.2022 tarihli cevap dilekçesinde; senetin bizzat davacı asilin kendisine ait olduğunu, borcun taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının da bunu kabul etmekte olduğunu belirttiği görülmektedir.
DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Araç Kiralama Sözleşmesi ile birlikte imzalanan kambiyo senedinden kaynaklanan Menfi Tespit talebine ilişkindir.
Dava dilekçesinde; müvekkilinin icra dosyasında alacaklı görünen kiralama şirketinden kuryeleri için bir süreliğine motor kiraladığını, bu kiralama sonrası kiralama şirketince müvekkili aleyhine İzmir 26. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile kambiyo senetine dayalı icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak bononun 16.02.2022 düzenleme ve 23.02.2022 vade tarihli, 2.006,00 TL bedelli olduğunu, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle senetin sahte olduğunu ve borcunun bulunmadığını iddia ettiği görülmekte ise de; yargılama devam ederken davacı vekili tarafından verilen 06/09/2022 tarihli dilekçe ile TBK 31/1. Maddesinde düzenlenen hata hükümlerine dayandığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında araç kiralama ilişkisi bulunduğu, dava ve takip konusu bononun araç kiralama ilişkisi kapsamında kira sözleşmesi ile birlikte imzalatılan kredi kartı ile ödeme talimat formunun alt kısmında yer alıp imzalatılan ve koparılan bono olduğu, takip bonoya dayalı ise de takibe dayanak bononun araç kira sözleşmesi nedeniyle düzenlenmiş olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu temel ilişkiden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi” başlıklı 4. Maddesinde;
“ (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler” amir hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, HMK’da miktar ayrımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Yukarıda izah olunan nedenlerle davanın mahkememizin görev alanı dışında kaldığı anlaşılmakla ve de görevin dava şartlarından olduğu hususu da nazara alınarak davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki karara hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davacının davalıya karşı açmış olduğu dava da HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,

2- HMK’nun 20. maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İZMİR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3- Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Her ne kadar kısa kararda istinaf kanun yolu açık olarak belirtilmiş ise de; dava değeri nazara alınarak taraf vekillerinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”