Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/403 E. 2022/722 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/403 E.
KARAR NO : 2022/722 K.

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, davalının maliki olduğu … plakalı araçla müvekkil şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ……..plakalı araca çarparak çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, maddi hasar neticesinde 4.805,63TL bedel ödeyen davacının, TTK. ve BK. hükümlerince sigortalısının haklarına halef olduğunu, iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamını talep ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde görev ve yetki itirazında bulunduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
1-. Dava, davacının kasko sigorta poliçesi kapsamında ödemiş olduğu tazminatın rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki İtirazın İptali istemine ilişkindir.
2- Dava İzmir 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olup verilen görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
3- Dava konusu kaza, davalı ………. MÜHENDİSLİK … LTD. ŞTİ’nin kaza tarihinde maliki olduğu … plakalı 2005 model, FORD Cargo marka, ticari nitelikteki kamyon ile davacının kasko poliçesi ile sigortalısı olan dava dışı ……….’a ait, ……….. plaka sayılı, 2015 model, ………….. marka, “Hususi” nitelikte otomobil arasında meydana gelmiştir. Davacı kasko poliçesi kapsamında sigortalı araç için ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmektedir.
4- Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanmamaktadır. Çünkü kasko sigorta poliçesi davacı sigorta şirketi ile sigortalısı arasında olup, zarar gören sigortalı ile zarar veren davalı arasında Haksız Fiil İlişkisi bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketi, sigortalısının zararını poliçe gereği tazmin ettiği için sigortalısının kanuni halefi olmakta ve hukuken onun yerine geçmektedir:
TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen Halefiyet; yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nun 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve böylelikle dava, tazmin edilen bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası aslında bir tazminat davası olup bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir Eda Davasıdır. Rücu, sigortacının ödediği bedelle sınırlı olduğundan sigortacı Cüz’î Halef olmaktadır. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun Kanunî Halefi olacağı hususu ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış, velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği, sigortacının, sigorta ettirenin bütün defilerini üçüncü şahıslara karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği, doğal olarak sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
5- Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, Görevli Mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Özetle; eldeki davanın davacısının ve davalısının ticari şirket olması, davayı tek başına ticari dava halinde getirmemektedir. Görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınması gerekmekte olup, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki bu ilişki Haksız Fiil İlişkisidir. Davacı sigorta şirketi ise sigortalısının zararını poliçe gereği tazmin ettiği için sigortalısının kanuni halefi olmakta ve hukuken onun yerine geçmekte ve bu haksız fiil neticesinde sigortalısının halefi olarak yerini almaktadır. Bu bağlamda, kasko poliçesi ile sigortalanmış olan ………….. plaka sayılı aracın “Hususi” nitelikte olması, yani Ticari nitelik taşımaması belirleyicidir.
Bu durumda haksiz fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın genel mahkeme niteliğindeki Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiği yönündeki değerlendirmeyle aşağıdaki şekilde mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davacının davalıya karşı açmış olduğu davada HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği GÖREVE İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE davanın USULDEN REDDİ ile,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
İZMİR 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2- Dava konusunun istinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kararın kesin nitelikte olduğu gözetilerek, daha önce ilgili dosyada İzmir 23. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinden dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin Görevli Mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ve duruşmaya e – duruşma ile katılan davalı vekilinin yüzüne karşı, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktar itibariyle dava konusunun istinaf kanun yoluna başvuru sınırı altında olması nedeniyle Kesin Olarak karar verildi. 31/10/2022

Katip…
¸ e-imza

Hakim ..
e-imza
¸