Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/340 E. 2023/279 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/340 Esas
KARAR NO : 2023/279

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.11.2021 tarihinde maliki … ve sürücüsü … olan … plakalı aracın İzmir İli … İlçesi … Caddesinde maliki davacı olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde kaza meydana geldiğini, Bu kaza sonucu davacı aracında yüksek maddi hasar olduğunu, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere … plakalı araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olduğunu, kusurlu araç … Katılım Sigorta A.Ş. tarafından *…’ poliçe numaralı trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı aracında meydana gelen zararın giderilmesi için … Katılım Sigorta A.Ş. Tarafından … numaralı hasar dosyası açılarak onarım yapıldığını, orijinal aracın piyasa değerinde, yapılan tamirat ve bu kaydın Tramerde gözükecek olması nedeniyle ciddi düşüş olduğunu, bu değer kaybı nedeniyle müvekkilinin, aracını gerçek piyasa fiyatından daha düşük bir bedele satmak durumunda kalacağını, davalı araç sürücüsünün haksız eylemiyle doğan bu zararın da tazmini gerektiğini, hasar dosyası kapsamında ödenen miktar yalnızca hasara ilişkin olup gerçek zararı karşılamadığını, yürütülen arabuluculuk sürecinden de sonuç alınamadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK’ da düzenlenen sigorta hukukundan kaynaklandığından ve bu tür sözleşmelerin TTK m.3,4 gereği mutlak ticari işlerden olmakla, hükmedilecek meblağa temerrüt tarihinden itibaren avans (ticari temerrüt) faizi uygulanmasını, kusur dağılımı yargılamayı gerektirdiği ve değer kaybı likit alacak olarak kabul edilmediği için dava HMK m. 107 gereği belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, bilirkişi raporuyla davacı aracında meydana gelen değer kaybı zararının belirlenebilir hale geldiği zaman artırılmak üzere fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL değer kaybı tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt(avans) faizi ile birlikte tahsilini, AAÜT m.16/2-c gereği arabuluculuk görüşmelerine katılmaları sebebiyle yargılama giderleri arasında vekâlet ücretine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalıdan tahsilini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ( trafik ) ile sigortalı olduğunu, davaya bakmaya davalı şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğunu, Bu sebeple davanın yetkisizlikten reddi gerektiğini, davacı taraf HMK 121. maddesine göre dava ile ilgili delillerini müvekkili şirkete tebliğ etmesi gerektiğini, davacı tarafın, araçta meydana gelen değer kaybı miktarının bilinemediğini ileri sürdüğünü, davadan önce yapılan başvuru sonrası hasar dosyası açıldığını, dosya sigorta bilgi merkezine iletildiğini, SBM tarafından atanan eksper tarafından değer kaybı hesaplaması yapıldığını ve rapor hazırlandığını, tutar davacı tarafından bilinebilir durum olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünü talep ettiğini, HMK m:107 gereği davanın ” belirsiz alacak davası” olarak açılabilmesi için alacağın değerinin belirlenmesinin mümkün olmaması gerektiğini, İşbu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, davalı şirket tarafından ödeme yapıldığını, davacı tarafından davalıya açılan davanın reddi gerektiğini, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin … numaraılı hasar dosyası açıldığını, işbu dosyadan davacı vekiline ve tamirci firmalara 13.01.2022 tarihinde toplamda 19.679,85-TLödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün asli kusuru olduğu yönündeki iddia yerinde olmadığını, davacı taraf, sigortalımızın kusurunu ve zararını ispat etmesini, davalı şirket faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Dava; Haksız fiil nedeniyle değer kaybı tazminatının istemine ilişkindir.
Davacı 27/11/2021 tarihli trafik kazasında … plakalı aracın işleteni olup, davalı … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir.
Davalının mahkememizin yetkisine yapmış olduğu itiraz değerlendirildiğinde;
6100 Sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Trafik kazası aynı zamanda bir haksız fiil olup yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu sebeple davacı zarar görenin yerleşim yeri ve kazanın gerçekleştiği yer İzmir adli yargı sınırları içerisinde bulunduğundan yetki itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalının sorumluluğu değerlendirildiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Kazaya karışan … plakalı araç 03.06.2021-2022 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 27/11/2021 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği değer kaybından dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişilerden kusur ve değer kaybı bedelinin belirlenmesi için rapor aldırılmıştır.
Mahkememizini 11/10/2022 tarihli celsesinin 5 nolu ara kararı gereğince tüm dosya kapsamı incelenerek davacı ve dava dışı sürücünün oransal kusur durumu ve aynı trafik kazası sebebiyle davacının malik olduğu araçta oluşan değer kaybının aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımların dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2.el satış değerini tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farka göre hesaplanması için Bilirkişilerden alınan raporun sonuç kısmına göre;
KUSUR YÖNÜNDEN A-Kusur Yönünden yapılan İncelemeler bölümünde ayrıntılar ile verilen Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
Bilirkişi Daire Başkanlığı tarafından Bilirkişinin uyacağı rehber ilkeler ve Bilirkişi Raporlarında bulunması gereken standartlar başlığında 07.09.2020 tarihinde 32 maddelik bir talimat yayımlanmıştır. Bu talimatın 27 maddesinde açıkça belirtilen ” Kusurun tespiti normatif bir değerlendirmesiyle mümkündür ve sadece hakimin yetkisindedir. Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli tali kusurlu kusursuz yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz. Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hakimin yerine geçmeye ifade eder” denilmektedir. Yine bu husus İzmir Bilirkişilik Bölge Kurulu tarafından da tarafımıza bildirilmiştir. Bu gerekçe ile tebliğ gününden itibaren raporlarda kusur dağılımı yapılmamaktadır. … plaka sayılı davalı şirket poliçeli araç sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları trafik kanununun 47/b ve 52/a-b maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu kanaatine varıldığı, … plaka sayılı davalı şirket poliçeli araç sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları trafik kanununun 47/b ve 52/a-b maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu kanaatine varıldığı. … plaka sayılı davacı taraf araç sürücüsü … meydana gelen kazanın oluşumuna etken kural ihlali ve hatası olmadığı kanaatine varıldığı.
2-DEĞER KAYBI YÖNÜNDEN: (Değer Kaybı Yönünden İnceleme bölümünde ayrıntıları ile verilen; Dava konusu olan … plakalı, … (… 2.0 TDCI … 310 L 8+1 …) marka, … model otomobilin, 27.11.2021 tarihindeki kaza sonucu meydana gelen hasarlarına ilişkin (özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği göz önünde bulundurularak fabrika standartlarına yapılmasının mümkün olmaması, aracın markası, modeli, , kazadan önceki 2.el Kaporta kısımlarında ki onarım parçaları göz önüne alınarak inceleme bölümünün ayrıntıları verilen, araç üzerinde yapılan işlemlerin aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, kilometresi, markası, tipi, kullanım amacı piyasa değeri (internet siteleri ve ikinci el satış ilanları ile kazalı durumdaki(tramer kayıtlarında hasar kaydının gözükmesi) nedeniyle piyasa değeri arasında fark olması nedeniyle,
• … plakalı, … (…. 2.0 TDCI … 310 L 8+1 …) marka,… model otomobilin 2.el piyasa değeri (internet siteleri ve ikinci el satış ilanları ile KAZA TARİHİNDEKİ HASARSIZ HALİ 390..000,00 TL) DEĞERİ İLE KAZA SONRASINDA ONARILMIŞ HALİ İLE DEĞERİ OLAN (381.000,00 TL) ile arasındaki farkı kadar, dava konusu taşıtta 9.000,00 TL DEĞER KAYBI olduğu hesaplanmıştır “şeklinde rapor sundukları görülmüştür.
Mahkememize sunulan raporda yer alan kusura ilişkin açıklamalar açıkça itiraza uğramayan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğundan, Trafik kazası sebebiyle davacının malik olduğu araçta oluşan değer kaybının aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları ile önceki hasarları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farka göre değerlendirme yapıldığından hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili bedeli artırım dilekçesi ile 100.00-TL değer kaybı zararın ilişkin talebinin 8.900.00-TL artırarak 9.000.00-TL tazminatın davalıdan temerrüt tarihinde itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Tüm bu nedenler ile; 27/11/2021 tarihli trafik kazasında … plakalı aracın sigorta şirketi, dava dışı sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağından, dava dışı sürücünün tam kusurlu olduğu, kazanın oluşumuna ve celp edilen tramer kaydına göre davacının maliki olduğu araçta 9.000,00 TL değer kaybının bulunduğu mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre belirlendiğinden davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce yapmış olduğu ödeme hasar yönelik olduğundan mahsup işlemi yapılmayarak davanın kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemlerine davalı sigorta şirketi başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüte düşecek ise de davadan önce yapılan kısmi ödeme bulunduğundan iş bu tarihten itibaren davacının maliki olduğu aracın kullanım amacı hususi olduğundan yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde vekil olarak yer alınmasından dolayı A.A.Ü.T. 16/2. Maddesi uyarınca arabuluculuk vekalet ücretine hükmolunması talep edilmiş ise de bahsi geçen düzenlemede açık bir şekilde “akdi avukatlık ücretinin” düzenlendiği, akdi avukatlık ücreti ile tarafın kendisi ile vekili arasındaki ücrete ilişkin asgari ücretin belirlenmiş olduğu, bu ücretin karşı tarafa yükletileceğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek arabuluculuk vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-9.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalıdan (bakiye kalan 23.320,15 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 10/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 615,06 TL karar ve ilam harcının yatan 260,60 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 354,46 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 260,60 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 74,25 TL posta ve diğer giderler ile 1.500,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.915,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip….
e-imzalı

Hakim….
e-imzalı