Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2022/734 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/29 Esas
KARAR NO : 2022/734

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile İzmir ili Buca ilçesi … mah. … ada 1 parselde kayıtlı taşınmazda kat karşılığı inşaat Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, yapılan binanın elektrik aboneliklerine ait bedelin kendilerine tarafından ödendiğini, bu ödemenin davalıdan alınamadığını, bu nedenle İzmir 28 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine itirazın durduğunu, itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkil aleyhine açılan davada dava dışı arsa sahipleri arasında 18/09/2012 tarihinde kat karşyılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, 03/04/2014 tarihinde alınan “yapı kullanma izin belgesi” ile tarafların karşılıklı edimleri herhangi bir ihtilaf olmaksızın sona erdiğini, 18/09/2012 tarihindeki sözleşme gereği inşaata başlayan müvekkil belli aşamalardan sonra davacı ile görüşüldüğünü, sadece yapının tesisat işçiliği için daire başına 1.000. TL. ödeneceğini, davacı ve müvekkilin bu konuda şifahi olarak anlaşıldığını, davalının karşı tarafa herhangi bir borcu kalmadığını, edimlerini tam olarak yerine getirmeyen davacıya eksik işleri tamamlanması için uyarılarda bulunduğu, buna rağmen edimlerini ifa etmeyen davacı son alacağı için İzmir 28 İcra Müdürlhüğünün … sayılı dosyasında icra takibi ikame etmiş, eksik edimine rağmen bu takibe itiraz edilmeyen takip konusu borç müvekkili tarafından kendesine ödendiği, davalıya tebliğ edilmeyen, irsaliyeli fatura olmasına rağmen teslim edenin ve teslim alanın kim olduiğu belli olmayan, içeriği gerçeği yantısmayan, yapı kullanım belgesinden 3 ay sonra tanzim edilen 18/07/2014 tarihli faturanın ve kart ödeme dekontunun düzmece belgeler olduğu, bu hali ile davaya nesnet teşkil etmeyeceğini mezkur davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin yürütülen takibe itirazın iptali davası olup, mahkememizin 11/10/2018 tarih ve … Esas … sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk dairesinin 24/12/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla; “… İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine karşı gerçekleştirilen itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali isteğine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.
TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Bir eser ilişkisinin kurulduğu sabit olmakla birlikte yapılacak işin kapsamı ve bedeli hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, davalı iş sahibi ile aralarında “davalının müteahhitliğini yaptığı İzmir ili Buca ilçesi … Mahallesi … ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 28 dairenin her türlü elektrik tesisatının projelendirilmesi, malzemelerin alınması, abonelik ve ruhsat alınması, bağlantıların kullanılabilir hale getirilmesi işi” konusunda eser ilişkisi kurulduğu; davalı iş sahibi ise taraflar arasında “sadece yapının işçiliği için daire başına 1.000,00 TL üzerinden anlaşma sağlanarak” eser ilişkisinin kurulduğu iddiasındadır.
Eser sözleşmelerinde, sözleşme kapsamında uyuşmazlık bulunması halinde öncelikle kapsamının tam olarak belirlenmesi zorunludur. Sözleşme kapsamının tanık beyanı dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06.02.2018 tarih, 2016/5407 esas ve 2018/403 karar sayılı ilamı)
Ayrıca; taraflar arasında sözleşme bedelinde uyuşmazlık bulunmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesinde; (818 sayılı mülga BK 366 md.) ”eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece; davacı tarafından düzenlenen 06.09.2013 tarihli ve … sayılı 23.028,88 TL bedelli fatura kapsamında davalı tarafından ödenen 16.000,00 TL’nin dava konusu 18.07.2014 tarihli fatura alacağından mahsubuna karar verilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından mahsuba konu edilen tahsilat makbuzları ile müvekkili adına icra takibine konu edilen fatura alacağı arasında bir bağlantı olmadığı, tahsilat makbuzlarının başka bir faturaya istinaden gerçekleştirildiği itirazında bulunulmaktadır.
Davacı tarafından 06.09.2013 tarihli fatura; 32 adet gömme tipi pano, 850 m 4×6 mm² NYY kablo, 196 adet normal aydınlatma sortisi, 56 adet komütatör aydınlatma sortisi, ve 92 adet güvenlik hattı priz sortisi için malzeme ve işçilik toplamı 23.028,88 TL bedelli düzenlenmiştir. Bu fatura her iki tarafın ticari defterlerinde kaydedilmiş olup davalı tarafından bu faturaya istinaden 06.09.2013 tarihinde 4.000,00 TL, 06.10.2013 tarihinde 4.000,00 TL, 06.11.2013 tarihinde 4.000,00 TL ve 06.12.2013 tarihinde 4.000,00 TL olmak üzere 16.000,00 TL ödeme gerçekleştirilmiştir. Bu faturaya ilişkin bakiye kalan miktarın ise İzmir 20. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında tahsil edildiği belirtilmekte ise de bu icra dosyası celp edilmemiştir.
Aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile kararlaştırılan işin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilir. Aksini iddia eden iş sahibinin malzemelerin kendisi tarafından temin edildiği ve yüklenici tarafından sadece işçiliğin yerine getirildiğini ispatlaması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece öncelikle mahallinde uzman bilirkişi heyeti ile keşif icra edilerek ve davacı tarafından yapılan imalat netleştirilerek, taraflar arasında sözleşme bedelinde uyuşmazlık bulunduğundan, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre imalat bedelleri hesaplanmalı, mahalli piyasa rayiçleri içinde KDV ve yüklenici kârı bulunacağından ayrıca eklenmemeli ve bulunacak bedelden iş sahibi tarafından ispatlanan ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca mahkemece, davacı tarafından düzenlenen 06.09.2013 tarihli fatura kapsamındaki işlerin, takip ve dava konusu 18.07.2014 tarihli fatura kapsamında bulunup bulunmadığı netleştirilerek fatura kapsamlarının farklı olduğunun anlaşılması halinde tahsilat makbuzlarına konu bedelin mahsubunun yapılmaması gerektiğinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Eğer tahsilat makbuzlarına konu fatura kapsamı, takip ve dava konusu fatura kapsamı içindeyse mahkemenin mahsup işlemi yerinde olmakla birlikte İzmir 20. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası incelenmeden hüküm kurulduğundan bu sefer de mahsup işleminin eksik değerlendirildiği dikkate alınmalıdır.
Kabule göre; itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK’nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekir. Somut olayda alacağın varlığı yapılan yargılama ile belirlenebileceğinden, bu nedenle alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin 2022/29 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan raporunun sonuç kısmına göre; “…TC İzmir Bölge Mahkemesi 22 Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı kararında özetle; Davacı tarafından yapılan imalat netleştirilerek taraflar arasında sözleşme bedelinde uyuşmazlık bulunduğundan yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre imalat bedelleri hesaplanmalı mahalli piyasa rayiçleri içinde KDV ve Yüklenici kârı bulunacağından ayrıca eklenmemeli” şeklindeki bozma kararı dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1. 16.09. 2013 tarih ve … nolu fatura tutarının 19.516,00TL malzeme işçilik olduğu, fatura bedelinin ödendiğinin dosya kapsamından ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.
2. 18.07.2014 tarih ve 2171-2172-2173 ve 2174 nolu fatura içeriği imalatların gerek malzeme gerekse işçilik yönünden davacı tarafından yapıldığı, söz konusu malzeme ve işçiliklerin Nisan 2013- Mayıs 2014 tarihleri arasında yapıldığı gerek malzeme gerekse işçilik bedellerinin (Nisan 2013- Mayıs 2014 dönemi) piyasa rayiçlerine uygun olduğu bu nedenle davacının yapmış olduğu imalatlar nedeniyle 32.749,20TL +KDV = 38.644,06-TL alacağının bulunduğu…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 19/09/2022 tarihli ek rapora göre; “…1- Yukarıdaki tabloya göre davacı tarafından yapılan işçilikler toplamının 89474+21.816,00=30.763,00TL olduğu,
2- Davacının gerek keşif sırasında beyanı, gerekse 24.06.2022 tarihli dilekçesinde kendisinin temin ettiği malzemelerin bedelinin 10.905,20TL olduğu hesaplanmıştır.
2- Faturada yer alan işçilik ve malzeme bedelinin ayrı, ayrı gösterilerek işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre ayrıca hesaplama yapılması,
3- 06.09.2013 tarihli fatura ile dava konusu 18.07.2014 tarihli fatura içeriklerinde mükerrer faturalama bulunup bulunmadığı ilişkin daha açık ifade ile değerlendirme yapılması;
Asıl rapoumuzda özetle “ Yerinde tespit edilen ( inşaata kullanılan) miktar ile faturalardaki miktarların uyumlu olduğu aralarında bariz farkın oluşmadığı belirtilmiştir. Bir başka ifade ile faturalarda belirtilen malzeme ve işçiliklerin mükerrer olmadığı, fatura içeriği her bir kalemin inşaatta kullanıldığı tespit edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce istinaf kaldırma kararı sonrası mahallinde yapılan keşif, dinlenen tanık beyanı ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporu doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde;
1-Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakta olup Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre yüklenici eseri meydana getirdiğini ispat külfeti altındadır. Taraflar arasında sözleşme bedeli kararlaştırılmadığından imalatın yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleri üzerinden birim fiyat belirlenerek sözleşme bedeli belirlenmektedir. Piyasa rayiçlerindeki ücretlere KDV dahil olduğundan belirlenecek ücrete ayrıca KDV eklenmeden bedel tespiti yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında apartmanın elektrik tesisatının malzemeleriyle birlikte çekilmesi işi yapıldığı anlaşılmakta olup, uyuşmazlık konusu davacı yüklenicinin kendisinin temin ettiği malzemelerin miktarı ve bedelleri noktasında toplanmaktadır. Davacı yapılan iş sırasında kendisinin temin ettiği malzemelerin kullanıldığını, işçilik ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerken, davalı ise kullanılan malzemelerin kendisi tarafından temin edilen malzemeler olduğunu, davacı ile daire başına götürü olarak anlaşma sağlandığını ve ödemelerin yapıldığını savunmuştur.
2-Mahkememizce istinaf kaldırma kararı doğrultusunda sözleşmeye konu işlerin yapıldığı yer üzerinde elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişiler eşliğinde keşif icra edilmiş, keşif sırasında alınan davacı beyanında “Sayaçtan evlere giden kablolar, düğmeler, duylar, tmş gibi sayaç ve sayaçtan sonraki tüm malzemeler davalı tarafça ödendi. Ben de işçiliklerini yaptım. Ben kendisine ilk başta kendi malzemelerimle yaptığım işlerle ilgili fatura kestiğimde aramızda anlaşmazlık oldu. KVD bedeli ödeneceği için bir anlaşmazlık oldu. Bundan sonra malzeme tedarikini kendisi yaptı. Dosyada da bulunan ve benim düzenlediğim faturadaki malzemeleri ben tedarik ettim. Diğer malzemeleri davalı kendisi sağladı Ben işçilik olarak 16.000 TL elden aldım. 7 bin TL de icra yoluyla aldım. Geriye 38 bin TL civarında bir işçilik alacağı faturam kalmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3-Yerinde yapılan keşif ve proje üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafça dava konusu işlerin yapıldığı, apartmanın tüm dairelerinin ve ortak alanların elektrik hatlarının çekimi, bağlantı ve sair fatura içeriği işlerin yapıldığı tespit edilmiştir.
4-Her ne kadar davalı tarafça götürü usulde ödeme yapılması hususunda anlaşma yapıldığı savunulmuş ise de bu hususta somut bir delil gösterilmediği, ödeme belgesi de sunulmadığı dikkate alınarak davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davacı asılın keşif sırasında alınan beyanlarında açık bir şekilde davacının kendi malzemeleriyle yaptığı işler neticesinde düzenlenen fatura sonrasında taraflar arasında anlaşmazlık çıktığını, bu aşamaya kadar apartmanın elektrik dağıtım şebekesinden sayaçlarına kadar olan bağlantıların davacının sağladığı malzeme ile, sayaç sonrası aşamalardaki malzemelerin ise davalı iş sahibince sağlanan malzemeler ile yapıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce davacının bu beyanları ve davalının malzemelerin kendisi tarafından alındığını ispata elverişli olmayan savunmaları dikkate alınarak binanın sayaç girişine kadar olan malzemelerinin davacı tarafça sağlandığı, sayaç sonrası yapılacak tesisat işlemlerine dair malzemelerin ise davalı tarafça tedarik edildiği kabul edilerek, faturada yalnızca sayaç öncesi kullanılabilecek malzemeler fiyatlandırmaya esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 13/05/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda dava konusu 18/07/2014 tarihli fatura içeriğinin işin yapıldığı dönem piyasa rayiçlerine göre 32.749,20-TL+KDV=38.644,06-TL olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporunun incelenmesi neticesinde taraf itirazları ve resen tespit edilen hatalı uygulamaların giderilmesi için faturada yer alan malzemelerden sayaç sonrası kullanılacak malzemelerin davalı tarafça sağlandığı, bu malzemeler yönünden bedelin dışlanarak, faturada yer alan işçilik ve malzeme ücreti ayrımının ayrı ayrı gösterilerek işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre ayrıca hesaplama yapılmasına ayrıca 06.09.2013 tarihli fatura ile dava konusu 18.07.2014 tarihli fatura içeriklerinde mükerrer faturalandırma bulunup bulunmadığı hususlarında ek rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 19/09/2022 tarihli ek raporda Faturada yer alan işçilik bedeli 21.816,00-TL olarak hesaplanmış, ayrıca malzeme bedeli olarak 10.933,20-TL bulunduğu, istinaf kaldırma ilamında da değinilen 06/09/2013 tarihli fatura içeriği ile mükerrerlik bulunmadığı, farklı malzemelerin ve işçiliklerin faturaya konu edildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı herhangi bir itiraz bildirilmemiştir. Taraf itirazı bulunmadığından 19/09/2022 tarihli ek rapor ile tespit edilen hususlar ve alacak miktarı tarafların birbirleri aleyhinde usuli kazanılmış hak oluşturduğu değerlendirilmiştir.
5-Taraf itirazı bulunmadığından usulen kazanılmış hak oluşturan 19/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu fatura içeriğinde yer alan işçilik bedellerinin 21.816,00-TL olduğu, ayrıca 10.933,20-TL tutarında malzemenin davacı tarafça keşif mahallinde alınan beyanı doğrultusunda kullanıldığı yönünde kanaat oluşturulduğu beyan edilmiş, mahkememizce işçilik ve malzeme bedeli toplamı olarak faturadan dolayı toplam 32.749,20-TL davacı alacağı oluştuğu değerlendirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta ayrıca davalının makbuz karşılığı yaptığı bir kısım ödemeler söz konusu olup, bu ödemelerin 23.028,33-TL bedelli 06/09/2013 tarihli faturaya istinaden toplam 16.000,00-TL olarak yapıldığı kabul edilmiştir. Bu faturanın bakiye alacak kısmının ise İzmir 20.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında tahsil edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar dosya aslı mahkememizce celp edilmek istenmiş ise de dosya kurum arşivinde olduğundan getirtilememiş, ancak takibe konu fatura aslı mahkememizce görülerek ayrıca bir örneği dosya arasına alınmıştır. Fatura içeriği bilirkişi heyetince incelenmiş ve mevcut dava konusunu oluşturan fatura içeriği ile gerek malzemeler gerekse işçilik ücretleri yönünden mükerrer faturalandırma bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu doğrultuda yapılan ödemeler davacı alacağından mahsup edilmemiştir.
6-Davacı ayrıca dava dilekçesinde dava konusu işle ilgili elektrik abonelik bedelinin kendisi tarafından ödendiğini ileri sürüp 2.753,30-TL tutarlı banka fişini dava dilekçesi ekinde ibraz etmiştir.
Cevap dilekçesinde davalı tarafça 2.753,30-TL tutarlı ödemenin davacı tarafından yapılmadığı savunulmuş ise de bu savunmada davalı tarafın resmi kurumlara yapılan ödemeleri davacıya elden vermiş olduğu para ile yaptığını, davacının bu ödemelerde kullandığı parayı davalı tarafın sağladığını ileri sürmüştür.
… Bankası Konak Şubesi’ nce düzenlenen 16/10/2017 tarihli dekont ve ekinde yer alan onaylı işlem tablosunda davalı …’nun aboneliğine istinaden dava dışı …(Davacının kardeşi) hesabından 2.753,30-TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Buna göre, davalı zımni olarak davacının ödemesini kabul etmekle birlikte ödemeye konu tutarın kendisi tarafından davacıya verildiğini savunmaktadır. Buna karşın davalının bir ödeme belgesi sunmadığı gibi bu yönde taraflar arasında uygulama bulunduğuna dair bir delil de sunmadığı, davacının yaptığı ödeme miktarı kadar davalıdan alacak hakkı talep edebileceği kabul edilmiştir.
7-Tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının dava konusu 18/07/2014 tarihli fatura içeriğinde yer alan işçilik ve malzeme toplamı 32.749,20-TL alacaklı bulunduğu, yerleşik yargısal içtihatlar uyarınca bu bedele KDV eklenmeyeceği, ayrıca elektrik abonelik bedeli olarak davacı tarafça ödendiği ispat olunup davalının bir ödeme belgesi sunamadığı 2.753,30-TL tutarın da eklenmesiyle davacının toplam 35.502,50-TL alacak talep edebileceği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
8-Davacı tarafça takipte işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de istinaf kaldırma kararı öncesi takip tarihinden itibaren faiz işletildiği ve davacı tarafça bu husus istinaf nedeni yapılmadığından bu yönden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu değerlendirildiğinden takip öncesi işlemiş faize yönelik alacak talebi kabul edilmemiştir.
9-Davacı taraf inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de dava konusu uyuşmazlıkla ilgili taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacı ile davalı arasında malzeme miktarı, işçilik ücretleri ve gerçekleştirilen iş miktarı hususunda uyuşmazlık bulunduğu dikkate alınarak alacağın likit nitelikte olmadığı değerlendirilmiş ve inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, İzmir 28.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan davalı itirazının kısmen iptaline, takibin 35.502,50-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin ve işlemiş faiz alacağına yönelik taleplerin reddine,
2-Alacak likit nitelikte görülmemekle inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.425,17-TL harçtan peşin olarak alınan 504,90-TL harcın ve Mahkememizin 25/02/2019 tarih, … Esas, … Karar, … Karar sayılı harç tahsil müzekkeresi ile 1.209,50-TL bakiye karar harcının tahsili için vergi dairesine müzekkere yazıldığından, iş bu bedelin de mahsubu ile bakiye 710,77‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 504,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde davalı bir vekil ile temsil edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça sarf edilen 25,20-TL başvuru harcı, 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı, 310,80-TL posta ve tebligat ücreti, 3.684,10-TL bilirkişi ücreti, 571,90-TL keşif harcı olarak sarf edilen toplam 4.713,3‬0-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre 4.003,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 1.265,90-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 190,61-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı … ile davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”