Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/278 E. 2022/363 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/278
KARAR NO : 2022/363

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; 26.08.2018 tarihi9nde meydana gelen dava konusu kazada davalı … ‘nin maliki olduğu … yönetimindeki … plakalı aracın dava dışı …. plakalı araca arka tarafından çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, …. plakalı araç sürücüsü …. ‘ın alkol ölçümünden sonra olay yerini yaya olarak terk ettiğini ve polis ekiplerinin takibine rağmen ara sokaklara girerek izini kaybettirdiğini, …. plakalı aracın …. numaralı poliçe ile müvekkil şirket tarafından ZMMS nın yapılmış olduğunu, kaza sırasında …. Plakalı araç sürücüsü … ‘ın 1.23 promil alkollü olduğunu, sürücünün kaza sonrası olay yerinden kaçması nedeni ile alkol raporunu imzalamadığını , ….’ ın kaza sırasında alkollü olması ve önündeki kazaya karışan araçla arasında yeterli bir izleme mesafesi bırakmaması nedeni ile kazada aslı (tam) kusurlu olduğunu , kaza neticesinde … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini ve hasarın müvekkil şirket tarafından ödendiğini, alkollü olarak araç kullanan ev kaza sonrası kaza yerini terk eden aracın maliki sigortalıya, sigortacının zarar görene ödediği tazminatı rücu hakkının doğduğunu, araç maliki davalı … ile araç sürücüsü ….’ ın kaza sonrası ortaya çıkan maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkili şirketin dava konusu olayda 17.000,00 TL tazminatın davalıdan rücuen tazmini için İzmir 27. İcra Müdürlüğünde … E dosyasında sürücü ile davalı araç maliki … ‘ye karşı icra takibinin başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, uyuşmazlığın çözümü için dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sürecin olumsuz sonuçlanarak anlaşma sağlanamadığını ve huzurdaki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini ifade ederek; 27. İcra Müdürlüğünün … E İcra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, icra takibinin devam ettirilmesini, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ettiği görülmektedir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartıldığı, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası nedeniyle dava dışı zarar görene ödenen hasar tazminatının davalı sigortalı araç malikinden tahsili talepli rücuen tazminat davasıdır.
2-Görev hususu kamu düzeninden olup mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davanın tüketici mahkemesinde görülmesi ile ticaret mahkemesinde görülmesi arasında davacı açısından önemli farklılıklar oluşmaktadır. Davanın tüketici mahkemesinde görülmesi halinde hükmedilecek vekalet ücreti, dava sonunda harçtan sorumlu olmamak gibi önemli bir kısım avantajlardan faydalanma imkanı varken, davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi halinde davacının tacirler hakkındaki hükümlere tabi olarak durumu dezavantajlı hale gelmektedir. Bu durumda davacının ticari amaçla mı yoksa tüketici ilişkisine dayanarak mı hareket ettiğinin titizlikle irdelenmesi gerekmektedir.
3-Her ne kadar İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin 2020/546 Esas 2022/137 Karar sayılı 22/02/2022 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiş ise de yargılama kapsamının mahkememiz görev alanına girmediği, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu değerlendirilmiştir.
4-İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin anılan kararında davalıya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihinden sonra plaka değişikliği ile … sayılı plakaya dönüştüğü, … plaka sayılı aracın Takbis kayıtlarında aracın cinsinin kamyonet olup ticari amaçlı kullanıldığı ve taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi niteliğinde olmadığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede farklı bir kanaat oluşmuştur.
5-Dava konusu uyuşmazlık davalının maliki olduğu ve kaza tarihinde plakası … olan, Hyundai Marka, 2006 model yılı, şasi no …. olan, ruhsat kaydı kamyonet olmakla birlikte kullanım şekli HUSUSİ nitelikte olan bir kamyonettir.
6-İzmir 7.Tüketici Mahkemesi görevsizlik kararında aracın cinsinin kamyonet olduğundan bahisle ticari olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de mahkememizce bu görüşe iştirak edilmemiştir. Zira ruhsat kaydında açık bir şekilde aracın hususi olarak trafik siciline kaydedilmiş olduğu görülmekte olup, resmi kayıtların aksini gösterir bir ticari kullanım dosya kapsamına yansımış değildir. Mahkememizce tensip zaptı ile birlikte taraflara aracın ticari kullanımını gösterir bir delil bulunup bulunmadığı hususu sorulmuş, taraflarca herhangi bir ticari kullanımı gösterir delil ibraz edilmemiştir.
Bir aracın ticari kullanıma özgü olduğunun kabulü için “ticari” amacın ruhsata işli olması veya ruhsat kaydı hususi olmakla birlikte ticari veya mesleki amaçla kullanıldığının tespit edilmiş olması gerekmektedir. Hususi kullanım kaydı bulunan bir aracın salt “yük nakli” kullanım amacına göre üretilmiş olması aracın ticari olduğunu göstermez. Araç sahibi şahsi yüklerinin taşınmasında kullanmak üzere yük nakline yarar bir aracı “hususi” kaydı ile satın aldığında bu aracın ticari amaçlı kullanılmadığı açıktır. Kaldı ki somut olayda aracın türü itibariyle salt ticari nitelikte kullanılabilecek tır, kamyon ve benzeri bir araç olmadığı, ülkemizde bu tür araçların bagaj kapasitesi ve daha makul fiyatları olması nedeniyle sıklıkla bireysel kullanım amacıyla satın alındığı, trafikte neredeyse sedan gövde tipi araçtan fazla sayıda bu kasada araçların yer aldığı bilinen bir gerçektir. Dosya kapsamında aracın ticari amaçlı kullanıldığına dair farklı bir bilgi ve belge de yer almamakta olup, taraflar arasındaki sigorta poliçesinde dahi aracın ticari amaçlı kullanıldığına yönelik bir kayıt bulunmamaktadır, aracın trafik kaydı gözetildiğinde hususi amaçlı kullanıldığının kabulü gerekmektedir.
Nitekim Yargıtay’ın farklı kararlarında “yük nakli-hususi” kayıtlı araçların ticari olarak değerlendirilemeyeceği yönünde istikrar kazanmış uygulaması bulunmaktadır.
“Davacı vekili meydana gelen kaza nedeni ile ortaya çıkan zararların tazmini amacı ile eldeki davayı açmış, faiz türü olarak avans faizine karar verilmesini talep etmiş, Hakem Heyetince de avans faizine karar verilmiştir. Zarara neden olan aracın ruhsat kaydında kullanım amacı “yük nakli-hususi” yazmaktadır. Ceza dosyasındaki beyanlarda 31.12.2013 günü saat 21:00 sıralarında kazaya karışan araç ile davacıyı hastaneye götürürken kazanın gerçekleştiği beyan edilmiştir. Kazaya karışan aracın ticari kullanım sırasında gerçekleştiği ispat edilemediğinden hususi kullanım sırasında zarar gerçekleştiğinden faiz türü olarak yasal faize karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere avans faizine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”(Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2021/2538 E. 2021/4375 K. 08.07.2021T.)
“Somut olayda davacı gerçek kişi olup tacir olduğuna dair bilgi ve belgeye dosyada rastlanılmadığı gibi dava konusu aracın trafik ruhsat kaydında ise kullanım amacı olarak “hususi” yazmaktadır. Bu durumda görevli mahkeme, tüketici mahkemesidir. ” (Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2017/6990 E. 2017/5940 K. 28/06/2017 T.)
“Dava konusu araca ilişkin bilgilerde, aracın gayri ticari panelvan kamyonet olduğu, ticari-genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğu aracın ticari olarak ilişkin dosya kapsamında bilgi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davanın tüketici sıfatını kaldıran bilgi bulunmaması , poliçenin düzenlenmiş tarzının tek başına davayı ticari hale getirmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.” (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi 2020/2325 E. 2020/2020 K. 04/12/2020 T.)
7-Her ne kadar “yük nakli-hususi” ruhsat kaydı bulunan araçların ticari nitelikte olduğuna yönelik görüşler içeren yüksek mahkeme kararlarına da rastlanmakta ise de anılan kararlarda dosya kapsamında araçların üzerinde ticari amacı kullandığını gösterir iş yeri isim ve logolarının bulunduğu veya dosya davacısının aracı ticari amaçlı kullandığını gösterir başka delillerin de bulunduğu, oysa ki görülmekte olan dosyada davacıya ait aracın ticari veya mesleki amaçla kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı gözetildiğinde bu kararların emsal nitelikte olamayacağı değerlendirilmiştir.
8-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı davacıya ait aracın ruhsat kaydının hususi olduğu, yük nakli amaçlı üretilmiş olmasının tek başına aracı ticari hale getirmeyeceği, aracın ticari amaçlı kullanıldığının kabulü için başkaca delillerin bulunması gerektiği, dosya kapsamında ise aracın ticari kullanımına yönelik herhangi bir kayıt, delil veya beyan bulunmadığı gözetildiğinde aracın ruhsat kaydına itibar edilerek hususi olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu durumda görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olacağı değerlendirildiğinden mahkememizin görevsizliğine ve İzmir 7.Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin İzmir 7. Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararı ile kararın kesinleşmesinden sonra, İzmir 7. Tüketici Mahkemesi tarafından da görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinden dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği hatırlatılarak, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 10/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”