Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/261 E. 2023/108 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/261 Esas
KARAR NO : 2023/108

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığını, borçlu davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, icra takibinin durması üzerine tarafımızca ticari dava zorunlu arabuculuk başvurusu yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olup iptali gerektiğini, taraflar arasında cari hesap açılmasını gerektirir sürekli bir iş ilişkisi doğduğunu, müvekkili şirketin toptan gıda işiyle uğraşmakta olup bu kapsamda davalıya da mal sattığını, müvekkilce davalıya satılan mallar ile ilgili cari hesap açılmış olup, bakiyesinin tüm taleplere rağmen ödenmemesi üzerine takibe geçilmesinin icap ettiğini, davalı borçlunun, belgelere ve kayda dayalı bu borcuna haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, borca itiraz edilmesi takibin haksız olarak durmasına yol açmış ve müvekkilinin alacağını tahsilinin engellendiğini, bu nedenlerle davalının İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının asıl alacak, takipten sonra işleyecek faiz ve diğer ferileri şeklinde iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak olarak sunulan cari hesap ve cari hesabın dayanağını teşkil etmesi gereken faturalar ve faturalarda olması gereken ürünlerin müvekkiline teslim edilmediği gibi davacı tarafa müvekkilin hiç bir borcunun da mevcut olmadığını, diğer anlatımla, alacaklı tarafça iddia olunan cari hesap borcunun mevcut olmadığını, davanın reddine, davacı tarafın asıl alacağın asgari %20’si oranında kötüniyet tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir 7. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporunun sonuç kısmına göre; “…Sayın Mahkemenizin verdiği talimat doğrultusunda; taraf ticari defterleri ve dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme ve Raporun “İnceleme Ve Değerlendirmeler” bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda;
Davacının Ticari Defter Tasdikine İlişkin Yapılan İncelemede;
2018-2019-2020-2021 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2018-2019-2020-2021 yılı yevmiye defteri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı,
Davacıya ait ticari defter kayıtlarında;
2017 yılından 2018 yılına 5.528,00 TL davacı alacağının devrettiği, davacının 2018 yılında 165.029,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının 149.630,00 TL tutarında ödemede bulunduğu, 2018 Yılından 2019 Yılına 20.927,00 TL davacı alacağının devrettiği,
2019 yılında davacının davalıya 180.816,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının 181.331,16 TL ödemede bulunduğu, 2019 yılından 2020 yılına 20.411,84 TL tutarında davacı alacağının devrettiği,
2020 yılında davacının davalıya 72.393,00 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının 76.128,50 TL tutarında ödemede bulunduğu, 16.676,34 TL tutarında davacı alacağının 2021 yılına devrettiği, 2021 yılında bir faturalaşma ve ödeme kaydı bulunmadığı,
Takip tarihi itibariyle davacı defterlerinde davacının davalıdan 16.676,34 TL alacaklı olduğu, takibin asıl alacağının da bu tutar üzerinden başlatıldığı, takipteki işlemiş faiz talebinden dava dilekçesinde feragat edildiği,
Davalının Ticari Defter Tasdikine İlişkin Yapılan İncelemede; İncelemeye sunulan 2020 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2020 yılı yevmiye defteri için süresinde yaptırıldığı,
Davalıya ait ticari defter kayıtlarında;
2019 yılından 2020 yılına devreden davacı alacağının 20.411,84 TL olduğu, bu tutarın davacı defterinde de aynı olduğu, davacının davalıya 2020 yılında toplamı 72.393,00 TL tutarında fatura düzenlediği ve bu tutarın da taraf defterlerinde aynı olduğu, böylece devreden bakiye ile birlikte davacı borcunun 92.804,84 TL olduğu, davalı ticari defterlerinde; davalının 2020 yılında davacıya toplamı 92.804,84 TL tutarında ödemede bulunduğu, bu ödemeden sonra takip tarihi itibariyle davalı ticari defterlerinde davalının davacıya borcunun kalmadığı,
Ancak taraf defterlerindeki ödemelerin karşılaştırılmasında davalı defterlerinde 10.10.2020 kayıt tarihli 28.265,34 TL tutarındaki ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, kaydın davalı defterlerinde banka hesabından yapıldığının tespit edildiği, ancak bu kayda ilişkin muhasebede tevsik edici bir belgenin olmadığı,
Davacı defterlerinde kayıtlı toplamı 11.734,00 TL tutarındaki ödemenin de davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,
Davalı Defterlerinde kayıtlı davacı defterinde kayıtlı olmayan 28.265,34 TL’den davacı defterlerinde kayıtlı davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 11.734,00 TL tutarın mahsup edilmesiyle aradaki farkın 16.531,34 TL tutarında bir ödeme farkı oluştuğu davalının kayıtlarındaki 28.265,34 TL’na ilişkin tevsik edici belge sunması gerektiği, tevsik edici belge sunulmaması halinde davacının davalıdan takip talebindeki asıl alacak tutarı kadar alacaklı olacağı, görüş ve kanaatine varılmıştır. Takipteki işlemiş faiz talebinden dava dilekçesinde vazgeçildiği görülmüştür…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, İİK 67.maddesi uyarınca açılmış ticari ilişkiye dayalı itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında süren bir ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap sözleşmesinde davacı lehine takip konusu miktarınca alacak oluştuğu ve davalının haksız itirazı ile takibin durduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
3-Davalı vekilince cevap dilekçesinde cari hesabın dayanağı faturalar ve faturalarda olması gereken ürünlerin davalıya teslim edilmediğini, bu nedenle davalının davacıya borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisini oluşturan fatura içeriği malların davalıya teslim edilip edilmediği ve faturalar nedeniyle davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
6-Somut olayda mahkememizce davacıya ait ticari defterler ve davalıya ait ticari defterler karşılaştırmalı olarak incelenmiş, dosyaya sunulan 10/10/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre;
-2020 yılı açılış kaydının her iki tarafın ticari defterlerinde de 20.411,84-TL olduğu ve birbirini doğruladığı,
-2020 yılı içerisinde davacının düzenlediği toplam değeri 72.393,00-TL tutarlı faturaların tamamının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
-2020 yılı içerisinde davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olan davalı ödemesinin 76.128,50-TL olduğu, 2019 yılından devreden tutarla birlikte değerlendirildiğinde davacının bakiye alacak miktarının kendi defterlerine göre 16.676,34-TL olduğu,
-2020 yılı içerisinde davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olan davalı ödemesi miktarının 92.804,84-TL olduğu,
görülmüştür.
7-Davacı ile davalı ticari defterleri arasında düzenlenen faturaların kaydedilmesi açısından bir uyuşmazlık bulunmamakta olup, davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edildiği değerlendirilmiştir.
8-Davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin toplam miktarı 92.804,84-TL olmakla birlikte bu ödemelerden 10/10/2020 tarihli 28.265,34-TL’sinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu miktar yönünden davalının ödemeyi gösterir başkaca bir delil göstermesi gerektiği, davalı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesinde davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan 10/10/2020 tarihli 28.265,34-TL tutarlı ödeme kaydının sehven girildiğini, davalının davacıya bu şekilde bir ödemede bulunmadığı beyan edilmiştir.
9-Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 11.734,00-TL ödeme kaydı bulunduğu görülmüştür.
Davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan 11.734,00-TL miktarlı ödemelerin davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen davacının kendi defterlerinde yer alan kayıtların davalı tarafça doğrulanması gerekmeksizin kendi aleyhinde delil oluşturacağı değerlendirilmiştir.
10-Davalı ticari defterlerinde yer alan 28.265,34-TL tutarlı ispat edilemeyen ödeme kaydından, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle ispat edilen 11.734,00-TL tutarlı ödemenin mahsubu ile iki taraf arasındaki fark 16.531,00-TL olmaktadır.
11-Davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan 07/07/2020 tarihli 3.480,00-TL tutarlı ödeme kaydı davacı ticari defterlerinde 3.430,00-TL olarak yer almıştır. Yine davalı ticari defterlerinde yer alan 29/10/2020 tarihli 95,00-TL tutarlı ödeme kaydının da davalı ticarinde kayıtlı olmasına rağmen davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşıldığından ödemeyi gösterir delil ibrazı hususunda davalı vekiline süre verilmiş, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 006849 nolu tahslilat makbuzunda tahsilat tutarının 3.430,00-TL olarak yer aldığı, bu miktarın davacı ticari defterlerinde de yer aldığı, bu itibarla bu ödeme kalemi yönünden davalı ticari defterlerinde 50,00-TL fazladan tahsilat kaydı girildiği görülmüştür. 95,00-TL tutarlı ödeme yönünden ise davalı tarafça ödemeyi gösterir bir delilin dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür.
12-Tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden, davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan;
28.265,34-TL,
50,00-TL(3.480,00-TL tutarlı kaydın yalnızca 3.430,00-TL’sinin ispat edilmesi),
95,00-TL, olmak üzere toplam 28.410,34-TL tutarlı ödemenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle ispat edilemediği,
Buna karşılık davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan 11.734,00-TL tutarlı ödemenin 28.410,34-TL ispatlanamayan ödemeden mahsubu gerektiği,
(28.410,34-11.734,00=16.676,34-TL)
Bu itibarla, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının dışında başkaca bir alacak gösterir delil veya ödeme gösterir delil sunulmadığı dikkate alındığında davacının açık hesap ilişkisinden kaynaklanan 16.676,34-TL alacağının varlığını ispat etmiş olduğu, takipte asıl alacağın 16.676,34-TL üzerinden başlatıldığı ve davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
13-Alacak taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanmakta olup, davacının alacağının dayandığı faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının kendi ticari defterlerine göre sorumlu olduğu borç miktarını belirleyebileceği ve alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek hükmedilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
14-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu sarf kararı ile 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İzmir …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 16.676,34-TL asıl alacak üzerinden itiraz öncesi koşullarda devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan %20 oranında 3.335,27-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.139,16-TL harçtan peşin olarak alınan 188,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 950,71-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 188,45-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı, 54,50-TL posta ve tebligat ücreti, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 735,2‬0-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır