Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2023/263 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/26 Esas
KARAR NO : 2023/263

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş.tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı, maliki … ve kaza tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki …” plakalı araç, İzmir ili … ilçesi … Mah. … yönüne seyir halinde olan maliki ve kaza tarihinde sürücüsü müvekkil … olan “… ” plakalı araca tali yoldan çıkarak aniden çarptığını, bu kaza sonucu müvekkilin maliki olduğu araçta maddi hasar oluştuğunu, taraflarca tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçimi ifade edildiğini, sürücü beyanlarından da anlaşılacağı üzere meydana gelen kazada tam kusurlu olan aracın, kaza tarihi itibariyle … Sig. A.Ş. tarafından … nolu poliçe ile zorunlu trafik sigortalı olduğunu, davaya konu hasar nedeniyle tarafımızca araçtaki hasar miktarının tespiti amaçlı … Sigorta AŞ.’ye başvurulmuş ve davalı tarafından görevlendirilen … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti.’nin … dosya numaralı dosyası kapsamında inceleme yapıldığını, müvekkil aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararı (kazanç kaybı) doğduğunu, sigorta şirketinin araç mahrumiyet zararı yönünden sorumluluğu bulunmadığından davalı araç maliki ve sürücüye müracaat haklarının saklı olduğunu, davalı sigorta şirketine başvurulmuş ancak haksız ve gerekçesiz olarak ödemeden imtina edildiğini, izah olunan nedenlerle 100 TL tazminatın (50,00 TL hasar ve 50,00 TL değer kaybı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul, yetki, görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, değer kaybı tazminat talebine yönelik kaza tarihi itibari ile reel kayıp uygulanması gerektiğini, ayrıca geriye dönük hasar kayıtlarının başvurandan celbini talep ettiklerini, hasar tazminatı talebi için zmss poliçesi genel şartlarının uygulanması gerektiğini, öncelikle davanın yetkili, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olmasından dolayı ilk itirazlarının değerlendirilmesine; mahkemeniz aksi kanaatte ise esas yönünden izah ettikleri talepleri ile inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini, dava açılmasına neden olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmili hususunda karar verilmesini talep etmiştir. Dava, haksız fiil nedeniyle hasar bedeli ve değer kaybının tahsili istemine ilişkindir. Davacı 23/12/2020 tarihli trafik kazasında plakalı aracın işleteni olup, davalı … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyendir. Davalının 6325 sayılı HUAK madde 18/A uyarınca yaptığı itiraz değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından dava açılmadan önce 07/09/2021 tarihinde arabulucuğa dava konusu edilen haksız fiile ilişkin başvuruda bulunduğu ve anlaşmaya varılamadığına yönelik son tutanağın dosyaya sunulduğu görüldüğünden iş bu itiraza mahkememizce itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin görev itirazı değerlendirildiğinde; Uyuşmazlığın temelinde haksız fiili bulunmakta ise de, davalının sorumluluğu sigortacılık yasasından kaynaklanmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda, uyuşmazlık Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, dava mutlak ticari dava olup, asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde olduğundan görev itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir. (Yargıtay … Hukuk Dairesinin 27/03/2017 gün ve … E. – … K. sayılı; 30/03/2017 gün ve … E. -… K. sayılı; yine 21/03/2017 gün … E. – … K. sayılı kararları). Davalının mahkememizin yetkisine yapmış olduğu itiraz değerlendirildiğinde; 6100 Sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Trafik kazası aynı zamanda bir haksız fiil olup yine aynı Kanun’un 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu sebeple davacı zarar görenin yerleşim yeri ve kazanın gerçekleştiği yer İzmir adli yargı sınırları içerisinde bulunduğundan yetki itirazına mahkememizce itibar edilmemiştir. Davalının sorumluluğu incelendiğinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesinde de “sigortacı poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.” şeklinde sigorta şirketin sorumluluğunun kapsamı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın kara yolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Kazaya karışan … plakalı araç 18.12.2020-2021 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile davalıya sigortalıdır. Kaza 23/12/2020 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği hasar bedelinden ve değer kaybından dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta şirketi sorumlu olacaktır. TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu sebeple davacı bilirkişi deliline dayanmış olup mahkememizce bilirkişiden ve ATK’ dan kusur ve hasar bedelinin belirlenmesi için rapor aldırılmıştır. Bilirkişiden alınan 14/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; 23.12.2020 tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda; davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün “ETKEN OLDUĞU”, Davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün ise kazanın oluşumunda “ETKEN OLMADIĞI”, Bahse konu … plaka sayılı araçta meydana gelen hasarların, ifadelerde izah edilen kazanın oluş şekli ile uyumlu olabileceği, Dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 61.026,46.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, Bahse konu … plaka sayılı aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 85.000,00.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 40.000,00.-TL olduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesi, 18.05.2016 tarih, … Esas, …. Karar Nolu kararında; “…..dairemiz uygulamasına göre hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, bilirkişiden ek rapor alınıp, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, eksik incelemeye dayalı verilen hükmün bozulması gerekmiştir” hükmünü içerdiği, Bu bağlamda; kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aştığından tamirinin ekonomik olmadığı, aracın ağır hasarlı olduğu, mevcut hali ile pert – total edilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olacağı, buna göre;
Araç Piyasa Değeri : 85.000,00.-TL
Aracın Sovtaj (Hurda) Değeri : – 40.000,00.-TL
Toplam Gerçek Hasar : 45.000,00.-TL olarak bulunduğu,
•Yargıtay … Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarihli, … Esas – … Karar Sayılı Kararında; “……pert olan araçta değer kaybı oluşmasının mümkün bulunmadığı” hususunun hükme bağlandığı, değer kaybının, aracın piyasa değerindeki azalma olduğu, buna göre pert kabul edilen aracın, piyasa değeri göz önüne alınarak zarar hesaplandığından, araç sahibinin bir zararı oluşmaması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı görüş ve kanaatine varılmakla birlikte, bu husustaki nihai kararın Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’den alınan 10/11/2022 tarihli adli tıp raporunun sonuç kısmına göre; “Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
I. Zarar durumu:
-Dava konusu araçta oluşan zararın 52.000,00TL olduğu,
II. Değer kaybı durumu:
– Dava konusu aracın tamirinin ekonomik olmadığından pert-total olarak kabul edilmesi gerektiği, pert-total kabul edilen dava konusu araçta değer kaybının oluşmayacağı,
III. Kazanın kurgusal kaza olup olmadığına ilişkin değerlendirme:
– Kazanın, kaza tespit tutanağında belirtilen şekilde meydana gelmiş olabileceği kanaatini bildirir müşterek rapordur.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Trafik kazası sebebiyle davacının malik olduğu araçta oluşan gerçek hasar bedelinin bulunması sonucu aracın onarımının ekonomik olmadığı her iki rapordan da anlaşıldığından onarımı ekonomik olmayan aracın sovtaj değeri ile birlikte pert-total değerinin hesaplanması gerekecektir. Sunulan her iki raporda da sonuç bedeller arasında farklılıklar mevcuttur. İki rapor arasındaki çelişki ise aracın sovtaj değerine ilişkindir. ATK raporunda aracın hurda değerinde pernet ihale teklif formunun esas alındığı, bilirkişi tarafından ise hasarlı araç alım-satım işi ile iştigal eden firmalar ve piyasa koşullarında yapılan inceleme ve araştırma sonucu, bazı parçalarında değiştirilmeden kurtarılabilecek olduğu belirtilerek bir hesaplama yaptığı görüldüğünden ayrıca davacı vekilinin birinci bilirkişi raporundaki hesaplamaya itirazının bulunmaması dikkate alındığında 14/06/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize hükme esas alınmıştır. Her ne kadar dava dosyasında davacının maliki olduğu aracın tramer kayıtları celp edilmemiş ise de, Uyap sistemi üzerinden davacının maliki olduğu aracın şase numarası girilerek yapılan araştırmada 2013 model aracın kaza tarihinden önce başka bir hasar dosyasının bulunmadığı görülmüştür.
Davalı vekili aşamalardaki savunmalarında kazanın oluş şeklinin kurguya dayandığını belirtmektedir. Dosyaya celp edilen hasar dosyası incelendiğinde ekinde yer alan “Araştırma Raporu” başlıklı belgenin kaza yeri ve çevresinde davalı tarafından yapılan araştırma sonucuna göre; “Olay yeri tutanak üzerinden tespit edilerek incelenmiştir. Mağdur aracın çarptığı araç dibinde boya döküntüleri görülmüştü. Çevre sakinleri ve esnaf olayı doğrulamaktadır. … Duşakabin Sistemleri isimli firma ile yapılan görüşmede ofis sorumlusu Merve Hn. olayı sesi duyması üzerine gördüğünü, mağdur araç sürücüsünün ofise gelerek su istediğini söyledi.” tespitinin yapıldığı görüldüğünden davalı sigorta şirketinin kurguya dayalı kaza savunmasının soyut iddiadan öteye geçmediği kanaatine varılarak kaza ile hasarın uyumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı vekili bedel arttırım dilekçesi ile 41.000,00 TL tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Tüm bu nedenler ile; 23/12/2020 tarihli çift taraflı trafik kazasında … plakalı aracın sigorta şirketi dava dışı sürücünün kusuru oranında sorumlu olacağından, dava dışı sürücünün tam kusurlu olduğu, araç sürücüsünün kusurlu davranışı sonucu davacının maliki olduğu aracın hasar bedeli ve hasar tarihindeki değeri dikkate alındığında pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği bu sebeple davacının 45.000,00 TL zararının oluştuğu, davacının poliçe limiti dahilinde dava değerini arttırdığı bu hali ile davalının sorumlu olduğu mahkememize sunulan bilirkişi raporu ile sabit olduğundan maddi tazminat davasının kabulüne, kabul edilen maddi tazminat kalemine talep ile bağlı kalınarak arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren davacının maliki olduğu aracın kullanım amacı hususi olduğundan yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-41.000,00 TL hasar bedeli tazminatının davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 06/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.800,71 TL karar ve ilam harcının yatan 780,70 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 2.020,01 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 780,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 4.250,00 TL ATK gideri, 199,35 TL posta ve diğer giderler ile 750,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 6.060,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
6-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır