Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/247 E. 2022/223 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/247 Esas
KARAR NO : 2022/223

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; Davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli dilekçesini özetle; Müvekkil şirket nezdinde …… -0-1 No’lu ”Genişletilmiş Kasko Filo Sigorta Poliçesi” ile sigortalı……….plakalı aracın 02/06/2020 tarihinde park halinde iken maliki ve sürücü davalı …’ in sevk ve idaresinde bulunan…….plaka sayılı aracın kusurlu olarak çarpması neticesinde hasarlandığını, dava konusu maddi hasarlı trafik kazası sonucu sigortalıya ait araçta oluşan hasar nedeniyle ödenen tutarın tahsili için İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve usulüne uygun olarak ödeme emri karşı tarafa tebliğ edildiğini, karşı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazı sonrasında dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, ……… Esas sayılı dosyasına kaydolduğunu ve karşı yana usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edildiğini, karşı tarafın yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine de itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, İcra dosyasına sunulmuş olan evraklardan da görüleceği üzere borçlunun itirazının kötüniyetli ve icra takibini uzatma amaçlı olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenler ile, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalı Borçlunun Çeşme İcra Müdürlüğü …… e. sayılı takip dosyasına vaki borca itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız ve zaman kazanma amacına yönelik itirazda bulunan davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; kusur oranları tespit edilmeksizin hasar tespit tutanağı ve faturaya göre yapılmış olan rücu talebine ve icra takibine itirazlarının haklılığının kabulü ile kusur oranlarının tespitine, aracın tamir masraflarının bilirkişi marifetiyle hesaplanmasına, davacının davasının reddi ile takibin iptaline, davacının alacağı ispatı mucip bulunduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır.
2-Dava Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olup görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
3-Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
4-Dava konusu kaza, davalının kaza tarihinde maliki ve sürücüsü olduğu ……. plakalı 2002 model Volkswagen marka otomobil Polo model hususi nitelikteki otomobili ile davacının kasko poliçesi ile sigortalısı olan ……. plaka sayılı, maliki dava dışı……… Turizm Tic.A.Ş. olan araç arasında meydana gelmiştir. Davacı kasko poliçesi kapsamında sigortalı araç için ödenen hasar bedelini davalıdan tahsilini talep etmektedir.
5-Davacı …, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
6-Her ne kadar davacının halefi olduğu sigortalısı tacir ise de bu husus davayı tek başına ticari dava halinde getirmemektedir. Davacının sigortalısı ile davalı arasındaki ilişki haksız fiil ilişkisi olup ticari nitelikte değildir. Bu durumda yargılama görevi genel mahkeme niteliğindeki Asliye Hukuk Mahkemesi’ndedir.
7-Bir diğer taraftan davanın bir an için ticari dava olduğu düşünülse dahi dava tarihi 01/07/2021 olup, bu tarih itibariyle mahkememiz yargı çevresi içerisinde Çeşme ilçesi yargı çevresi yer almamaktadır. Her ne kadar Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı sonrası 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların yargı çevresine dahil edildiği asliye ticaret mahkemelerine gönderilip gönderilmeyeceği hususunda tereddütler yaşanmış ise de Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin …… Esas ….Karar sayılı 21/02/2022 tarihli kararında;
“Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiği; şeklinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairelerinin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlıklarının bu şekilde giderilmesine,”
Şeklinde verilen karar ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki hüküm farkılığı giderilmiş, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ticari davaların açıldıkları mahkemede görülmeye devam olunması gerektiğine karar verilmiştir.
8-Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, öncelikle davanın ticari dava niteliğinde olmaması nedeniyle asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, bir an için dava ticari dava olarak kabul edilse dahi dava tarihi itibariyle Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla yine Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, dava konusu uyuşmazlığın kesinlik sınırı altında olması nedeniyle kararın kesin olduğu gözetilerek görev uyuşmazlığının çözümü ve yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Dava konusunun istinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kararın kesin nitelikte olduğu gözetilerek, daha önce ilgili dosyada Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinden dosyanın yargı yeri belirlenmesi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktar itibariyle dava konusunun istinaf kanun yolu başvuru sınırı altında olması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 24/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır