Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/244 E. 2023/564 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/244 Esas
KARAR NO : 2023/564
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının ekte sunmuş oldukları malları müvekkilindan satın aldığını, müvekkilinin davalı tarafından satın alınanları tam ve kusursuz teslim ettiğini, ancak davalı borçlu tarafından satış bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen satış bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünce takip başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ edilerek yasal süresi içinde borçlu tarafından dosyaya itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, yapılan itirazın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve iyiniyet dışı olduğunu, iyiniyet sınırını aşan ve hukuki dayanağı olmayan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … tarafından mahkememize herhangi bir cevap dilekçesi ibraz edilmediği tespit edilmiştir.
Dava, satım sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 22/06/2018 tarihli fatura dayanak gösterilerek toplam 31.109,48 TL’nin talep edildiği ödeme emrinin borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. Dava, 1 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davacı satıcı, davalı satın alandır. Satıcı davacı ürünü teslim ettiğini, davalı alıcı ise teslim edilen ürünlerin bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür.
Mahkememizin 22/09/2022 tarihli celsesi 4 nolu ara kararı gereğince, Bilirkişiden alınan 10/01/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Davalı …’ın 2018-2019 yılına ait yasal defterlerinin incelenememiş olması sebebi ile yapılan incelemeler icra dosyası, dava dosyası ve davacı şirketin yasal defter ve belgeleri ile sınırlı kalmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda, raporun inceleme, tespit ve değerlendirmeler bölümünde ayrıntısı ile belirtildiği gibi,
-Davacı … İnşaat San.Tic.Ltd.Şti’nin 2018-2019 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterlerinin uyumlu olduğu,
-Davacı yasal defterlerine göre, davalı …’ın 30.10.2019 icra takip tarihi itibari ile 24.650-TL tutarında borç bakiyesi bulunduğu,
-İşbu raporun İcra Takibine Konu Asıl Alacak Üzerinde Yapılan İncelemeler başlıklı Tespit ve değerlendirmeler başlıklı “G” bölümlerinde ayrıntısı ile belirtilen tüm hususlar ışığında,
-Sayın Mahkeme tarafından davacı yasal defterlerinin doğru olduğuna ve 24.650-TL’lik icra takibine konu fatura muhteviyatı hizmetin davalıya verildiğinin kabul edilmesi durumunda,
-Davacı… Malları İnşaat San.Tic.Ltd.Şti’nin işbu davaya esas İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden 30.10.2019 icra takip tarihi …’dan 24.650-TL tutarında asıl alacak talep edebileceği,
Davalının temerrüdü söz konusu olmadığından davacının işbu davaya esas İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 6.459,48-TL tutarındaki takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmayacağı değerlendirilmiştir.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 22/09/2022 tarihli celsesi 2 nolu ara karar gereğince; davalı tarafa 2018-2019 yılı ticari defterlerinin bulunduğu adresi 2 haftalık kesin süre içerisinde bildirmek için tebligat çıkarılmış ancak davalı tarafça bu hususta dilekçe sunulamıştır.
İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Tüm bu nedenler ile; alacağa dayanak faturanın davalının ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığı ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilememiş ise de, davalının celp edilen BA formuna göre 22/06/2018 tarihli 24.650,00 bedelli faturanın (KDV hariç) vergi dairesine bildirildiği, davalı tarafın eksik ve ayıp savunması da bulunmadığından ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinin üçüncü fıkrasında 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 23. maddesi ile yapılan değişiklikte gözetildiğinden süresinde ticari defterler ibraz edilmediğinden açık hesaba konu ürünlerin ayıpsız ve eksiksiz bir şekilde davalıya teslim edildiği iddiasının ispatladı sonucuna ulaşılarak davanın davanın kabulüne, takip dosyasındaki alacak faturaya dayandığından (likit) davacı lehine tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı/borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına,
2-Davalının sorumlu olduğu 24.650,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 4.930,00.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.683,84 TL karar ve ilam harcının yatan 265,42 TL peşin harcından mahsubu ile eksik kalan 1.418,42.-TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 265,42 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı ve 1.000,00 TL bilirkişi masrafı, 480,50 TL posta ve diğer giderler olmak üzere toplam 1.805,22.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”