Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/171 E. 2022/653 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/171 Esas
KARAR NO : 2022/653

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan davalı … Mimarlık İnşaat Otomotiv Gıda Turizm Danışmanlık Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin (…) maliki olduğu … plaka sayılı aracın 26/05/2020 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde, … plaka sayılı aracın sol arka yan kısmına kasten çarparak mezkur kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, dava dışı …, sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile devriye görevini ifa ettiği esnada sigortalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın dur ihtarına uymayarak mezkur kazaya kasten sebebiyet verdiğini, mezkur kaza sonrası polis memurlarınca düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile sabit olduğu üzere mezkur kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü …’ın tamamen kusurlu olduğunu, mezkur kaza nedeniyle … plaka sayılı araç üzerinde yapılan ekspertiz raporu ile belirlenen 1.003,00-TL hasar bedelinin 22.06.2020 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi genel şartları ve ilgili yasal mevzuat gereğince müvekkili şirketin ödemiş bulunduğu sigorta tazminatını talep hakkı olduğunu, ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebileceğini, poliçe kapsamında ödenen tazminatının rücuen tahsili hususunda başvurulmuşsa da bu başvurunun sonuçsuz kaldığını, bu kapsamda davalı/borçlu aleyhine İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, ancak davalı yanın haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, borca itirazın iptali ile yapılan takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olup, Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 5/2. Maddesi gereği e-tebligat yapılması zorunluyken fiziki tebligat yapıldığını, süresinde zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının dilekçesinden anlaşılacağı üzere “fazlaya ilişkin haklar saklı kalması” kaydını içerir kısmi alacak istemli alacak istemli itirazın iptali davası açtığını, yerleşik Yargıtay içtihatları nazara alındığında itirazın iptali davası kısmi olarak açılamayacağının açık olduğunu, işbu nedenle usulden reddi gerektiğini, müvekkiline ait … plaka sayılı araç, rent a car hizmeti vermekte olup, 22.05.2020 tarihinde … T.C. kimlik numaralı … tarafından belgeler işlenerek kiralandığını, pasif husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, nitekim kiralamadan dolayı müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava dosyasının 6100 s. HMK’nın 62. maddesi nazara alınarak kazaya karışan ve kiralayan şahıs …’a davanın ihbar edilmesini, davacı tarafından açılan davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesine, % 20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nün ………. E sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, trafik kaydı, sigorta poliçesi, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporunun sonuç kısmına göre; “…3.1.1. Dava konusu … (………) plakalı 2011 model ……… kapalı kasa kamyonette hasarlı olduğu anlaşılan parçalarının , dava konusu 26.05.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası ile uyumlu olduğu,
3.1.2. 26.05.2020 tarihli kaza nedeniyle davalının sigorta şirketi davacı ……..Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı İzmir İl emniyet Müdürlüğü’ ne ZMMS poliçe limiti dahilinde 22.06.2020 tarihinde 1.003,00 TL hasar ödemesi yapıldığı , davacı sigorta şirketinin söz konusu ödemeyi rücuen davalı firmaya 1.003,00 TL. bedel üzerinden icra takibi yaptığı, davalının ise bedele itiraz ettiği,
3.1.3. Dava konusu … (………) plakalı 2011 model ………kapalı kasa kamyonette 26.05.2020 tarihli kaza nedeniyle meydana gelen hasarın giderim bedelinin 1.003,00 TL ( KDV dahil) olduğu,
3.1.4. Kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın yaklaşık 40.000-50.000 TL olduğu göz önüne alındığında kamyonetin onarımının ekonomik olacağı kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında zarar görene ödenen hasar bedelinin sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinde davalının maliki olduğu … plaka sayılı aracın 26/05/2020 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeyken dava dışı … plaka sayılı araca kasten çarparak zarar meydana geldiğini, zararın genel şartların B.4-a maddesi uyarınca rücuya tabi olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde usulsüz tebligat savunmasında bulunmuş, esasa yönelik ise dava konusu aracın … tarafından kiralandığını, kira sözleşmesi nedeniyle davalının işleten sıfatının sona erdiğini, hasarın meydana gelmesinde kast unsurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2-Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olayda, “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş…”
olması halinde sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
3-Davaya konu trafik kazası sonrasında tutulan 26/05/2020 tarihli kaza tespit tutanağında davalıya ait … plaka sayılı araca devriye görevi yapan resmi polis ekibi tarafından dur ihtarı yapıldığı, aracın dur ihtarına uymayarak harekete devam ettiği, devam eden kovalamaca sırasında kolluk kuvvetlerine ait ………. plaka sayılı aracın, davalının maliki olduğu aracın önüne geçtiği, davalıya ait araç sürücüsü dava dışı …’ın durmayarak kazaya neden olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça her ne kadar araç sürücüsü …’ın kasten kazaya neden olmadığı savunularak rücu koşullarının oluşmadığı ileri sürülmüş ise de, Genel Şartlarda yalnızca kast hali düzenlenmemiş olup kasti bir hareket veya ağır kusur tanımı kullanılmıştır.(Benzer yönde değerlendirme için Bkz: Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2013/11566 E. 2014/18189 K. )
Buna göre Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 4/A.maddesi ile kolluğun araçları ve kişileri durdurma yetkisi düzenlenmiş olup, kolluk görevlilerinin görevi kapsamında davalıya ait araç sürücüsünü durdurmak üzere yaptığı ihtar sonrasında aracın durmaması üzerine devam eden takip sırasında aracın durdurulmasını sağlamak üzere yapılan manevra sonrasında davalıya ait araç sürücüsünün duramayarak çarpması suretiyle kazanın gerçekleştiği, her ne kadar zarar gören araç tarafından gerçekleştirilen manevranın kanunun cevaz verdiği ölçüde aracın durdurulması amacını içerdiği, dur ihtarına uyulmaması sonucu kolluk kuvvetinin aşamalı olarak aracı durdurmak üzere gerçekleştirdiği manevra neticesinde meydana gelen zararda öncelikle araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği değerlendirildiğinden rücu koşullarının oluştuğu kabul edilmiştir.
4-Davalı tarafça her ne kadar aracın dava dışı araç sürücüsü …’a kiralanmış olması nedeniyle işleten sıfatının sona erdiği ve davalıya husumet düşmediği savunulmuş ise de, işleten sıfatının dava taraf ehliyetine etkisi zarar gören açısından olup davacının davada sigortalısına akdi ilişkiden dolayı davayı yönelttiği dikkate alındığında rücu ilişkisinin varlığı için işleten sıfatının bulunup bulunmamasının önem arz etmediği, sigortacının sigorta sözleşmesi kapsamında yaptığı ödemeyi koşulları oluşması halinde kendi akdi olan sigortalısından talep edebileceği değerlendirilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/8353 Esas 2019/6270 Karar sayılı 16/05/2019 Tarihli ilamında bu husus; “Somut olayda davacı ile davalı arasında 07.07.2009/2010 vadeli ZMSS poliçesi, araç kiralama sözleşmesinden önce düzenlenmiş olup poliçede, sigortalı davalı Garanti Finansal Kiralama A.Ş’dir. Davalı şirket tarafından, kazaya karışan araç, dava dışı … Nakliyat A.Ş’ne 04.06.2007/18.06.2010 tarihleri arasında uzun süreliğine kiralanmış ve kiracıya teslim edilmiştir. Davaya konu trafik kazası 15.12.2009 tarihinde, araç kiracı şirket zilyetliğinde iken meydana gelmiştir. Davacı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle 3.kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli zarar görene ödenmiş ve trafik sigortası genel şartlarının B.4/b maddesi (sürücünün ehliyetsiz olduğu) ile sürücünün ağır kusurlu bulunduğu ileri sürülerek ödenen tazminatın sigorta ettirenden (sigortalı, akit) rücuen tahsili için işbu dava açılmıştır. Davalıya ait aracın kiralandığı şirket, 2918 Sayılı KTK’nun 3.maddesine göre aracın işletenidir. Ancak KTK’nun 95. maddesi hükmü uyarınca bu dava ZMSS şirketi tarafından sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi, sigortalısı) hakkında açılabilir.
Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalı şirketin aracın işleteni olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde açıklanmıştır.
Mahkememizce Yargıtay 17.Hukuk Dairesi gerekçesinde yer alan hususlar hukuka uygun bulunmakla somut olay yönünden her ne kadar dava konusu kaza kiracı …’ın zilyetliğindeyken meydana gelmiş ise de sigortacının ödemiş olduğu hasar bedelini akdi olan sigortalısından talep edebileceği değerlendirildiğinden davalının husumete yönelik itirazları kabul edilmemiştir.
5-Davacının rücu hakkı bulunduğu yönündeki tespit sonrasında rücu talep edilen tazminat miktarının yerinde olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyaya sunulan 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kaza neticesinde meydana gelen zararın 1.003,00-TL bedel ile onarılabileceği, dosyaya sunulan hasar onarım bedelinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, onarımın miktarı ve araç değeri itibariyle ekonomik olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
6-Sigortacı tarafından sigortalının üçüncü kişilere vermiş olduğu zarar nedeniyle yaptığı ödemelerin rücu koşulları oluşması halinde sigortalıya rücu mümkündür. Rücu miktarı belirlenirken esas olan sigortacının ödemiş olduğu miktar değil, zarar gören üçüncü kişilerin gerçek zararı miktarıdır. Sigortacının zarar görenlere gereğinden fazla ödeme yapmış olması halinde fazladan yaptığı ödemeyi sigortalısından talep etme hakkı bulunmamaktadır.
Açıklanan ilkele doğrultusunda mahkememizce dosya hasar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacı sigortacı tarafından zarar gören araç malikine yapılan ödemenin yerinde olup olmadığı hususlarında rapor alınmış, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda yapılan hasar ödemesinin kazaya ve oluşan hasara uygun olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
7-Rücu alacaklısı hak sahibine yapmış olduğu ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilecektir. Dosyaya sunulan 22/06/2020 tarihli Türk Ekonomi Bankası’nca düzenlenmiş dekont örneğinden dava dışı araç maliki İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne 22/06/2020 tarihinde 1.003,00-TL ödeme yapıldığı, bu tarihten itibaren sigortacının ödemiş olduğu bedele faiz talep edebileceği, ödeme tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
8-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere davacının KZMSS sigortası kapsamında davalıya ait aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle karşı taraf araç malikine ödenen hasar zararının davalıya rücu talep edilen dosyada, kazanın davalının maliki olduğu araç sürücüsünün ağır kusuru nedeniyle meydana geldiği, davacı sigortacı tarafından ödenen hasar zararı miktarlarının kaza sonucu meydana gelen hasarlar uyumlu olduğu, davalıya ait aracın sürücüsünün resmi kolluk görevlilerinin dur ihtarına uymaması ve sonrasında durdurulması için gerçekleştirilen manevraya rağmen hızını azaltmayarak kazaya neden olması ile rücu koşullarının gerçekleştiği değerlendirilmekle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu sigortacının rücu hakkına ilişkin olup rücu koşullarının oluşup oluşmadığının yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu gözetilerek alacak likit nitelikte görülmediğinden inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, tarifeye göre belirlenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin yargılama giderleri kapsamında davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İzmir 18.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazının iptali ile takibin itiraz öncesi koşullarda devamına, takip konusu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Takip konusu alacağın likit nitelikte olmadığı değerlendirildiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harç peşin olarak alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.003,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı ile 64,25‬-TL posta ve tebligat ücreti, 550,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 694,95‬-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır