Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 E. 2023/120 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/164 Esas
KARAR NO : 2023/120

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesapta toplam 59.296,83.TL tutarında davalı yanın ödemesi gereken borç miktarının belirlendiğini, bu borç miktarına ilişkin olarak davalı aleyhine 23.09.2020 tarihinde Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yan tarafından haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini, ilgili icra dairesi tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, davacı tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, itirazın haksız mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun kabulü ile asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesini tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: Kemalpaşa İcra Dairesinin … Esas dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporunun sonuç kısmına göre; “… Sayın Mahkemenin ara kararı doğrultusunda gerek dosya içeriğinde mevcut belgeler gerekse davacı yana ait yasal defter ve dayanağı belgelerin tetkikinde; davacı tarafından davalı adına tanzim edilen toplamda 97.645.TL lık hizmet faturalarının davalı borcu olarak davacı kayıtlarında mevcut olduğu, davacının alacağına esas bu faturaların ayni zamanda davalı tarafından da ilgili vergi dairesine davacı lehine beyan edildiği, ayrıca bu faturalara karşılık olmak üzere davalı tarafından davacı yana çek mukabili 50.000.TL lık ödemede bulunulduğu anlaşılmış olup buradan hareketle davacının yasal defter ve kayıtlarına göre davalıdan 47.645.TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup takdir sayın Mahkemeye aittir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafın düzenlediği faturalar nedeniyle açık hesaptan kaynaklanan 59.296,83-TL alacaklı olduğunu, takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir..
3-Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Davalı şirketin icra takibine itirazda icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür.
Davacı takipte fatura alacağına dayanmış olup, kural olarak sözleşmeden kaynaklanan para alacaklarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği, aksine bir sözleşme hükmü bulunmadıkça faturadan kaynaklanan para alacağına ilişkin takibin alacaklının yerleşim yerinde başlatılabileceği, davacı şirket merkezinin Kemalpaşa’da bulunduğu ve takipte Kemalpaşa İcra Daireleri’nin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının açık hesabı oluşturan alacak kalemleri nedeniyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği vinç kiralama sözleşmesi olup, her ne kadar kira sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli ise de dosya kapsamında toplanan bilgi ve belgelerden kiralanan vinçlerin vinci kullanan personel ile birlikte kiralandığı, bu hususun sözleşmenin hizmet yönünün daha ağır olduğu şeklinde yorumlanmasına yola açacağından mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu değerlendirilmiştir.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
6-Mahkememizce davacı vekiline ve davalı şirkete ticari defterlerin ibrazı hususunda 10/05/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca ihtarda bulunulmuş, davacı şirket tarafından ticari defterlerin yerinde incelenmesi talep edilirken, davalı şirketin süresinde ticari defterleri ibraz etmediği ve bu hususta beyanda bulunmadığı görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 3 adet faturadan dolayı toplam 97.645,00-TL tutarlı mal veya hizmet verdiği, 50.000,00-TL ödeme aldığı ve 47.645,00-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
9-Davacı tarafça takipte fatura alacağı dışında ayrıca 5.313,75-TL tutarlı ve 6.338,08-TL tutarlı 2 adet personel gideri alacağı bulunduğunu ileri sürmüştür.
Belirtilen personel giderlerine ilişkin düzenlenmiş bir fatura bulunmadığından davacının bu husustaki alacağını ticari defterleri ile ispat edemediği, ayrıca bu hizmetin verildiğine dair davalıyı bağlayacak bir yazılı delil de bulunmadığı dikkate alınarak davacıya yemin deliline başvurup başvurmayacağı hatırlatılmış, davacı vekili süresi içerisinde araç kiralama sözleşmesine personel giderinin dahil olmadığı ve ayrıca fatura tutarı dışında personel ücreti ödenip ödenmeyeceği hususlarında yemin teklifinde bulunmuş, yemin metni ve konusu mahkememizce davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğu halde yemin için belirlenen gün ve saatte davalı şirket yetkilisinin duruşma salonunda hazır bulunmadığı, bu suretle yeminin eda edilmemiş olması nedeniyle davacının fatura bedelleri dışında ayrıca personel gideri ücretlendirmesi yapılacağı yönündeki iddiasını ispat ettiği değerlendirilmiştir.
10-Davalı şirket tarafından takibe itirazda faiz oranına itirazda bulunmuş ise de her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işletmelerin faaliyetinden kaynaklandığı, bu itibarla alacaklı davacının takipte avans faizi talep edebileceği gözetilerek asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
11-Davacı tarafça inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olup, dava konusu alacakların 47.645,00-TL’lik kısmının fatura alacağına dayandığı ve bu kısım yönünden davalı tarafça BA formu olarak düzenlenen faturaların vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, bu itibarla davalı borçlunun bu kısım yönünden borçlu olduğu rakamı bilebileceği dikkate alınarak alacağın kısmen likit nitelikte olduğu değerlendirilmiş ve bu kısım yönünden %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Kemalpaşa İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapılan davalı itirazının iptali ile takibin itiraz öncesi koşullarda 59.296,83-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz oranını geçmemek üzere yasal faiz işletilmesine,
2-Alacağın 47.645,00-TL’lik kısmı likit nitelikte görülmekle, bu miktarın %20’si oranında hesaplanan 9.529,00-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.050,56-TL harçtan peşin olarak alınan 716,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.334,39‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 9.487,49-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 716,17-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 80,70-TL başvuru harcı ile 243,50-TL posta ve tebligat ücreti, 600,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 924,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır