Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2023/649 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/161 Esas
KARAR NO : 2023/649
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davalı … tarafından sigortalanan …’a ait … plakalı aracın, 07.06.2020 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarparak trafik kazası yaşanmasına sebebiyet verdiğini yaşanan kazada müvekkilinin tamamen kusursuz olduğunu, kaza sonucu müvekkiline ait aracın maddi hasara uğradığını, yaşanan trafik kazası neticesinde, müvekkilinin aracının hasarlı hale gelmesi sebebiyle 9.257,00-TL tutarında bir değer kaybı meydana geldiğini ve piyasa değerinin düştüğünü, bu nedenle davacı müvekkilinin, davalı …Ş.’nin Hasar Servisine yazdığı bir dilekçe ile başvuru yaptığını, müvekkilinin yapmış olduğu bu başvurunun neticesiz kaldığını ve sözü edilen değer kaybının sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödenmediğini, 30.03.2021 tarihli talep dilekçesi ile sigorta şirketine değer kaybına ilişkin olarak tekrar başvuru yapıldığınu, bu başvurudan da resmi yolla bir sonuç alınamadığını, sigorta şirketi ile şifaen yapılan görüşmelerde, müvekkilinin aracının 165.000 km’den yukarı olduğu için değer kaybı olmadığını ve ödemenin müvekkiline ödeme yapılmadığının beyan edildiğini, bunun üzerine yine Karşıyaka … Noterliğinin 13.09.2021 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, trafik kazası sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın 1.000 TL/lik değer kaybının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Kazanın 07.06.2020 tarihinde … … plakalı araç seyir halinde iken …’e ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, dava dilekçesinde aleyhe olan hususları kabul etmediğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı araç müvekkili şirket tarafından … no.lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte; öncelikle belirtmek gerekir ki; konu kazada davacının maliki bulunduğu aracın kaza neticesinde uğramış olduğu zarara ilişkin olarak Davacı …’e 3.177,04-TL ödeme yapıldığını; mahkemece müvekkili şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat limiti ile sorumluluğu bulunduğunu, öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediğini, dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, KTK’nın 109/1-a maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmü amir olduğunu, söz konusu madde hükmü uyarınca, dava konusu olayın gerçekleşme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan davanın reddi gerekmekte olduğunu, dosyanın yetkili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiğini, davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve özellikle kaza tespit tutanağı tarafımıza tebliğ edilmediğini, bahsi geçen kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını ve dava şartı olan zorunlu başvuru şartı yerine getirilmediğini, davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi 01 06 2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartlarındaki kriterler esas alınması gerektiğini, araçta meydana gelen değer kaybı hesap edilirken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, kilometresi gibi hususlar da göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerektiği, müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, araç mahrumiyet bedeli, aracın işletilememesinden doğan kazanç kayıpları gibi yansıma zararlar ZMMS teminatı dışında olduğu, ZMMS Genel Şartlarının A.6/k maddesinde “Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin ZMMS teminatı dışında olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan söz konusu taleplerin reddi gerekmektiği, bu açıkladığımız nedenler ile haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, ihtarnameler, davacının … Sigorta Hasar Servisine yapmış olduğu başvuru dilekçesi, araç ruhsatları, tramer kayıtları, sigorta kayıtları, hasar kayıtları, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 17/06/2022 tarihli raporun sonuç kısmına göre;” Davalı … poliçeli araç sürücüsü … kazanın oluşumunda, üst düzeyde Etken Olduğu değerlendirilmiştir.
•Davacı sürücü … kazanın oluşumunda, alt düzeyde Etken Olduğu değerlendirilmiştir.
•… plaka sayılı 2010 model … otomobilin ikinci el piyasa rayicinin riziko tarihi itibarıyla ortalama olarak 55.000,00 TL. mertebesinde olduğu, riziko tarihi itibarıyla hasar onarımı sonrası 2. el piyasa rayicinin takdiren 50.000,00 TL mertebesinde olduğu ve sonuç olarak dava konusu olaya bağlı olarak araçta piyasa rayiçlerine göre (55.000,00 TL. – 50.000,00 TL.) = 5.000,00 TL reel değer kaybı meydana geldiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
•Somut olayda davalı … şirketinin Yargıtay içtihatlarına göre 5.000,00 TL. olarak belirlenen gerçek zarar bedelinden sigortalısının (5.000,00 TL. x Sn. Mahkemece belirlenecek) kusuru oranında sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
•Somut olayda davalı … tarafından davaya cevap dilekçesinde “davacının maliki bulunduğu aracın kaza neticesinde uğramış olduğu zarara ilişkin olarak Davacı …’e 3.177,04 TL ödeme yapılmıştır.” şeklinde beyanda bulunulmuş olup, bu konuda dosya kapsamında herhangi bir belgeye ulaşılamamıştır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan raporunun sonuç kısmına göre; “…1-Kusur yönünden:
A)-Davacı sürücü …’in kusursuz olduğu,
B)-Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
2-Hasar yönünden:
-Kaza sonucunda davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybının yaklaşık 2.000,00TL olacağı kanaatini bildirir müşterek rapordur…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat uyarınca … talimat sayılı dosyasından alınan 14.04.2023 tarihli bilirkişi heyetini raporunun sonuç kısmına göre; “…Dava dosyasında bulunan ve kazaya karışan sürücüler tarafından düzenlenmiş olduğu anlaşılan Maddi Hasarlı Trafik Kazası tespit Tutanağında bulunan kaza yeri krokisinde dava konusu … plakalı aracın sol yanından darbe almış olduğu görülmektedir.Dava konusu … plakalı araç …, tipinde, 2010 model kamyonet olup şasi numarası …, motor numarası …, kaza tarihindeki kilometresi 174.875 km şeklindedir.
Dava dilekçesinde dava konusu aracın piyasa değerinin 85.000,00 TL olduğu ve 9.257,00 TL değer kaybına uğramış olduğu ifade edilmiştir.
Dava konusu kazada … plakalı aracın görmüş olduğu hasar nedeniyle değişmesi gereken parçalar; 30.06.2020 tarihli Oto Mecburi Mali Mesuliyet Ekspertiz Raporunda; arka kapı, arka kapı dış açma kolu, sol direk dış kaplama, sol ön yan hava yastığı, sağ tespit braketi, sol ön kapı çıtası, sol direk dış kaplama, sol sürgülü kapı makarası, yan kapı kontaktör, sabit kontaktör, sol orta ray, sürgülü kapı alt makarası, sol ön kapı, direk dış kaplama ve ilgili aksamla birlikte 15 kalem halinde sıralanmıştır. Kaporta, döşeme, kilit, cam, elektrik ve boya işçilikleri ile birlikte onarım tutarı; 6.157,71 TL yedek parça, 3.100,00 TL işçilik olmak üzere KDV hariç 9.257,71 TL tutmaktadır. Rapor ekinde bulunan fotoğraflardan sol yan kapıların hasar görmüş olduğu görülmektedir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından, dava konusu … plakalı aracın geçmiş hasar bilgileri ile eksper raporu ve Kaza Tespit Tutanağı bilgileri dava dosyasına sunulmuştur.
Dava konusu araç 10.09.2017 tarihinde geçirmiş olduğu kazada arka tarafına darbe alarak hasar görmüş, arka tampon ve bagaj kapağı yenilenerek işçilik dahil 1.565,69 TL tutarında onarım görmüştür.
Dava konusu araç 14.10.2012 tarihinde geçirmiş olduğu kazada burnuna sürten bir araç nedeniyle hasar görmüş, ön tamponu kırılmıştır.
Yukarıda özetlenen hasar geçmişinden, dava konusu aracın sol yanından daha önce hasar almamış ve onarılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan 17.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayicinin 55.000,00 TL olduğu ve hasar onarımı sonrası rayicinin 50.000,00 TL olacağı ve dolayısıyla değer kaybının 5.000,00 TL olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan 21.10.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise aracın uğramış olduğu hasar irdelenmiş ve hasarsız piyasa rayicinin 50.000,00 TL olduğu, 9.257,71 TL tutarındaki onarım sonrası ikinci el piyasasında 2.000,00 TL değer kaybına uğrayacağı kanaati ifade edilmiştir.
Kaza tarihindeki kasko listelerinde dava konusu aracın kasko değeri 55.648,00 TL olarak görülmektedir.
İkinci el piyasasının kaza tarihine ait ilanlarında dava konusu aracın marka, tip, model ve kilometresine eşdeğer araçlara erişim imkanı bulunamadığından, yakın özellikteki araçların ikinci el fiyatlarının incelenmesinden hasarsız piyasa rayicinin 55.000,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Aracın dava konusu kaza öncesinde arka ve ön tampon ile bagaj kapağından onarılmış olması nedeniyle ikinci el değerinin 53.000,00 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dava konusu kaza sonrası sol kapıların değişimi ve onarım sonrası ikinci el değerinin 50.000,00 TL olacağı kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, trafik kazası sonucu davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararının karşılanmayan kısmının tahsiline yönelik açılmış maddi tazminat davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacıya ait … plaka sayılı araç ile dava dışı…’a ait ve davalı … şirketinin KZMMS sigorta poliçesi ile kaza tarihi 07/06/2020 tarihini kapsar şekilde sigortalısı olan … plaka sayılı araç arasında gerçekleşen kaza nedeniyle davacıya ait araçta değer kaybı oluştuğunu, kazanın oluşmasında davalının sigortalısı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davalı tarafça haksız olarak oluşan değer kaybı zararının karşılanmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davalı … şirketinin sigortalısı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığını, davacıya değer kaybı nedeniyle 3.177,04-TL ödeme yapıldığını, davalının bakiye sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul … Mahkemeleri olduğunu ve sair hususları ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3-Dava konusu kazanın 07/06/2020 tarihinde açıldığı ve dava tarihi 21/02/2022 itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermediği anlaşıldığından zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Dava konusu kazanın İzmir ili Bornova ilçesinde gerçekleştiği, haksız fiilden doğan tazminat davasında haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemesinin yetkili mahkemeler arasında sayıldığı gözetilerek yetki itirazı da yerinde görülmemiştir.
4-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesinde araç sürücülerinin kusurlarına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümünde dava konusu kazanın davalının sigortalısı olan aracın dava dışı sürücüsü …’in üst düzeyde kusuruyla ve davacı araç sürücüsü …’in alt düzeyde kusuru ile gerçekleştiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Kusur raporuna karşı taraflarca itirazlarda bulunulmuştur. Dava öncesi Tramer kayıtlarında sigorta şirketlerinde davalının sigortalısı araç sürücüsüne tam kusur verildiği halde mahkememize sunulan kusur raporunda davacı araç sürücüsüne de kusur verildiği, bu suretle kusurun belirlenmesi noktasında oluşan çelişkinin giderilmesi gerektiği gözetilerek dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 21/10/2022 tarihli raporda kazanın davalı … şirketinin sigortalısı araç sürücüsü …’in asli ve %100 kusuruyla meydana geldiği, davacının kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Rapora karşı davalı vekilince itiraz edilmiş ise de itirazın soyut ve genel nitelikte olduğu, yeniden kusur raporu alınmasını gerektirir bir hatalı değerlendirmenin gösterilmediği, ATK Raporuna göre geçiş üstünlüğü kurallarına riayet edilmemesinden dolayı kazanın meydana geldiği ve davalının sigortalısı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu değerlendirildiğinden yeniden rapor alınmamış ve davalının sorumluluğunun %100 kusura göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
9-Davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının tespiti yönünden dosya araç hasarları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın onarılmasının ekonomik olduğu, onarım sonrasında 5.000,00-TL değer kaybı oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı her iki taraf vekilince itirazlar ileri sürülmüştür. İtirazlar dikkate alınarak dosya ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 21/10/2022 tarihli ATK Raporunda ise davacıya ait araçta kaza nedeniyle 2.000,00-TL değer kaybı zararı oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
ATK Raporuna karşı davacı vekili tarafından sair itirazlar ileri sürülmüştür. Dosyaya sunulan 17/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 21/10/2022 tarihli raporu arasında çelişki oluştuğu ve taraf itirazları gözetilerek dosya İTÜ Otomotiv Bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacıya ait araçta oluşan değer kaybı zararının tespiti ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi istenilmiş, dosyaya sunulan 14/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait araçta kaza nedeniyle 3.000,00-TL değer kaybı zararı oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporuna karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin ayrı ayrı itirazlar ileri sürdüğü görülmüş ise de, dosya kapsamına göre dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin 50.000-55.000,00-TL civarında olduğu, araçta onarım gören kısımlar dikkate alındığında araç değerinde 3.000,00-TL eksilmenin yaklaşık %6’lık bir eksilmeye tekabül ettiği, dosya kapsamında sırasıyla alınan 5.000,00-TL ve 2.000,00-TL tutarlı değer kaybı hesaplamaları sonrasında son olarak çelişkiyi giderir mahiyette alınan 3.000,00-TL tutarlı hesaplamanın piyasa rayiçlerine, aracın marka, model ve KM’sine göre uyumlu olduğu değerlendirildiğinden yeniden rapor alınmamış ve davacıya ait aracın 3.000,00-TL değer kaybına uğradığı kabul edilmiştir.
Cevap dilekçesinde dava öncesinde davacıya 3.177,04-TL ödeme yapıldığı savunulmuş ise de yargılama süresi boyunca değer kaybı zararına istinaden ödeme yapıldığını gösterir bir ödeme belgesi veya dekont ibraz edilmediğinden ödeme savunmasının ispat edilemediği değerlendirilmiştir.
10-Davacı tarafça dava kısmi dava olarak 1.000,00-TL üzerinden açılmıştır.
(“Zaman zaman, 6100 sayılı Kanun ile birlikte kabul edilen belirsiz alacak davası ile kısmi davaya ilişkin yeni düzenlemedeki sınırın tam olarak tespit edilemediği, birinin diğeri yerine kullanıldığı görülmektedir. Oysa bu iki davanın amacı ve niteliği ayrıdır. Alacak, belirli veya belirlenebilir ise, belirsiz alacak davası açılamaz; ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkündür.
Kanunun kısmi dava açma imkanını sınırlamakla birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirli alacaklar için, belirsiz alacak davası açılamasa da, şartları oluştuğunda ve hukuki yarar bulunduğunda kısmi dava açılması mümkündür. Aksi halde, sadece ya belirsiz alacak davası açma veya belirli tam alacak davası açma şeklinde iki imkandan söz edilebilir ki, o zaman da kısmi davaya ilişkin 6100 sayılı Kanunun 109. maddesindeki hükmün fiilen uygulanması söz konusu olamayacaktır. Çünkü, belirsiz alacak davasında zaten belirsiz alacak davasının sağladığı imkanlardan yararlanarak dava açılabilecek; şayet alacak belirli ise de, o zaman sadece tam eda davası açılabilecektir. Oysa kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği prensibi gereği, anılan maddeyle kısmi davaya ilişkin düzenleme yapıldığı düşünülerek ve Kanundaki sınırlamalara dikkat edilerek kısmi dava açılabilecektir.
Somut olayda, dava dilekçesinde, davanın açıkça, belirsiz alacak davası türünde açıldığı belirtilmediğinden eldeki davanın, belirsiz alacak davası değil kısmi dava olduğunun kabulü gerekir.” Yargıtay… Hukuk Dairesi’nin 18/10/2022 tarihli … Esas … Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafça dava değerinin ıslah edileceği belirtilerek süre talebinde bulunulmuş ise de bir sonraki celseye kadar ıslah dilekçesi sunulmadığı görülmüş ve dava dilekçesi ile talep edilen 1.000,00-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
11-Dava öncesinde davacı vekilinin Karşıyaka …Noterliği’nin 09/09/2021 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıdan değer kaybı zararının karşılanmasını talep ettiği, ihtarnamenin tebliğ şerhine göre davalı şirkete 21/09/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, kural olarak KTK 99.maddesi uyarınca 8 iş günü içerisinde temerrüt olaşacak ise de ihtarname metninde davalıya 15 iş günü ödeme süresi tanındığı, 15 iş günü sonrasında davalı … şirketinin 13/10/2021 tarihinde temerrüde düşeceği gözetilerek 13/10/2021 tarihinden itibaren tazminata talep doğrultusunda yasal faiz işletilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin devlet hazinesinden karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamına alınmış ve davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 1.000,00-TL değer kaybı zararından kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına 13/10/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 80,70- TL başvuru harcı, 252,75-TL posta ve tebligat ücreti, 4.200,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 4.533,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”